Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 11 AĞUSTOS 2012 CUMARTESİ HABER NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN ntalya, Burdur ve Isparta’nın elektriğini dağıtan Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş (AKEDAŞ) tekrar özelleştirilecek. Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), AKEDAŞ’ın satış ihalesini yeniden açtı. 15 milyon dolar teminat yatırılarak girilecek ihaleye son başvuru tarihi 6 Kasım 2012. AKEDAŞ’ın özelleştirilmesi ile ilgili haber şok etkisi yaptı. Çünkü kamuoyunda böyle bir beklenti yoktu. 2010 yılındaki özelleştirme girişiminin başarısız olmasından sonra hükümetin bu tür bir girişimde bulunmayacağına inanılıyordu. Çünkü, 2010 yılında ihalede 1 milyar doların üstünü görmüştü. Birinci olan firma, bu parayı bulamayınca 10 milyon dolarlık teminatını yakarak ihaleyi almaktan vazgeçmişti. Sırası ile çağrılan ikinci ve üçüncü firmalarda teminatlarını yakarak çekilince AKEDAŞ’ın özelleştirilmesinden vazgeçilmişti. Özelleştirme süreci yüzünden Antalya, Burdur ve Isparta’da yaşayan elektrik tüketicileri büyük zarara uğradı. Çünkü, “AKEDAŞ nasıl olsa özelleştirilecek” denilerek deneyimli personel ya dağıtıldı ya da emekli edildi. AKEDAŞ’ın 950 olan personel sayısı yarıdan aşağıya 450’ye düştü. Bu süreçte enerji dağıtım ağını ilgilendiren yatırımlarda durdurulunca bugün karşılaştığımız kesintiler, arızalarla karşılaştık. A Biz bu filmi görmüştük Beklenen, özelleştirme macerası başarısız olduğuna göre AKEDAŞ’ın yeniden organize edilmesi, teknik eleman, ekipman desteği ile güçlendirilmesi, yeni yatırımlar yapmasıydı. Kaybedilen zamanda göz önüne alınarak enerji altyapı yatırımları için gerekli bütçenin ayrılmasıydı. Ama bunlar yapılmadı. AKEDAŞ, güçlendirilmedi. Enerji dağıtım altyapısı için gerekli bütçenin ancak onda biri verildi. AKEDAŞ’ın yetersiz bütçe, teknik elemanla özellikle Antalya gibi enerji tüketimi her yıl katlanarak artan bir bölgeye hizmet vermesi istendi. Olmayacağı belliydi… Acaba, yeni özelleştirme girişiminin altyapısı mı hazırlanıyordu? “Kamu eli ile yeterli enerji hizmeti verilemez. Özelleştirme yapılmalı” fikrinin oluşması mı isteniyordu. Ama Antalya bu filmi daha önce izledi. 1990’lı yılların başında Kepez Elektrik A.Ş’nin özelleştirilmesinde gördü. Daha verimli enerji üretmesi, iletim hatlarını ve trafolarını yenilemesi beklenen Uzan Grubu, 10 yılı aşkın sürede çivi bile çakmadı. Ne hatları yeniledi ne de yeni trafo kurdu. Kazandığı paranın hemen hemen tamamını repoda değerlendirdi. Özellikle turizm bölgelerinden yükselen, “Trafolarımız patlıyor, elektriksiz kaldık” çığlıklarına aldırmadı. Yani tekel durumundaki devletin enerji dağıtan kurumunun özelleştirilmesi amaca hizmet etmiyor. Özel firmalar, kar amacıyla hareket ettiği için hizmeti ikinci planda tutuyor. Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şube Başkanı İlhan Metin’in uyarıları da bu yönde. EMO Başkanı Metin, dünyada enerjideki özelleştirmenin artık tartışmalı hale geldiği günümüzde AKEDAŞ’ın özeleştirilmesinin mantığını sorguluyor. İlhan Metin, “Üretilen enerjinin hemen tüketilmesi gerektiğinden enerji merkezi bir otorite tarafından yönetilmelidir. Parçalı hale getirilirse sağlıklı bir yönetim olmaz. Rekabet sonucu elektrik fiyatları ucuzlayacak, istihdam artacak denilmektedir. Ancak bunların hiçbirisinin gerçekleşmediğini görüyoruz. Her dağıtım bölgesinin tek şebekesi vardır. O şebekeyi de bir firmanın alması halinde rekabetten söz etmek mümkün değildir'' diye belirtiyor. Görünen köy kılavuz istemiyor. Eğer hükümet, AKEDAŞ’ı bu kez özelleştirebilirse olacaklar az çok belli. Elektriğe yapılan zammı, yüklü faturaları kimse sorgulamayacak. Özellikle köylere verilen hizmet azalacak. Çünkü buralardaki tüketiciler, şirket için karlı görülmeyecek. Belediyeler sokak lambalarının bedelini ödemezlerse, (ki çoğu ödemeyecek) sokaklar karanlıkta kalacak. Bunları tarihe not düşmek için şimdiden yazıyoruz. Taraftar mı işadamı mı? M P Antalyaspor taraftarları ile yönetimin arası yeni sezonda geçerli kombine bilet ücretleri yüzünden limoni. Taraftar, özellikle Antalyaspor’un maçlarını oynayacağı Akdeniz Üniversitesi Stadı’nın Maraton Tribünü kombine bilet ücretlerini çok yüksek buluyor. İndirilmesini istiyor. İnternet üzerinden başlatılan imza kampanyasının ardından Grup 1966 Antalyaspor Taraftarlar Derneği, kulübe olan tepkisini ortaya koydu. Dernek Başkanı Yılmaz Yıldız, “Maraton tribünü için belirlenen 750 TL'lik ücret çok yüksek. Maçların bu sezondan itibaren Akdeniz Üniversitesi Stadı'nda oynanacak olmasından dolayı öğrenci potansiyeli fazla olacaktır. Bu arkadaşlarımızın desteğini arkamıza almalıyız” dedi. KırmızıBeyazlı yönetimin taraftardan son 34 yılda uzaklaştığını belirten Yılmaz Yıldız, yönetimi kendilerini öcü gibi görmeyip ilişki kurmaya çağırdı. Bu ve benzeri talepleri dikkate almayan Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu, taraftarın pahalı dediği kombine biletleri, işadamlarını satmaya kalkıştı. “Bana taraftar değil para lazım” anlayışından hareket ettiği anlaşılan Akıncıoğlu, kentte faaliyet gösteren 13 işadamı derneğini iftar yemeğine çağırdı. İftar yemeğindeki amaç, “Yeni sezon kombinelerinin satışında destek ve fikir danışmak”tı. Ama olmadı… İstenen amaca ulaşılamadı. Çünkü görüşme yapılarak davet edilen 13 işadamı derneğinden sadece 4’ü iftara geldi. Davet edilen sanayici ve işadamları derneklerinden 9’u gelmedi. Gelenler; ANSİAD, KONYS İAD, YÖRSİAD, DÖSİAD davete icabet ederken, ANTSİAD, ANTGİAD, MÜSİAD, KEPSİAD, OSİAD, ASBİAD, TÜMSİAD ALTINSİAD ve AGİD gibi işadamı kuruluşları Antalyaspor Başkanı Hasan Akıncıoğlu’nun iftarına katılmadılar. Dolayısı ile bu 9 kuruluşa da yüklü miktarda bilet satılamadı. İftar yemeğine katılan Konyaaltı Sanayici ve İşadamları Derneği (KONSİAD) Başkanı İlhami Kaplan’ın görüşleri hayli ilginçti. FİFA kokartlı eski hakemlerimizden biri olan İlhami Kaplan, işadamlarına satılacak kombine biletlerle ancak bir kısım seyircinin maça geleceğini ama aslolanın taraftar olduğunu söyledi. Seyirci ile taraftarın farkına da vurgu yapan Kaplan, “Seyirci Antalyaspor dışındaki takımları da tutar. Ama taraftar Antalyasporludur” dedi. Bu konuda yönetime çağrı yaptı. İş adamları ile kurulan iletişimin benzerini taraftarla da kurulmasını önerdi. Taraftara da kulak verilip orta yol bulunmasını istedi. Doğru söze ne denir? “Yayla malı bunlar”ın güvenliği ç pazarlara verilen sebze ve meyvelerde ilaç kalıntısı olup olmadığının araştırılmadığı yönündeki iddialar tartışma yarattı. Bu konuda değerlendirme yapan özel bir analiz laboratuarının ortağı olan Mustafa Akar’ın yetkililer tarafından uyarıldığı kulağımıza geldi. Yetkililer, gereğini yapacaklarına, eksikleri gidereceklerine, uyarıyı yapanı uyarma yoluna gidiyorlar. Bunun anlaşılır tarafı yok. Konu ile ilgili olarak bizi Kumluca’da örtü altı tarım yapan Aydın Özer aradı. Daha önce İl Genel Meclis Üyeliği de yapan Özer, modern seralardan iç paza İ ra verilen ürünlerin tamamının denetim dışı olduğunun söylenemeyeceğini belirtti. Özer, Kumluca gibi örtü altı tarım üretimi yapılan bölgelerden toptancı hallerine getirilen ürünler için iç ya da dış pazar ayrımı yapılmadığına dikkat çekerek, “Bu ürünlerin ihracata ya da iç pazara gideceği toptancı hallerinde ortaya çıkar. Üretici, ilaç kalıntısı konusunda bilinçlidir. Üretici, ürününün ihracata gidebileceği ihtimali nedeni ile dikkatlidir. Dolayısı ile bunlar kontrol altındadır. Hemen hemen hallere gelen ürünün tamamı barkot sistemi ile takip edilir” dedi. Aydın Özer, asıl sıkıntının özellikle yaz aylarında yaşandığını, “Yayla Malı” denilen sebze ve meyvelerdeki ilaç kalıntısı konusunda herhangi bir denetimin olmadığını iddia etti. Özer, “Yazın yapılan tarım kontrolsuz tarımdır. Çünkü yaz aylarında ihracat yapılmaz. Yaylalardaki ürünlerin tamamı iç piyasaya verilir. Bunlarda denetimsizdir” diye konuştu. Konunun uzmanından gelen bu uyarıya kulak vermek gerekiyor. Pazarlarda satıcılar, “Yayla Malı Bunlar” dediğinde, “Acaba ilaç kalıntısı var mı yok mu?” diye sorgulamakta yarar var. Masmavi su kızıla döndü A lanya'da dranaj hattından akan çamurlu su, Kleopatra Plajı'nı kızıl renge bürüdü. Yurttaşlar ise buna aldırmadan denize girmeye devam etti. Alanya'nın dünyaca ünlü plajlarından Kleopatra Plajı, yağmur suyu dranaj hattından akan çamurlu su nedeniyle kızıla büründü. Alanya Belediyesi yetkilileri konuyla ilgili inceleme yapmak üzere bölgeden numune aldı. Suyun kaynağını belirlemek üzere çalışma yapan belediye yetkilileri, suyun insan sağlığına zararlı olmadığını belirtti. Yurttaşlar ise denizin rengine aldırmadan denize girmeye devam etti. Et üretimi artmış ancak yurttaş tüketemiyor Türkiye İstatistik Kurumu 2012'nin ikinci döneminde kırmızı et üretiminin yüzde 6,7 artarak 182 bin 872 tona yükseldiğini açıkladı. Etin tüketim boyutunu ise yurttaşa sorduk. Yurttaş pahalı olduğu için et tüketemediğini belirtiyor Otellerde atık yağ denetimi emer, Kiriş, Beldibi, Göynük, Çamyuva ve Tekirova'da bulunan oteller, Bitkisel Atık Yağların Kontrolü Yönetmeliği'ne göre denetliyor. GATAB’a bağlı Çevre Denetim Birimi’nce yapı K lan denetimlerde otellerin atık yağı tutucuları olup olmadığı ve ilgili yönetmelik gereği bitkisel atık yağ taşıma lisansı almış firmalarla yıllık protokollerinin bulunup bulunmadığı kontrol ediliyor. YILMAZ ÇETİN: Etin AHMET YAZICI: Ben pahalı olmasından emekliyim. Bir şey dolayı tüketim az. vermiyorlar ki, KurBu satışlarımıza da ban Bayramı’nda yansıdı. Ben fest fobile alamıyoruz eti, od işletiyorum. Ettebırakın normal zaki pahalılık işleri dümanı. Kurban’da da şürdü. komşudan geliyor. C EL A L V A R OL : Emekliyim. Emekli için et zaten hayal oldu. Senede bir kilo kıymayı ancak alabiliyorum. Alırsak arada sırada beyaz et alyoruz. fyonkarahisar'ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Taşoluk Belediyesi tarafından temizlik hizmetlerinde kullanılmak üzere 100 adet park tipi çöp kovası ve 25 adet galvaniz çöp konteyneri satın alındı. Taşoluk Belediye Başkanı Murat Öner, beldenin daha modern görünüme sahip olması amacıyla cadde ve sokaklarla işyerlerinin önleri, cami, mescit, okul, park gibi halkın yoğun kullanımında olan bölgelere yeni modern park tipi çöp kovaları, mahalle aralarında gerekli görülen yerlere büyük çöp konteynerleri yerleştirildiğini söyledi. Yurttaşları çevre temizliği konusunda bilinçlendirmeyi amaçladıklarını dile getiren Öner, yurttaşlara duyarlı olmaları çağrısında bulundu. A Taşoluk artık daha temiz C M Y B C M Y B SITKI ALTAN: Ekonomi malum, et tüketmek zor. İnsanlar da genellikle daha ucuz olan tavuğa yöneliyor. Yurttaş aya bir zor tüketiyor. ERTUĞRUL YILDIZ: Üretim artıyor olabilir, ancak yurttaş tüketemiyor. Büyük çoğunluk asgari ücretle çalışıyor. Et, her eve girmiyor. Gramla alıyoruz. FATMA DÖNMEZ: Eti seven bir aileyiz ancak tüketemiyoruz. Fiyatlar gerçekten yüksek. Genellikle aileler dar gelirli . Sebzeye bile zor gücümüz yetiyor.