Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 EKİM 2012 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 Çocuklarda karın ağrılarına dikkat Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Emel Oğuz, apandisitin en önemli belirtisinin karın ağrısı olduğunu anımsatarak, anne ve babaları uyardı Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Medikal Direktörü Doç. Dr. Murat TUNCER BÖBREK HASTALIKLARI Nedenleri ve en son tedavi yöntemleri İdrar rengi koyulaşınca doktora Bilinçsiz antibiyotik kullanımı, ağrı kesiciler, idrar yolları enfeksiyonu böbrek iltahablarına yol açabilir.İdrar renginin kola veya çay renginde olması, vucutta şişlik, halsizlik, idrar yaparken yanma gibi belirtilerden yakınıyorsanız vakit kaybetmeden bir uzmana başvurun. Böbrek iltihabı nedir? Prof. Dr. Murat Tuncer:Böbreğin herhangi bir kısmının vucudun savunma hücreleri tarafından işgal edilmesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan hastalıklara verilen genel isimdir.Böbreğin tutulan bölgesine bağlı olarak 3 başlıkta tanımlıyabiliriz; 1)Glomerülonefritler :Nefrit olarak da bilinir. 2)Pyelonefrit :Böbreklerin tutulduğu idrar yolları enfeksiyonu. 3)Tubulointertisyel nefrit :Genellikle penisilinler başta olmak üzere antibiyotikler ve ağrı kesicilere bağlı olarak gelişir.Genellikle fark edilmeden kendiliğinden iyileşir. Belirtileri nelerdir? Glomerülonefritler:İdrarda kan veya protein görülmesi, Çay veye kola rengi idrar yapma, Kanda böbrek fonksiyonunun kabaca göstergeleri olan üre, kreatinin gibi maddelerin yüksekliği, Vücudun değişik bölgelerinde şişlik(ödem) Kan basıncında artış(Hipertansiyon) Kan yağlarında artış (Hipertansiyon), Kan yağlarında artış(kolestrol veya trigliserid yüksekliği), İdrarın köpüklenmesi veya idrar miktarında azalma. Pyelonefriti; İdrar yaparken yanma, Ağrı, Ateş, Titreme, Bel ağrısı, Bulantı kusma. Tubu loin tertisyel nefritler; Ateş, Vücudun özellikle göğüs kısmı ve kolların üst dış kısımlarındaki kaşıntılı döküntüler. Nedenleri nelerdir? Glomerülonefritler;Bir kısmı besin, sarmaşık veya polen alerjisine ilaçlara, romatizmal hastalıklara, enfeksiyonlara veya bazı kanserlere bağlı gelişebilir.Bir çoğunda da herhangibir neden tespit edilemez. Pyelonefrit:Genellikle idrar yollarından E. Coli başta olmak üzere baktarilerin böbreğe ulaşmasıyla ve nadiren de kan yoluyla olur. Tubulointertisyel nefritler:Genellikle penisilinler başta olmak üzere antibiyotiklere, iç maddesi parsetamol olmayan 'nonsteroid antienflamatuar'ağrı kesicilere bağlı görülür. Kimlerde sık görülür? Glomerülonefritler:Her yaş grubunda karşımıza çıkabilir.Boğaz enfeksiyonu geçirip tedavi olmayanlar, damar içine ilaç veya uyuşturucu alışkanlığı olanlar, romatizmal kalp kapak hastaları, sigara kullananlar ve SLE (lupus) başta olmak üzere belirli romatizmal hastalığı olanlar glomerülonefrit tiplerinin gelişimine daha yatkındır. Pyelonefrit: Her yaşta ve cinste görülmekle birlikte;kadınlar, prostat ve taş hastaları başta olmak üzere idrarın rahat yapılmasını engelleyen hastalığı olanlar, idrar yollarındaki fonsiyonel veya anatomik bozukluklara bağlı idrar kesesinden böbreklere geri idrar kaçıran hastalar, daha önceden böbrek yetmezliği bulunanlar, böbrek nakli hastaları ve idrar sondası takılan hastalar plelonefrit gelişimine daha yatkındır. Tubulointertisyel nefritler:Her yaş ve cinste görülebilir.Özellikle hekim kontrolü dışında antibiyotik ve ağrı kesici kullananlarda görülme olasılığı daha sıktır. Tedavi edilmesse ne olur? Prof.Dr. Murat Tuncer:Glomerülonefritlerin çok büyük bir kısmı uzun dönemde böbrek yetmezliğine sebep olabilir.Bu nedenle mutlaka tedavi edilmelidir.Pyelonefritler tedavi edilmezlerse böbrek veya hasta kaybına yol açabilir.Tübülointertisyer nefritlerin kücük bir kısmında hastalığa yol açan ilaç kesilmez veya hastalığa yönelik tedavi başlanmazsa böbrek yetmezliği gelişebilir. Ne zaman doktora gitmek gerekir? Prof.Dr. Murat Tuncer:İdrar renginin kola veya çay rengi olması, kan basıncında yükselme, vücutta şişlik(ödem), halsizlik olması durumunda glomerülonefritten şüphelenmeli ve hemen bir böbrek hastalıkları doktoruna (nefroloğa) başvurulmalı.İdrar yaparken yanma, ateş, titreme, bel, ağrısı ve bulantıkusma durumunda acilen bir nefroloğa gitmek gerekir.İdrar yaparken yanma veya zorlanma yaygın bilindiği gibi 'ayağını üşütmek'veya 'idrarını tutmak' gibi sebeplere bağlı değildir.Antibiyotik kullanımı sırasında ateş, vucutta kaşıntılı döküntüler çıkması durumunda ve parasetamol harici ağrı kesicilerin kullanımı sonrası vucutta yaygın şişlik (ödem) gelişmesi durumunda kullanılan ilaçların kesilip acilen bir nefroloğa başvurmak gereklidir.Kız çocuklarında ikinci, erkek çocuklarında ise ilk idrar yolu enfeksiyonu sonrası çocuğun idrar yollarının anatomik veya fonksiyonel bir bozukluk yönünden incelenmesi, ileride böbrek yetmezliğine kadar varabilen durumları engelleyecektir. Teşhis nasıl konulur? Prof.Dr. Murat Tuncer:Fizik muayene , bazı kan ve idrar tetkikleriyle tanı konulur.Glomerülonefritlerin ayırıcı tanısında çoğu zaman böbrek biyopsisine kadar giden ayrıntılı tetkiklere ihtiyaç duyulabilir.Pyelonefrit vakalarında bazen böbrekmesane ultrasonografisi istenebilir.Ciddi seyreden tubulointertisyel nefrit vakalarında nadiren ayırıcı tanı için böbrek biyopsisi gerekebilir. Nasıl tedavi edilir? Prof.Dr. Murat Tuncer:Glomerülonefrit vakalarında tuzsuz diyet, hastanın tansiyonun 1318'in altında tutulması (günlük idrarda 1 gramın üzerinde protein atanlarda bu sınır 12.57.5'in altındadır) kolestrolü yüksek hastalarda diyet ve statin grubu ilaçların kullanılması ve idrarında protein kaybı olanlarda protein kısıtlı diyet uygulaması temel tedavi yöntemleridir.Tedavi yaşam boyu uygulanır.İlaç tedavisi olarak başta kortikosteroidler olmak üzere hastalığın tipi ve ağırlığına göre çok çeşitli bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar kullanılır.Bu ilaçlar hastalığın tipi ve şiddetine bağlı olarak genellikle 3 ay2 yıl (nadir vakalarda yaşam boyu) kullanılır.Pyelonefritlerde ise idrar kültürüne uygun antibiyotiklerin kullanımı esastır.Antibiyotik tedavisi 14 gün sürer.Yanıt alınamayan vakalarda tedavi 46 haftaya dek uzatılabilir.Hastalarda bulantıkusma olması, genel durum bozukluğu, gebelik sepsis (kana gecen enfeksiyonun tüm organlara yayılması) ve yaşlılık durumlarında damarlardan tedavi verilir.Ateş düştükten 2448 saat sonra ağızdan tedaviye geçilir.Tubulointertisyel nefritlerde temel tedavi hastalığa yol açan antibiyotik veye ağrı kesicinin kesilmesidir.Nadir vakalarda kortikosteroid veya diyaliz tedavisine gerek duyulur. Başarılı operasyon H ŞEYİ N ER BAŞI SAĞLIK M edical Park Antalya Kalp Hastanesi Direktörü ve Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Hüseyin Okutan ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyonla 61 yaşındaki Yalçın Sezgin'e eş zamanlı olarak koroner bypass ve anevrizma ameliyatı yapıldı. Teşekkür etti Antalya'da yaşayan emekli Sezgin, bir hafta önce akşam saatlerinde göğüste yanma, baskı şikayeti olduğunu, bu sıkıntılarının sabaha kadar geçmemesi ve yürümekte de zorluk çekmesi nedeniyle hemen hastaneye geldiklerini belirtti. Hastaneye geldiğinde çok kötü durumda olduğunu, şimdi ise kendini gayet sağlıklı hissettiğini söyleyen Yalçın Sezgin, Prof. Dr. Hüseyin Okutan'a ve emeği geçen herkese teşekkür ettiğini söyledi. G Basit operasyon perforasyon gelişen apandisit olgularında zaman kaybının hayati tehlike yaratabileceğini, zamanında ameliyat edilmediği durumlarda ölümle sonuçlanabileceğini belirtti. hastada (özellikle de erken dönemde Akut apandisitte) gözlenmeyebilir. Genellikle hasta yediklerini içerir tarzda kusar, perfore apandisitte safralı kusma da görülür. Bu belirtilerin yanında, kabızlık ya da ishal gibi tuvalet alışkanlığında değişiklik ve gaz çıkaramama gibi şikayetleri de olabilir'' diye konuştu. edical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Emel Oğuz, apandisitin 610 yaş çocuk grubunda sık görüldüğünü, 2 yaşından küçüklerde görülme oranı % 2 civarında olduğunu ve en önemli belirtisinin karın ağrısı olduğunu belirtti. Genellikle göbek çevresinde veya mide üstünde başlayan ağrılara dikkat çeken Op.Dr.Emel Oğuz M ''apandisit sürekli ve künt bir ağrıya neden olur, azalma ve çoğalma gösterebilir, ama hiçbir zaman ağrı tamamen yok olmaz. Genellikle 412 saat sonra ağrı karın sağ alt bölgesine yerleşir. Bazı hastalarda ise ağrı karın sağ alt bölgesinde başlar ve orada kalır. Değişik yerleşim şekilleri nedeniyle ağrı sırtta, sağ veya sol kasıkta, sağ bacakta, idrar torbasının üst kısmında hissedilebilir'' dedi. ünümüzde apandisit ameliyatları en basit operasyonlardan biri olduğunu söyleyen Op. Emel Oğuz, tedavisi kolay olmasına rağmen karın ağrısı önemsenmeyen ve Belirtiler Sinsi bir hastalık meliyatın başarılı geçtiğini belirten Prof. Dr. Hüseyin Okutan yaptığı açıklamada, “Hastamıza yapılan cerrahi işlem Aort Anevrizması ameliyatıdır (Kalpten çıkan ana damarın balonlaşması). Hastamızın göğüste yanma ve baskı şikayetleriyle gelmesi sonucu, Koroner Anjiyografi yapıldı. Sonrasında aort damarında balonlaşma ve koroner damarlarında daralma tespit edildi. Eş zamanlı olarak Koroner bypass ameliyatı ve anevrizma ameliyatı yapıldı. Bu anevrizma rahatsızlığı sinsi bir hastalıktır. Çoğu zaman belirtileri tam anlaşılmayabilir. Eğer bu rahatsızlığa zamanında tanı konulmaz ise anevrizmada patlama olabilmekte, hastada aniden yaşamını kaybedebilmektedir. Önceden tanı konulması hayati önem taşımaktadır. Yalçın beyin şuanki sağlık durumu gayet iyi, kendisini ameliyatının 5. günü taburcu ettik” diye konuştu. İ A ştahsızlık, bulantı ve kusmanında apadisitin nedenleri arasında yer aldığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op.Dr. Emel Oğuz ''hastaların yüzde 75'inde bulantı görülür. Kusma her edical Park Antalya Hastane Kompleksi Organ Nakli Bölüm Başkanı Prof. Alper Demirbaş ve Opr. Sabri Tekin tarafından gerçekleştirilen operasyonla Nimet Tanrıverdi'nin böbreği (48), abisi Selahattin Aydın'a (58) nakledildi. Sivas'da yaşayan 58 yaşındaki emekli Selahattin Aydın’a kısa süre önce böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Doktorların tedavi sürecinde diyalize girmesi gerektiğini söylemeleri üzerine nakil olmaya karar verdiğini anlatan Aydın, “Böbrek nak M KARDEŞi ABiSiNE HAYAT VERDi li olan arkadaşlarım vardı. Onların tavsiyesi ve kızkardeşimin verici olmak istemesiyle Antalya'ya geldik. Hastanede yapılan tetkiklerin olumlu çıkması üzerine naklimiz gerçekleşti diyen Selahattin Aydın, kızkardeşime ve operasyonu gerçekleştiren tüm ekibe teşekkür ediyorum” diye konuştu. Abisine böbreğini bağışlayan 2 çocuk annesi Nimet Tanrıverdi de “Diyalizin çözüm olmadığını biliyorduk, o nedenle abimin diyalize girmeden nakil olmasını istedim dedi. Prof. Alper Demirbaş da hem abinin hem kardeşinin sağlık durumlarının iyi olduğunu, birkaç gün içinde taburcu olacaklarını söyledi. C MY B