02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 31 MAYIS 2012 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN VAHAP TUNCER ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI ANTALYA ŞUBE BAŞKANI Bir fotoğrafın düşündürdükleri HP Antalya İl Başkanlığı'nda devir teslim töreninin yarın yapılması bekleniyordu. Sanıyoruz kongre süreci ile ilgili yasal işlemlerin erken tamamlanması nedeni ile dün gerçekleştirildi. İki yıl önce görkemli bir tören ile İl Başkanlığı’nı Ömer Melli'den teslim alan Özer Ülken, dün benzeri bir etkinlikte Devrim Kök'e teslim etti. İki yıl önceki törende Özer Ülken ve taraftarlarının yüzü gülerken, Ömer Melli ve arkadaşları hüzünlüydü. Dün benzeri duyguları Özer Ülken ve arkadaşları yaşadı. Bunlar siyasette olağan bir durumdu. Yarınlarda Devrim Kök, görevini böylesi bir yarış sonrasında devrederse benzer duyguları tadacak. Devir teslim töreninde konuşan CHP'nin çiceği burnunda İl Başkanı Devrim Kök, öncelikle partiyi halkla buluşturmayı hedeflediklerini söyleyip ekledi: “Cumhuriyet Halk Partisi'nde artık kavga sona ermiştir. Birlik ve bütünlük içerisinde il örgütümüzle, ilçe örgütlerimizle, belediye başkanlarımız, meclis üyelerimizle, il genel meclis grubumuz ve Tasmalı Demokrasi C partililerimizle CHP'yi hak ettiği yere taşıyacağız. Halkla buluşmayı; kimseyi ötekileştirmeden, hep birlikte, omuz omuza vererek sağlayacağız.” Yeni İl Başkanı Devrim Kök, sokaktaki partilisinin kendisinden beklediği yükümlülüklerin farkında. CHP'liler her şeyden önce örgüt içi kavganın sona ermesini istiyor. Bunun ardından da yeni yönetimin, CHP'yi Antalya'da birinci parti konumuna getirmek için çalışmasını bekliyor. İlk öncelik ise iç barış. Son dönemde araları açık olan Büyükşehir ile Konyaaltı ve Muratpaşa Belediye Başkanlarını törende gördük. Mustafa Akaydın, Muhittin Böcek ve Süleyman Evcilmen, Devrim Kök'ün bu özel gününe tanıklık ettiler. Bu görüntü belki de başkanlar arasındaki iletişimin yeniden kurulmasının ilk adımı olabilir. Bundan sonra iş, Kök'e düşüyor. Fakat fotoğrafta bir eksiklik vardı. Antalya'nın 5 milletvekilinden hiçbiri törende yoktu. Antalya için önemli günde Ülken'i yalnız bıraktılar. Onların fotoğrafta olmaması düşündürücü. En az birinin ya da birkaçının olması beklenirdi. Bu durum, Devrim Kök'ün işinin hiç de kolay olmayacağının da göstergesi. İlk çözmesi gereken sorunlardan biri de milletvekilleri ile iletişim kurmak olmalı. İki yıl önce büyük bir çoşku ve umutlarla görevi devralan Özer Ülken, aylarca ziyaretçi kabul etmek durumunda kalmıştı. İl Başkanlığı çiçek bahçesine dönmüştü. Ülken bu kadar ilgiyi beklemiyordu. Ziyaretçiler yüzünden parti içi faaliyetlere de hayli gecikmeli başlayabildi. Partili, partisiz kamuoyundan gelen yoğun desteğin nedeni, Özer Ülken ve ekibine yönelik beklentinin yüksek olmasıydı. İddialı projeler ortaya koyan Ülken, yeni bir umut olmuştu. Ama olmadı... Bilinen nedenlerle Özer Ülken, sıkıntılı, çalkantılı bir görev dönemi geçirdi. Başarılı da olamadı. Devrim Kök'e yönelik ziyaretçi furyasının olup olmayacağını önümüzdeki günler gösterecek. Ama ne olursa olsun önceki dönemden ders çıkarması gerekiyor. rizmden hak ettiği payı alamıyor. Çünkü sistem turisti dışarıya bırakmıyor. Festival ile turisti ilçe merkezine çekmeye çalışıyoruz" dedi. Manavgat Barış Suyu Festivali, her geçen yıl daha da gelişip kurumsallaşıyor. Fakat bu festivale Antalya'nın gerekli ilgiyi gösterdiği kanısında değiliz. Kamuoyunu bilgilendirmesi gereken kent medyasının (birkaçı hariç) yeterli duyarlılığı göstermiyor. Bunu Şükrü Sözen'in basın toplantısındaki açıklamalarının yerel basında çok az yer bulmasından anlıyoruz. Eğirdir’den Yazılı Kanyon’a Toroslar delik deşik ğirdir üzerinden Kovada – Yazılı Kanyon Milli Parkı'na inen emekli bir ormancı okurumuz son derece üzgündü. Yıllarca görev yaptığı bu bölgenin halini görünce gözyaşlarını tutamadığını, bildiği tüm bedduaları sıraladığını söyledi. Okurumuzun yüreğini burkan, dağların, ormanların görüntüsü olmuş. "Eğirdir'den Karacaören Gölü'ne kadar Torosların hali perişan. Her yer delik deşik edilmiş. Kazılmayan tepe, bozulmamış orman yok. Her yerde mermer ocakları var. Olmayan yerlerde de mutlaka araştırma adı altında kıyım yapılmış. Türkiye'nin en güzel ormanlarına sahip bölge vahşi kırıma uğramış. Uğramaya da devam ediyor. Yolda yeni mermer ocağı şantiyeleri kuruluyordu" dedi. Yaklaşık iki yıl önce aynı yoldan geçtiğini belirten ormancı okurumuz, "O zaman doğa bozulmamıştı. Gördüğüm manzara karşısında bir kez daha büyülenmiştim. Keşke bir daha buradan geçmeseydim. Olacak şey değil. Burada altın madeni bulunsa bile kesmeye kıyamayacağımız ormanlar, çok da değerli olmayan mermer için bir daha geri gelmemek üzere yok edilmiş. Olacak iş değil. Devleti yönetenler gelsinlerde eserleri ile övünsünler" diye yakındı. Okurumuzun istediğini, önümüzdeki günlerde Isparta'ya gelmesi söz konusu olan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'na iletmek isteriz. Bakan Eroğlu, Eğirdir'den yola çıkıp Yazalı Kanyon'a gelse de okurumuzun yakındığı manzarayı yakından görse. En yetkili ağız olarak onun değerlendirmesini öğrensek ne iyi olurdu. B E anavgat Belediyesi tarafından düzenlenen 17. Barış Suyu Kültür Sanat ve Gençlik Festivali, 8 – 10 Haziran tarihlerinde yapılacak. Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Antalya'da yaptığı basın toplantısında festival hakkında bilgi verdi. Festival kapsamında değişik kültür, sanat etkinliklerinin yanı sıra Manavgat Festivali M bir de Motosiklet Festivali düzenleneceğini söyledi. Kendisi bir motorcu olan Başkan Sözen, Motosiklet Festivali'nin oldukça renkli geçeceğini, yurt dışından meraklıların Manavgat'ta kamp yapacağını ifade etti. Başkan Sözen, festivalin bölge turizmine destek olmasını amaçladıklarını belirterek, "Manavgat'ta faaliyet gösteren 18 bin esnaf, tu aşbakanımız Uludere katliamı tasmalaeleştiren gazetecileri’’t rını biz çıkardık, şimdi ise boyunlarına uluslar arası tasmaları taktılar’’ diyerek hakarete varan ağır sözlerle eleştirip hedef gösteriyor. Türkiye kamuoyunda Uludere’de yaşananların bir yanlışlık eseri olmadığı konuşulmaya başlandı. İstihbaratın nasıl ve kimden geldiği ve vur emrini kimin verdiğinin resmi makamlarca inandırıcı biçmede açıklanamaması bu konudaki şüpheleri giderek arttırıyor. Uludere’nin AKP için milat olacağını söyleyenler haklılar mı? Kastedilen nedir. Yaşananlar büyük Ortadoğu projesinin yeni bir sayfasını açmanın ön hazırlığıdır, yoksa AKP’yi tasfiyenin başlangıcımıdır? Cemaatler Bu işin neresindedir. Bu soruların cevabını halk bilmek istiyor. Bence AKP sonun başlangıcındadır ve Başbakanını hırçınlığı da bundan kaynaklanmaktadır.1938 de yaşanan dersim olaylarını kamuoyunda tartışmaya açan Başbakanın yakın tarihimizde yaşanan Maraş katliamını ve Sivas ta diri diri yakılan sanatçıları unutarak yok sayması ne tür bir demokrasi ve insan hakları anlayışına sığıyor? Ben anlamış değilim. Kalemlerini bu yönde kullanan yandaş medyanın tasması kimin elinde? Uludere bu ülkenin en taze ve kanayan yarasıdır. Göstermelik ziyaretler ve tazminatla geçiştirilemeyecek kadarda önemlidir. Yaşanan bir trafik kazası veya doğal afet değildir. Devletin istihbaratının ve silahlı kuvvetlerinin içinde yer aldığı bir olay yine devlet tarafından tüm boyutları ile açıklığa kavuşturulmalıdır. Bunu yapmak yerine Uludere yi sorgulayanları ‘’Ölü sevicilikle’’ yani cinsel sapma içinde olmakla suçlamak işi hafife almaktır. Anlaşılan birileri milletin yatak odasından çıkmak istemi’’Her yor. Çocuk sayısını bıraktık.’ kürtaj bir Uludere’dir ‘’ denerek olay yine bir boyutu ile cinsellikle ilişkilendirilerek savunulmaya çalışılıyor. Başbakan insanların kendi arzuları doğrultusunda istenmeyen gebelik lere son vermesini devletin bombaları ile çocukların öldürülmesiyle eşdeğer tutuyor. Yatak odasına takılıp kaldığımız için sorunlara doğru teşhis koyup çözüm üretemiyoruz. Osmanlının son zamanların dada Padişahlar zevki safa içerisinde yatak odalarından çıkamadıkları için devlet batmıştı. Bu yok oluşu gördükleri halde küçük hesaplar uğruna Padişahım çok yaşa diyen tasmalılar vardı. Asıl tehlikede bu tasmalılardan geliyordu. Basını tasma takmakla suçlayanların öncelikle ülkeyi tehdit ve baskı ile yönetmekten vaz geçmeleri gerekiyor. Seçilmiş milletvekilleri tutuklu, 97 gazeteci hapiste ise, hak arayan öğrenciler poşu taktıkları için cezalandırılıyorsa, ücret talebi ile grev yapan memurlar yine sendika üyesi memur yöneticiler tarafından sorgulanıyorsa yaşadığımız ilkler devam edecek demektir. Özgür basın ancak gelişmiş de’Bir mokrasilerde olur. Bizim gibi ‘’ taraf olan bertaraf olur’’tehdidi ile iş adamlarının sindirildiği, yargının iktidara bağlandığı, Silahlı kuvvetlerin komuta kademesinin sorgulandığı, üniversitelerinin sus pus olduğu, meslek odaları ve sendikaların işlevsizleştirilerek yok edilmeye çalışıldığı bir ülkede basın özgür olamaz. Kendi elinizle yarattığınız bu baskı ortamına direnenleri de tasma takmakla suçladınız mı sizden daha demokratı ve özgürlük yanlısı kalmaz. Yapılan budur. Bu suçlamalara gazeteci örgütleri sert cevaplar verdiler. Özgür bir toplumda bireysel yaşam alanlarımıza yapılan saldırıları durdurmak istiyorsak demokrasi ve özgürlük yanlılarının el ele vermeleri gerekiyor 1 Mayısta,19 Mayısta,23 Mayısta alanlara inenler baskıların toplumsal dinamikleri yok edemediğini gösteriyor. Çağdaş Gazeteciler Derneği Baş’Kötü olan bu kanı Ahmet Abakay ‘’ ülkeyi yönetenlerin denizaşırı güçlerden talimat almalarıdır’’demiş. Korkanların ve kabuğuna çekilenlerin bu uyarıya dikkat etmelerinde yarar var. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle