Katalog

4 SAYFA 5 MAYIS 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN 1 Mayıs, HES ve Bakan Günay K ültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde yazlık evinin de bulunduğu Demre’deydi. Günay, burada yaptığı açıklamada, Antalya turizminin 2011 yılındaki başarısından söz etti. Bunun dünya çapında bir rekor olduğunu belirterek özetle şunları söyledi: "Antalya, tek başına Yunanistan’a yakın turist taşıyor. Geçen yıl Mısır’ı geçti. Bu bölgede bizim; insanları sahillerden biraz içeriye çekmemiz gerekir. Buradan Elmalı’ya, Korkuteli’ne, Akseki’ye kadar derin bir coğrafyada hem farklı ören yerleri hem sivil mimari örnekleri var. Onları göstermeye çalışmamız gerekir. Türkiye’de devlet politikası ile turizm, 25 yılı geride bıraktı. 30 milyonun üzerinde turist, 25 milyar doların üstünde bir gelirle önemli bir merhale kaydetti. Önümüzdeki 1015 yıl içinde 50 milyon turist, 50 milyar dolar gelire ulaşmalıyız.” Kimsenin Bakan Günay’ın yaptığı saptamalara itirazı yok. Turizmin çeşitlendirilmesi, bu anlamda doğa ve kültür turizminin geliştirilmesi gerektiğine herkes inanıyor. Turizm, kıyıdan kurtarılamazsa, içerilere çekilemezse bırakın Bakan Günay’ın hedef gösterdiği 50 milyon turisti, bugünkü 30 milyon rakamını bile bulamayacağız. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, 1 Mayıs’ta aralarında Akseki’nin de bulunduğu dağlık bölgelerde kültür ve doğu turizmini geliştirmekten söz ederken aynı gün Antalya’daki mitinge katılan yöre köylüleri “imdat” çığlıkları atıyordu. Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) ile 1 Mayıs’a katılan Akseki, Gündoğmuş ve Manavgatlı köylüler, HES projelerinden duydukları endişeyi dile getirdiler. Köylülere destek veren DEKAP Sözcüsü Birsen Tanyeri, “Antalya’nın batısında yer alan 60 kilometre uzunluğundaki Alakır Çayı’nda 9 HES projesi var. Doğusundaki 62 kilometrelik Alara Çayı üzerinde 11 adet HES yapılacak. Bölgedeki irili ufaklı çok sayıda HES ile şimdilik onlarca, yakında yüzlerce olması beklenen taş ocaklarını da sayarsak bu coğrafyada nerede doğa ve kültür turizmi yapılacak merak ediyoruz. Bu konudaki merakımızı Bakan Günay ile de paylaşmak istiyoruz. “Çaylar da, derelerde HES talanı varken; dağlar delik deşik edilirken turisti nasıl iç kesimlere çekeceksiniz?” diye soruyoruz. Yabancıya toprak satışı halkı ikiye böldü TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşan yabancılara mülk satışını düzenleyen yasa tartışma yarattı. Antalyalıların bir kısmı düzenlemeyi, ülkeyi satmak olarak değerlendirirken, bir kısmı ise satışta sakınca görmediğini söyledi. KP Milletvekili Bayram Özçelik, Türkiye’de güneşten elektrik enerjisi üretmek için teşvik alacak 27 il arasında Burdur’un da bulunduğunu müjdeledi. Özçelik, kurulacak güneş tarlalarının Burdur’a yerli ve yabancı sermaye girişini sağlayacağını vurguladı. Burdur’a güneş tarlaları kurulması, sonsuz kaynaktan enerji üretilmesi, bu aşamada doğanın hiç zarar görmemesi elbette sevindiricidir. Bedelli askerlik uygulamasının bitirilmesi ile ekonomisi ciddi kayıplara uğrayan kenti için bu tür yatırımlar önemli. AKP Burdur Milletvekili Bayram Özçelik’in müjdeli(!) açıklamasında, kurulacak güneş tarlalarının kapasi Burdur’a sınırlı EXPO için neden yaprak kımıldamıyor güneş tarlası A A tesinin 26 MW ile sınırlı olacağını anlıyoruz. Ayrıca ülke çapındaki güneş enerjisi ile elektrik üretiminde kurulu güç, 31 Aralık 2013 tarihine kadar 600 MW’yi aşamayacakmış. Bu konudaki sınırlamayı daha önce de duymuştuk. Nedenini de anlayamamıştık. Burdur’un tarıma elverişli olmayan düzlüklerinde olabildiğince geniş güneş tarlaları kurulabilecekse neden kapasite sınırlaması getiriliyor? Neden olabildiğince fazla enerji üretilmesi amaçlanmıyor? Burdur için kapasite neden 26 MW? Türkiye için neden 600 MW? Kim ya da kimler güneş gibi rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklardan daha fazla enerji üretmemizi engelliyor? TSO Başkanı Çetin Osman Budak, Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nın (BAGEV) hazırladığı, VTV’de canlı yayınlanan Batı Akdeniz’de İş Hayatı Programı’nda, EXPO Fuarı’nı anlattı. Budak,. EXPO’yu uygarlık projesi olarak gördüğünü, çok büyük ve önemli bir organizasyon olduğunu söyledi. EXPO’nun Antalya ve Türkiye için tarihi bir fırsat olduğunu, bundan yararlanmak için hazırlık çalışmalarının sıkı tutulması gerektiğini belirten Budak, “2016 yılına kadar önümüzde 4 yıl var. Ve 4 yıl boyunca yapılacaklar 4 yıla sığmayacak diye düşünüyorum” diyerek kaygılarını anlattı. MUSTAFA IŞIK: Av ALİ KAYA: Ülkemizrupa’da böyle bir de çok çirkin şeysınırlama yok. Biler oluyor. Ne ekozim ülkemiz de nomi kaldı, ne sağAB’ye girecekse, lık, ne eğitim. En alınan bu kararı son kalan birkaç çok da yadırgaavuç topraktı onu mamak gerektiğini da yabancılara sadüşünüyorum. talım olsun bitsin. ALİ DENİZ: Bu düzenleme tamamen ülkemizin zararına. Bu topraklar kolay mı kazanıldı da satması bu kadar kolay olsun. Bu ülkeyi Atatürk bize kazandırdı. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, sürekli olarak Hollanda’daki EXPO Fuarı için hazırlıklarının 8 yıl sürdüğünü anımsatarak, Antalya için sürenin ne kadar dar olduğunu anlatmaya çalışıyor. Bu konudaki kaygılarını dile getiriyor. Ama dinleyen kim? Hükümet çevrelerinden sadece, “Merak edilecek bir şey yok” anlamında mesajlar verilmekle yetiniliyor. Yetkililerin soğukkanlılığına bakıp, “Acaba Budak gibi düşünenler boşuna mı endişeleniyor?” diye sormadan edemiyoruz. Umarız ATSO Başkanı’nın endişeleri boşunadır. Değilse o zaman başımız ciddi şekilde sıkıntıya girecektir. NEDİM SAYIN: Hü YILMAZ ALGIN: Ben kümetin yaptığı bu bu işlere çok kardüzenlemeler neşıyım. Bu düzenledeniyle kendi ülme ülkemize bir kemizde arsa alaşey getirmez ama maz hale geldik. ülkemizden çok Zengin bir yabanşey götürür. Türkicı gelecek; toprakye için hiç iyi bir larımızı alacak. durum değil. A BDURRAH MAN IŞIK: Arap ülkeleri de İsrail’e parayla toprak sattı. Sonrasında İsrail’in yaptıkları malum. Şimdi Türkiye’nin başına da aynı oyunlar geliyor. Yiyelim İçelim Eğlenelim İLAN SERVİSİ (0 242) 248 00 57 C M Y B C M Y B