22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 SAYFA 27 OCAK 2012 CUMA "Antalya'da İŞ'te HAYAT" Hazırlayan PELİN GEL AĞAN irbirinden farklı reçelleri ile dünyaya nam salan Yenigün reçellerinin sahibi Mahmut Alpagot, reçellerinin lezzet sırrını sevgi olarak nitelendiriyor. Yapılan her işe sevginin katılmasının önemine dikkat çeken Alpagot çok çalıştığını, yeniliklere açık olduğunu ve yaptığı işi tam anlamıyla kendini vererek yaptığını anlatıyor. Antalya'da İŞ'te HAYAT sayfasının bu haftaki konuğu 1914 yılından bu yana Antalya'ya özgü reçelleri ile kentin simgesi haline gelen Yenigün Gıda'nın Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ruhi Alpagot. Şu anda Demirciler Çarşısı olan yerdeki büyük bir konakta çocukluk ve gençlik yıllarını geçiren Alpagot’la eski Antalya'yı, o zamanki ilişkileri ve işinin sırlarını konuştuk. 100 yıllık köklü bir firmasınız. Bu firmanın hikayesini bize anlatır mısınız? Yenigün Gıda'nın kuruluşu 1800'lü Tam bir esyılların ikinci yarısına denk geliyor. O naf kültürü varmış döneme ait kayıtlı belge elimde yok. Kesinlikle öyleyOda kayıtlarında Dedem Mahmut di. Güven vardı, saygı Yağcılar'ın kurduğu 1914 yılı varvardı. O zaman çek senet yoktu. dı. Kendimize o yılı milat aldık. Babam çek konusuna sıcak bakDedeminde babası o dönemde mazdı. Babama bir koçan çek karsoyadı kanunu çıkmadığı için şenesi geldi ama onu hiç kullanmadı. kerci Halil İbrahim Ağa olarak İSöz senetti çünkü onlar için. O çek koanılıyor. Antalya'nın şekercisi çanı hala kasamda durur. Babam, olduğu söyleniyor. O dönemde hiç kullanmadan ticari hayatını bitirdi. herkes reçelini evlerinde yaKalekapısı'ndaki dükkanınızın bir parmış. Dedem değişiklik yapöyküsü var. Dedeniz dükkan kapısını mak istiyor ve ‘reçelleri biz işiki sokağa bakacak şekilde düzenliyor. yerinde yapalım’ diyor. AntalBu ticari zekanın da bir ürünü. Kapıya'nın turuncundan karpuz kanın öyküsünü anlatır mısınız? buğundan reçel yapıyor. Önceden her iki tarafta yoldu. Siz siyasal mezunusunuz. Dede ve baba mesleğininin hep içerisinde biliyoruz sizi, niçin s i ya s a l t e r c i h e t t i niz? Evin tek erkek evladıyım. Böyle Alpagot, genç yaşlarında iş hayatına atıldı B Reçelciler kralının lezzet sırrı “Sevgi” olunca babamın mesleğine devam etmek durumudayım ama işi de seviyorum. 56 yaşlarındayken öğle yemeğimiz sefer tasına konurdu biz onu babamla işyerinde yerdik. O zaman erkek çocuklar babalarının yanında yemek yerdi. Böyle olunca bize ticareti öğrettiler. O dönemde siyasal bilimler iki yıl okuduktan sonra maliye muhasebe ve işletme iktisat olarak ikiye ayrılıyordu. İkiside ticaretle ilgiliydi. Ben ticareti doğru yapmak için o bölümü seçtim. Çocukluğunuz bir konakta geçmiş. O dönemki insan ilişkileri de yapı da farklı biraz bize Antalya'yı anlatır mısınız? Eskiden misafirperverlik vardı. Evi çarşıya uzakta olanlar çarşıya gelince öğle yemeklerini bizde yerlerdi. Bizim iki tane 12 kişilik aslan bacaklı masamız vardı. Durmadan yemekler pişerdi. Aşçımız ayrıydı iş yapan kadınlarımız ayrıydı. Rahmetli Aşır amcamız; Aşır Aksu. “Mahmut anneannene söyle cive yapsın yiyek” nül verip severseniz derdi. Cive; Antalya'ya özgü bir yeo iş kalıcı olur. Bunu mek. Ben o civenin tadını hala bubabalarımdan öğrenlamıyorum. İlişkiler çok sıcaktı. dim. Ürünü defalarca Gelen misafir kahve içip gönkontrol ediyoruz. Tat analizi yapıdermek olmazdı. Mutlaka yeyoruz. Beğenilmedikten sonra asla mek yedirilirdi. Aileler sohpiyasaya çıkarmıyoruz. Bir anım var, bet eder, çocuklar oyun oybelediye başkanlarından bir tanesi, nardı. “Mahmut Bey bir çok yerde kahvaltıİş hayatı ve esnaf ilişkilara katılıyorum, değişik ürünler yiyoleri nasıldı peki? rum ama sizin ürünlerinizde başka tat O zamanki esnaf ilişkibuluyorum. Sizinki neden bu kadar lezleri bambaşkaydı. Esnaf kozetli” dedi. Sayın başkanım ben bunun lay kolay kapının önüne çıiçerisine sevgimi katıyorum, o yüzden kıp oturmak istemezdi. Herlezzetli oluyor dedim. “İşte aradığım kes dükkanının içinde oturur cümle” bu dedi. Ne iş yaparsak yamüşterisini beklerdi. Bir esnaf palım sevgimizi katacağız. siftah yaptığı zaman alışverişe gelen ikinci müşterisine aynı ürün yan komşusunda varsa kibarca 'ben siftahımı yaptım. Yan taraftaki komşumdan alın' derdi. Yenigün Gıda, kurumsallaşan bir aile şirketi ANTALYA PORTAKAL KOKSUN Antalya deyince portakal çiçeği kokusu akla geliyordu. Kentte peyzaj çalışmalarında turunç ağaçlarının kullanılmasını istemiştiniz… Çok istiyorum, belediye başkanlarına bunu söylüyorum, Antalyamızın yol kenarlarında kaldırımlarına turunç ağacı dikilmesini öneriyorum. Antalya’ya özgü bir meyve veriyor, yeşil yaprakları var, yaprakları asla dökülmediği için çöpçüye iş çıkmıyor. Bu ağaçlar bakım gerektirmiyor, ağaç çiçek açınca mis gibi koku yayıyor, çiçek meyveye dönünce turuncu renk ile yeşil inanılmaz bir renk armonisine dönüşüyor. Palmiyeye bile karşıyım. Burası Antalya ve narenciyesiyle ünlü bir yer, Akdeniz iklimine uygun meyve dikilmeli. Siyasal mezunusunuz, siyasetle aranız nasıl, teklifler geliyor mu? Sanayicinin siyaseti olmaz. Benim gibi tüm STK'larda görev alan birisi için siyasi parti içinde yer almak doğru değil. Siyasete girmiş olan arkadaşlarımın hepsi dostum, hepsiyle eşit mesafem var. Sanayici olduğum için doğruların yanındayım. Bir asırlık bir damak tadının temsilcisisiniz, Muratpaşa Belediyesi’nin Sinan Mahallesi'nde Lezzet Ustaları Sokağı projesi var, yer alacak mısınız bu projede? Tabiki yer almak istiyorum, proje hayata geçince benim de bir yerim olacak o sokakta. Doğru bir proje, İstanbul’a gittiğiniz zaman Beyoğlu’ndan çiçek pasajı tarafına gidersiniz, kokoreç karides, midye dolma yersiniz, Arjantin bira içersiniz, İstanbul’u yaşamaktır o. Antalya’ya gelen de bunu yaşamalı, lezzet sokağında piyazını, helvasını, dönerini yemeli. Öngörülere göre 2012 sıkıntılı geçecek gibi görünüyor. 2012'de şirketiniz için öngörüleriniz nedir? Biz planlı programlı hareket ediyoruz. 2008 yılındaki krizde beri herkes çalışmaya devam ederken nasıl bir önlem alırız dedik. Fabrikanın çalışmaması şu kadar artı getirir deyip işletmeyi 20 gün kapatmıştık. Personel yıllık izne çıktı bunu her yıl yapmaya başladık. Her yıl yüzde 1014 büyümemiz vardır bizim belli bir seviyede yükselerek gidiyor çalışmamız. Gıdada kriz olacağını sanmıyorum. OSB’deki yatırım projelerim sürüyor. Oraya da kısa sürede başlayacağız. Burası 9 bin 500 metrekarelik kapalı alan OSB'yi 15 bin 600 metrekare kapalı alan olarak projelendirdik. 31 dönüm arazi üzerinde kurulacak alanda işimize devam edeceğiz. Henüz proje aşamasında, 2013’te başlayabiliriz. Gençlere ne tür tavsiyeleriniz var? Girişimcilik çok önemli bir konu. Ansiad’ın girişimcilik haftasını ilk ortaya çıkarmak isteyenlerden bir tanesiyim çok da başarılı oldu. Girişimcilik haftaları düzenliyoruz. Gençlere tavsiyem doğruluk dürüstlük ve çalışkan olmak, büyük önderimiz Atatürk de aynı önerilerde bulunmuştur. Çalışsınlar dürüstlükten vazgeçmesinler mutlaka karşılığını görecekler. SÖZ SENETTİ Hem sağdan hem soldan gelenler rahatça dükkana girebilsin diye o kapıyı öyle düzenledi. O kapı hala durur. Bu bir ticari zihniyetin eseridir. Ürünlerinizi artık tüm dünya tanıyor. Antalya’dan ne hediye götürelim deyince sizin reçelleriniz akla geliyor. Nedir bunun sırrı? Hayatta hangi işi yapıyorsak onu severek yapmamız gerekiyor. Ben bunu ucuza nasıl mal ederim düşüncesi ile para kazanma düşüncesiyle hareket edersek o işin sonu gelmez. Bir işe gö “PATATESİ BİLE DENEDİM” Babasıyla birlikte uzun yıllardır Yenigün Reçelleri’ni üretiyorlar Arge çalışmalarınızla sizi tanıyoruz, her şeyin reçeli olur mu? Olabilecek şeylerin reçelini yapmaya gayret ediyorum. Her yıl bir iki çeşit ilave çıkarmayı hedefledim. Eğer ben o yıl en az bir çeşit çıkarmamışsam dersime iyi çalışmamış oluyorum. Patates ve pırasanın bile reçelini denedim. Olacakları piyasaya çıkarıyorum. 4344 çeşit reçel çeşidimiz var. En son siyah mersinin reçelini yaptınız? Siyah mersinden reçel yaptık. Antalya Ticaret Borsası ile ortaklaşa arge çalışmasıydı o. Köylüler siyah mersini toplamıyordu, ürün ekonomiye katkı sağlamıyordu. Biz o ürünü reçel yapıp ekonomiye kazandırıyoruz. Fransızlar siyah mersin reçeli diye başka ürünleri piyasaya sürüyor, bizim yaptığımız reçelle insanlar gerçek siyah mersin reçelini tüketmiş oluyor. Bütün reçel çeşitlerinizi ihracata gönderiyor musunuz? Evet. ABD’ye şeker ilavesiz ve organik ürün reçelleri gönderiyoruz. Katkısız reçelleri tercih ediyorlar. Bizden aldıkları ürünleri beğenerek yiyorlar. Avrupa’da 23 çeşit ürünü birleştirerek reçel yapma modası çıktı. 4 meyve reçelini yapıyoruz, kıvam artırıcı, şeker yok. Vişne, çilek, ahududu ve böğürtlenin karışımı bu ürün. 1819 ülkeye ihracat yapıyoruz. Tanınırlılığınız çok fazla, yurtdışı seyahatinizde güvenlik görevlisi size ayrıcalık tanıyor bunun hikayesini anlatır mısınız? Birgün belediye başkanlarıyla birlikte Antalya’dan kuzey ülkelere gidiyoruz. İstanbul’da çıkış kontrolündeyiz, üzerimizde palto var, belediye başkanları sıkı bir aramadan geçti, ayakkabılar,. kemerler çıkarılıyor, benim önümdeki başkan da ayrıntılı arandı, bana gelince üzerimdeki paltoda Yenigün rozeti güvenlik görevlisinin dikkatini çekti. O Antalya’daki Yenigün mü dedi. Evet dedim ben yönetim kurulu başkanıyım, buyurun efendim siz geçebilirsiniz dedi. Başkan Mahmut bey burada da torpilin söktü dedi, gülüştük. Aile şirketisiniz, oğlunuz kızınız, eşiniz siz; aynı çatı altında çalışıyorsunuz, dengeleri nasıl sağlıyorsunuz? Herkes görevinin başında oluyor. Oğlum satın alma ve ihracat sorumlusu, ona telefonla ulaşabiliriz. Rolleri asla karıştırmıyoruz, Bu da profesyonel olarak çalışmamızın gereği. Türkiye’de aile şirketini kurumsallaştırabilir nadir işletmelerden biriyiz. Herşey benim ağzımdan çıkar ama aileme, babama danışmadan hiçbir şey yapmam. Çocuklarınızda aynı girişimcilik ruhunu, ticari zekayı görüyor musunuz? İnsanlara en iyi damak tadını sunmak görevimiz. Tatillerde küçük oğlumu çalıştırıyoruz, ticareti öğreniyor. Ben onu çocukluğumdan beri büyük abisini çalıştırdığım gibi küçük oğlumu da çalıştırıyorum. Büyük oğlumu dışarıda ve kendi işyerimde çalıştırdık, küçük oğlumun da birkaç sene önce Börekçi Tevfik’te çalıştırdım. Çok mu paraya ihtiyacınız vardı neden böyle bir şey yaptınız? Bir çocuğun para kazanmayı öğrenmesi, ticareti öğrenmesi, bir başkasının yanında çalışmanın nasıl olduğunu bilmesi gerekir. Ben de bir başkasının yanında çalışarak bunun zorluğunu, kolaylığını öğrendim. Çocuklarımı da öyle yetiştiriyorum. Çünkü ken disinin altında 100’lerce kişi çalışacaktır onların duygularını önce kendisinin tatması gerekir. Bu yüzden Tevfik abiye söyledim, kabul etti, her gün sabah gitti, masaları sildi, çay servisi yaptı, servis yaptı, yevmiye aldı. Kazandığını biriktirerek saat aldı. Yatarken saatini yan tarafa koyuyor, ‘baba farkında olmadan duvara çarparım diye korkuyorum’ diyor. Çünkü kendi kazandığı ne kadar kıymetli. Siz ne zaman ilk paranızı kazandınız? Babam beni çalışmaya zorlardı. Demirciler Çarşısı'nda oturuyorduk, okuldan çıktıktan sonra mangalda kestane pişirirdim. Benim de en iyi müşterim başöğretmen Tahir beydi. Sonra öğrendim ki o kestaneleri babam aldırırmış. Bana 65 kuruş kalırdı, o parayı alıp koşarak eve giderdim. Bayram günlerinde çocuklar harçlıklarını alıp salıncaklara giderdi. Ben arap kızı sakızını, şemsiye çikolata satardım. Çocuklar salıncağa gitmeden benden çikolata sakız alırdı. Sosyal hayatınızda neler yapıyorsunuz? Pazar günlerini kendime ayırıyorum. Toprakla uğraşmayı seviyorum. Ağaçlardan meyve topluyorum. Sanat müziğini dinlemeyi seviyorum. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle