Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 11 ŞUBAT 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN Batı Çevre Yolu ne oldu? ntalya’da yaşanan son fırtına sonrası yaşanan görüntüler, doğa ile uğraşmanın, suyun ve denizin doğal sınırlarının zorlanmasının ne tür felaketlere yol açabileceğini bir kez daha ortaya koydu. Dev dalgaların Konyaaltı sahil yolunu ulaşıma nasıl kapattığını televizyonların canlı yayınlarında izledik. Dalgaların verdiği hasarın ardından Konyaaltı sahil yolunun onarımına geçildi. Bu arada karayolunun sahil tarafındaki bandında ulaşım yapılamadı. Yaşananlar ayrıca Dr. Bekir Kumbul’un Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde yapılan İkinci Boğaçayı Köprüsü’nün Antalya için ne kadar yaşamsal önemi olduğunu da gösterdi. Bir kez daha, “İyi ki zamanında bu köprü yapılmış” dedik. Gerek yaşanan felaketler gerekse her geçen gün artan trafik yükü Antalya’nın Batı Çevre Yolu’na olan gereksiniminin ne kadar acil olduğunu ortaya koyu Bakan Eroğlu’nun yanıtı A yor. Durum böyle olmasına rağmen Karayolları’nın sorumluluğundaki Batı Çevre Yolu gündemde yok. Konyaaltı’nı özellikle kamyon ve ağır tonajlı araç trafiğinden kurtaracak olan Kepezaltı ile Hurma arasındaki bu yol projesinin durumu konusunda yetkililerden doyurucu bir açıklama duyulmuyor. Adalet ve Kalkınma Partisi yetkilileri, projenin yaşama geçmemesini CHP’li Büyükşehir ve Konyaaltı belediyelerinin imar sorunlarını çözmemesine bağlıyorlardı. Son gelişmeler bölgedeki imar sorunlarının önemli ölçüde çözüldüğünü gösteriyor. Mezarlıkların da olduğu dar bir bölgede sıkıntı var. Yani bu durumda top artık merkezi yönetimin kucağında. Ama hükümetten, Batı Çevre Yolu Projesi’nin ihalesine yönelik bir haber gelmiyor. Projeye bütçeden kaynak ayrılıp ayrılmadığı bile belli değil. Kulağımıza gelen duyumlara göre Batı Çevre Yolu için bütçe ayırmayan Karayolları Genel Müdürlüğü, Kemer – Tekirova yolunun standartlarının yükseltilmesi için harekete geçmiş. Bu yolun ihalesi yapılmış. Kemer – Tekirova Karayolu’nun asfaltı yenilenecekmiş. Dalgaların zarar verdiği Konyaaltı sahil yolundaki onarım da bu kapsamda yapılıyormuş. Batı Çevre Yolu’nun yapımına başlanmaması Antalya’ya yazkış sıkıntı yaratıyor. Ama hükümet cephesinden gerekli duyarlılık gösterilmiyor. Her ne kadar iktidar partisi yetkilileri kabul etmese de, sanki yerel seçimin ardından hükümetin Antalya kent merkezindeki seçmenlere karşı soğukluğunun devam ettiği görülüyor. Bu gidişle Antalya Batı Çevre Yolu’nun yapımı önümüzdeki yerel seçimlerden sonraya kalırsa şaşırmayalım. P Sobaları artık müzede görebileceğiz ntalya Büyükşehir Belediyesi, Demirciler ya da Sobacılar Çarşısı olarak bilinen yerde bulunan kuleyi Soba Müzesi olarak kullanacağını açıkladı. Müzenin çarşıya hareket getirmesi amaçlanıyormuş. Yıllardır boş olan, ne için kullanılacağına karar verilemeyen Sobacılar Çarşısı’ndaki kulede müze oluşturulması olumlu bir adım ama bunun bölgeye hareket getirip getirmeyeceği tartışmalı. Çünkü Sobacılar Çarşısı’nda mesleğini yapan esnaf sayısı giderek azalıyor. Dükkanlardan çekiç sesleri gelmeyeli hayli oldu. Yapılan yenileme projesinden sonra yükselen kiralar esnafın belini büktü. Buna bir de çarşıdaki çözülemeyen altyapı sorunları ve yetkililerin ilgisizliği eklenince esnafın kopuşu hızlandı. Çarşıdaki işyerlerinin yarısı kapalı. Bu gidişle ya tamamı kapanacak ya da amacı dışında kullanılacak. Belki de çarşıyı yenileyenler de bunu amaçlıyordu. Burasını demircilere, sobacılara çok görüyordu. Özetlemek gerekirse belediyenin orada Soba Müzesi kurması yerinde bir davranış. Böylece gelecek kuşaklara, “Eskiden burada sobacılar ve demirciler vardı” denilmiş olur. Çiçeğe cezanın açıklaması A C HP Antalya Milletvekili Av. Gürkut Acar, Gazipaşa’da Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere çiçek verilmesinin soruşturma konusu yapılmasını TBMM gündemine taşıdı. Milletvekili Acar, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’e yönelik soru önergesinde, Öğretmenler Günü töreninde Belediye Başkanı Cem Burak Özgenç’in öğretmenlere çiçek vermesi nedeniyle öğretmen ve okul yöneticileri hakkında soruşturma açılmasının nedenlerini sordu. Acar, önergesinde şu sorulara yanıt arıyor? “Öğretmenler Günü kutlamalarında öğretmenlere çiçek verilmesini suç sayan ve soruşturulmasını gerekli kılan mevzuat hangisidir? Kutlama programında yer almadığı gerekçesiyle Öğretmenler Günü’nde öğretmenlere çiçek verilmesi soruşturulması gereken bir durum mudur? Öğretmenler Günü törenlerine il veya ilçelerin seçilmiş belediye başkanlarının ka tılmasını bir sorun olarak görüyor musunuz? Tören programında yer almadığı halde Belediye Başkanı’nın öğretmenlere çiçek vermesine olanak tanıdıkları gerekçesiyle kimler hakkında soruşturma açılmıştır? Soruşturmanın açılmasını Gazipaşa Kaymakamı mı istemiştir? Öğretmenlere çiçek verilmesi nedeniyle başlatılan soruşturma sürecinin incelenmesini sağlayacak mısınız? Belediye Başkanı’nın CHP’li olmasının, soruşturma açılmasında etkisi olup olmadığının incelenmesini sağlayacak mısınız?” Bu sorulara Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in nasıl yanıt vereceğini kestiremiyoruz. Bakan Dinçer’in vereceği yanıtı da şimdiden merak ediyoruz. Ama şurası bir gerçek ki ilçe kaymakamının öğretmenlerin anlamlı gününde çiçeği cezalandırmaya yönelik uygulaması ülke gündemine oturdu. Taraflı tarafsız herkesin de tepkisini çekti. erde arkasındaki bazı siyasilerin teşviki ile olsa gerekir bir süreden beri Burdur’da yapay bir gündem oluşturulmaya çalışanlar oldu. Aksu Çayı üzerindeki Karacaören Baraj Gölü üzerinden fırtına koparılmaya çalışıldı. 1984 yılından bu yana gündemde olan Karacaören’den Antalya’ya içme suyu sağlanması ile ilgili proje, sanki yeni başlamış gibi kamuoyunda algı ve tepki oluşturulmak istendi. Birileri, DSİ tarafından en son 2004 yılında yenilenen projeyi kamuoyuna, şu anda CHP Milletvekili olan Ali Haydar Öner’in Isparta Valiliği döneminde, yani 2009 yılından sonra kotarılmış gibi göstermeye çalışıyor. Oysa kısa bir araştırma yapılsa projenin 30 yıla yaklaşan süreci olduğu anlaşılabilir. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun, konuyu kendisi ile görüşmeye gelen Burdur heyetine verdiği yanıt, göl suyunda fırtına koparmak isteyenlere ders niteliğinde. Eroğlu, BUTSO Başkanı Yusuf Keyik, AKP milletvekilleri Bayram Özçelik ve Hasan Hami Yıldırım, Bucak TSO Başkanı H.Yalçın Meçikoğlu, Bucak Belediye Başkanı Ramazan Ayaz, İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Ekinci, İl Ziraat Odası Başkanı Kemal Kubilay, Bucak Ziraat Odası Başkanı Muzaffer Özdemir ile AKP il yöneticilerinden oluşan heyetten, “sakin ve soğukkanlı olmalarını” istiyor. Eroğlu “İlgili kanuna göre, bu suyu vermiyoruz deme şansına ben dahil kimse sahip değil” dedikten sonra şunları söylüyor: “Sular ülkenin suyudur. Ben İSKİ Genel Müdürüyken, işte İstanbul’un içme suyunu, ta Bolu’dan getirdik. O suyu getirirken de bölge insanları, sizler gibi tedirgin oldular. Ama biz suyu getirdik. O aldığımız barajı temizledik. Herkes arıtmalarını yaptı. Şu anda turizme açık vaziyette ve yine oradaki işletmeler çalışıyor. Kimsenin de kaybı olmadı. Üstelik daha temiz bir baraja sahip oldular. Antalya’ya su verilsin ya da verilmesin, zaten biz, mutlaka bu barajın girdilerini temizlemek zorundayız. Çünkü, 2025 yılına kadar AB normlarına göre; tüm Türkiye’de pis dere, nehir, herhangi bir atık kalmayacak, tüm akarsu ve göllerimizi temizlemiş olmamız lazım. Bu bize Başbakan’ın talimatıdır. Bu çalışmaları zaten yapacağız.” Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Aksu Çayı üzerinde Karacaören 1 ve 2 olmak üzere iki baraj gölü bulunduğuna dikkat çekerek, Burdur’un bu konuda şanslı olduğunu anlatıyor. Üsteki baraj gölünden içme suyu alınabileceğini, balık çiftliklerinin alttaki baraj gölüne taşınabileceğini söylüyor.Yani orta yolu gösteriyor. Bakan Eroğlu’nun yaptığı açıklamalardan sonra Karacaören üzerinden Antalya, Isparta ve Burdur arasında tartışma açmaya çalışan kesimlerin artık susması gerekiyor. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B