14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

22 HAZİRAN 2012 CUMA SAYFA HABER 3 Okuma yazması yok ama okul yaptırıyor Okuma yazma bilmeyen 80 yaşındaki eğitim gönüllüsü Rukiye Meşhur, Manavgat’a sağlık meslek lisesi yaptıracak CEREN KAYA AKDENİZ İKTİSAT Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA ŞANLI sanli@akdeniz.edu.tr www.mustafasanli.info BUGÜN, BAŞKANLIK VE EKONOMİ “Akşam olur garanlığa galırsın/…/ Beni goyup yâdellere varırsın/…” Halk türküsü emel soru şu: Ekonomi ve demokrasi arasında bir ilişki var mıdır? Ülkenin gelişmesi ile toplumsal refahın artması aynı şey midir? Ekonomi nasıl yönetilmelidir ki ülke gelişirken toplumda refah ve demokrasi kültürü birlikte artsın? 1. Tüm dünyada hükümetler ekonomiye müdahale eder, ekonominin işleyişini yönetirler. En “serbest” olanından en “belirleyici/dayatmacı/planlayıcı” olanına, tüm ülkelerde ülkeyi yöneten erk, ekonomiyi de yönetir. “Devletin ekonomiye karışmaması” söylemi içeri boş olan ideolojik bir dayatmadır. Ekonomiye müdahale farkı, ülkelerinin demokratik gelişmişlikleri farkıdır. Diğer deyişle ülke ne kadar demokrasi kültürüne sahipse, ekonomiye müdahale o kadar kurumsal ve şeffaf olur. Hükümetin keyfiyeti yerine, ülkenin ilgili bağımsız kurumları öne çıkar. 2. Demokrasi kültürü geliştikçe, alınan ekonomik kararlarda toplumdaki ilgili tüm tarafların görüşleri önem kazanır. Sivil toplum örgütlerinin yanı sıra örgütsüz tepkiler bile dikkate alınır. 3. Ekonomi istikrarı sever. Doğrudur, ama keyfi kararlar olmadığı sürece! Keyfiyet demokrasiden uzaklaşmadır, kaynak dağılımını bozar, refahı azaltır! Oligarşi demokrasi kaygısı taşımaz, uluslarüstü sermayenin korunması yeterlidir. 4. Demokratik ülkelerde piyasa ekonomisinde hem çalışma barışı sağlanır, hem sosyal devletin gerektirdiği alt gelir grupları korunur. Tembelliği teşvik, oy avcılığına dayalı keyfilik olmaz. Aksi durumda vergi verenlerin kaynakları parti yandaşlarına akar. Ekonomik yaşamda sürekli “af”lar yasalara uyanları cezalandırmaktır, iktisadi etkinliği bozar. Kamu kaynakları denetimsiz keyfi dağıtılırsa, rekabet ve etkinlik bozulur. Rant için imar yasaları değiştirilir, kamu arazileri bazılarına keyfi tahsis edilirse, tüm ekonomi zarar görür, ülke kaybeder. 5. Bugün Türkiye’de “başkanlık” sistemi yok. Ama ekonomide keyfilik ve tek seçicilik kaygı verici niteliktedir. (Kadınların bedeninden, Antalya’ya futbol stadı yapımına her şeye Başbakan karar vericidir). En büyük işadamları örgütü eleştirel cümle kullanırsa, tehditle karşılaşmaktadır. Paralel düşünmeyen firma sahipleri maliye denetimi tehdidi altındadır. İşçi sınıfının örgütleri tümüyle etkisizleştirilmiştir. Çalışanlar tehdit altındadır. İhale Yasası sürekli değiştirilmekte, kamu ihaleleri keyfi davet usulü ile gerçekleştirilmektedir. Kime nasıl verildiği açık olmayan dağlar/ dereler/ araziler için taraf olup yasal tepki verenler cezalandırılmaktadır. Ekonomi kimler için iyidir? Bir daha sorulmalıdır. partili Başkan” yönetimi olsa neler Ya “p olurdu, düşünülmelidir. 6. Eğer gelişmiş demokratik bir refah toplumu isteniyorsa, ölçütleri belli ve açık kaynak tahsisleri olan, kamu ihaleleriyle firma zenginleştirilmeyen, bağımsız ve/veya özerk denetlenebilir kurumlarla kararlar alınabilen ekonomi yönetimi olmalıdır. A ntalya'nın Manavgat ilçesine hayırsever Rukiye Meşhur tarafından, 24 derslikli sağlık meslek lisesinin yapılması için Valilik makamında protokol imza töreni gerçekleştirildi. Sağlık sorunları nedeniyle 80 yaşındaki Hayırsever Rukiye Meşhur törene katılamazken, çocukları Fatma ve Abdullah Meşhur protokole imza attı. Vali Dr. Ahmet Altıparmak, göreve geldiği günden bu yana 74’üncü okul protokolünü imzaladıklarını söyledi. Altıparmak, Antalya’daki hayırseverlerin örnek bir yarış içinde olduğunu ifade etti. Babanın vasiyeti Altıparmak, “Antalya eği timde bu günlere geldiyse hayırseverlerin katkıları sayesinde olmuştur" dedi. Hayırsever Rukiye Meşhur’un oğlu Abdullah Meşhur da babasının en büyük arzusunun çocuklarını okutmak olduğunu belirterek, “Babam özellikle kız çocuklarının okutulmasını isterdi. Anneme de okul yaptırmayı vasiyet etmişti” diye konuştu. T A As sp pe en nd do os s’’tta aa allk kıış şlla ar r b bu uk ke ez zE Es stto on ny ya a iiç çiin n A spendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali'nde, Estonya Ulusal Operası, ''Rigoletto'' adlı eseri sahneledi. İzleyiciler, Verdi'nin ''En sevdiğim eserim'' diye nitelendirdiği 2 perdelik operayı hazırlayan sanatçıları uzun süre ayakta alkışladı. Aspendos Opera ve Bale Festivali, Ekaterinburg Devlet Akademik Opera ve Balesi'nin 25 Haziran'da sahneleyeceği 'Prens Igor' adlı opera ile devam edecek. Her toprağa ayrı bir ürün urdur'da 15 köyde toprak yapılarına elverişli ürünler belirlenerek, bu alanda üretim yapılması sağlanacak. Burdur Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ahmet Dallı, tarım danışmanları tarafından köylerde araştırma yapıldığını ve toprak yapılarının belirlendiğini belirterek, “Ağırlıklı mısır ile biber üretimine karar verildi” dedi. B C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle