Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 EYLÜL 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 Menopoz ve kalp sağlığını korumanın yolları Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hakan Hasdemir, kadınlarda kalp krizi riskinin menopoz döneminde arttığını belirterek, “Yaşlandıkça azalan östrojen düzeyi, kalp hastalığına karşı direnci azaltıyor” dedi M emorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Hakan Hasdemir, menopoz sonrası kalp hastalıklarına dikkat çekti. Hasdemir, “Menopoz dönemindeki kadınlarda östrojen hormonunun yararlı etkileri ortadan kalktığı için kadınların bu dönemde kalp damar hastalıklarına yakalanma riski erkeklerle eşitlenir” dedi. İdeal kiloda olmak, bel çevresinin 88 cm’yi geçmemesi ve düzenli egzersizin kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğunu anlatan Uz. Dr. Hasdemir, kadınlarda kalp sağlığının korunması için önerilerde bulundu. neminde arttığına dikkat çeken Uz. Dr. Hasdemir, “Menopoz dönemi yaklaştıkça kadınlarda kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi riski artmakta ve bu artış, yaş ilerledikçe devam etmektedir. Çalışmalarda, menopoz sonrası dönemde olan kadınların kanlarındaki kolesterol düzeylerinin daha yüksek olduğu saptanmıştır. Araştırmacılar, kadınların vücutlarında meydana gelen değişmelerin, yaşlanma, kilo alma ve düşük östrojen hormonu düzeylerini de içeren, menopoza bağlı etkilerden kaynaklanabileceğini düşünmektedirler. Kadınlarda yaşlandıkça özellikle postmenapozal dönemde kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm artmaktadır.” diye konuştu. Risk yaşla artıyor Kadınlarda kalp krizi riskinin menopoz dö Ölümlerin yüzde 25’i “Kadınlar için koroner arter hastalığı açısından en büyük handikap, bu hastalığın yıllarca erkek has talığı olarak daha fazla kabul görmüş olmasıdır” diyen Uz. Dr. Hakan Hasdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Kadınlar yaşlandıkça azalan östrojen düzeyi ile birlikte kalp hastalıkları ve inmeye karşı olan direnç azalmaktadır. Altmış yaşına kadar 5 erkekten biri bir koroner kalp hastalığı ile karşılaşırken bu oran kadınlar için 1/17 olarak saptanmıştır. Altmış yaş üzerinde ise hastalığın görülme riski her iki cins için de eşitlenmektedir. Menopoz sonrası dönemde koroner arter hastalığı kadınlar için önemli bir sağlık sorunudur. Bu dönemde ölümlerin yüzde 25 nedenini oluşturmaktadır. Kadınlarda koroner arter hastalığı için en önemli risk faktörü hipertansiyondur. Kadınlarda yaşla birlikte ortaya çıkan hipertansiyon yetmiş yaş üzerindeki kadınların yüzde 80’inde görülmektedir. Diyabet de kadınlardaki koroner arter hastalığı riskini 3 kat artırmaktadır.” Anne karnında ameliyat A ntalya'da yaşayan iki çocuk annesi Ferhan Kahraman, üçüncü çocuğuna hamileliğinin 24'üncü haftasında kontrol için bir özel hastaneye gitti. Burada yapılan incelemede, bebeğin böbrekle iç idrar kanalının birleşim yerinde darlık ve bu nedenle böbrekte genişleme tespit edildi. kinci operasyon Hazırlıkların ardından bebek henüz anne karnındayken ameliyata alındı. Prof. Mehmet Emin Soysal tarafından yapılan operasyonla, bebeğin böbreğinde darlık bulunan bölgeye katater yerleştirildi. Ferhan Kahraman'ın hamileliğinin 38'inci haftasında sezeryanla '' clal'' ismini verdikleri bebek dünyaya geldi. Doğduktan sonra yapılan testlerde böbrekteki büyümenin devam ettiğini belirleyen doktorlar, bebek 8 günlükken tekrar ameliyata karar verdi. Bu tür ameliyatların nadir yapıldığını belirten Hastane Başhekimi Prof. Murat Lekili, bebeğin sağlık durumunun iyi olduğunu ifade etti. Bebeğin en büyük şansının böbrek büyümesinin erken fark edilmesi olduğunu anlatan Lekili, '' clal tek böbrek ile yaşamak zorunda kalabilirdi. Şu anda sağlıklı. 34 gün içinde taburcu edeceğiz'' dedi. Fazla kilolarınızı verin, sigarayı bırakın enopoz döneminde ve ileri yaşta kalp sağlığının düzenli takip gerektirdiğinin altını çizen Hasdemir, şunları kaydetti: “Türk toplumunda kadınlarda aşırı kilo, sigara içiciliği ve yüksek tansiyon yüksek oranlarda. Obezite, kadın sağlığı için önemli bir tehdit. Obezitenin en önemli göstergelerinden biri olan bel çevresi genişliği kadınlarda kırklı yaşlarda artmakta, altmışlı yaşlarda da en yüksek değerlerine ulaşmakta. Bu yaş grubunun yüzde 72’sinde bel çevresi normalin üzerinde. Kadınlarda kırk yaş öncesi kalp krizi, damar içi pıhtı oluşumunun bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Bu durumun; sigara içimi, doğum kontrol hapı kullanımı, depresyon, stres ve anksiyeteyle ortaya çıktığı düşünülmektedir. 2040 yaş arası kadınların yüzde 25’i sigara içerken bu oran ellili yaşlardan itibaren yüzde 8’li oranlara düşmektedir.” M emorial Antalya Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Uz. Dr. Feride Ekimler Süslü, dünyada baş ağrısından sonra en sık görülen ağrı tipi olan bel ağrılarının, iş ve sosyal yaşamı altüst ettiği kadar sağlık sorunlarına da işaret ettiğini söyledi. Bel ağrısının nüfusun yüzde 7585’ini yaşamlarının herhangi bir döneminde etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirten Süslü, “En çok 3545 yaşları arasında görülür. Bu yaşlarda kadın ve erkekte eşit oranda ortaya çıkar. 60 yaşın üzerinde kadınlarda bel ağrısı görülme sıklığı artar. Aşırı kilo, gebelik, uzun süre ayakta durmayı gerektiren durumlar, uzun süre yüksek topuklu ayakkabı giyimi ve her iki bacakta uzunluk farkı, bel ağrısına neden olur. Uzun yol sürücüleri, titreşimli toprak burgu ma Şi d d e t l i a d e t k an am a l ar ı n ı n Geçmeyen bel ağrıları n eden i miyom lar olabilir hastalık habercisi olabilir U M kinesi kullananlar, aşırı ağır yük kaldıranlar, uzun süre tabure ve sandalyede oturmayı gerektiren meslek grubu çalışanları bel ağrısı tehdidi ile karşı karşıyadır” diye konuştu. Nedeni tespit edilmeli Uz. Dr. Süslü, bel ağrısının nedenlerini şöyle sıraladı: “Doğumsal anomaliler, travmatik nedenler, bel zorlanması, postür bozuklukları, bel fıtığı, bel omurgasının kireçlenmesine bağlı bel ağrıları, tüberküloz, brusella gibi hastalıkların bel omurgasını tutması, osteoporoz, kemik yumuşaması, kanserler, mide, karaciğer, böbrek gibi organ rahatsızlıklarının bel bölgesine yayılmasına bağlı bel ağrısı, psikojenik bel ağrısı, başarısız bel cerrahisi.” basketbol gibi sporlardan uzak durun. Yürüme ya da yüzmeyi tercih edin. Yüksek bir yere bir eşya koyarken ya da alırken ayağınızın altına yükseltici koyun. Aşırı kilo almaktan kaçının. Otomobil kullanırken koltuk belinizi desteklesin. Uzun yola çıkarken belinizi ince bir yastıkla destekleyin. zun süren ve şiddetli adet kanamaları, ağrı, kabızlık ve sık idrara çıkma ile kendini gösterebilen miyomlar, sessizce ilerleyerek kadınların sağlığını tehdit ediyor. Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Eylem Şeker Arı, miyomlar ve tedavi yöntemlerini anlattı. Her 5 kadından biri Miyomları, rahmin düz kas tabakasında gelişen iyi huylu tümörler olarak tanımlayan Arı, miyomların zamanla kendiliğinden küçülebildiği gibi cerrahi müdahale gerektiren boyutlara da ulaşabileceğini belirterek, “Ergenlik öncesinde görülmemesi ve menopozda küçülmesi; miyomların oluşumunda östrojen hormonunun etkisi olduğu düşüncesini desteklemekte. Miyomun yeri ve kişide yaratacağı şikâyetler de farklılık gösterebilir. Sık idrara çıkma, kabızlık, bel ve kasık ağrısı, cinsel ilişki sırasında ağrı, uzun süren ağrılı adet kanamaları ve buna bağlı olarak kansızlık miyomların neden olabileceği başlıca şikâyetlerdir. Miyom rahmin içine doğru büyüyorsa, kanama ve gebe kalamama gibi ciddi sonuçlar doğurabilir” diye konuştu. Miyomların çoğunlukla jinekolojik muayenelerde tesadüfen tespit edildiğini vurgulayan Arı, “Ultrasonografi kullanılarak miyomların yeri, büyüklüğü ve sayısı hakkında da bilgi sahibi olunabilir. Manyetik rezonans (MR) da tanı için bazen kullanılabilir. Öte yandan, bazı miyomların tanı ve tedavisinde kullanılan, optik bir kamerayla vajinal yoldan rahim ağzına ulaşmayı sağlayan ‘histeroskopi’ de yaygın bir yöntemdir” diye konuştu. Cerrahi girişim Doğru tanı ve tedavi yaklaşımının miyom takibinde önemli olduğunu belirten Arı, şunları kaydetti: “Miyomlar herhangi bir şikâyete neden olmuyorsa ve belli bir büyüklüğün altında ise, tedavi girişiminde bulunulmadan izlenebilir. Doğurganlık çağını bitirmiş kadınlarda kesin çözüm rahmin alınmasıdır. Öte yandan Miyomektomi ile rahim yerinde bırakılarak sadece miyomlar alınır. Tedavi için açık ameliyat tercih edildiği takdirde 15 gün için hastanın eğilip kalkma, merdiven çıkma gibi hareketleri sınırlandırılır. Kişi çalışıyorsa, işine dönmesi 34 haftayı bulabilir, tamamen iyileşmesi içinse 46 haftaya ihtiyaç duyulmaktadır.” B u n l ar a d i k k at edin Yerden cismi alırken dizlerinizi kırın ve çömelerek alın. Belden eğilmeyin. Ağırlık taşımanız gerekirse, yükü vücudunuza eşit olarak paylaştırın. Yüksek topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyin. Herhangi bir bel rahatsızlığı geçirdiyseniz jimnastik, golf, tenis, güreş, boks, judo, halter, futbol, C MY B C MY B