Katalog

4 SAYFA 20 AĞUSTOS 2012 PAZARTESİ GÜNCEL Sabırla koruk Toptancılar da mağduru AVM Dört gözle beklenen fakat bir türlü çıkarılamayan Büyük Marketler Kanunu bir çok sektörü etkiliyor. Isparta'da da şehir merkezindeki AVM'ler bakkaları olduğu kadar toptancılar da etkiliyor YUNUS ÖZLER ISPARTA olur helva YELİZ GÜL EGE yelizgul@rosehotels.com.tr A lışveriş Merkezlerine belli kurallar getirecek olan Büyük Marketler Kanunu çıkarılmıyor. Bunun faturası ise bakkal, küçük esnaf ve toptancıları vuruyor. Şehir merkezinin içerisinde kurulan AVM'lerin ticaretin önünde büyük bir engel yarattığını savunan esnaflardan biri de toptancılar. Isparta'da AVM'lerin sayısının her geçen gün arttığını belirten Isparta Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Mehmet Ali Bapbacı AVM’lerin sadece bakkal esnafını değil toptancı esnafının da ticaretini olumsuz yönde etkilediğini söyledi. naf halen veresiye vermektedir. Başka yerde veresiye imkanı bulamazsınız. Kredi kartıyla alışveriş yaptığınızda ödemezseniz faiz borcu eklenir. Ama bakkala bu ay borucumu veremeyeceğim dediğiniz de faiz ödemezsiniz” diye konuştu. Bakkal amca zorda AVM’lerin çoğalmasının sadece Isparta’nın değil Türkiye’nin bir sorunu olduğunu kaydeden Bapbacı, “Bunlar fazlalaşıyor diye yetkililerin ruhsat vermemesi gibi bir durum olamaz. Çünkü yapabilecekleri bir şey yok. Tüm sorunlara rağmen bakkal esnafı ayakta kalmaya çalışıyor. 700’ün üzerinde bakkal Isparta’ya hizmet veriyor” dedi. Şehre katkısı yok AVM’lerin Isparta’ya hiçbir katma değer sağlamadıklarını ileri süren Bapbacı, “Toptancı esnafı da durumdan muzdarip. Çünkü bu firmalar sattıkları malları kendi merkezlerinin depolarından TIR’larla sevk ediyorlar dolayısıyla Isparta’ya hiçbir katma değer sağlamıyorlar” dedi. Müşterinin AVM’den veresiye mal alamazken, bakkalın halen defterine yazdığını anımsatan Bapbacı, “Bakkal esnafını sabahın 6’sında dükkanını açar gece 2’sinde kapatır. Fiyatlarında de en ufak bir fazlalık bulunmadan halka hizmet verir. Bugün birçok es Biyolojik mücadele yapanlara destek A lanya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mehmet Rüzgar, bitkisel üretimde biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılacağını söyledi. Rüzgar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2012 yılında açık alanda domates, turunçgil, elma, bağ ve örtü altı bitkisel üretimde biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilere destekleme ödemesi yapılacağını belirtti. emer’in,Kemer’linin yaylası;çocukluğumun yazlarının Dörtçamgediği...Hep sevgiyle,derinden angeçtiği yer,D lattığım,andığım anılar... Çocuk gözlüklerimle gördüklerim,hatıralar... herşeydeki sınırlılık ama ardındaki muhteşem özgürlük ve kendinde duyduğun özgüven.Herşeyden az,herşeyden nadir olması ve sahip olma duygusunun paha biçilmez olması.“Bir sakızım olsa da çiğnesem” diye hayal ettiniz mi? Allah’ın bir sakızına özlem duydunuz mu? Ya da bu kadarcık basit herhangi bir şeye? Çocukluk yıllarımda,ben duydum,daha birçok şeye duyduğum gibi. Yaz mevsiminde,annem babam bizim pansiyonda çalışıyorlar,kardeşimle beni;teyzemlerde kuzenlerimi gönderirdi anneanneye bir süreliğine.Başta sürgün gibi başlayan yayla günleri sonrasında dönülmek istenmeyen bir hal alırdı.bir hayli kötü bir yolun sonunda ulaşılan yayladan;karasineğin bol olduğu,akşamüzeri kör duman dedikleri aklın almadığı hızla geliveren ve bir metre önünüzü görmenizi engelleyen bulut kütleleri en çok aklımda kalanlar.Şimdilerde yine çıkıyorum o yaylaya,anneanne çok şükür yaşıyor;dedem rahmetli oldu.Ama çok şey eksik bir dedem değil; herşey değişti.Elektirik geldi mertlik bozuldu misali. Neden herşeyin olduğu seyilden,bu kadar bakir ve yokluğa geliniyordu diye düşünürdüm...Şimdilerde anlıyorum Dedemi. Müthiş bir “tasarruflu doğallık” içinde yaşayabilme lüksüydü belki de insanları oraya çeken.Sayılı evin olduğu;akrep bile soksa bir ilkyardımın gelme olasılığının olmadığı,suyun kuyudan bakraçla çekildiği,tuvaletin bahçede bir yerlerde ahşaptan olduğu,teldolabının en iyi buzdolabı olduğu bir yayla.Vardır eminim hala böyle yerler ülkemde.Ben,1980’lerde çoğunun modern bir hayat yaşayabildiği yıllarda gördüm bunları.Ve çaresizlik içinde bir yaşam değil;tam tersi “elinin tersiyle teknolojiyi bırakıp, ilkel ve doğal yaşamak” tan bahsediyorum. Çocuksun,birgün önce “var”,birgün sonra “yok”!En yakın bakkal,o da zaten tek(!) bakkaldı;yürüyerek,sıcakta en az otuz dakikalık mesafede. Bakkala gitmek neredeyse Disneyland’a gitmek gibi. Karpuz dediğin şey,Dörtçamgediği’nden yolu geçenle,ailelerimizin “çocuklar yesin” diye gönderdiği bir ilaç gibi.Somun ekmeğin adıdır,“Pazar ekmeği”.Diğer ekmekler;mayalı ekmek(bazlama gibi) ve yufkadır.Pazar ekmeği ise,haftada bir ulaşabileceğiniz bir ürün ve tazesini de pek bulamazsınız.“Tüketmek” fiili,çok sınırlı;aklınıza gelebilecek en küçük şey bile büyük değere sahip. İşte,o yıllar bende dönüm noktası.“Değer bilme,anlama” yetimi kazandığım yıllar;çevremdeki birçoğunun hala anlayamadığı kavramları,anladığım yıllar...İyiki de yaşamışım,yaşatmışlar. “Eski bayram” hayali olduğu gibi eskilerin,bende “eski yayla” hayali kurmuyor değilim. Sağlıkla kalın,iyi bayramlar. K HER ŞEY DEĞERLİYDİ... Organize hayvancılık bölgesini tartışıyorlar B urdur hayvancılıkta söz sahibi olmak için bölgede organize hayvancılık bölgesi kurulmasını istiyor. Burdur'un Karamanlı ilçesinde arazi toplulaştırılması sonucunda kazanılan bin 200 dönümlük alana kurulması düşünülen organize hayvancılık bölgesi için sektör bileşenleri bir araya gelerek toplantı düzenledi. Karamanlı Kaymakamı Uğur Akmeşe, Karamanlı'nın Türkiye'de hayvan yetiştiriciliği olarak en elverişli bölgelerden biri olduğunu belirterek, projenin sadece ahır yapımı ve ahır içindeki makinelee yüzde 65 hibe sağladığını söyledi. Şehircilik ve hayvancılık Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkanı Kamil Özcan ise ilçede yetiştiricilerin teker teker hayvancılık yaparken belediyenin de şehircilik yapmaya çalıştığını anlattı. Bir yerleşim biriminde hem hayvancılık hem de şehirciliğin yapılamadığını savunan Özcan, ''Bunun mümkün olmadığı her yerde görülmüştür. Burdur ili şehir, ama baktığınızda büyük bir köydür'' dedi. Prof. Dr. Gültekin Yıldız ise "Bireysel hayvancılıkta genellikle hayvan varlıkları evlerde bulunmakta ve 1020 baş gibi küçük ölçekli olmaktadır. Bu da tabi ki verimi artırmamaktadır. Hayvancılık büyük ölçekli yapılmalı” dedi. am Alanya’da kızılçn d ormanı küle dö ü Destekleme ödemesine ilişkin tebliğinin yayınlandığını ifade eden Rüzgar, ''Bu tebliğe göre bitkisel üretimde biyolojik veya biyoteknik mücadele yapan üreticilerin örtü altı üretimi için en geç 31 Aralık, açık alanda domates için 28 Eylül, turunçgiller için 31 Ekim, elma ve bağ için ise 31 Ağustos'a kadar başvuru dilekçesi ve gerekli belgelerle ilçe müdürlüğüne başvuru yapmaları gerekiyor'' dedi. Rüzgar, 2011 yılında örtü altında biyolojik ve biyoteknik mücadele desteklemesi için 41 üreticinin başvuru yaptığını, bu yıl ilk defa açık alanda elma, turunçgil, domates ve bağcılık gibi üretim yapan çiftçilere gerekli şartları yerine getirdikleri takdirde bu desteklemenin verileceğini kaydetti. Örnek işletmeler incelenmeli Toplantıya katılan Köy Kalkınma ve Diğer Tarımsal Amaçlı Kooperatifler (KöyKoop) Genel Başkanı Yakup Yıldız, organize hayvancılık bölgesi projesinde öncelikle belediye tarafından bir fizibilite çalışması yapılması gerektiğini belirtti. Öncelikle saha ve zemin tespiti yapılması gerektiğini belirten Yıldız, altyapının oluşması, proje hazırlanması ve etüt çalışmaları ile Türkiye'de faaliyette bulunan örnek işletmelerin yerinde incelenmesinin önemli olduğunu vurguladı. A lanya'da çıkan orman yangınında 5 dönüm kızılçam ormanı yandı. Alanya'ya 50 kilometre uzaklıktaki Yaylakonak köyü yakınlarında henüz belirlenemeyen bir nedenle yangın çıktı. Yangına Alanya Orman İşletme Müdürlüğüne ait 7 arazöz, 40 yangın işçisi ve 5 teknik ekip müdahale etti. Alanya ve Demirtaş belediyelerine ait 2 itfaiye aracının da destek verdiği söndürme çalışmalarına bir yangın söndürme helikopteri ve bir yangın söndürme uçağı katıldı. Yapılan çalışma sonucu söndürülen yangın sonucunda 5 dönüm kızılçam ormanının yandığı bildirildi. Antalya kongre merkezi bekliyor A ntalya'daki turizmciler, Skal International Antalya Şubesi tarafından düzenlenen yemekte bir araya gelerek ''Sürdürülebilir Turizm''i konuştu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, kış mevsi minde otellerin dolması için büyük bir kongre merkezinin olması gerektiğini belirterek, ''Amacımız çok büyük bir kongre merkezini Antalya'ya kazandırmak. Bununla ilgili hazırlıklarımız başladı. Kışın da otellerin yataklarını doldurmak istiyoruz'' diye konuştu. Türkiye'nin turizm beldelerinde bütçe sıkıntısı yaşadığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ise deniz temizliği, alt yapı çalışmaları ve ilaçlama gibi kalemlerin bütçede önemli bir yer tuttuğunu söyledi. Turizmi 12 aya yaymak için büyük bir kongre merkezinin gerekli olduğunu anlatan Akaydın, kentin sağlık alanında gelişmiş insan gücü ve teknolojik donanımıyla turizme katkı sağlayacağını kaydetti. Skal International Antalya Şube Başkanı Umman Çetinbaş ise sürdürülebilir turizmi geliştirmek için çalıştıklarını belirterek, “Skal International olarak 512 Mayıs 2013 arasında 3 günü İstanbul, 4 günü Antalya'da olmak üzere golf organizasyonu yapacağız” dedi. Ispartalı besicilere damızlıkları verildi I sparta'da küçük baş hayvancılığın geliştirilmesine yönelik düzenlenen proje kapsamında 41 aileye damızlık koç verildi. Bozanönü köyünde düzenlenen törende konuşan Vali Memduh Oğuz, hayvancılığın önemine işaret etti. vancılıkta bazı hataların yapıldığını, ama bu yanlışların artık düzeltildiğini söyleyen Oğuz, dağıtılan koçların da bu durumun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Hayvan sayısı 2010 yılında Isparta'da 230 bin olan küçükbaş hayvan sayısının geçen yıl 296 bine yükseldiğini anlatan Vali Oğuz, “Isparta’da bir yılda küçükbaş hayvanda yüzde 25 artış olmuş. Küçükbaşta bir yılda 80 bin, büyükbaşta 15 bin artış olmuş. Bu rekordur” diye konuştu. Isparta modeli Isparta'nın hayvancılık alanında Türkiye'ye model olduğunu vurgulayan Oğuz, ''81 ilde hayvancılıkta Isparta modeli konuşuluyor, 'Gelin bu konuyu bizlere anlatın' diyorlar'' dedi. Geçmişte hay C MY B C MY B