02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 25 TEMMUZ 2012 ÇARŞAMBA TARIM&HAYVANCILIK GÖRECE GİRAY ERCENK [email protected] İthalatla üretimi bitirme noktasına getiren Bakanlığın yok olmaya yüz tutmuş hayvan ırklarını koruma çabası şaşkınlık yaratıyor Bir yandan bitir D bir yandan koru Türkiye'de hayvancılık ithalatla bitme noktasında. İthalatla üretimi ve yöreye özgü hayvanların üretimini durma noktasına getiren Bakanlığın Honamlı keçisinin de arasında bulunduğu Kıvırcık, Sakız gibi yok olmaya yüz tutmuş hayvanları korumak için çıkardığı tebliğ, yarattığı çelişki nedeniyle şaşkınlık yaratıyor PELİN GEL AĞAN KURULTAY VE ANKARA rttttıı ar ett a ye alliiy M Ma a da nttııd kıın sıık cii s ettiic re ü ür öyKoop Genel Başkanı ve Burdur Birlik Başkanı Yakup Yıldız, bu yıl, saman, yem, motorin, gübre gibi girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle masraf ve maliyetlerin arttığını, bu girdilere göre süt fiyatları nedeniyle üreticileri sıkıntılı bir dönemin beklediğini söyledi. Karamanlı'da düzenlenen bilgilendirme toplantısında konuşan Yakup Yıldız, Ulusal Süt Konseyi'ni süt fiyatlarını düzenlemeye çağıracaklarını söyledi. Burdur'daki 227 süt kooperatifinden 165'inin yem işiy K le uğraştığına dikkat çeken Yıldız, bu kooperatifler ile yem üreticilerinin bir araya gelmesi halinde yem fiyatlarının daha uygun olacağını vurguladı. Kooperatifleşme Damızlık Sığır Yetiştiriciler Birliği Başkanı Kamil Özcan da, Burdur'da barınak sıkıntısından yakındı. Gelecekte dünyada küçük üreticinin kalmayacağını söyleyen Özcan, büyük işletmelerle mücadele etmenin tek yolunun kooperatifleşmekten geçtiğine işaret etti. ürkiye son iki yılda küçükbaş ve büyükbaş hayvan ithal ediyor. İthalat, yerli üretime ve üreticiye olduğu kadar ülkenin genetik kaynaklarına büyük zarar veriyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın geçtiğimiz hafta yürürlüğe koyduğu "Hayvan Genetik Kaynakları Yerinde Koruma ve Geliştirme Desteklemeleri Hakkında Uygulama Esasları Tebliği ise şaşkınlık yaratıyor. Aralarında Akdeniz bölgesinde bulunan Honamlı keçisinin de bulunduğu koyun, sığır ve keçi ırklarından bazıları koruma altına alınıyor. Devlet hayvan ithalatı ile üreticiyi üretim yapamaz hale getiriyor, bir yandan da yok olma tehlikesi olan hayvan ırklarını koru T yor. Antalya Ticaret Borsası Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi Üyesi Nuri Cengiz, sektörün ithalat ile zor duruma girdiğini belirterek, "İthalata dayalı bu işi götürme şansımız yok. Özel türlerin koruma altına alınmasıyla da iş çözülmez" dedi. Yanlış uygulamalar Şu anda Bakanlığın bazı türlerin korumak için çalışma yaptığını ama zamanında sektöre büyük katkı sağlayan keçinin ormanları yok ettiği gerekçesiyle sayısının azaldığını kaydeden Cengiz, “Yeni dikilen fidanlık alanları korumak yerine devlet keçi popülasyonunu yok ederek ülkenin et üretimini sıkıntıya soktu"dedi. Kararlar alınırken olayın birebir içindeki kişilere danışılması gerektiğini belirten Cengiz, et ithalatının tüketicinin korunması adına kısıtlı olması bunu yaparken de içerde üretimi artırıcı çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi. Öncelikle yem bitkilerinin üretiminin artırılması gerektiğini belirten Cengiz, “Hayvancılıktan insanlar uzaklaştı. Dışarıdan ucuz diye pamuk alıp, ülkenin üreticisini sektörün dışına itiyorsunuz. Sonra yeniden üretim yapmaya kalkınca ne makine ne işten anlayan insan buluyorsunuz. Hayvancılık da böyle. Sektörden gideni geri getiremezsiniz” dedi. Korumaya alınan hayvan ırkları Koyun ırkları: Kıvırcık, Sakız, Gökçeada, Karagül, Herik, Hemşin, Çine Çaparı, Dağlıç, Tuj, Norduz ve Karakaçan. Keçi ırkları: Ankara Keçisi, Kilis, Honamlı, Abaza, Gürcü, Kaçkar, İspir ve Halep. Sığır ırkları: Yerli Kara, Boz Irk, Doğu Anadolu Kırmızısı, Kilis, Yerli Güney Sarısı ve Zavot. Anadolu Mandası ve Kafkas arı ırkı. aha önce de yazmıştım; “CHP’yi Ankara’da hapşırık tutsa, Antalya’da kuvvetli öksürük olur...” TV de izledik, tribünlerde Antalyalı pankartlar açıldı; flamalar sallandı; sloganlar atıldı... Hatta Muratpaşa İlçe Başkanı’nın kürsüden “Biz devrimi Antalya’dan başlattık” diye haykırması da yetmedi... Hani “gürlemesi iyi de, bir de yağıverse” denir ya öyle oldu; Parti Meclisi listesine Antalya’dan kimse giremedi... Genel Başkan yardımcısı Atilla Emek, rütbe tenzili sayılan bir göreve; Disiplin Kurulu’na kaydırıldı... Bu, Antalya CHP’de izlenen yıllara sâri sürecin yetiştirdiği yönetici tabiatının sonucudur... Bu tabiat, üretmeden tükettiği için tembeldir; o yüzden de yaratıcı değildir... Daha kötüsü bağımlıdır; böyle olduğu için de becerebilirse sadece yerelde iş kotarır, yükseğe gücü yetmez... Aydın birikimi ve yeterliliği konusunda kimsenin kuşku duymadığı CHP Antalya’da; dağsahil üretim/yaşam koşulları, bunun bugün ve gelecekteki sonuçları, üniversitekent ilişkisi, kırsal ve kent inanç örgüsü ve sonuçları, iş örgütleri ile CHP arasında parti programı çizgisinde ciddi bir çalışma çaba ortaya koymuş, Parti Meclisi’ne böylece girmiş birileri oldu mu? Ben bilmiyorum... Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun Antalya’yı, Parti Meclisi’nde yok saymasının bize göre önemli bir başka nedeni şudur... Bugün görev başında olan yönetim kurulu ve destekçilerinin 2012 kongresi sürecinde, önceki Genel Başkan Baykal’a karşı sergilediği, sevenini/sevmeyenini üzen kırıcı tutumudur... Siyasette halef ve selef arasında bir esirgeme duygusunun varlığını yadsımak, büyük yanlıştır... Bu duygu, geleneği olan siyasi hareketlerde(partilerde) çok güçlüdür... Yarışmak başka bir şey; saygı ve saygısızlık çizgisinde sınırı zorlayan söz ve eylemleri kabul edip sindirmek başka bir şeydir... Siyasetçi bu iki hal arasındaki bıçak sırtı çizgide dolaşabildiği ölçüde başarılıdır... Antalya CHP’nin son Kurultay’dan alması gereken en önemli derslerden biri budur... Siyasetin ezberi yoktur, olmaz... Çünkü ezberin en kolay bozulduğu alan siyasettir; “Dağ taş arkamda” diye kasılmaya gelmez... Hiç ummadığınız bir anda, ummadığınız birileri çıkar; ipek böceğinin kozasını ördüğü titizlikle kurduğunuz düzeni altüst eder, ezberinizi bozar... 1967’de, başlarında komutanları olduğu halde İsrail işgalindeki Sina’ya “Allah, Allah, Allah...” nidalarıyla hücum eden Mısır ordusu yenilmişti... Zafere iyice şartlanmış ordunun cepheye gidişteki heyecanı, dönüşte yerini şaşkınlığa bıraktığı; geriye “Allah Allah(!), Allah Allah(!)” diye, diye çekildiği anlatılır... 34. Kurultay hayırlı olsun... HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle