02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 26 OCAK 2012 PERŞEMBE GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN AKLIMA GELDİKÇE Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı VAHAP TUNCER Şeker direnişinde çatlak şüphesi B urdur Şeker Fabrikası, Afyon, Uşak ve Alpullu ile birlikte ile birlikte blok olarak özelleştirilmeye çalışılıyor. Bölge tarımını, ekonomisini yakından ilgilendiren özelleştirmeye Burdur tepki gösteriyor. Şeker Fabrikası’nda örgütlü Türk İş’e bağlı Şeker – İş sendikası ile birlikte Burdur Sivil Toplum Platformu, Ticaret ve Sanayi Odası, Ticaret Borsası, Köy Koop gibi kuruluşlar özelleştirmeye karşı mücadele veriyor. Burdur, Afyon, Uşak Ticaret Borsaları ile Ticaret ve Sanayi Odaları arasında, blok özelleştirmeye karşı belli düzeyde bir dayanışma söz konusuydu. Burdur Sivil Toplum Platformu’nun son açıklaması, özelleştirmeye karşı mücadele eden cephede çatlak oluştuğu izlenimi veriyor. Platformdan yapılan açıklamaya bakılırsa, cephe bileşenleri arasında bölünmeler başlamış ya da başlayacak gibi. Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan, özelleştirmeye karşı çıkan kuruluşlar arasındaki çatlağın Şeker – İş Sendikası’nın Ankara’da düzenlediği toplantıda atıldığını iddia ediyor. Arslan, bu konuda yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer veriyor: “Şeker İş’in Ankara’da düzenlediği ‘Şekerin Geleceği’ konulu sempozyuma; Ticaret Sanayi Odası, Borsa, Pankobirlik, Ziraat Odası, Köy Koop, Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, Şoförler Odası, Sulama Koop. Birliği, Esnaf Odaları Birliği, Esnaf Odası, Ayakkabıcılar Odası temsilcileri ile ilimizin 3 vekili götürülmüştür. Burdur Şeker İş Sendikası’nın davetlisi olarak Ankara'ya götürülüp, sempozyuma katılanların gazetelere yansıyan açıklamalarında, özelleştirilmesinin kesinleştiği kanaatine varılarak Burdur Şeker Fabrikası’nın Burdurlularca satın alınması çağrısı yaptıklarını ibretle okuduk. Burdur Sivil Toplum Platformunca üç yılı aşkın bir süredir yürütülen, ‘Burdur Şeker Fabrikası’nı Sattırmayacağız’ kampanyalarına katılıp imza koyan Şeker İş, Köy Koop, Şoförler Odası, Esnaf Odası gibi oda ve birliklerin bu günkü tavrını anlaşılır bulmuyor bu kuruluş temsilcilerinin gazetelere yansıyan ‘Burdur Şeker Fabrikası’nı Burdurlu satın alsın’ demeçlerine açıklık getirmelerini bekliyoruz. Bu oyunu Burdur daha önce Süt ve EtBalık özelleştirmelerinde yaşadı. Sonuçlarını da çok iyi bilmektedir. Özelleştirilmeyi kabul etmek olan ‘Burdurlu alsın’ söylemi, kulağa hoş gelen, ancak çok tehlikeli ve sakat bir söylemdir. Bunu söyledikten sonra siz Burdur Şeker Fabrikası’nı başka bir şirketin satın almasına ses çıkaramaz, karşı çıkamazsınız! Zira bu tesisi sütte olduğu gibi Burdurlulara da vermezler… Özellikle Şeker İş Sendikası, Köy Koop, Şoförler Odası, Esnaf Odası başkanlarını bu konuda net tavır alıp, Burdur Şeker Fabrikası’nın özelleştirme yoluyla satılıp satılmaması konusunda net söylemlerde bulunmaya davet ediyoruz. Benzer bir çelişkiyi, ‘Burdur Şeker Fabrikası’nı Burdurlular satın alsın’ şeklinde demeç veren CHP Burdur Milletvekili R.Kerim Özkan sergilemektedir. Parti politikasıyla bağdaşmadığını düşündüğümüz bu açıklamaya CHP’nin açıklık getirmesini bekliyoruz. Burdur Sivil Toplum Platformu olarak herkesi, Burdur Şeker Fabrikası’nın satılmasını istiyor musunuz, istemiyor musunuz? sorusuna açıkça yanıt vermeye çağırıyoruz. Burdur Sivil Toplum Platformu Başkanı Kemal Arslan’ın zehir zemberek açıklamasında adı geçen kuruluşların açıklama yapmaları zorunlu hale geldi. Verilecek yanıtların ışığında cephede kırılma olup olmadığını anlayabileceğiz. k BİR BARDAK SÜTTE FIRTINAYI KİM KOPARDI? timine kadar her aşamada mutlaka etkin bir denetim mekanizmasının oluşturmaktan geçmektedir. Ülkemizde ise gıda üretim yerlerinde yeterli denetim ve kontrolün olduğunu söylemek mümkün değildir. Devletin bu işi yapacak yeterli sayıda uzmanı yoktur. Denetimi etkinleştirmek için yürürlüğe konulan Gıda Sorumlu yöneticiliği ise esnafın baskısı ve sistemde yaşanan sıkıntılar gerekçe gösterilerek büyük ölçüde kaldırılmıştır. Türkiye’deki gıda iş yerlerinin %80 nini oluşturan küçük ve orta ölçekli işletmelerde gıda güvenliği iş yeri sahiplerinin insafına ve vicdanına terk edilmiştir. Bu yapı içerisinde sütte antibiyotik ve afla toksine rastlanılması sürpriz sayılmamalıdır. Bunu engellemenin yolu ise diğer ülkelerle kıyaslayarak başka ülkelerde de görülüyor diyerek durumu kabullenmek değildir. Sayın bakan yarattığı kaosu televizyonda süt içerek ortadan kaldırmaya çalışmıştır ki buda bizim gibi ülkelere has bir yöntemdir. Bu süreçte Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanının söylediği n doğru söz ise başta çocuklar olmak üzere süt içmeye devam edilmesidir. Kişi başına süt tüketimimizin AB ülkelerinin 1/10 u seviyesinde olduğu dikkate alınırsa her şeye rağmen süt içilmelidir. Sağlıklı ve düşünebilen toplum yaratmanın yolu proteince zengin bir beslenmeden geçmektedir. ’’ bir bardak sütte fırtıBakanımız’ na koparıldı’’ derken kendisini unutmuş görünüyor. Durup dururken sütte antibiyotiklere ve afla toksine rastlandığını sayın bakan gündeme getirmişti. Pirincin taşını ayıklamakta zorlanınca da medyayı sorumlu tutmuştu. Fırtınayı koparanda da Bakan, şikâyet edende Bakan. Bir İş ancak bu kadar karıştır ılınabilinir. Umarım Bakanlık sorunu televizyonlarda süt içerek çözeceğini düşünmüyordur. Gıda güvenliği ciddi bir iştir ve mühendislerin gıda denetiminde daha etkin görev almaları ile sağlanabilir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığını bu alandaki yasa ve yönetmelikleri çağırıyoruz. Atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek eniden Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Antalya Şube Başkanlığı’na seçilen İlhan Metin’e, Isparta’nın Sütçüler ile Antalya’nın Manavgat ilçeleri arasındaki Yukarı Köprüçay Havzası’ndaki HES yatırımlarını sorduk. “Buradaki HES’lerin üreteceği enerji, kendine özgü doğası, vadileri, fauna ve florası ile eko turizm için çok değerli Yukarı Köyrüçay Havzası’na verilecek zarara değecek ölçüde mi? Köprüçay’da rafting turizminin olumsuz etkilenmesine değer mi?” diye sorduk. EMO Başkanı İlhan Metin, “Kesinlikle değmez” yanıtını verdi. İşin uzmanının bize verdiği bilgiye dayanarak, Türkiye’nin bu cennet köşesinin tahrip edilmesi ile elde edilecek enerjinin genel sistem içindeki oranının devede kulak bile olmadığını söyleyebiliyoruz. Yani,Yukarı Köprüçay’a atılan taş ürkütülen kurbağaya değmeyecek. Y AVM yönetiminin duyarlılığı B ir süre önce “Ağa Takılanlar”da, Antalya ‘daki bir alışveriş merkezinde (AVM) fazla mesai yapmak istemeyen az sayıda çalışanın vardiyaların değiştirildiği, bu yolla işten ayrılmalarının istendiği iddiasını yazdık. Yazıda AVM’nin adı geçmiyordu. Birkaç gün sonra bizimle temasa geçen Antalya’daki ünlü bir AVM’nin yöneticileri, olayın kendi bünyelerinde geçtiğini, fakat iddia edildiği gibi olmadığını bildirdi. Değişik gerekçelerle işten ayrılmak isteyen birkaç çalışanın, iş kanununa aykırı şekilde tazminat talebinde bulunduğunu, istekleri kabul görmeyince bu tür söylentilere başvurduk larını ifade ettiler. Performanslarından memnun oldukları söz konusu çalışanları işten çıkarma gibi bir tavırlarının olmadığını, ayrıca iş kanunun da buna izin vermediğini belirttiler. Yazdıklarımıza duyarlılık gösterip yanıt hakkını kullanan AVM’nin yöneticilerini kutluyoruz. amu sağlığını gözeten bir yaklaşımla yeniden düzenlemeye Memelilerinin annelerinden ayrılmalarından sonra yaşama tutunabilmek için en çok ihtiyaç duydukları gıda maddesi anne sütüdür. Daha sonraki süreçte ise bu değerli yaşam iksirini anne sütüne yakın özelliklere sahip memelilerden yani küçük ve büyük baş hayvanlardan temin ederek yavruların kendi kendilerine yeter hale gelmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Bu insan yavrularının yanı sıra tüm memeliler için geçerli bir kuraldır ve mitolojide hayvanlar tarafından emzirilip büyütülen çocuklara ilişkin çok sayıda hikâye vardır. Protein, yağ, kalsiyum başta olmak üzere birçok mineralce zengin bu gıda hayvanların evcilleştirildiği süreçte tesadüflere bağlı olarak keşfedilen süt ürünlerinin de keşfedilmesi ile insanların beslenmesindeki vaz geçilmez yerini almıştır. İçeriği nedeni ile çok çabuk bozulabilen süt ve süt ürünlerinin teknolojideki değişime bağlı olarak raf ömürleri uzatılmış, pazara yönelik üretimin başlaması ve ticaretinin küreselleşmesi sonucunda hayvancılık işletmeleri de endüstriyel birer kuruma dönüşmüşlerdir. Endüstriyel üretimin karlılık ve üretimde sağladığı yararların yanı sıra üretimin kitlesel yapılması nedeni ile insan ve çevre sağlığı açısından bir takım riskler taşıdığı da herkes tarafından bilinmektedir. Salgın hastalıklar bu tür işletmelerde daha çok tehdit unsuru oluşturmakta hastalıkların yayılmasını önlemek için bazı kimyasalların ve antibiyotiklerin kullanılması zorunlu olmaktadır. Yine kalitesiz ve kansorejen funguslarla bulaşık yemler daha çok sayıda hayvana bulaşabilmekte ve hayvansal ürünlerle insanlara bulaşarak sağlık açısından tehdit oluşturabilmektedirler. Gerekli kontrol mekanizmalarının oluşturulmadığı ve yeterli denetimlerin yapılmadığı gıda üretimlerinin tamamında bu tür sorunlarla karşılaşmak mümkündür Bu değerli gıdaya sağlıklı ulaşabilmenin yolu ise üretiminden tüke MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle