24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SAYFA 10 ŞUBAT 2012 CUMA "Antalya'da İŞ'te HAYAT" Hazırlayan PELİN GEL AĞAN olduğunu görorunlarınızın sağlığı için güzel etkileri . dük p t i r e ü ü n ü r pekmezden Mimarlıkla ilgili neler yapıPekmen markasıyla tesr s unuz? o y cillendirdiniz. llarla çok ilgiliyim. Spor Oku in uller mam Piyasadaki ferans salonu, kreş kon nu, içinde katkı maddesi oldu salo yapıyorum. eler proj gibi fıntığu için biz pekmez ve n ları neden önemli? l o s a Spor ğı karıştırıp bir ürün elde eteğitim;spor, kona pa'd Avru tik. Bunu torunlarımız için ı ve dağlarda nlar salo ns fera bu es yaptık. Sonra herk nce gibi aleğle e Bizd . üründen faydalansın diye yapılıyor Spor salonu hiç yok. ıyor. gılan ürünü piyasaya sunduk. Dans salonu uydurma. ha sonra ürünü ekonomik Konfera ray'dan çok sayıda tasa durumu iyi olmayan Antal Gala çıkmasının nedeni spor ya'daki okullarda dağıttık. sporcu uzun olmasıydı. Çocuklar üzerindeki inanılmaz salonum Türkiye'de Rönesans iddiasındalar ntalya'nın en tecrübeli mimarlarından Ercan Evren. Önce Antalya'nın ilk turistik oteli olan Antalya Motel'i, ardından Lara Otel'i kurup işletmiş. Daha sonra mimarlığın yanında Türkiye'de ilk kez gerçekleştirdiği ilginç projelerle adını duyurmuş. 'Çocuklar katkısız ürünlerle beslensin' diye eşi ile birlikte Türkiye'nin bulunmaz iki nimeti olan pekmez ve fındıktan ürettiği mini barı Pekmen markasıyla tescillendirmiş. Bununla da kalmamış alafranga tuvalete yaptığı basamak şeklindeki ilginç buluşuyla da çok tepki toplamış. Yenilikçi kimliğiyle tanınan Evren, halen okul, sağlık ocağı, spor ve konferans salonu gibi yerlerin projelerini de çiziyor. Sosyal yönü güçlü olan Evren, Antalya Sanayici İşadamları Derneği (ANSİAD) ile Antalya Eğitim Vakfı'nın (ANTEV) da kurucu üyelerinden. Sanata olan tutkusunu PEKMEZ VE FINDIK MUCİZESİ T ANTEV'in kurucularından Ercan Evren ve arkadaşları Antalyalı çocukları müzik, resim ve robot teknolojisiyle tanıştırmaya hazırlanıyor. "Türkiye'nin Rönesans”ını yapacaklarını iddia eden eğitim gönüllüleri proje kapsamında düzenlenecek TIR ile her gün bir okul ziyaret ederek çocuklara müzik, resim ve robot teknolojisi anlatacaklar Meltem Mahallesi A her fırsatta dile getiren Evren, Antalya'da çok sesli müziğin de temelini atanlardan. Evren, Antalya Filarmoni Derneği'nin kurucularından. Evren ve arkadaşları şimdi de ANTEV olarak Türkiye'nin Rönesans’ı dedikleri bir projeye imza atıyorlar. Gezici bir TIR ile her gün Antalya'nın bir okuluna giderek müzik, resim ve oyuncak CNC makinesiyle robot teknolojisini çocuklarla tanıştırıp çocuklarda hem sanat anlayışını oturtmaya çalışacaklar hem de buradan seçtikleri yetenekli çocukları eğitecekler. Bu hafta 'Antalya'da İŞ'te Hayat' sayfamızın konuğu olan Evren ile çocukluğunu, eğitim yıllarını, iş yaşamını ve Türkiye'deki sanat ve estetik anlayışının bi DOĞASINA AŞIK OLMUŞ Türkiye'ye dönünce Antalya'da yaşamaya başladınız. Neden Antalya? İsviçre’den dönünce iş aradım. Alanya'da sınıf arkadaşım Selahattin Tokuş yaşıyordu. Onun yanına gitmek için Antalya'ya geldim. Kış olmasına karşın Antalya pırıl pırıldı. Aşık oldum doğasına, Toroslarına. Burada kalmaya karar verdim. 1962’de Antalya'ya geldiniz. Antalya'nın o zamanki mimari yapısı nasıldı? Antalya o zaman yeni gelişiyordu. Yüksek bloklar yoktu. Herkes Kaleiçi'nden iki katlı diye tabir edilen Memur Evleri’ne taşınıyordu. Biz de Kaleiçi'ne yerleştik. Çok güzel anılarımız oldu. Kaleiçi'nin evlerini araştırdım. Eski Rum ustaların evleriydi. Çok estetiklerdi. Ondan sonra yapılan evlerde o estetiği göremiyoruz. Türkiye'de sanatkar olanlar Rumlar ve Ermenilerdi. Türklerin böyle bir merakı yok. Resmi, İslamiyet’in yasakladığını zannetmiyorum. Ondan sonraki yorumlar yasakladı. Yaratmak kelimesi kullanılmaz, yaratan sadece Allah’tır. Halbuki o yaratma farklı. Onun için hat, ebru gelişti. Hat olarak da müthiş eserler meydana getirmiş Türk hattatları. Bunların korunması geliştirilmesi lazım ama günlük hayatta sanat gibi görülmesi doğru değil. Mimari yapının öneminden bahsediyoruz. Marks'ın evi hala duruyor. Antalya'da bir tek Kaleiçi kaldı. 50 yıl sonra çocuklarımıza nasıl binalar bırakacağız? Avrupa'da binaların kalıcı olmasının bir nedeni taş olmaları. Beethoven, Mozart ve Marks'ın evleri taştan. Bizde ahşap bina gelişmiş. Taş, hep kamusal binalarda kullanılmış. Sivil binaların ise çoğu yanmış. Belki İslami inanıştan kaynakla Antalya nan ya da alışkanlıktan Motel gelen bir şey var. Bu dünyanın önemi yok. Bizdeki saraylar çok mütevazı. Profesyonel olan mimarların seçtiği, güzel dediği şeyler güzeldir. Bu, halka güzel gelmeyebilir. Ankara'da Atatürk Merkezi diye bir bina var. Harika bina. Ucube diye yıkmaya kalktılar. Ulus'taki Anafartalar İşhanı çok güzel. Onu Ankara’nın kalbine saplanan hançer gibi görüyorlar ve yıkacaklar. Antalya'da içinizi acıtan yapı var mı? Antalya'daki binalar çok güzel değil. Bu betonarme edebiyatı da doğru değil. Betonarme yapmak durumundasınız. Betonarme değil, mimarlar suçlu. Bir de bütün mesele arztalep meselesi. Halk istemezse mimar veremez. Yukarıdan bakıldığında kentte tabut gibi yapılar var... Uçaktan baktığınızda Barselona da öyledir. Bunları düzgün yapmak mümkün. Bu sanatkarlık istiyor. Sanatkarlar da çok yok. Antalya en hızlı büyüyen şehirlerden. Mimarlık çok yeni. Şimdi Antalya'da yeni yeni güzel binalar yapılmaya başlandı. Genç mimarlar iyi. Kafa değişikliğine ihtiyaç var. Onun temelinde sanat var. Antalya'nın ilk moteli Antalya Motel'i ve Lara Otel'i yapıp işletiyorsunuz? Sizi buna iten neydi? Biraz şehrin dışındaydı. Yolu yok telefonu yok. Şimdi bakınca gözüm korkuyor. Ben inşaatçıyım. Antalya'da turizmin gelişeceğini gördük. Bina çok rustikti hala herkes çok beğenir.Kaliteli müşteri vardı. Lüks arabalarla gelirlerdi Neden bıraktınız turizmi? Sonra Lara Oteli'ni yaptık. Turizm iyi gidince. Özal'ın zamanında yüksek enflasyon, sabit kur vardı. Enflasyon bu Klasik müziğe düşkünlüğünüzü biliyoruz. Antalya'da Filarmoni Derneği'nin kurucularındansınız. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Gençliğimden beri klasik müzik takip eden biriyim. Evimizde böyle bir kültür olduğundan değil. Bizim evde de alafranga müzik çaldığında babam ‘kapatın şu zırıltıyı’ derdi. 11. sınıftayken Fransız hocamız gramafonunu getirir bize klasik müzik ANTEV olarak Türkiye'nin lojisini çocuklara göstermek dinletirdi. Rönesans’ı dediğiniz projeyi istiyoruz. Tasarladıklarını Ben de müziği dünya takdir etharekete geçirmeye hazırlanı CNC'ye yükleyecekler. Avrupa'da tiğine göre ‘güzel birşey vardır’ yorsunuz. bu yapılıyor. Belki bu Rönesansdedim. Akıl yürüterek başladım Çok heyecanlı bir proje. Uma ta geç kalmış olmamızın açığını kadinlemeye. Saray Sinemarız gelecek kuşaklar bizi bunla patırız. Bunlara büyük ihtiyaç var. sı'nda İstanbul Filarmoni Deranarlar. Biz Sayın başkanımızın biSanat bir eğlence olarak algılaneği'nin organize ettiği klasik ze vereceği ototbüs içinde bilgisa nıyor. Ben bunlara tınsal altyapı dimüzik konserleri olurdu. Dersyarlı bir organizasyon kuruyoruz. yorum. Ruhsal altyapı sağlam olten kaçar,buraya giderdim. Ve bu bilgisayarda müzik ve resim madan maddi yapıları yükleyeAntalya'da klasik müzik yoktu. hocası çocuklara hergün bir okul mezsiniz. Bunda başarılı olar tüm Atatürk Kültür Merkezi yapıldı. da sanatın önemiyle ilgili resim Türkiye'ye yayarsak herkes biFilarmoni Orkestrası, oda orgünkünün belki 10 misli. Beve müzikle ilgili bilgi verecek. En linçlenir. Yetenekli çocukları kestrası olarak 1995'te kuruldu. lirsizlik hakimdi. Düzeleceğiazından sanatın akıllarında da yeteneklerine göre yönAma gelemiyorlar. Yer yok. O zakalmasını sağlayacak. Otolendirmek ve ileride yetene inanmıyorduk. Baktık ziyan man Mehmet Arman'la sanat derbüsümüzde bunların uynekli çocuklar okulu da ettik. Kötü bir zamanda yaptık inneğini kurduk. O zamanki bakana telgulamasını yapacağız. kurarız diye ümit edişaatı. 78’de ihtilal öncesi. Malzeme graf çektik. Senfoni orkestrasının müCNC makinesiyle yorum. yok. Mecbur kaldık bırakmaya. Yokdürünün Antalya'ya gönderilmesini istedik. robot teknosa borcumuz yoktu. İnci Hanı ve Sıdıka Hanım Antalya'ya geldiArdından ilginç yatırımlarınız oluyor. ler. Biz burada onlara yer bulduk ve derneAlafranga tuvalete basamak sistemi ya makla ği kurduk. pıyor, büyük tepki topluyorsunuz. çömelerek tuEşinizle yarım asrı paylaşmışsınız. Dört Aslında çok büyük bir şey değil. Ben valetinizi yapabiliyorsunuz. Biz bunu hijçocuğunuz, 12 torununuz var. Nasıl bir eş, alafranga tuvalet nasıl alaturka olarak yenik, pratik ve sağlıklı oluşundan dolababa ve dedesiniz? kullanılabilir diye düşündüm ve 30 san yı yaptık. Çok tepki topladık. Bizden alan Çocuk çok seviyorum. İnanın 12 torunum timlik bir basamak yaptım. Bir gazeteci bu bir müşterimiz Amerika'da bunun satılvar. Sokakta çocukları seviyorum. Aile hanu duymuş haber yaptı. Basında çıkınca dığını gösterdi. Sağlık için fevkalade biryatımız da çok düzgün. müthiş bir hücuma uğradık. Bu basa şeymiş orada da gördük. nalara ve şehirlere olan etkilerini konuştuk. 1932 yılında Ankara'da doğup büyüdünüz. Aslen Kırşehirlisiniz. Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Çocukluğum Türkiye ekonomisinin zor yıllarına rastladı. Ekmek karneyle alınıyordu. Nüfus cüzdanlarımızda onların damgası vardı. Aile hayatımız çok iyiydi. Babam memurdu. Annem de babam da çok iyi geçinirdi. Ben de tek oğlan çocuktum. Biraz şımarık büyüdüm. Evde babaannem vardı. Babaannemi çok severdim. O bana hep Kırşehir yemekleri yapardı. Pekmezli un helvasını unutamam. İlkokul 4. sınıfta annem bana matematik dersi aldırdı . Hiç anlamadım neden aldırdığını. O, matematikte hep iyi olmamı sağladı. Evin tek çocuğu olmama rağmen beni Galatasaray’a gönderdi annem. Ercan Evren anne ve babasıyla MELTEM DAHA GÜZEL OLABİLİRDİ ener Ulusoy ve Selahattin Tonguç döneminde meclis üyeleği yaptınız. ‘Keşke’ dediğiniz bir şey var mı? Tonguç'la ciddi tartışmalarımız oldu. Benim agresif bir huyum var. Daha sevecen ılımlı olsam bir sürü şeyi yaptırabilirdim. Mesela Meltem konutları hep kavgalı oldu. Ben onların daha güzel olmasını istemiştim. Konum olarak dünyaya örnek mimarlar çıkabilirdi. Y KLASİK MÜZİK TUTKUSU SANAT iÇiN BÜYÜK PROJE AHi EVRAN'IN TORUNU Ahi Evran'ın torunusunuz, değil mi? Torunu olduğumuz söyleniyor. Bizim için önemli. Bazı kaynaklar Ahi Evran'ın evlenmediğini söylüyor. Fatma Bacı var. Baciyanı Rum Anadolu Kadınlar Derneği'nin başkanı. O zaman kadınların bir derneği varmış. Bizim de büyük büyük ninemiz o derneğin başkanıymış. Keçe, dokuma gibi şeyler yaparmış. Türkiye'nin en köklü okullarından Galatasaray Lisesi'nde okudunuz. Nedir Galatasaraylı olmanın farkı? Arkadaşlarınız arasında tanıdık isimler var mı? Galatasaray’ın köklü bir okul. Enderundan gelen şehzadelerin okuduğu bir okul. Galatasaray'ın eski gelenekten gelen bir gücü vardı. Gecegündüz birlikte olduğunuz insanlarla canciğer oluyordunuz. Tugay Şener Galatasay'ın kalecisi. Bir sınıf üstümdeydi. Sinangillerden Sinan Sinangil çok iyi arkdaşımdı. Birlikteliğimiz hala devam ediyor. Toplanıyoruz. İTÜ Mimarlık'ta okudunuz. Bilinçli bir tercih miydi? Galatasaray'ın bir özelliği de resim atölyesinin olmasıydı. Sanat çok önemliydi. Resmim ve matematiğim çok iyi olduğu için ben bunların ikisini birleştirecek bir meslek tercih ettim. O da mimarlık oldu. İTÜ Mimarlık çok güzel bir fakülteydi. Mezun olduktan sonra İsviçre'ye gidip yaşadınız. İsviçre'ye gitme nedeniniz nedir? Avrupa'da bu işler daha iyiydi. İdollerimiz hep yabancıydı. Hata belki ama kendimiz mimar yaratamadık. Sinan Sinangil orada okuyordu. Ben de oraya çalışmaya gittim. Hayatı ben orada anladım. İki yıl kalmayı planladım. Bunun için de arabamın plakasını bile gideceğim tarihe göre ayarladım. Sonra ülkeme döndüm. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle