02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

1 HAZİRAN 2012 CUMA SAYFA HABER 3 Başkanlar Dosyası5 Zam tepkisi CEREN KAYA AKDENİZ İKTİSAT Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA ŞANLI [email protected] www.mustafasanli.info ürk Sağlık Sen Antalya Şubesi, hükümetin memura verdiği zam oranına tepki için basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya Türk Emekli Sen Başkanı Zeki Öner Özgöçer, Türk Tarım Orman Sen Başkanı Gürhan Parlakdağ ve Türk Eğitim Sen Başkanı Bünyamin Seçmen katıldı. Açıklamayı yapan Türk Sağlık Sen Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz, Türkiye'nin, büyümede Avrupa birincisi, dünyanın üçüncüsü olmasına rağmen hükümetin, memur, emekli, dul ve yetimleri yok saydığını söyledi. T ‘Yaparsa hoca yapar’ dedi B Belediye Başkanı Başkanı Akaydın, seçim kampanyasını kampanyasını “YaBüyükşehir Büyükşehir Belediye Akaydın, seçim “Yaparsa hoca hoca yapar” yapar” sloganıyla sloganıyla yürüttü. yürüttü. Bedava Bedava elektrik, elektrik, 100 100 bin bin parsa kişiye iş, iş, Akaydın’ın Akaydın’ın dikkat yer aldı kişiye dikkat çeken vaatleri vaatleri arasında arasında yer aldı gerginlikler nedeniyle sözü edilen anlayış bir türlü yakalanamadı. Sağlık Turizmi Başkenti Antalya, Üniversiteler Kenti Antalya, Üçüncü Yaş Grubu Cenneti Antalya projeleri konusunda ise şu ana kadar adım atılmadı. üyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, seçim kampanyasını “Yaparsa hoca yapar” sloganıyla yürüttü. Bedava elektrik, 100 bin kişiye iş Akaydın’ın en dikkat çeken seçim vaatleri arasında yer alırken, trafik ve toplu ulaşımın modernleştirilmesi yönünde de söz verildi. Ancak bugün kentin en önemli sorunu hala toplu ulaşım. Akaydın, 29 Mart yerel seçimlerinde “Yaparsa hoca yapar” sloganıyla yola çıkmış ve verdiği vaatlerle yalnızca Antalya’nın değil, tüm Türkiye’nin dikkatini çekmişti. “Merak etme hemşehrim Antalya Ankara’dan zengin” sloganı da Akaydın’ın seçim kampanyasına damga vuran slogan oldu. BAŞKANLIK TALEBİ ÜZERİNE I “Tarihin ırmağı ileri akar” Temel soru şu: Yönetim erkinde “Demokrasi” ve “başkanlık” sistemleri arasındaki temel ilişki nedir? 1. Demokrasi Sanayi Devrimi’nin ürünüdür. Din temelli tarım toplumlarının (imparatorluklar) dönemi kapanmış, nesnel temelli endüstri toplumları ortaya çıkmıştır. “Tüm toplum içinde hiç olan insan”, yeni dönemde “tek başına birey” olabilme gelişimini sağlamıştır. Neredeyse yarım binyıla yakın bir sürede gerçekleşen bu gelişme insanlık tarihinin kanlı sayfalarında yazılıdır. Kolay olmamıştır. Etnik ve dini temellere dayanmayan, meşru iktidar sahibine (kral/ şah/ lider) mutlak bağlılığı olmayan, yönetme erkinde söz sahibi, “eşit haklara sahip yurttaş” bilincine dayalı “birey” olabilmek zaman ve bilinç gerektirmektedir. Bu bir süreçtir ve sonucu çağdaş anlamda “ulus” olmaktır. 19. ve 20. yy.ların ekonomik ve sosyolojik gelişmesi, bu günün gelişmiş ülkelerini ve demokrasilerini yaratmıştır. 2. Tanrıdan aldığı yetkiyle hükmeden yöneticiler yerine, yönetilenlerin yönetme erkine sahip olduğu, bu hakkı geçici ve kısmen bir parlamentoya devrettiği yönetim biçimidir, demokrasi. Ama asla bir kişinin/ zümrenin iradesine teslim olmamaktır, demokrasi. Ekonomik/ sosyolojik/ siyasi kurumların olduğu ve özerk çalıştığı kurallar bütünüdür, demokrasi! Demokrasi, bilinçtir/ kültürdür/ yaşam biçimidir. Bu yaşam biçimine can veren, haklarına sahip çıkan ulus potasındaki bireylerdir! Bireyde o bilinç ve kültür yoksa, toplumda demokrasi olamaz! 3. Günümüzde kimi Avrupa toplumlarında, bireysel/toplumsal bilinç gereği anayasal monarşi içinde temel insan hakları ve demokrasi çalışırken, kimi doğu ve Ortadoğu ülkelerinde anayasal demokrasiye rağmen kısıtlı özgürlükler ve diktatoryal yönetimler egemendir. 4. Demokrasinin tam işlemediği toplumlarda iki temel sonuçla karşılaşılmaktadır: Bir yandan özgürlükler daralmakta, bireylerin temel haklarının sınırlarını yönetenlerin tutum ve davranışları belirlemektedir. Bireyler de sessiz çoğunlukla baskıyı kabullenmektedirler. Toplumsal örgütlenmeler işlevsizleştirilmektedir. İnsanlığın ortak mirası ile özerkleşen toplumun yapıtaşı kurumlar, yönetenlerin keyfiliğinde yön değiştirmekte ve toplumu çağdaşlaştırma görevini yerine getirememektedirler. Bu tutum ve süreç de çoğunluk bireyleri bilinçsiz/ duyarsız/ korkuya dayalı tepkisiz yapmaktadır. Diğer yandan toplumun ekonomik kaynakları iktisadi etkinlik ilkesinden uzak dağıtılmaktadır. Kamu kaynakları iktidar sahiplerinin paralel destekçilerine yönlendirilmektedir. İşler görünen piyasa dinamikleri haksız rekabetler yaratmaktadır. Kamu harcamaları birilerine servet biriktirirken, aynı alanda iş gören bazıları da sermayelerini geliştirememektedirler. Reel ve nominal sermayeler el değiştirmekte, üstelik bu piyasa etkinliğinde gerçekleşmemektedir. Ekonomide en temel kural olan verimlilik ilkesi de çoğu kez gözardı edilmekte, yüksek rantlar meşrulaşmaktadır. Ayrıca, ulusal ekonominin, uluslarüstü (vatansız) büyük sermayenin yönlendirmesine açık olma riski doğmaktadır. 5. İşte Türkiye bu gerçeği sorgulamalıdır! (Devam edeceğim)… Kaşıkla verip, kepçeyle alıyorlar Devletin üst kademesine bin 29 lira zam yapılmasını eleştiren Yılmaz, "Müsteşar maaşına ek ödemeyle birlikte aylık bin 29 lira zam yapılırken emekliye 38 lira, en düşük dereceli memura 53 lira, ortalama 69 lira maaş artışı reva mıdır? Kaşıkla verirken, kepçeyle almak hangi adalete, hangi vicdana sığar. Bu zam teklifini yapanlarla bizim yürünecek yolumuz, içilecek suyumuz yok" dedi. Prof. Kantarcı Çıralı'da konferans verecek NE DEDiLER? MİHRACE ERDOĞAN: Bedava elektrik Türkiye gibi bir ülkede mümkün değil. Böyle bir söz herhalde gaflet anında söylenmiş olsa gerek. Böyle bir vaatte bulunmak da gerçekleşeceğini hayal etmek de gerçekçi değil. NURETTİN YALÇINKAYA: Antalyalılar seçim öncesinde iş ve bedava elektrik vaadi için çok umutlanmıştı ama bu umutlar boşa çıktı. İş vaadi için söylenen 100 bin rakamı da inandırıcı değil. Akaydın kısmen sözünü tuttu ama kendi adamlarını işe aldırdı. AHMET OGAN: Antalya’da bedava elektrik hayata geçmiş olsaydı bizim faturalarımız bu kadar kabarık gelmezdi. İş konusunda da benim çevremdeki herkes 3 yıl önce neyse şu an aynı durumda. Üç yıl önce işsiz olan arkadaşlarım hala işsiz. 100 bin kişiye istihdam sağlanacak olsaydı bu arkadaşlarım şu an çalışıyor olurdu. YUSUF ÇAYLAK: Nerede bedava elektrik kullanmak. Akaydın gelir gelmez suyumuza bile zam yaptı. Keşke seçim öncesi verilen sözler tutulabilseydi ya da tutulabilecek sözleri bize verselerdi. Tüm belediye başkanları gibi Akaydın da ne yazık ki geçen üç yılı aşkın süre zarfında Antalya halkını memnun edecek işler yapamadı. İ stanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı, 3 Haziran’da Çıralı’da bir konferans verecek. S.S Ulupınar Çevre Koruma Geliştirme ve İşletme Kooperatifi tarafından organize edilen konferansta, Çıralı'daki sit alanı ve 397. parsele ilişkin yaşanan karmaşanın ardından bilimsel ve hukuki yönden halkın bilgilendirilmesi hedefleniyor. Çıralı sahilindeki köy kahvesinde saat 18.00'de başlaması planlanan konferansa ayrıca Antalya Barosu'nca görevlendirilen uzman bir hukukçunun da katılması bekleniyor. 100 bin kişiye istihdam Akaydın’ın seçim vaatleri arasında yer alan bedava elektrik, seçimin ardından yurttaşın da en büyük beklentisi oldu. Zam üstüne zam gören elektrik faturalarından kurtulmak isteyen yurttaş ‘elektriğin bedava kullanılabileceği’ sözünün yerine getirilmesini istiyor. Akaydın’ın en iddialı seçim vaatlerinden biri de 100 bin kişiye iş olanağı sağlanacağı yönünde oldu. Ancak Akaydın, seçimin hemen ardından yaptığı açıklamalarda “100 bin demedim. Bir sıfır fazla yazmışlar” diyerek bu vaadini inkar etti. Hemen ardından da 5 bin kişiye iş vaadinde bulunduğunu söyledi. Yönetim şekli Akaydın, seçim kitapçığında Antalya’nın nasıl yönetileceğine dair de açıklamalarda bulunmuştu. Buna göre Büyükşehir ile ilçe belediyeleri arasında yakın bir iş birliği içerisinde olunacak, ekip çalışması ruhu ve bilinci geliştirilecekti. Belediye meclisi için yazılan ifadelerse aynen şöyle: “Belediye meclisi temsil nitelik ve nicelik olarak geliştirilecek. Meclis, her türlü dış baskıya kapalı, tarafsız, hesap verebilen bir işleyişe sahip olacak. Meclis toplantıları, tutanakları ve kararları halkın bilgilenmesine açık olacak” Ancak Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleri ile Akaydın arasında uzun süredir yaşanan Trafikte denetime devam YUNUS ÖZLER/ISPARTA I sparta Emniyet Müdürlüğü tarafından 2012 yılında yapılan denetimlerde 102 motosiklet ve elektrikli bisiklet trafikten men edildi. Emniyetten yapılan açıklamada, denetimlerde motorlu bisiklet ve motosiklet sürücülerinin karıştığı ölümlü ve yaralanmalı trafik kazalarının incelendiği, bahse konu araçların birçoğunun tescilsiz, sürücülerinin ise genelde küçük yaşta oldukları ifade edildi. Açıklamada ayrıca bu kişilerin A1 veya A2 sınıfı sürücü belgesine sahip olmadıkları, koruma başlığı kullanmadıklarının tespit edildiği, bu nedenle sürücüler hakkında yasal işlem uygulandığı anlatıldı. kaydın’ın seçim kitapçığında “ulaşım projelerimiz” başlığı altında “Antalya’da yaşayan herkesin istediği yere zahmetsizce ulaşmasını esas alan toplu taşımaya öncelik verilecek” açıklaması yer alıyordu. Ancak ulaşım, bugün hala Antalya’nın kanayan yarası olmaya devam ediyor. Kentte ulaşım, yapılan düzenlemelerle daha da zorlaşmış görünüyor. Kentte kime sorarsanız sorun; toplu ulaşım konu Ulaşım sorunu A sunda bir dokunup bin ah işitiyorsunuz. Göreve geldiği günden itibaren geçmiş dönemin ulaşım sistemi olan Anktkart’ı iptal edeceğini söyleyen ve bu söylemini de gerçekleştiren Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, bu konuda yüklü bir tazminatın altına da girdi. Antkart tarafından açılan dava sonucunda, Ticaret Mahkemesi Büyükşehir Belediyesi’ni 19.5 milyon liralık tazminata mahkum etti. Alakır’da hukuk mücadelesine devam A lakır Nehri Kardeşliği, Alakır Vadisi'nde çevresel, kültürel, yaşamsal ve sosyal yıkımlara yol açan Kürce HES projesine karşı açılan davanın ardından mahkemenin aldığı 'yürütmeyi durdurma' kararının uygulanmamasına tepki gösterdi. Valiliğin, “Dava konusu proje yenilendiğinden ve 'yeni' proje hakkında bir önceki proje ile ilgili verilen 'yürütmeyi durdurma' kararı uygulanamaz” yönündeki açıklaması da Alakır Nehri Kardeşliği’ni harekete geçirdi. Çevreciler, dava konusu olan çevresel yıkımlarda hiçbir değişikliğin olmadığı yenilenmiş projeye karşı hazırladıkları 113 sayfalık ayrıntılı bir dava dilekçesiyle Antalya Bölge İdare Mahkemesi’ne başvurarak tekrar dava açtı. Alakır Nehri Kardeşliği'nden yapılan açıklamada; “Kazanılmış hukuksal haklar yok sayılıyor. Bizler davamızı 'ÇED gerekli değildir' kararının iptali yönünde kazandık. Şirket, dava açılır açılmaz projede makyaj tazeleyerek 'ÇED gerekli değildir' kararı aldı.” C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle