Katalog

23 TEMMUZ 2012 PAZARTESİ SAYFA HABER 3 Sendikalar LYS sonuçlarını değerlendirdi Antalya’da başarıyı kadrolaşma düşürdü İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, eğitim emekçilerine yönelik iş barışını bozan uygulamalara gittiğini söyleyen sendikalar, “Başarısızlığın en önemli nedenlerinden biri budur” diyor FARUK KESKİN Hafta Başı AHMET ORUÇOĞLU aorucoglu@cumhuriyet.com.tr BiLGESi AZ TOPLUM Dedim: artık bilgiden yana eksiğim yok; Şu dünyanın sırına ermişim az çok. Derken aklım geldi başıma, bir de baktım: Ömrüm gelip geçmiş, hiç bir şey bildiğim yok. Ömer Hayyam ğitim Sen Şube Başkanı Nurettin Sönmez ve Eğitim İş Şube Başkanı Mehmet Balık, Antalya'nın, 2012 Lisans Yerleştirme Sınavı'ndaki (LYS) başarısızlığını değerlendirdi. İdari yapıda yıllardır süren kadrolaşmalar, sendikal eylemleri nedeniyle öğretmenler hakkında açılan soruşturmalarla iş barışının önemli ölçüde zedelendiğini belirten sendika yöneticileri, sürgün niteliğindeki atamaların da moral ve motivasyonu etkilediğini söyledi. Ayrıca İl Milli Eğitim Müdürlüğü idarecileri ile okullar arasındaki kopukluğun da LYS'deki başarıyı etkilediğini söyledi. E Küçük kentler daha başarılı ğitim İş Şube Başkanı Mehmet Balık ise LYS'de de daha çok küçük kentlerin başarılı olduğuna dikkat çekerken Antalya'nın başarısızlığına neden olan etkenleri şöyle açıkladı: “Eğitim emekçileri ile Milli Eğitim Müdürlüğü idarecileri arasında kopukluk var. Herkes aynı yönde, aynı amaca yönelik mücadele edemediği için başarısızlık yaşanıyor. Antalya geçen yıl değişik puan türlerinden sadece birisinden ilk 10'da iken, bu yıl hiç bir puan türünde ilk 10'a giremedi. Genelde istatistik işlemleriyle, boş işlerle öğretmenlerin zamanı alınıyor, şevkleri kırılıyor, okullarından soğutuluyorlar. Milli Eğitim idarecileri eleştiriye ve öneriye açık değil. Tabanla, tavan arasında önemli fark var. Ancak birlikte hareket edilebilinirse başarı gelir.” E Soruşturma ve sürgünler Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bir süredir uyguladığı İl Başarısını Arttırma Projesi'nin de (İLBAP) bir işe yaramadığını LYS sonuçları ile gördüklerini belirterek, “Milli Eğitim’in eğitim emekçilerine dönük olumsuz tavrı, bin 500 öğretmene soruşturma açılması, sürgün niteliğindeki atamalar, eğitim ve öğretimde barış ortamını olumsuz etkiledi. Oysa eğitim insan odaklıdır ve çalışma barışının yaygın olması gerekir” diye konuştu. Antalya’da yerelinde Türkiye'de görülmemiş bir kadrolaşma yaşandığını ifade eden Sönmez, “Kadrolaşmanın ileriki yıllarda Antalya'nın eğitim ve öğretimdeki başarısını olumsuz yönde etkileyeceğini söylemiştik. Görüyoruz ki kadrolaşma başarı oranını daha bugünden etkiledi. Antalya eğitimi her geçen gün geriye giden bir ivme kazandı. Bir diğer olumsuzluk da sınıfların kalabalık olması. Antalya'da Anadolu ve Fen Liseleri ha riç bütün okullarda sınıf kalabalık ve bu durum sağlıklı eğitim yapılmasını engelliyor. Ayrıca öğretmen açığı sorunu var. Özellikle Antalya'nın kırsal kesimlerinde, hatta merkezde bile bir çok ücretli öğretmenin derse girdiğini görüyoruz” dedi. Antalya dershane sayısının çok fazla olduğunu da söyleyen Sönmez, “Antalya’daki yetkililer, başarının bu denli geriye gitmiş olmasından ders çıkarmalı” diye konuştu. ntalya'nın Aksu ilçesinde meydana gelen trafik kazasında, 2 kişi hayatını kaybetti. Fatih Patat'ın (27) kullandığı 48 PD 767 plakalı kamyonet, Serik'ten Pınarlı istikametine giderken su kanalına düştü.Araç içinde sıkışan Patat ve yanında bulunan arkadaşı Kerim Yılmaz (25), olay yerinde hayatını kaybetti. Yurttaşların ihbarı üzerine kaza yerine gelen itfaiye ekipleri cesetleri kamyonetten çıkarttı. A Feci bir kaza 2 kişi öldü i s i m e g k a ç u D AB ı d l ı r y a n a d ’ a y l a Ant BD uçak gemisi USS Abraham Lincoln, Antalya'dan ayrıldı. Yaklaşık 5 bin mürettebat ile 7 tipte 80 uçak bulunan gemi, Antalya Limanı açıklarından hareket etti. Rotası gizli tutulan gemi 17 Temmuz'da Antalya Limanı açıklarına demirlemiş, kent genelinde geniş güvenlik önlemleri alınmıştı. Kenti gezen mürettebat TGB’den bir grup tarafından protesto edilmiş, gruptan 7 kişi gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. A cra bir köyün, kuş uçmaz kervan geçmez bir köşesinde rastlayabilirsiniz ona. Yüzünde yılların derin izleri, gözlerinde pırıltı vardır. Hayata, topluma, çevresine olağanüstü bir derinlikte bakar. Hiçbir şey onun için ulaşılmaz, hiçbir problem çözümsüz değildir. Dünyanın tüm hallerine öylesine farklı bir açıdan bakar ki şaşarsınız. Onunla konuştuğunuzda ufkunuz açılır. Ne kadar sığ düşündüğünüze inanamazsınız. İşte o bilgedir, bilgilidir. Üniversite değil üniversiteler bitirip üzerine kütüphaneler dolusu kitap okusanız da bilgelik mertebesine ulaşmak farklı özellikler ister. Ömer Hayyam'ın dediği gibi dünyanın sırrına vakıf olmak için bilgi bazen yetersiz kalabilir. Bilgelik IQ ile, çok insan tanımakla, okumakla olmaz. Evet bilgili olmak gerekir büyük olasılıkla. Ancak bilgiye ulaşmanın bunca kolay olduğu çağımızda acaba neden bilge insan neredeyse mumla aranır oldu. Arabalarımız, evlerimiz, yatlatımız katlarımız olsun diye didinip dururken neyi ıskalıyoruz acaba? Neden sorun çözmekte beceriksiz, bilgisiyle övünen ukala, ihtiraslarına ağzında köpüklerle yenilen,iktidar olup muktedir olamayanlarla doluyor çevremiz. Bunca yaşam ve toplumsal deneyimin olgunlaştıramadığı insanlardan bilge olması beklenebilir mi? Bilgesi az toplumların ileriye sağlıklı bakabilmeleri mümkün mü? Avusturya Klagenfurt Üniversitesi'nde bilgeliğin nereden kaynaklandığı araştırılırken ilk defa olarak insanların yaşam hikayeleri de dikkate alınmış. Psikologlar bilgelik ve olgunlaşmayla ilgili şimdiye kadar olan bütün kaynakları inceleyerek bir bilgelik modeli yaratmışlar. MORE Wisdom Modeli. Geliştirilen bu modele göre bilge kişilerde dört özelllik olduğu belirlenmiş. Bilge insanlar, yeni deneyimlere ve değişikliklere açıklarmış,yeniliklerden korkmuyorlarmış. Kendi hislerini ve başkalarının hislerini anlamakta hassas ve üreticilermiş. Yaşadıklarını sorgulama, anlama,hissetmeye çalışma özelliklerinden dolayı, hislerini daha iyi düzenleyebiliyorlarmış. Ve son özellik olarak da idare edebilme yeteneğine sahiplermiş. Yani yaşamda herşeyin bizim kontrolümüz altında olmadığını bilmek, ama aynı zamanda bir çok şeyin elimizde olduğuna inanmak yeteneği. Görüldüğü üzere bilgi zalimin mezalimini, korkağın dönekliğini, kaypağın satılmasını engellemiyor, biraz da bilgelik gerekiyor. Son olarak insanın kendini, haddini bilmesi gerekiyor aynen Yunus'un dediği gibi... "İlim ilim bilmektir/İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsen/Bu nice okumaktır". Ü Kadınlara emanet urdur’un Yeşilova ilçesinde yol, park ve bahçelere kilit parke taşlarını kadınlar döşüyor. CHP’li Belediye Başkanı Nuri Özbek, parke taşı döşenmesi için eleman arandığı yönünde duyuru yaptıklarını ve kadınların da başvurmasıyla kadınlara eğitim verdiklerini söyledi. B Oya işler gibi İlk etapta 3 kadın işçiyle çalışmaya başladıklarını, şimdi ise kadın iş çi sayısının 6'ya çıktığını belirten Özbek, kadın işçilerin oya işler gibi özenli olduklarını belirterek, ''İşlerine çok özen gösteriyorlar. Döşenen taşların arasında boşluk kaldığı zaman taşları söküp, tekrar döşüyorlar. O yüzden onlara daha çok para veriyoruz” dedi. Kadın işçiler de yaptıkları işi sevdiklerini söyledi. A Susuz yaz ntalya’nın yaylası olarak bilinen Korkuteli, şu günlerde doldu taştı. Ancak ilçede yaşanan susuzluk, Korkuteli’nde yaşayanları da yazı geçirmek için gidenleri perişan etti. Belediye Başkanı: Çözeceğiz Korkuteli Belediye Başkanı Hasan Gökce, su sorunun 1 hafta içerisinde çözüleceğini, mevcut kullanılmayan sondajları hayata geçirerek susuz ev bırakmayacaklarını söyledi. Susuzluğun yoğun nüfustan kaynaklandığını belirten Gökce, su sorununun biteceğini belirterek, "Bu konuda halkımıza söz veriyoruz" dedi. Sorunun neredeyse her yaz döneminde yaşandığını ancak bu yaz iyice arttığını söyleyen yurttaş, banyo yapacak su bulamadıklarını, özellikle üst katlara hiç su çıkmadığını söyledi. C MY B C MY B