Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 25 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Siyasi çevreye ilgi düzeyi iyasi partilerin, özellikle de muhalefetin çevre sorunlarına ilgisinin yeterli olduğunu söylemek mümkün değil. Yaşanan çevre sorunlarını iktidardaki AKP’nin görmezden gelmesini anlayabiliyoruz. Ama muhalefetteki CHP ve MHP’nin ilgisizliğini kavrayamıyoruz. İşte, son günlerde yaşadığımız iki olay bunun en somut örneği. Örneklerden birincisi, dünyaca ünlü Çıralı Koyu’nda yaşananlar. Çıralı sahili, 1. Derecede Doğal Sit Alanı kapsamında korunan bir bölge. Aynı zamanda nesli tehlike altında olan deniz kaplumbağalarının Türkiye’deki yuvalama alanlarından biri. Çıralı, ayrıca OlimposBeydağları Milli Parkı ve Tahtalı Dağı’nın önemli bir bitki alanı. Çıra S lı’da, birçok nadir ve endemik bitki türü doğal olarak yetişiyor. Çıralı bitkilerinin önemli bir kısmı da kumullarda yaşıyor. Çıralı sahili, fıstık çamlarına da ev sahipliği yapan dünyadaki az sayıdaki sahillerden de birisi. Deniz kaplumbağalarının ve bitkilerin geleceği kumulların korunmasına bağlı. Böylesi öneme sahip Çıralı sahilinin önemli bir parçasının Ormanspor amatör futbol takımı üzerinden birisine kiralandığı ortaya çıktı. Çıralı’da bir avuç çevreci ile bölge sakini direndi. Yazılı ve görsel medyanın ilgisi ile konu ülke gündemine taşınabildi. Bu süre içinde iki CHP Antalya Milletvekili Arif Bulut ve Yıldıray Sapan ile MHP Milletvekili Mehmet Günal, Çıralı’ya duyarlılık gösterdi. CHP ve MHP’nin il örgütlerinden ses çıkmadı. Partili milletvekillerinin açıklamalarını bile sahiplenmediler. Çıralı gündemi gibi kendi milletvekillerinin açıklamalarını da duymazdan gelmeyi tercih ettiler. Muhalefet partilerinin ilgi göstermediği çevre ile ilgili bir başka haber Aksu Çayı ile ilgiliydi. AKP Antalya Milletvekili Hüseyin Samani, Aksu Çayı Taşkın Önleme Projesi’nin ihalesinin yapıldığını müjdeledi. İhalenin bedeli 300 milyon lira. Projeye göre Aksu Çayı’nın yatağı yeniden düzenlenecek. Üstüne de 10 köprü yapılacak. Muhalefet partilerinden herhangi biri çıkıp, “Aksu Çayı’nın yatağı 2003 yılından sonra bozuldu. Çünkü AKP döneminde çayın üzerinde birkaçı ruhsatlı, çoğu ruhsatsız çok sayıda kum çakıl ocağı türedi. Ruhsatlı olanların bile geceleri kum ve çakıl çalmasına engel olunamadı. Aksu Çayı’ndan hala kum, çakıl çalınıyor. Ocaklar çayın yatağını bozduğu için çevredeki tarım alanları yok oldu. Bu yüzden birçok sel baskını yaşandı. Şimdi 300 milyon lira harcanarak ocakların bozduğu yatak, yurttaşın parası ile onarılmaya çalışılıyor” demedi. Benzeri örnekleri daha da artırmak mümkün. Her örnek siyasi partilerin çevreye ilgi düzeyinin yerlerde süründüğünü gösteriyor. Kimse, CHP ve MHP’nin kongre sürecinde olduğunu, bu yüzden gündeme yeterli ilgi gösteremediğini söylemesin. Olağan günlerde de duyarlılıklarını pek görmedik. Konyaaltı Sahil Yolu’ndaki görüntünün anlamı ne? K stanbul ile Ankara'da 11 yıldır yaşanan Bağımsız Filmler Festivali” kapsamında Antalya’da bazı etkinlikler yapılıyor. Festivalin 5 ödüllü filmi, Lara Metropol Sineması’nda gösteriliyor. Bağımsız Filmler Festivali’nin Antalya’daki etkinliği Alakır Nehri Kardeşliği Platformu yararına düzenleniyor. Festival kapsamında 25 Şubat Cumartesi 12.00 Terri , 15.30 Tahrir: İyi Kötü ve Politikacı. 26 Şubat Pazar 15.30 Machete Dili, 17.45 Burada adlı filmler gösterilecek. Film gösterilerinden sonra İstanbul’daki yapımcı ve yönetmenlerle interaktif söyleşi yapılıyor. Çevreye duyarlı Antalyalılarla, sinemaseverlerin Bağımsız Film Festivali gösterimlerini kaçırmamasını tavsiye ediyoruz. İ Bağımsız Filmler Festivali AKP’nin Kademeli Eğitim Sistemi’ne tepki KP hükümetleri döneminde göreve gelen 3 Milli Eğitim Bakanı, eğitim ve öğretim sisteminde birçok değişikliğe imza attı. Birinin yaptığını öbürü beğenmedi. Başta sınavlar olmak üzere yapılan değişiklikler ve düzenlemelerle eğitim sistemi deneme tahtasına döndü. Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in meclise gönderdiği son yasa teklifi, ilk bakışta zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarıldığı görüntüsünü verdi. Çağdaş bir Türkiye özlemi içinde olanların, 8 yıllık zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarılmasını desteklemesinden doğal bir olgu yoktu. Ama kısa süre sonra işin renginin böyle olmadığı ortaya çıktı. 12 yıllık eğitim döneminin 4’er yıllık 3 parçaya bölündüğü, böylece fiilen zorunlu eğitimin 4 yıla indirilmek istendiği görüldü. Bunun anlamı, Doğu ve Güneydoğu ile kırsal kesimde kız çocuklarının 4 yıldan sonra okutulmaması demek. Ayrıca dar gelirli ailelerin erkek çocuklarının da eğitime erkenden A paydos etmesi söz konusu. Fotoğrafın yavaş yavaş netleşmesi üzerine tepkiler de artmaya başladı. Eğitim – Sen ve Eğitim – İş gibi sendikalar tepki gösterdiler. Burdur CHP İl Kadın Kolları da tepkisini dile getirdi. İl Kadın Kolları Başkanı Ümran Minas Ayan ve CHP’li kadınlar PTT binasında toplanarak, Ankara’ya telgraf gönderdi. TBMM Milli Eğitim Komisyonu’na tepki telgrafı gönderdikten sonra basın açıklaması yapan CHP Burdur İl Kadın Kolları Başkanı Ümran Ayan, teklifi, “Utanç verici” olarak değerlendirdi. AKP’nin, eğitimi konunun uzmanları ile değil de parti grubunun görüşleri ile biçimlendirmeye çalışmasının vahim bir hata olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Teklif, eğitim sistemini sarsıyor ve halkın eğitim hakkının kuşa çevrilmesini öngörüyor. İlköğretim sistemini değiştiriyor. Şimdi kesintisiz 8 yıl ve zorunlu olan ilköğretimi, kesintili yaparak iki parçaya bölüyor. İlk dört yıla birinci kademe, ikinci dört yıla ikinci kademe diyor. Sözde iki kademe de zorunlu. Oysa gerçek öyle değil. Zarzor 5 yıldan 8 yıla çıkardığımız zorunlu eğitim süresi, gerçekte 4 yıla düşürülüyor. Söz konusu kanun teklifine göre ilköğretim 4 yıllık birinci aşamadan ibarettir; gerisi laftır. Çocuklarımız daha 11 yaşında çıraklık dünyasına sokulmaktadır. İlköğretimde 4. sınıfı bitiren çocukların, ikinci dört yılı Bakanlar Kurulu’nun belirleyeceği açık öğretim programlarında okuyarak bitirmiş sayılmaları, hem erkek hem de kız çocuklarının, ama daha da çok kızların örgün eğitimin yani okul çatısının dışına itilmelerine yol açacaktır. Çocuk gelin utancı daha da büyüyecektir. AKP milletvekillerince verilmiş olan bu çağ dışı teklifin derhal geri çekilmesini istiyoruz. Hükümeti, eğitim hakkımızı gasp etmekten vazgeçmeye çağırıyoruz.” Sayın Ümran Ayan’ın dile getirdiği kaygıları taşıyanların sadece CHP’liler olmadığının bilinmesinde yarar var. arayolları’nın Konyaaltı Sahil Yolu’nda sürdürdüğü yenileme çalışmaları sonucunda ortaya trajikomik bir görüntü çıktı. Sahil şeridindeki yolun kotu bazı yerlerde öyle bir yükseldi ki görenlerin ağzı açık kalıyor. Daha önce sahildeki kaldırımdan daha aşağıda olan yolun kotu bazı yerlerde yarım metre yükseğe çıktı. Kaldırımda yürüyüş yapan yurttaşlar, daha yüksekten seyreden kamyonların, otobüslerin lastiklerinin kendi boylarının seviyesinde olduğunu görüp korkuyorlar. Herkesin ortak bir kanısı var: “Bu yolda çok araç denize uçar. Bu arada insanları ezip geçer. Her kış yoldan akan su sahildeki kaldırımı basar.” Herkesin ortak görüşü, görüntünün Konyaaltı’nın imajını olumsuz yönde etkilediği yönünde. Başta Konyaaltı sakinleri olmak üzere yurttaşlar, hatanın düzeltilmesini, yol kotunun eskiden olduğu gibi kaldırım düzeyine indirilmesini istiyorlar. Karayolları yetkililerine, “Yol yakınken hatadan dönün” diyorlar. Ama Karayolları yetkililerinin hiç oralı olduğunu sanmıyoruz. Çünkü yükseltilen sahil yolunda asfalt üstüne asfalt dökülüyor. Yurttaşlar gibi biz de Karayolları yetkililerinin ve kurumda çalışan uzmanların yoldaki kot yükselmesini görüp görmediğini merak ediyoruz. Yetkililerden bir açıklama bekliyoruz. Sahil yolundaki durum bir hatadan mı kaynaklanıyor? Yoksa yolun kotu bilinçli olarak mı yükseltildi? Acaba sahildeki projenin sahibi olan Konyaaltı Belediyesi bu durum karşısında ne düşünüyor? Durum böyle devam ederse belediye ne yapacak? O da kaldırımlarını mı yükseltecek? Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B