22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

5 EYLÜL 2011 PAZARTESİ SAYFA HABER 3 Elini kıyma makinesine kaptırdı Sipsi ile dünya birincisi oldu B Göller bölgesinde sıklıkla kullanılan sipsi ile Dünya Folklor Şampiyonası’na katılan Burdurlu Hüseyin Demir birinci oldu urdurlu sipsi sanatçısı Hüseyin Demir, Bulgaristan'da düzenlenen Dünya Folklor Şampiyonası'nda ''Solo Performans'' kategorisinde birinci oldu. 22 Ağustos1 Eylül tarihleri arasında Bulgaristan'da düzenlenen Dünya Folklor Şampiyonası'na katılan Hüseyin Demir, Dünya Folklor Festivalleri Birliği'nin organize ettiği yarışmada, sipsi ile Bulgaristan'ın çeşitli kentlerinde konserler verdi. Konserlerde sipsi ile yöreye özgü parçalar seslendiren Demir, ''Solo Performans'' kategorisinde birincilik ödülüne layık görüldü. Nefesli çalgılar grubundan bir Türk Halk Müziği çalgısı olan ve kabak kemane gibi, Hafta Başı AHMET ORUÇOĞLU aorucoglu@cumhuriyet.com.tr OKUMAK YARATMAKTIR A ntalya'da yanlışlıkla çalıştırdığı kıyma makinesine sağ elini kaptıran 18 yaşındaki genç kız, kıyma makinesiyle hastaneye götürüldü. Kepez ilçesi 75. Yıl Caddesi'ndeki bir alışveriş merkezinde çalışan 18 yaşındaki Bahar Utkucu, temizlik yapmak amacıyla elini kıyma makinesine soktu. Bu sırada yanlışlıkla makineyi çalıştıran Utkucu'nun eli kıyma makinesinin içinde sıkıştı. Alışveriş merkezine gelen ambulans ekipleri genç kızın elini makineden çıkartamayınca itfaiye ekipleri çağrıldı. tfaiye ekiplerinin çalışması da sonuç vermeyince, genç kız kıyma makinesiyle ambulansa bindirildi. "Lütfen bana elimi göstermeyin" diye bağıran genç kız, "Beni bayıltın. Bu manzarayı görmek istemiyorum” diye feryat etti. B Silahlar konuştu "1 ölü 1 yaralı" Teke yöresi gurbet havası açışlarında sıkça kullanılan sipsiyle aldığı birincilik ödülünün kendisini çok gururlandırdığını anlatan Demir, “Sipsi yöresel bir müzik aletidir ve ince bir kamıştan yapılır. Sesin çıkmasını sağlayan ağızlık kısmına cukcuk,elle kavranılan bölüme çısçıs, kamışın en sonuna konulan parçaya ise tıstıs, gövde kısmına da gödlek ya da gövde denir. Daha çok bir eşlik çalgısıdır ve gurbet havaları, zeybekler, Teke havaları gibi ezgileri çalarken cura bağlama, üç telli, kabak kemane gibi çalgılarla güzel bir uyum oluşturur” dedi. Demir, sipsinin özellikle Burdur, Fethiye ve Denizli yöresi müziğinde sıklıkla kullanıldığını belirtti. A ntalya'da silahlı saldırı sonucu bir restoranda çalışan bir kişi hayatını kaybetti, işyeri sahibi ağır yaralandı. Çağlayan Mahallesi Lara Caddesi'ndeki restorana gelen bir kişi, işyeri sahibi Ömer Çalışkan ve restoranda aşçı olarak çalışan Hasan Gezginci ile görüşmek istediğini söyledi. Restoranın bahçe kısmındaki masaya gelen Çalışkan ve Gezginci'ye tabancayla ateş eden saldırgan, olay yerinden otomobille kaçtı. Yaralılardan Gezginci, hastanede yaşamını yitirdi. Başından ve kolundan yaralanan Ömer Çalışkan, yoğun bakımda tedavi altına alındı. Olay yerinde incelemelerde bulunan Antalya Emniyet Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, kimliğini tespit ettikleri saldırganı yakalamak için çalışma başlattı. Düğünde silah dayıyı yaraladı I Plakasız motosiklet motosiklet sürücüsü kazada sürücüsü kazada hayatını kaybetti hayatını kaybetti A ntalya'nın Serik ilçesine bağlı Kadriye beldesinde, Hakan Çiftçi'nin kullandığı 15 NK 015 plakalı tur otobüsü, Ömer Uzun'un (18) kullandığı plakasız motosikletle çarpıştı. Kazada Ömer Uzun, olay yerinde öldü, motosiklette yolculuk yapan 17 yaşındaki arkadaşı Mert Kesiktaş yaralandı. Kesiktaş, ambulansla Serik Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. sparta'nın Yalvaç ilçesine bağlı Sücüllü beldesinde Seda ve Murat Didik çiftinin düğünü sırasında tabancayla havaya rastgele ateş açıldı. Olayda Murat Didik'in dayısı Mehmet Kutlu (34) başından vuruldu. Evli ve iki çocuk babası Kutlu hastaneye kaldırıldı. Kutlu’nun hayati tehlikesinin bulunduğu öğrenildi. İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından olayın failiyle ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, düğüne katılanların ifadeleri alındı. Ancak henüz olayla ilgili gözaltına alınan olmadı. ir TV kanalında bayram öncesi söylenenler beni hayrete düşürdü. Konu başlığı ‘Bayramda Ne Okuyalım’ idi. Artık kitaplar bayramlık, baharlık, yazlık, kışlık diye ayrılacağa benziyor. Düşündüm… Gerçekten okumak insana ne sağlıyor diye… Çocukluğumda mahallemizde kitaplığı olan kimse yoktu, varsa da ben duymadım. Ama İl Kütüphanesi vardı. Zaman zaman oraya gider, kitap okurduk. Okuldan götürdüğümüz belgeyi verdikten sonra evimize birkaç günlüğüne kitap götürmemize de izin veriliyordu. Okuyup geri götürüyorduk. Bazen aradığımız kitap için günlerce sıra beklediğimiz olurdu. Her okuma gecesinde bir kahraman olur dünyanın bir başka ülkesine gider, yaşamımın zenginleşip renklendiğini hissederdim. Öğrendiklerimle küçük mahallemizde dünyayı kucaklar, dünyaya sığmayacak hayaller kurardım. Yıllar geçti ne zaman okumaktan uzaklaşacak olsam küçüldüğümü hissettim. Okumanın öğrenmekten farklı olduğuna inanırım. İnsan okumadan da öğrenebilir. Örneğin taş kırmak için okumak gerekmez. Denemek, bu işin uzmanının yanında el alışkanlığı kazanmak yeterlidir. Okumak yaratmaktır, okumak egodan uzaklaşmak, düşünceyi zenginleştirmek, olgunlaşmak, yontulup şekillenmek, okumak hayata karşı esnek olmak, kendini nakış işler gibi işleyip, özgürleşip dünyaya güzellikler katmak demektir. Bu yüzdendir firavunların ilk yok edip yakıp yıktığı şeyin kitaplar, kütüphaneler, sanat eserleri olması. Çünkü okumak ruhu ve beyni özgürleştirir. Özgüveni geliştirir. Egemenler tarih boyunca okuyup yazmaya sıcak bakmamışlar. İngiliz Parlamentosunda 300 yıl önce İlköğretim Zorunluluğu Yasası konuşulurken bir lort ‘Bu yasayı getirenler herkesi okutmak istiyor. Ben şahsen bindiğim atın benden akıllı olmasını istemem’ diyerek okumaya karşı duruşun bir örneğini göstermiştir. Ülkemizde Köy Enstitüsü Yasası mecliste konuşulurken bir milletvekili İsmail Hakkı Tonguç’a ‘Senin başka işin yok mu? Bu kadar hergeleyi okutunca bize kim hizmet edecek’ dediğini okumuştum. Tarih bu ve bunun gibi milyonlarca söylemlerle dolu. Günümüzde artık bilgiye, kitaba ulaşmak kolay. Ancak bu kez sorun yalnızca haz endeksli bir yaşam özlemi pompalanmış insan modelinin, okumayı para etmeyen (!) bir eylem olarak içselleştirmesi. Gençler amaçsız, amaç olmayınca okunmuyor. Amaç olmayınca mutlu da olunmuyor. Çünkü insan ne olursa olsun kendini gerçekleştirmek, var olmak, iz bırakmak istiyor. Okumadan var olmak, var etmek! Ben diyorum ki, hayatını taş kırmaya adamış olanlar, kitap okumasalar da olur. Bir taş kırmaya bile niyeti olmayanlar da… İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle... Falezlerde ceset bulundu Tatil dönüşü ceviz ezmesi A ntalya'da Karaalioğlu Parkı'nda bir erkek cesedi bulundu. Karaalioğlu Parkı Hıdırlık Kulesi altındaki falezlerde çöp toplayan yurttaşlar, bir erkek cesedi ile karşılaştı. Yurttaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen polis ekipleri, yaptıkları incelemenin ardından, 2530 yaşlarındaki bir kişiye ait olduğunu belirlenen cesedi Deniz Polisi botuna alarak Kaleiçi Yat Limanı'na getirdi. Üzerinden kimlik çıkmayan ceset, otopsi yapılmak üzere Antalya Adli Tıp Kurumu Morgu'na götürüldü. B urdur Emniyet Müdürlüğü ekipleri, bayram tatili dönüşü yaptıkları trafik kontrollerinde araç sürücülerine bir de ceviz ezmesi ikram etti. Bölge Trafik Müdürlüğü önünde sürücülere trafik kurallarını anımsatan broşürler veren polis, kontrollerini yaptıktan sonra ceviz ezmesi de sundu. AntalyaAfyon Karayolu’nun geçiş güzergahı olan Burdur’da yoğun dönüş trafiği yaşandığını belirten Burdur Emniyet Müdürü Celal Aydoğan, kentte bayram tatili boyunca toplam 13 kaza meydana geldiğini 24 kişinin yaralandığını belirtti. Kazaların ağırlıklı olarak aşırı hız ve yorgunluktan kaynaklandığını anlatan Aydoğan, “Sürücülerin, her 150200 km’de durup 1520 dakika dinlenmelerini, kendilerini yorgun hissetmeleri halinde sağa çekip dinlenmelerini öneriyoruz” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle