Katalog

4 SAYFA 24 MART 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Burdur’da beklenen oldu Aman TOKİ okul yapmasın evre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, CHP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar’ın TOKİ’nin Antalya uygulamaları konusunda verdiği soru önergesini yanıtlamış. Bakan Bayraktar’ın verdiği bilgilere göre TOKİ’nin Antalya’da 5 bin 112 konut projesi bulunuyor. Bunun karşılığında yurttaşlar kuruma 38.2 milyon lira ödemişler. TOKİ’nin yurttaşlardan, 83.9 milyon lira alacağı söz konusu. TOKİ, sadece konut yapmıyor. Yurt çapında olduğu gibi Antalya’da da, spor tesisi, cami, yurt, hastane, sosyal tesis, ticaret merkezi ve okul yapıyor. TOKİ’nin Antalya’da konut yapımı konusundaki başarısı herkese göre değişir. Kimine göre başarılı, kimine göre ise değildir. Bu ayrı bir tartışma konusudur. Ama okul yapımında başarılı olduğunu söylemek olası değil. TOKİ’nin üstlenip bazı yüklenicilere verdiği okul inşaatlarında büyük sıkıntılar yaşanıyor. Duraliler İlköğretim Okulu’nun zamanında bitirilmemesi bir yana yüklenicinin işi bırakıp kaçması yüzünden 800 öğrenci büyük sıkıntılar çekti, çekmeye de devam ediyor. Öğrenciler, cami lojmanında, gecekonduda, barakalarda eğitim almak zorunda kaldı. Benzeri bir sıkıntı Konyaaltı Sarısu’daki okul inşaatında yaşandı. TOKİ’nin yüklenicisi işi yarım bırakınca öğrenciler eski okulda sıkışıp kaldılar. TOKİ’nin hatırlı olduğu tahmin edilen yüklenicilere hesap sorup sormadığını bilemiyoruz ama okul inşa etme konusunda başarısız olduğu ortada. Bu yüzden artık Antalya’da TOKİ’ye okul yapımı işi verilmesin. Başkanlar yaşlılarımızı seviyor T Ç ürkiye'de döviz karşılığı bedelli askerlik yapılan tek il olan Burdur'da beklenen oldu. Bedelli askerliğin aniden kaldırılmasının ardından kent merkezindeki esnaf büyük bir şok yaşamıştı. İlk günlerin şaşkınlığı içinde ne olduğunu anlayamayan esnaf, sürecin kendilerini nasıl bir olumsuzluğa sürükleyeceğini gördü. Yetkililere, “Kaldırılan bedelli askerliğin yerine ne koyacaksınız?” diye sordular. Başta iktidar partisi AKP’den olmak üzere yetkililerden bu soruya net bir yanıt gelmedi. Hatta esnaf öneri bile getirdi. “Burdur’a asker lise ya da polis okulu kurulsun” denildi. Ama yetkililerden ses çıkmadı. Burdur’un çarşı esnafı kaderine terk edildi. Bugün gelinen manzara ortada. Burdur’un önemli ticari merkezlerinden olan be delli askerliğin yapıldığı 58. Piyade Eğitim Alayı güzergahında bulunan Kışla Caddesi adeta terk edildi. Çok sayıda lokanta, pastane, fotoğrafçı, fastfood, kafe, askeri malzeme satan dükkanın yer aldığı caddede dükkanlar bir bir kapanıyor. Birkaç ay içinde Kışla Caddesi'nde 30'a yakın işyeri kepenk kapattı. Boşaltılan dükkanlarda, 'kiralık' ya da 'satılık' yazıları dikkat çekiyor. Kepenk kapatan esnaf başta Antalya olmak üzere çevre illere kaçıyor. Kışla Caddesi'nde fastfood işleten Fatma Çağlar, “Bedelli döneminde çok güzel iş yapıyorduk. İki işyerimiz vardı, birini kapattık, diğerini de kapatacağız. Bu şekilde giderse bu caddede esnaf kalamayacak. Bedelli bizim can suyumuzdu” diye yakınıyor. Bedelli askerliğin kaldırılmasından en büyük zarar gören esnaf gruplarından birinin de berberlerin olduğu görülüyor. Burdur Berberler ve Kuaförler Odası Başkanı Veli Soy, kent merkezindeki 120 erkek kuaförünün teker teker kapısına kilit vurduğunu, bazılarının Antalya’ya taşındığını söylüyor. Burdur Aşçı ve Kebapçılar Odası Başkanı Birol Kaval’ın sözlerinden üye esnafın nasıl olumsuz etkilendiğini anlayabiliyoruz. Kaval, “Dövizli askerlikte temel eğitimin kaldırılmasının ardından Kışla Caddesi'nde 13 lokanta kapandı” diyor. Hükümet, bedelli askerlikte temel eğitim döneminin kaldırılmasına yönelik kararı alırken hiçbir hazırlık yapmadı. Burdur’un bundan nasıl olumsuz etkileneceğini hesaplamadı. Belki de Burdur’un nüf usuna bakıp, “Olsa da olur olmasa da” demiş olabilirler. Bir kentin kaderi ile oynadıklarının ne kadar farkında olduklarını bilemiyoruz ama Burdur’a yazık edildiği ortada… Y İki konu dört yazı B ugüne kadar kent ve ülke gündemindeki birçok konuyla ilgili duyarlılığını ortaya koyan Antalya Barosu'nun önceki gün de, '4+4+4 Eğitim Reformu' ve 'Sivas Davası'nın zaman aşımı konusunda açıklaması oldu. Baro Başkanı Zafer Köken'in de hazır bulunduğu basın toplantısında yönetimden Av. Tuncay Koç, 'Sivas Davası'nın zaman aşımına uğraması” konusunda açıklama yaptı. Bu konuda Antalya Barosu’nun görüşlerini ortaya koydu. Av. Polat Balkan ise son günlerde ülke gündemini oldukça meşgul eden, TBMM Milli Eğitim Komisyonu’nda onlarca milletvekilinin tekme tokat kavga etmesine yol açan '4+4+4 Eğitim Reformu' konusunda açıklamada bulundu. Av. Tuncay Koç ile Av. Polat Balkan, basın toplantısında önceden hazırlanmış bültenleri okudular. Antalya Barosu adına iki konuda yapılan açıklama tanıdık geldi. Gündemi takip edenlerde, “Bu ifadeler sanki daha önce yayınlandı” algısı oluştu. Biraz araştırıldığında şüpheler doğru çıktı. Antalya Barosu’nun, '4+4+4 Eğitim Reformu'yla ilgili olan açıklaması, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Eğitim Fakültesi'nin 16 Mart 2012 tarihinde yaptığı açıklamaya çok benziyordu. 'Sivas Davası'yla ilgili olanı ise gazeteci Sedat Ergin'in 17 Mart 2012 tarihli Hürriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısını fazlasıyla anımsattı. Antalya Barosu’nun, her iki konuda daha önce yapılan açıklamalardan yararlanmış olabilir. O açıklamalara katılıp altına imzada atabilir. Fakat en azından yazıdaki ara başlıkları değiştirebilirlerdi. Kendileri de biraz katkı yapmalıydı. Görüşlerine değer verdiğimiz baronun bir dahaki açıklamalarda bu konuya özen göstermesini bekliyoruz. 1 Mart’ın Dünya Ormancılık Günü olduğu fazla bilinmiyor. Geçtiğimiz günlerde VTV Televizyonu’nda bir programa katılan Orman Mühendisleri Odası Batı Akdeniz Şube Başkanı Hüseyin Özdoğan, 1971 yılından bu 21 Mart’ın dünya ölçeğinde “Ormancılık Günü” olarak kutlandığını söyledi. Hüseyin Özdoğan, programda meslektaşlarının ormana nasıl baktığını anlattı. Akdeniz bölgesindeki orman yapısı ve yangınlar konusunda ayrıntılı bilgiler verdi. Yangınlarla mücadele edecek ekiplerle, onları yönetecek kişilerin deneyimli olmasının önemine değindi. Zamanında ve doğru müdehale ile büyük felaketlerin önüne geçilebileceğini vurguladı. Özdoğan’ın, “Yangın söndürmenin sorumlusu ilgili Orman İşletme Müdürü olmalı. Yangını o yö aşlılar Haftası nedeni ile belediye başkanları huzurevlerini ziyaret edip, buralarda barınan yaşlılarımızın hatırlarını sordular. Çoğu bununla kalmayıp yaşlılara kahvaltı ya da yemek verdi. Belediye başkanlarının yaşlılara ilgi göstermesi elbette sevindirici bir olay. Ama başkanların yaşlılara ilgisi sadece yılın birkaç günü ile sınırlı kalmamalı. Yaşlılar, özel günlerinde ya da bayramlarda anımsanmamalı. Belediye başkanlarının yaşlılar için yapacağı kalıcı hizmetler var. Bunların başında sorumluluk bölgelerindeki yolların, kaldırımların, parkların yaşlıların kullanımına uygun hale getirilmesi, çağdaş standartlara ulaştırılması var. Antalya’dan örnek verilmek gerekirse, yaşlıların ilgi gösterdiği Kalekapısı civarında doğru dürüst bir tuvalet yok. Buralarda oturup sohbet eden, zaman geçiren yaşlılar tuvalet konusunda sıkıntı çekiyorlar. Sorumlu Muratpaşa mı, yoksa Büyükşehir mi bilemiyoruz ama ilgili belediyeler el birliği ile bu sorunu çözmeli. Böylece yaşlılara kalıcı hizmet verilmiş olurlar. Orman yangınları başlarken 2 netmeli” dedi. Antalya’nın yanı sıra Burdur ve Isparta’da görev yapan orman mühendislerinin örgütlü olduğu şubenin başkanı Hüseyin Özdoğan, yangınların Ankara’da kurulan “Komuta Kontrol Merkezi”nden yönetilmesini doğru bulmadı. Yerinden yönetimin şart olduğunu ifade etti. Türkiye’nin en büyük yangını olan Serik ile Manavgat arasında binlerce hektar ormanı yok eden büyük yangının, zamanında ve doğru müdehaleyle büyümeden önlenebileceğinin altını çizdi. Yeni yangın sezonu, dün Burdur Bucak’taki orman yangını ile başladı. Orman Bakanlığı’nın, Hüseyin Özdoğan gibi emekli olmuş deneyimli isimlerden yararlanması gerekiyor. Yararlanmaya, yangınları Ankara’da dev bilgisayar ekranlarından değil de yerinden yöneterek başlayabilirler. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B