Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
6 SAYFA 9 EKİM 2012 SALI Keçiboynuzu eçiboynuzunun, toprak bakımından seçici olmaması, kuraklığa dayanıklı olması ve yaprağını dökmemesi nedeniyle doğal çevre açısından önem taşıdığını kaydeden AÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, “Ağacı yanında meyvesi ve tohumunun farklı endüstrilerde kullanımı keçiboynuzunun ekonomik değerini artırıyor” dedi. Gübbük, keçiboynuzunun ekonomik açıdan önemini arttıran en önemli kısmının tohumu olduğunu belirtti. Tohumun kabuk, endosperm ve embriyo olmak üzere 3 ana kısımdan oluştuğunu aktaran Gübbük, “Tohum kabuğu, içerdiği renk maddelerinden dolayı genellikle kozmetik sanayide kullanılıyor. Tohumun embriyo kısmı ise zengin bir protein kaynağı olup, insan ve hayvan beslenmesinde kullanılıyor. Tohumun asıl önemi ise yüzde 80–85 galaktomannan içeren ve Locust Bean Gum (zamk) olarak adlandırılan endüstriyel polisak Endüstrinin vazgeçilmezi: Dünyanın en pahalı bitkisi afranbolu ilçesinde yetiştirilen ve çok sayıda kullanım alanı olmasından dolayı “mucize bitki” diye adlandırılan dünyanın en pahalı bitkisi safranın kilosu 15 ila 20 bin lira arasında satılıyor. Ağustos ve eylül aylarında ekilen, ekim ve kasım aylarında hoş kokulu mor çiçekler açan, sabah erken saatlerde güneş doğmadan hemen önce toplanan safran, boya sanayisi, yemek, kozmetik, ilaç ve gıda endüstrisi gibi alanlarda kullanılıyor. Safran, kendi ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarı renge boyama özelliğine sahip olmasıyla da biliniyor. Bizans döneminde ticareti yapılan, Osmanlı döneminde de önemini koruyan bu bitki, Safranbolu'da 38 çiftçi tarafından 38 dekar alanda üretiliyor. 80 bin çiçekten sadece yarım kilo safran elde edilebiliyor. Akdeniz ikliminin karakteristik bitkilerinden keçiboynuzu, gıdadan, kozmetik sanayiye; eczacılıktan tekstile geniş bir alanda kullanılıyor. Ancak ülkemizde kapama keçiboynuzu bahçeleri hala yetersiz K Zeytinde bereket yılı S T ürkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, zeytin üretiminin yok yılı (periyodisite) olan 2011'de ilk kez var yılı üretimini geçtiğini kaydederek yok yılı üretiminin, var yılı rakamlarının üzerine çıkarılmasında Türk çiftçisinin büyük başarısı olduğunu ifade etti. Yok yıllarında önemli oranda üretim artışları görülmeye başlandığını anlatan Bayraktar, "20052011 dönemi yok yıllarında, 19982004 dönemine göre üretimde yüzde 74'lük artış sağlanırken, aynı dönemde yok yıllarında meyve veren ağaç sayısında yüzde 15'lik artış görülmüştür. Bu oranlar bize, yok yıllarında da var yıllarına göre bir verim artışını göstermektedir. Yok yıllarındaki artış, periyodisitenin azaldığının varlığına işarettir" dedi. Bayraktar, periyodisiteye karşı, ıslah edilmiş çeşitler geliştirilmesi başta olmak üzere, yok yılının azaltılmasının zeytinliklerin bakımıyla da ilgili olduğunu belirtti. karitten kaynaklanıyor” dedi. Gübbük, son yıllarda keçiboynuzu meyvesinin gıda endüstrisinde de pekmez dışında değişik alanlarda kullanılmaya başlandığına işaret etti. Keçiboynuzu zamkının gıda sanayide; ekmek, pasta, dondur Kapama bahçeler yok! lkemizde İspanya, İtalya ve bazı yetiştirici ülkelerde olduğu gibi kapama keçiboynuzu plantasyonlarının yaygın olmadığını dile getiren Gübbük, “Keçiboynuzu plantasyonları yaygın olmamakla birlikte, son yıllarda 2B arazilerinin kiralama yolu ile tahsisinde, zeytin ve badem yanında keçiboynuzunu da yaygın olarak kullanılıyor” dedi. Son yıllarda Akdeniz Bölgesinde özellikle Adana ve Antalya’da Orman Bölge Müdürlükleri ile bazı Orman İşletme Müdür Ü lüklerinin keçiboynuzu yetiştiriciliğine uygun alanlarda, ya tohumdan ekim yaptıklarını, ya da tohumdan yetiştirilmiş aşısız fidanları diktiklerini belirten Gübbük, “Bazı çiftçilerimiz de 2B kapsamında kiraladığı arazilerde gerek tohum ekerek ve gerekse keçiboynuzu çöğürlerini kullanarak bahçe tesis etmeye başladı. Ayrıca Antalya’da meyveyi tohumdan ayırarak işleyen, meyveden pekmez, un, çay ve farklı gıda mamulleri üreten fabrikaların olması, önemli bir aşama” diye konuştu. ma ve şekerlemelere kadar değişik alanlarda kullanıldığını kaydeden Gübbük, “Bu zamk gıda endüstrisi yanında, tıpta, kağıt sanayinde, matbaacılıkta, tekstilde, kozmetikte, mobilyacılıkta, kibrit sanayisinde, deterjan ve plastik sanayisinde ve ayrıca diş macunu, et ve balık konservesi, sos ve dondurma yapımında yoğunlaştırıcı olarak da kullanılıyor” dedi. Gübbük, keçiboynuzu meyvesinin sofralık tüketimi yanında; hayvan yemi, kedi ve köpek maması yapımında, eczacılıkta öksürük şurubu yapımında, gıda endüstrisinde pekmez yapımında, pasta, kurabiye, kek ve şekerlemelerde ve ayrıca çay ve kakao gibi içecek olarak da kullanıldığını söyledi. Keçiboynuzu yetiştiriciliğine gereken önemin verilmediğini dile getiren Gübbük, ülkemizde özellikle Akdeniz ve Ege Bölgesinde çok sayıda verimsiz ağacın olduğunu kaydederek, “Bunlar verimli çeşitlerle aşılanmalı” dedi. Kurbanlıklar bu yıl yerli olacak K urban Bayramı'nda bu yıl pazarlara ithal angus cinsi sığırlar çıkmayacak. Kurbanlıkların kilogram fiyatı ise 1013 lira arasında değişecek. Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği Genel Başkan Yardımcısı Nazif Karabulut, Türkiye'de besiciliğin yoğun olduğu merkezlerde yetiştiricilerin, kurbanlıklarını satmaya başladıklarını söyledi. Saman fiyatının arttığını belirten Karabulut, "Bu yıl kurbanlık pazarlarında, ithal anguslar olmayacak. Yerli olacak” dedi. Hafta sonu kitaplar arasında geçti K onyaaltı Belediyesi tarafından bu yıl üçüncüsü düzenlenen Uluslararası Konyaaltı Kitap Fuarı büyük ilgi görüyor. Hafta sonu tatilini kitap fuarında değerlendiren yurttaşlar, sevdikleri yazarlarla bir araya gelip sohbet etme imkanı buldu. Çocuklar da kendileri için oluşturulan okuma ve oyun salonlarında keyifli vakit geçirdi. Fuara ilgiden memnun kaldıklarını belirten Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Ailece gelen kitapseverler, istedikleri kitapları indirimli alma fırsatı bulurken, sevdikleri yazarların imza gününe katılıp, on larla sohbet ediyorlar. Bu fuarla Antalya’da önemli bir eksikliği giderirken, korsan satışın önüne de geçmiş oluyoruz” dedi. Yazarlarımıza ilgi Kitap fuarının uzun soluklu olmasını isteyen kitapseverler, “Daha önce başka kentlerde düzenlenen kitap fuarlarına katılıyorduk. Konyaaltı Belediyesi’nin kitap fuarı sayesinde istediğimiz kitapları buluyor, hem de ucuza satın alabiliyoruz” dediler. Haftasonu fuara katılan Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev Coşkun ve Yazarlarımız İlhan Taşçı, Öner Yağcı’nın yanı sıra, Buket Uzuner, Ahmet Şafak, Öner Yağcı, Muammer Karabulut, Sinan Yağmur, Canan Tan, Füsun Önal, Yekta Kopan, Ece Temelkuran, Kahraman Tazeoğlu okurların büyük ilgisini topladı. Yazarlarımızın imza günü Önümüzdeki hafta sonu gazetemiz yazarları yine Antalya’daki okurlarla bir araya gelecek. 13 Ekim, saat 14.00’de Mine Kırıkkanat ve Zeynep Oral, Cumhuriyet Kitapları standında kitaplarını imzalayacak. Işık Kansu da aynı gün ‘Kan Denizindeki Mercek’ başlıklı söyleşiye katılacak, kitaplarını da cumartesi ve Pazar günleri imzalayacak. Muhtarlar yüzme öğreniyor NTALYA (AA)Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından düzenlenen program çerçevesinde 26 kıyı ilinden seçilen 26 köy muhtarına Antalya'da yüzme ve çevre bilinci öğretiliyor. Eğitim Kemer ilçesine bağlı Kiriş beldesindeki bir otelde ''Yüzme öğrenelim, temiz denizlerimizde yüzelim'' adıyla verildi. Eğitime çevre konusunda duyarlı ve başarılı çalışmaları olan 26 köy muhtarı katıldı. Otelin havuzunda Gençlik Hizmetleri ve İl Spor Müdürlüğü'ne bağlı 4 yüzme eğitmeni tarafından 5 gün boyunca yüzme dersi alacak muhtarlara, eğitim A sonunda sertifika verilecek. Ayrıca eğitim programı çerçevesinde muhtarlara çevre duyarlılığı ile ilgili seminerler de verilecek. Yüzme eğitmeni Oya İbrişim, Bakanlığın etkinliğine sahil illerinden 26 muhtarın katıldığını söyledi. Eğitmenlerin muhtarlara günde 1,5 saat yüzme dersleri verdiğini belirten İbrişim, ''Yüzme bilenlere teknikleri, bilmeyenlere ise su üstünde kalmayı öğreteceğiz. Eğitimlerle su korkularını yeneceğiz. Muhtarların bunu yapması demek gittikleri yerlerde insanlara bunu öğretmeleri demek” diye konuştu. C MY B C MY B