Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 7 OCAK 2012 CUMARTESİ GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN “Satılmasın, teknolojisi yenilensin” Büyükşehir’de Cumhuriyet okunmuyor mu? “Ağa Takılanlar”da bir hafta içinde iki kez VTV haber ekibine yapılan özel güvenlikçi engellemesini yazdık. Konuyu, özel güvenlikçilerin hizmet verdiği Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin dikkatine sunduk. Ama Büyükşehir cephesinden hiç ses çıkmadı. Durum böyle olunca, “Herhalde basın özgürlüğüne engellemeye yönelik eylemleri önemsemiyorlar” diye düşündük. Fakat kulağımıza gelen bir duyum bizi şaşırttı. “Ağa Takılanlar”ı okuyan bir yurttaş, olayın birinin geçtiği Cumhuriyet Meydanı civarından sorumlu olan Büyükşehir görevlisine, yazılanları sormuş. Görevli haberi olmadığını söylemiş. Sonra da merak edip yazılanları okumuş. Sonra da bağlı olduğu Büyükşehir yetkililerini bilgilendirmiş. Bilgilendirilen yetkililerde söylenenlere bakılırsa konudan habersizmiş. Söz konusu görevlinin tavrı samimi ise ortada bir başka düşündürücü gerçek var. O da, Cumhuriyet Gazetesi’nin onun Akdeniz ekinin Büyükşehir’de okunmadığı, haberlerinin takip edilmediği sonucu çıkıyor. Ama buna inanmak istemiyoruz. Ekmekte değişimi kim kontrol edecek? kmekte standartlar değişti. Yeni standart uygulamaya girdi. Buna göre, ekmek artık en az 300 gram değil 250 gram olacak. Yani 50 gram hafifleyecek. Ayrıca eskiden ekmeğin yüzde 1.65’ini oluşturan tuz oranı yeni ekmekte yüzde 1.50 olacak. Kepek oranı da yeni yönetmelikte artırıldı. Bunun için eskiden kullanılan 550 tip un yerine kepek yoğunluğu daha fazla 650 tip un kullanılacak. Yeni ekmek tipi ile israfın ve obezitenin azaltılması amaçlanıyor. Ekmekteki yeni sistem, kamuoyundan genel olarak destek görüyor. Bazı illerde uygulamaya başlandı ama Antalya’da henüz yeni sisteme geçilmedi. Antalya’da sohbet ettiğimiz bir ekmek üreticisine ekmekteki düzenlemeyi sorduk. “Gramajı ve tuzun azaltılması dışındakileri standartların uygulanması çok zor” dedikten sonra şöyle devam etti: “Kepek miktarı fazla olduğu için kullanılacak 650 tip un, eskiden kullanılan 550 tip una göre daha pahalı. Bu yüzden fırıncıların çoğu kepeği az ama ucuz unu tercih edecektir. Antalya gibi 50 civarında kaçak fırın olduğu söylenen bir kentte hangi tip un kullanıldığını kim kontrol edecek.” Fırıncının bu açıklamasından sonra bizimde kafamızda soru işaretleri doğmasına yol açtı. Kurumlar arası koordinasyon sağlanamadığı için yeterli fırın denetiminin yapılamadığı Antalya’da ekmeğin hangi undan yapıldığını nereden bileceğiz? Yurttaşa bu konuda kim güvence verebilecek? Ekmeğin 50 gram indirilmesi ile örtülü bir zam yapılmış oldu. Tüm fırınlar seve seve gramajı düşürecektir ama ekmeğin geçmişe göre daha kepekli olup olmadığını bilmemiz zor görünüyor. Ö zelleştirilecek şeker fabrikaları arasında Burdur’daki tesiste bulunuyor. Burdur’un yanı sıra Isparta, Denizli, Antalya ve Afyon’un bazı ilçelerindeki şeker pancarı üreticileri ile besicilere hizmet veren fabrikanın satış kararına yönelik tepkiler sürüyor. Şeker fabrikalarında örgütlü Şeker İş Sendikası, yasal mücadele verirken, Ticaret ve Sanayi Odaları ile Borsalar, özelleştirmeye karşı kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. Bilindiği gibi Burdur Şeker Fabrikası, Afyon, Uşak, Alpulu ve Susurluk ile birlikte aynı pakette satışa çıkarıldı. Burdur ile birlikte aynı kaderi paylaşan illerden biri olan Uşak Ticaret ve Sanayi Odası heyeti, Burdur Ticaret Borsası’nı ziyaret etti. Diğer fabrikaların bulunduğu illerin borsa ve odaları ile birlikte özelleştirmeye karşı güç birliğine gidilmesi kararlaştırıldı. Bu arada Şeker İş Sendikası’nın, Elazığ, Malatya, Erzincan, Elbistan, Kırşehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çarşamba şeker fabrikalarının özelleştirilmesine karşı Danıştay’da açtığı davadan olumsuz bir sonuç çıktı. Danıştay 13. Dairesi, söz konusu şeker fabrikaları için 14 Eylül 2011 tarihinde Şeker İş Sendikası tarafından açılan ihale oluru kararı ile ihale şartları belgesinin iptaline yönelik yürütmenin durdurulması istemli davada, 2 Ocak 2012 tarihinde ret kararı verdi. Bu karar, Burdur içinde emsal oluşturacak. Şekerİş Sendikası Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay, yaptığı yazılı açıklamada, karara karşı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz edileceğini söyledi. Özelleştirme süreci Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı ile belirginleşene kadar devir işlemlerinin yapılmamasını isteyen Onay, “Yarınlarını düşünmeden şeker fabrikalarını satmak, bu sektörde tarlada çalışan çiftçiden fabrikada çalışan işçiye, ilaç, yem, kozmetik, taşımacılık ve daha birçok sektörde emek veren insanların bundan sonra yaşama haklarının elinden alınmasıyla eşdeğerdir. Bu ülkenin milli serveti olan şeker pancarına sahip çıkmanın Türkiye’ye sahip çıkmakla eşdeğer olacağı inancıyla daha aydınlık yarınlara ulaşmak için, millet olarak elbirliği ile çalışmamız, kendimize inanmamız, sahip olduğumuz imkanlar ve öz kaynaklarımızı elden çıkartarak değil, en verimli biçimde kullanmamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak istiyoruz” dedi. Şekerİş Sendikası Burdur Şube Başkanı Mustafa Onay, özelleştirme yerine sektörde yeni bir atılım programının yapılmasını, fabrikaların şeker işçisi, pancar üreticisi ve dev let eliyle oluşturulacak yeni bir yapıyla sürdürülmesini istedi. Bu konu ile ilgili şu önerilerde bulundu: ”Mevcut fabrikalar revize edilerek teknolojileri yenilensin, Şeker fabrikalarının sadece Avrupa ülkeleri arasında değil, dünya ülkeleri arasında parmakla gösterilecek karlı kurumlar haline dönüştürülsün, İnsan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri tartışılan ve ülkemize girişi serbest bırakılan GDO’lu mısırlar ile Nişasta Bazlı Şeker(NBŞ) kotalarının AB ülkeleri seviyesine düşürülerek, şeker pancarı üretimi desteklensin, İthalatına izin verilen GDO’lu mısırlar yerine katkısız ve mısırdan çok daha sağlıklı, verimli ve ucuz olan şeker pancarından elde edilen küspenin hayvancılık sektöründe kullanılması yönünde kanun çıkarılsın, Devlet, şeker sektörüne yönelik finans desteğinde bulunsun.” Şeker İş Sendikasından gelen, şeker pancarı gibi katma değeri çok fazla olan tarım ürününün desteklenmesine yönelik bu taleplerin hükümet tarafından değerlendirilmesi gerekirdi. Ama her nedense destek yerine fabrikalar satılarak köstek olunuyor. Satılan fabrikaların çalıştırılmayacağını da tahmin etmek hiç zor değil. E ktidar partisi AKP’nin Antalya Milletvekilleri; Menderes Türel ve Sadık Badak, yeni yılın ilk haftasında iki müjdeli haber verdiler. Menderes Türel, “Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç ile konuştum. Yeni stadın temeli 2012 yılında mutlaka atılacak” dedi. Sadık Badak ise Antalya’ya yapılacak hipodromun temelinin bu yıl içinde atılacağını, Hangisinin sözü gerçekleşecek? İ 2013 yılı sonunda hizmete gireceğini müjdeledi. Her iki yatırımda Antalya için gerekli. İki proje yıllardan beri gündemde ama bir türlü gerçekleşmiyor. Özellikle stadın yapımı yılan hikayesine dönmüş durumda. Yılın ilk günlerinde verilen müjdelerden hangisinin gerçekleşeceğini merak ettik. Gönlümüz her iki yatırımında temelinin yıl içinde atılması. Böyle olursa iktidar partisinin iki vekili de verdikleri sözü tutmuş olacaklar. Şu andaki durumdan yola çıkarsak Sadık Badak sözünü tutmaya bir adım daha yakın görünüyor. Çünkü en azından hipodromun yeri belli. Menderes Türel’in durumu daha sıkıntılı. Çünkü stadın yeri hala tartışılıyor. Hangi kaynakla yapılacağı da belli olmadı. 31 Aralık tarihinde durumu net şekilde göreceğiz. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B