Katalog

28 KASIM 2012 ÇARŞAMBA SAYFA HABER Türkiye’nin gözü, büyüme potansiyeline sahip Hindistan, Brezilya, Çin, Arjantin, Körfez ve Kuzey Afrika ülkelerinde. Özel düğün organizasyonları isteyen, alışveriş ve golf sporunu seven Hindistan’a önemli bir pazar olarak bakılıyor yeni hedef Hindistan 4 GÖRECE GİRAY ERCENK [email protected] “YAYA’YA ÖNCELİK...” entler , “kendi yiyeceğini üretmeyen yerleşim/yaşam alanı” olarak tanımlanır... Kentlerin yiyecek işini kırsal halleder... “Köyü yaratan kenttir” sözü, köyle kent arasındaki “işbölümünü” anlatır... Üretim biçimi farklı olduğu için, köyün ve kentin kendi içindeki üretim ilişkisi; yani yaşam biçimi (kültür) ve onun parçası olan yerleşim özellikleri farklıdır... Cumhuriyetin ilerleyen yıllarına kadar her kent biraz köy/kasaba değil miydi? ’60lı yıllar; Antalya’da, her birinin kendi bahçesi olan evler zamanı... 27 Mayıs sonrasında, Antalya’ya vali ve belediye başkanı olarak General Nuri Teoman atanmıştı... Teoman Paşa’nın ilk işi, “at arabalarına koşulan atların kıçına torba takılması” emrini vermek olmuştu... Ardından “sabah uykularını bölen horozlar kesilecek” emri geldi... Evlerin arka bahçelerinde beslenen tavuk/horoz milletinin erkek tarafı kısa sürede bıçak altına gitti; tavuklar bir süre horozsuz kaldı, sonra onlar da... Teoman Paşa’nın uygulamaları alaya alındı, eleştirildi... Oysa o yıllarda Antalya, turizmin uç verdiği; portakal bahçelerinin imar adalarına bölünmeye; salt “her işi yaparım” deyip, birkaç saat içinde yapıp/çatarak, çoluk/çocuk gecekondulara sığınan emekçilerin değil; iş sahibi yerli yabancı varsılların, Konyaaltı Caddesi’nde daire edinerek yerleştikleri yer haline geliyordu... “İki kere ikinin duruma göre beş ettiği” köy/ kasaba yaşam düzeninin aksine, kentin kişiye/duruma göre değişmeyen kuralları vardı... Bugünün “Dünya Kenti” Antalya’nın kentleşme sancıları çektiği yıllar... Antalya bugün, kişi başına en çok araç düşen yerlerin başında yer alıyor... Araç sayısı, sürücüsünden yayasına illa ki yayasına tüm kentlinin yaşamını zora sokan sayılara ulaşmış durumdu... Ne alt/üst geçitler; ne yolların araçlara kapatılması, trafik sorunu çözmeye yetmiyor... Ancak sorun, salt artan araç sayısı değil... Geçtiğimiz yıllarda yapılan bir ankette “Türklerin, araçlarını dişi olarak gördükleri, öylece kullandıkları” sonucu çıkmıştı... Bu yargıyı reddetmek kolay değildir... Neden mi? Çünkü Şark insanın mantığı “güç”ten beslenir... Bizde sürücüyü “trafik canavarı” yapan, kullandığı bilmem kaç beygir gücündeki araçtan beslenen bu “güç” duygusudur... Anlayacağınız, bizde sürücüler trafiğin efendisidir; kaldırım yüksekliğinin uygarlık ölçüsü sayıldığı Batı’da ise yayalar... Öyle ki Batı’da “yayaya kırmızı ışık yok” desen olur... Konyaaltı Bulvarı ’nda “Yaya Öncelikli Yol Projesi” uygulaması başladığında aklımdan bunlar geçti... Yolunuzu Konyaaltı Bulvarı’na düşürün, uygulama başladığından beri, geçitlerde yayalara nasıl hürmet var görün... Akıl edip, emek verenlerin beynine, emeğine sağlık... K Uçuş sorunu B ir milyardan fazla nüfusu olan Hindistan'ın alım gücünün yüksek olduğuna dikkat çeken Ayık, “Yüksek alım gücüne sahip kitlenin ilgi gösterdiği dört klasikleşmiş destinasyon var. Bunlar, Singapur, Malezya, Tayland ve Dubai. Bu dört destinasyonun uçuş mesafeleri 3 ile 5 saat arasında. İstanbul, Mumbai ve Yeni Delhi uçuşları da 56 saati buluyor. Dolayısıyla Türkiye, yakın destinasyon olarak ön plana çıkıyor” diye konuştu. THY'nin sadece Mumbai ve Yeni Delhi'ye seferlerinin olduğunu kaydeden Ayık, Hindistan'da yeni uçuş noktalarının açılmak istendiğini fakat edindikleri izlenimlere göre bu noktada sıkıntıların olduğunu dile getirdi. Ayık, “Bu sıkıntıyı aşmak için siyasi otoritenin de uçuşlar konusunda destek olması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu. CEREN KAYA Önyargıları yok intlilerin Türkiye ve Türklerle ön yargılarının olmadığının altını çizen Başkan Ayık, sözlerine şöyle devam etti: “Kendilerini Türkiye'ye çok yakın hissediyorlar ve Türkiye'de olmak istiyorlar. Türkiye'nin hem doğulu bir tarafının olması, hem de batıyla çok entegre bir sosyal hayatın ülkemizde yaşanması, Hintliler için ciddi bir çekim noktası yaratıyor.” H ürkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, Nar Beach Bistro'da düzenlediği basın toplantısında, TÜROFED’in Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın desteği ve 12 turistik işletmenin katılımıyla 1824 Kasım arasında Hindistan'a düzenlediği geziyi değerlendirdi. 2012 sezonunun başlarda biraz sıkıntılı geçtiğini ifade eden Ayık, sezonun ortalarına doğru durumun düzeldiğini anlattı. T Küçük ölçekli büyüme Türkiye'nin turizmde bundan sonra daha küçük ölçekli oranlarda büyüyerek yoluna devam edeceğini dile getiren Ayık, bu gerçekle birlikte yatak arzının da büyüdüğünü söyledi. Ayık, “Bu gerçek, Türkiye'nin yeni pazarlara ihtiyacı olduğunu apaçık ortaya koymaktadır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin yakın coğrafyasında ve orta mesafelerdeki destinasyonları hareketlendirmesinin gerekliliği ortaya çıkmaktadır” diye konuştu. TÜROFED Başkanı Osman Ayık, önümüzdeki yıllarda Hindistan, Ortadoğu ülkeleri, Körfez ülkeleri, Kuzey Afrika ülkeleri, Brezilya, Çin ve Arjantin gibi birtakım ülkelere ve büyüme potansiyeli içeren pazarlara açılıp oralara ağırlık vereceklerini kaydetti. Ayık, “Bugüne kadar yaptığımız araştırmalar çerçevesinde Hindistan'ın Türkiye için önemli bir pazar olacağının kanısına vardık. Gelişmeye çok açık, hızlı büyüme yakalayabileceğimiz bir pazar olacağını düşündüğümüz için ilk fırsatta kendimize hedef olarak Hindistan'ı seçtik. Hindistan'a Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliğiyle tanıtım amaçlı bir gezi düzenledik” diye konuştu. Hindistan'ın gerek nüfus, gerekse ekonomik potansiyeli ile turizmde hedef pazar konumundaki bir ülke olduğunu ifade eden Ayık, Hindistan'ın üst düzey gelir grubuna sahip kitlesini Türkiye'ye çekmek amacıyla golf, balayı ve düğün organizasyonu yapan ve uluslararası tanınmışlığı olan 12 işletme ile Hindistan'ın Mumbai, Bangalore, Chennai, Hyderabad ve Delhi şehirlerine görüşmeler yaptıklarını anlattı. Gezide Hindistan'ın turizm profesyonelleriyle de bire bir görüşmeler yaptıklarını belirten Ayık, “2013 yılının ekim ayında yapılacak iki büyük düğün organizasyonunun sözünü aldık. Bu düğünlerin nerede ve hangi otellerde gerçekleştirileceği ilerleyen günlerde belli olacak. Biz çalışmalarımızı sürdürüyoruz” diye konuştu. Bakanlığın yeni çıkardığı kararla, okul formaları kaldırılıyor. Ancak karar yurttaşı ikiye böldü. Kimileri, öğrencilerin kendilerini daha özgür hissedeceğini, kimileri de gelir dengesizliğinin, giysilere de yansıyacağını, bunun da sorun olacağını söylüyor Seher Bayıklılar : “Bence güzel bir sistem. Öğrenciler arasında rekabet olacak ama şimdi de var aslında. Ayakkabı, mont gibi kıyafetlerinde zaten birbirleriyle yarışmaya çalışıyorlar. Murat Fidan : “Okul forması daha iyi bence. Kıyafet serbestliği olunca rekabet artacak öğrenciler arasında. Parası olup alanlar, olmayıp alamayanlar olacak. Okul forması iyi.” Oğuzhan Tosun : “Ben olumsuz değerlendiriyorum. Çünkü okullara kimin girdiği belli olmayacak. Okulun öğrencisi mi değil mi formadan anlaşılıyordu. Şimdi anlaşılamayacak.” Kıyafet serbestliği 157 bin yabancı yurttaşı ikiye böldü sağlık için geldi S Berkay Civek : “Öğrencilerin okula gitme isteklerinin daha çok artacağını düşünüyorum. Kendini sıkı bir yönetim içerisinde hissetmeyecek. Okul için daha istekli olunur sanırım.” Aysen Yıldırır : “Öğrenciler için biraz zor olabilir. Çünkü maddi durumu iyi olanlarla, durumu olmayanlar arasında çatışmalar yaşanabilir. Forma ile bunların önüne geçiliyordu.” Şeref Gökkaya : “Bence güzel olacak. Üniversite gibi isteyen istediği kıyafeti giyebilir. Öğrencilerin, kendilerini bu kıyafetlerle daha özgür hissedeceğini düşünüyorum.” ağlık Bakanlığı 2012 raporuna göre son 11 ayda, 107'yi aşkın ülkeden, 157 bin 176 yabancı ziyaretçi, Türkiye’de sağlık hizmeti aldı. Bunlardan 96 bin 703'ü acil sağlık hizmeti aldı, yani turistik amaçlı gelip rahatsızlığından dolayı muayene gördü. Tedavi amaçlı olarak ise Türkiye'ye yaklaşık 60 bin 473 yabancı ziyaretçi geldi. Tedavi amaçlı gelenler arasında yüzde 17 ile göz tedavisi için gelenler ilk sırada yer aldı. 2008 yılında 74 bin 93 yabancı Türkiye’de tedavi olurken, 2009 yılında bu rakam 91 bin 961’e, 2010’da 109 bin 678’e, 2011’de 156 bin 176’ya çıktı. Bu yılın 11 aylık döneminde ise rakam 157 bin 176 olarak tespit edildi. En çok göz hastalıkları tedavisi için gelen yabancı hastalar, ayrıca onkoloji, ortopedi, kardiyoloji, beyin cerrahı, plastik cerrahi ve diş branşlarında da hizmet alıyor. En çok göz hastalıkları tedavisi için geliyorlar “Üreten Anadolu” Afyon’dan başlıyor HURİYE MAZİ/AFYONKARAHİSAR K Barış, yenileniyor Ş epez Belediyesi, Yeşiltepe Mahallesi’nde pilot uygulama olarak başlatılan “Bilgi Evi” projesinin ikincisini Barış Mahallesi’nde hayata geçiriyor. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, kütüphane ve internet hizmetinin verildiği 'Bilgi Evi' uygulamasının ikincisini Barış Mahallesi'nde yapacaklarını söyledi. Daha önce “Sağlık Hizmetleri Yeşil Kart Birimi” olarak kullanılan belediyeye ait binada, Kepez Bele ekerbank'ın kuruluşunun 60. yılı nedeniyle "Üreten Anadolu Buluşmaları" adı altında ortaklaşa bir konferans programı başlatan Şekerbank yöneticileri, bugün düzenlenecek program öncesi Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ı ziyaret etti. 60’ıncı yıla özel Banka olarak Afyonkarahisar'dan başladıkları 'Üreten Anadolu Buluşmaları' projesinin, Şekerbank'ın tarıma, esnafa, KOBİ'lere ve işletmelere odaklı 'Anadolu Bankacılığı' stratejisinin bir sonucu olduğunu vurgulayan Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, “Afyonkarahisar'da ilkini gerçekleştireceğimiz 'Üreten Anadolu Buluşmaları' projesi, Şekerbank'ın üretimi destekleyen bu yaklaşımının bir ürünüdür. Projeyi, bankamızın 60. kuruluş yılına özel olarak başlattık” diye konuştu. diyesi Başkan Yardımcıları Orhan Kocaağa, Mesut Kocagöz ve Fen İşleri Müdürü Ali Arslan ile birlikte inceleme yapan Tütüncü 'Bilgi Evi' uygulamasının ikincisi için çalışmaların hızlandığını söyledi. C MY B