Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 SAYFA 29 NİSAN 2012 PAZAR "Antalya'da iŞ'te HAYAT" Hazırlayan PELİN GEL AĞAN "Hem Ağustos böceği hem karıncayım" talya iş dünyasına yön veren, iş dünyasına bir tuğla daha koyanları konuk ettiğimiz Antalya'da İŞ'te HAYAT sayfamızda bu hafta Antalya'da 4 akaryakıt istasyonu ile hizmet veren ve adıyla marka olmuş Hilmi Beken restoranın sahibi Hilmi Beken'i konuk ediyoruz Hilmi Bey inanılmaz tecrübeler edinmişsiniz hayatınızda. Çocukluğunuzla başlarsak, o yıllara dönelim mi? 1944 yılında Antalya'da doğdum. Çocukluğum Kızılsaray Mahallesi'nde geçti. Ataerkil bir yapıyla yetiştirildik. İlkokul 2'de okul tatile girince babam beni Kıbrıslı saatçi İzzet Usta'ya götürdü. Ustam 'eti senin kemiği benim' dedi. Her yaz başka bir yerde çalıştım. Her cumartesi babam gelip var mı usta bunda bişey diyor? Meğerse haftalığımı babam veriyormuş. Ben yıllar sonra öğrendim. Çocukluğum işle geçti. HAYATININ ANLAMI 1978 yılında 'hayatımın anlamı' dediğiniz Zuhal Hanımla evleniyorsunuz. Nasıl oldu? Aydın Konuk'un o zaman ki eşi Zuhal hanımın arkadaşıydı. Aydın evlendi. Bana da kız arıyorlar. Aydın'ın o zaman ki eşi Nurgül'ün arakadaşıymış Zuhal. Tanıştırmak istedi. Zuhal'i balkona çıkardı. İçim titredi. Zuhal Hanım ile tanıştım. Aile süper. Kız lise mezunu. Ablamı kaybettik. Ablamın vefatı girince aile içinde büyük bir acı vardı. Leman Konuk annemin yanına gidip konuştu ve biz 1978 yılında evlendik. Her şeyi birlikte yapmışsınız. Evet her zaman yanımdaydı. 1979'da oğlum Semih dünyaya geldi. O doğunca yüreğimde alev oldu. Oradaki istasyonda daha tapu yok. Ya bana bişey olursa hiç bir şey yok ortada diyorum. Hep dua ettim. Şuranın tapusunu alayım diye. Gece gündüz çalıştım. Sonra orayı aldım. Zuhal beni hiç yalnız bırakmazdı. Gece 1 bile olsa çocuğu kucağına alır beni bırakmazdı. Ben Zuhal'e tanker kullanmayı bile öğrettim. Kaleiçi'nde yaşamadınız yani? Yok. Dedem daha önce oradaymış. Kaleiçi'nin Kalekapısı, Üç kapılar ve Yeni Kapı olmak üzere üç kapısı vardı. 12'de çan çalınca bu kapılar kapanır, ta ki sabah namazında açılırdı. Kaleiçi çok içiçeymiş ve hijyenliğini kaybetmiş daha sonra. Büyük fareler basmış ortalığı. İnsanlar buradan kaçmak istemişler. Rahmetli dedem de Kızılsaray'da 8 odalı ev yaptırmış. Ortaokuldan sonra enişteniz Cezmi Çıkla ile iş lıyor. Diskoteğin ne hayatına atılıyorolduğunu öğrendik. sunuz... Adnan Alat TürkiAblam rahatsızeken B h li e ye'ye de ilk diskodı. Onun rahatsızlıM Hilmi Semih teği getiren kişi. Orağından sonra ailem da başladı gece hayatı. İstanbul'a ablamın yaAskerlikte şehir nına gitti ve ben başışehir dolaşmışsıboş kaldım. Bana 'okunız... yamıyorsun ne olaZıpkınlığın caksın?' dediler. bedelini ödedik Ben de 'terzi olazaman zaman. cağım' dedim. İlk önce DeRemzi ustanın nizli'ye gittim. yanına verdiler. Acemi eğitimi 2 sene terzilik aldık. Nükleer yaptım. 'Bu iğneyBiyolojik Kimya le kuyu kazmak' deilk defa kurulmuştu. dim ve işi yapmamaya Çankırı'ya yolladılar bizi. karar verdim. Eniştem AnSilahtan çok kimya okuduk. talya'ya gelince ‘gel yanıma’ dedi. Skoda bayisiydi o zaman. Ardından 'Seni kademeye alacağız' dediler. Kademede 1959’da petrol işine girdi. Ondan çok şey ög 43 araba vardı. Arabalara bakarken ‘Sen berendim. Kırkgöz'de petrol istasyonu vardı ve ceriklisin Ankara'ya göndereceğiz’ dediler. Sonra dağıtım oldu. İstanbul'a gittik. Sonra beni orda paranın başına yerleştirdi. Petrol size emanet edildiğinde kaç ya da Konya'ya gönderdiler. Orda tamamladım. Askerlikten sonra Antalya'ya şındaydınız? dönüyorsunuz... 15 yaşındayım o zaman. O yaşta paAskerdeki girişimle eğlence haralar bana emanetti. Antalya'da dolum yatına girdik Konuk ailesindeki aryoktu. Petrolcülüğün zor olduğu dökadaşlarımla. Onlar da çok seviyor. nemdi. Jeneratörle çalışıO zaman Kulüp Fuaye Konyaaltı yordu. 15 günde bir inerdim şehre. İnsanlar yaptığı işin karşılığında başarıyı yakaladığında ödüllendirilmeli. Eniştem be Büyük oğlu Semih A 1985 yılında Döşemealtı'nda bulunan bu istasyonu satın alıyorsunuz? Evet. O dönemde biz burayı aldığımız döemde para yok. Kayınpederim eşime bir daire vermişti, bilezikleri de vardı. Dediki eşim Hilmi evi satalım. Zuhal'in ailesi hiç bir zaman sen kızımın evini satıyorsun demedi. Arkamda durdular hep. Ve Döşemealtı'ndaki istasyonu aldık. 1982 yılında da Semih dünyaya geldi. Çok emek sarfettik onlara. Ben aileme çocuklarıma eşime zaman ayırırım. Kazanmanın anlamı o. Eğer kazandığınızı ailenizle yiyemiyorsanız ne anlamı var. Çocukları büyüttük. Çocukları spora yönelttik. Karete, yüzme, tenis gibi sporları ardından ben basketçi olacağım dedi. Sporu sevdi. Farkedildi. 1995'te yıldız milli takımına seçtiler Semih'i. O sayede bizde Antalyaspor'a giriş yaptık. İlk 82 yılında Kırkgözsporun başkanlığını yapmıştım. Antalyaspor'un ardından Büyükşehir Belediyespor'u kurduk. Muratpaşaspor, Kepezspor, Yeşilbayırspor Kuni motive edemiyordu. İyi bir lübü'nde bulundum. Küçük oğlum Melih işadamıydı ama hayatı hep çabasketçi. Hep burslu okudular. lışmaktı. Ben karınca ile ağusATSO'da da meclis başkan yartos böceğinin birleşimi mandımcılığı yaptınız ve OSB'nin kutığındayım. Yüzde 50 çarulmasında rol oynayanlardansıYaş oldu 27. 'Hilmi ne yapıyorsun sen, akıntıya kapıldın lışmaksa yüzde 50'de hanız. O dönem nasıldı? gidiyorsun' dedim. Eniştemin yanına gittim. 56 tane isyatımda neler göreceğimi Ticaret ve sanayi odası setasyonu vardı. Serik'te istasyonun başına geçirdi beni. Babilmek isterim. çimlerine girdik. Nakliyecilerle şarmam lazımdı. Eğer kürek atıyorsam en iyisini ben yapmalıSonra Antalya'ya akaryakıtçılar aynı bölümdeydi. yım. Gırgır kısmını kapadım kendimi işime verdim. Pirim sistegeliyorsunuz ve eğlence OSB'yi bir yere getirmek için Osmiyle eniştemin Kırkgöz'deki tesisine geçtim. Orada müthiş hayatı başlıyor... man Berberoğlu olmak üzere şeyler yaptım. Bize uğramayan otobüsleri tespit ettim. ‘Beni petçok büyük emek sarfettik. YatıEvet sonra arrole bırakıverin’ dediğim, zaten benzini de benden alıyordu. Gerımcı bulmada zorlanıyorduk. İyi ce bir poşet dolusu parayla otostop çekerek Antalya'ya giderkadaşlıklar kurumüteahhit de bulmak zordu. dim. Yoldan geçen araçların yüzde 85'i tanıdıktı. Yeniköy'ün içinluyor. İlkokuldan de bir istasyon çıktı. Kargaşa bir istasyon. Burayı al dediler. arkadaşım Aydın Enişteme gittim 'gel burayı alalım. Sen al ben ödeyeceğim Konuk ile birlikte borcumu' dedim. 'Yarısı senin yarısı benim' dedik ve algeziyoruz. O dödık. Eskiden ticarette söz senetti. 1977 yılında abnemde Antalya'ya lam Almanya'da vefat etti. Eniştem şaşırmış dudiskotek açılacak. Karumda. İşlerin yükü bana kaldı. Allah dın yarı köprüsünün mahcup etmedi. İşlerin üstebitişiğinde 6. kata açısinden geldim. Cad Başarı odaklı bir insan Hilmi Beken. 'Kürek atacaksam en iyisini, göbek atacaksam da en güzelini atmalıyım' diyor. Girdiği her işte başarılı olmuş, çünkü her işi, iş olsun diye değil, başarmak için yapmış KAZANMANIN ANLAMI AiLEM Çalışırken özel hayatını da ihmal etmemiş. O nedenle kendini hem ağustos böceği, hem de karıncaya benzetiyor. Başarısında ‘hayatımın anlamı’ dediğin eşi Zuhal Beken’in de fedakarlıklarının altını çiziyor BİR POŞET PARAYLA OTOSTOP ÇEKTİ desi'ne taşınmıştı. Adnan Alatla da çok sıkı fıkıyız. Haluk Konuk disko kuralım evin altına dedi. Adını da Habeci koyduk. Aileler ne diyor? Görmüyorlar ki. İbrahim Konuk gitti. Gidiyoruz. Sonra gelince susuyoruz. O dönemde evle ilişkilerim gerilmeye başladı. Ne yaptınız? Sedat Mazlumoğlu diye bir arkadaşım var onunla macera için İstanbul'a gittik. Sedat'ın babası da İstanbul Şekercisi'nin yakın dostu. Onlar o dönemde bergamut, turunç ve patlıcan reçeli yapıyorlar. Bunları kavanozlar doldurduk, satmaya gittik. Taksim'de Ankara Pazarı'na gittik. Bilmiyorlar bergamutun turuncun ne olduğunu. İyi kötü sattık. Paralar bitti mi? Bitti. Benim asker arkadaşım var oto elektrikçiliği yapıyor. Yanına gittim. 'Burada başaramadım Antalya'ya dönücem otobüs param yok' dedim. 'Kolumdaki saati al da bana bilet alalım' dedim. Yüzüme baktı saati elimden aldı çekmeceye attı. 'İşte dükkan birlikte çalışıyoruz' dedi. Orada 1,5 sene kaldım. Dükkanı harika hale getirdim. Ama arkadaşım çok alkol alıyordu. O sırada Hilmi Konuk Antalya'da Anadol servisi açmış. Bir işi iyi yapmak en iyisini yapmak, başarmak var ya beni mutlu eden o. Para zaten arkasından geliyor. Maaşla yedek parça işine girdim. Ardından Okan'la ayrıldık ve Haluk Konuk ile yedek parça işine girdik. Birleşik Oto diye yedek parça işi kurduk. 70'li yıllar Murat 124'ler yeni başlamıştı. Para yok. İstanbul'a gittik bir sandık yedek parça aldım. 4 sandık da boş kutu. Rafları süsleyeceğim. Ama iyi para kazanmaya başlamıştık. Haluk işi değiştirmeye başladı. Muhabbet, yemekler gidiyordu. Ardından Tophane'de bir arkadaşımızın babasının yeri vardı. Orayı kiraladık ve Kulüp Çatı'yı kurduk. Adnan Alat, Haluk Konuk ve ben. Gündüz yedek parçada çalışıyorum. Akşam bara bakıyorum. İkisi bir arada yürümeyince yede parçaOğlunun sünnet cıyı devrettik. düğününde EViNDE YOKKEN TUVALETE KLiMA TAKTIRDI 1989’da evinizde klima yokken akaryakıt istasyonunuzdaki tuvaletlere klima taktırıp, fayansları İtalya'dan getirmişsiniz. Neden yaptınız bunu ? Hayal ettiğim tesisi gerçekleştirmek adına yaptım. Her diktiğim ağacın bile metresi vardı. Ege Seramik'in müdürü arkadaşımdı. Türkiye'ye ithalat çok zordu o dönem. İtalya'dan özel getirttim. Tuvalet ve temizlik benim için çok önemli. Klima koyduğum zaman insanlar ya senin evinde klima yok, tuvalete klima koyuyorsun, yaptığın yatırım rantabıl değil' dediler. Ama dinlemedim. Büyük de market açtım. Ona da şaşırdılar Siz istasyona da marketçiliğe de yeni bir soluk getirmişsiniz. Hilmi Beken adında bir restoran kurarak markalaştınız. Neler yapıyorsunuz burada? Şiş piyazla başladık. OSB yeni yeni gelişiyor. Arkadaşlar öğle yemeklerinde buraya geliyorlardı. Bir de personelimize yemek veriyorduk. Sonra şık bir restoran yapalım dedik. Papyonlu garsonlar, masa örtüleri... İnsanlar ürktü. Baktık zarar ediyoruz. Kapatalım dedik. Etrafını kapattık pide ve kebaba devam ettik. Derken iş büyüdü. Modül salon yaptık. Sonra Semih işe el attı. TARIMDA UMDUĞUMUZU BULAMADIK Yedek parça işinden sonra tarıma giriyorsunuz? Aydın Konukla bir çiftliğe gittik. 'Sebze işine girelim' dedik. Ziraat mühendisi abimiz vardı Adil Bölük. Onun da desteğini alarak 100 dönüm alanda, sebzeciliğe başladık.5 bin metrekare serada fidan yetiştirdik. 130 kişi çalıştırdık. Geceleri hiç şehre inmiyoruz, orada yatıp kalkıyoruz. Yıldız tipi domates yetiştirdik. İnanamadı insanlar. Bir şeyi atladık. Türkiye'de tarım reformu yok diyince yanlış anlaşılıyor. Herkes domates ekmiş o sene. İhracat da yok. Elde kaldı ürünler. Tarımda umduğumuzu bulamadık. Oğlu Melih Gelini Huriye C MY B C MY B Kendi bahçenizdeki portakalların da suyunu sıkıyorsunuz. Evet 26 dönüm yeri aldıktan sonra, aileden gelen bitkiyle içiçeyim. Doğayı seviyorum. Oraya Antalya'da yetişebilecek her türlü meyve ağacını diktim. Şu anda bahçemde 365 gün meyve var. Bunun yanında seram var. Sebze yetiştiriyorum. Kendim ve restoranım için. Son olarak gençlere tavsiyeniz nedir? İlk başta ailelerine sahip çıksınlar. Aile olmayı başarsınlar. İş hayatına, eşine, çocuklarına önem versinler. Beceren, siyasete girsin. Yerel yönetimlerde, Ankara'da bulunsunlar. Aileleri için yaptıklarını ülkeleri için de yapsınlar.