22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 22 EYLÜL 2011 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı VAHAP TUNCER Demiryolu sadece hayal miydi? A “Ağa Takılanlar”da, Antalya’nın demiryolu ağına bağlanmasını ve hızlı tren projesini irdelemiştik. 2016 yılında yapılacak EXPO Fuarına yetişeceği söylenen, bu da olmazsa 2023’de mutlaka hizmete gireceği belirtilen hızlı tren projesinin 2035 yılına ertelendiğini duyurduk. Antalya’ya demiryolu projesini takip eden AKP Milletvekili Sadık Badak’ın bu gelişme hakkında düşüncelerini de öğrenmek istedik. Sayın Badak’dan henüz ses çıkmadı. Antalya’nın demiryolu ağına alınmasının çeyrek asır ötelenmesi durumu, ciddi bir hayal kırıklığı yarattı. Projenin ötelenmesinden dolayı üzülenler arasında iş dünyası da vardı. ANSİAD Başkanı Engin Civan’ın bu yönde bir açıklaması oldu. Antalya’nın 23. dönem milletvekillerinden biri olan, şu anda işinin başına dönen Hüsnü Çöllü’nün ulaşıma olan ilgisi biliniyor. Kendisi uzun yıllar Deniz Ticaret Odası başkanlığını da yürüttü. Denizci Çöllü’den demiryolları konusunda değerlendirme yapmasını istedik. A Hüsnü Çöllü, sözlerine, “Antalya’ya demiryolu bir hayaldir” diyerek çarpıcı bir sözle başlayıp ardından ekledi: B “Bu hayal her dönem siyasi iktidarlar tarafından kullanıldı. Şu anda da bu yapılıyor...” Çöllü’nün bu sert girişi, projenin gerçekleşmesini bekleyen her Antalyalı gibi bizi de şaşırttı. Acaba CHP’li Hüsnü Çöllü, siyaseten böyle bir değerlendirme mi yapmıştı? Yoksa denizci olduğu için demiryoluna soğuk mu bakıyordu? Bunun kendisine sorduk. Öncelikle inşaat mühendisi olduğu için ulaşıma ve demiryoluna ilgisi olduğunu söyledi. Konuya siyaseten bakmadığının altını çizdi. İsim vermeden iktidar partisi milletvekilinin iyi niyetli bir çalışma yaptığını vurguladı. Demiryolu projesine karşı olmasının mümkün olmadığını belirtti. A “Ancak...” dedikten sonra bu işin neden gerçekçi olmadığını, görülmediğini, projelendirilmediğini, Ankara deneyimlerinin ışığında şöyle sıraladı: “Devlet, bir yöreye demiryolu yatırımını projelendirirken ihtiyaç listesini çıkarır. Yük ve yolcu taşımacılığının durumunu, bugününü ve geleceğini göz önüne alır. Antalya’ya, yılda 10 milyon turist gelmektedir. Bunun hemen hemen tamamı havayolu ile taşınmaktadır. Başarılı bir havaalanı olduğu için turist taşımacılığında demiryolu acil ihtiyaç olarak durmuyor. Demiryolu, yük taşımacılığı açısından da aciliyet arzetmiyor. Antalya Limanı, şu anda tam kapasite ile çalışıyor. Şu anda bir gram daha fazla yük taşıyacak kapa Arap Baharı ve Başbakanımızın Seferleri uzey Afrika’da ve Suriye’de yaşanan karışıklıklar ABD politikalarının borazanlığını yapmayan çevrelerce post modern bir darbe olarak yorumlanıyordu. Türkiye bu süreçte başlangıçta ikircikli davranıp bu ülkelerin iç işlerine açıktan karışmak istemez görünse de dışarıdan gelen baskılarla müdahalelerin açık destekçisi hatta özel propagandisti haline gelmiştir. Başbakanın ABD gözünde ki güvenilirliliği ve desteğinin devamı adına ülkemizin geleceği tehdit altına sokulmaktadır. Geçen hafta gazetelerdeki “tezkereyi unutturan füze kalkanı antlaşması’’ haberi bunun en açık kanıtıdır. ABD’nin müdahale sırasında Türkiye’nin güney doğusuna asker ve mühimmat yığılmasına olanak veren tezkerenin TBMM’den geçmemesinin Sam Amcayı kızdırdığını biliyorduk. Her ne kadar AKP İktidarının bu işe karşı olmadığını Amerika bilse de sayfa tam kapatılmamıştı. ABD’nin Ortadoğu politikalarını sorunsuz sürdürülebilmesi BOP’ un Eş Başkanına yeni görevler yüklüyordu. Bunun için önce Türkiye içerde yeniden yapılandırılmalıydı. Ülkede önce eğitim, yargı, silahlı kuvvetler yeniden dizayn edildi. Cumhuriyetin temelini oluşturan bu kurumlar AKP’nin ideolojisi çerçevesinde siyasallaştırılarak yavaş yavaş ılımlı İslam modeline uygun bir yapı gerçekleştirildi. Sermaye çevreleri zaman zaman teşviklerle zaman zaman da tehditlerle susturuldu. Muhalefet partileri şark usulü kaset skandalları ile içlerine kapatılırken ülkenin aydınları, yazarları, gazetecileri ve kurmay askerleri şehir efsanesi bir örgüte üye olmak suçlamasıyla devre dışı bırakıldı. Sırada yeni anayasa vardır. AKP meclisteki çoğunluğuna da sitesi bulunmuyor. Kapasiteyi artırmanın olanağı da yok. Zaten liman da özelleşti. Liman için demiryolu zorunlu değil. Toros Dağları’ndan tünel açmak büyük maliyet gerektirecek. Kısa mesafede fazla eğim olduğu için trenlerin enerji maliyetini çok artıracaktır. Antalya’da demiryolunun maliyetini yük ve yolcu açısından tolere edecek kapasite yok. Bunu hükümet ve devlet yetkilileri de iyi biliyor. Antalya’ya hızlı tren getirilse, yolcu taşımacağının uçaktan daha pahalı olacağı ortada. YapİşletDevret Modeli de kazançlı olmaz. Bütün bunlardan dolayı bu hükümetin Antalya’ya yönelik ciddi bir demiryolu projesi yok. Antalya’ya tren, 2035’te de gelmez...” Önceki dönem milletvekili Hüsnü Çöllü, gerçekleşmesi mümkün olmayan bu proje yerine Antalya Kundu BelekSide Alanya arasında demiryolu ile yolcu taşımacılığının yapılmasını daha gerçekçi buluyor. Çöllü’nün bu değerlendirmesi ezber bozan türden. Bakalım başta Sadık Badak olmak üzere AKP cephesinden bir karşılık gelecek mi? K Üniversite hastanesi boşalınca ne olacak? am Gün Yasası yüzünden devlet üniversitelerinin hastanelerinde görev yapan uzmanların istifa ettikleri duyuluyor. CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan'ın bu duruma işaret eden açıklaması var. Geçtiğimiz günlerde özel bir hastanede Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görev yapan bir akademisyen ile karşılaştık. Alanında tanınan, T fakültedeki önemli bir bölümünde beyni durumundaki akademisyenle, Tam Gün Yasası hakkında ayaküstü sohbet ettik. Dışarıdan bakıldığında yasa akademisyenlerin lehine görünüyordu. Hem üniversite hastanesinde hem de özel hastenede çalışma olanakları vardı. Y Uzman akademisyen, "Yasa size avantaj sağladı" şeklindeki değerlendirmemize katılmadı. Mesai sonrası dışarı da çalıştıkları için fakülte hastanesinde hasta muayene ve ameliyat yapma olanakları olmadığını söyledi. Bu yüzden üniversiteden ayrılmaya karar verdiğini belirtti. Bölüm sorumlusunun istifayı düşünmesi tek başına bile vahim bir durum. İstifa aşamasında çok sayıda uzman akademisyenin olduğu duyuluyor. Hatta istifa haberleri geliyor. Sadece Antalya'ya değil, çevre illere de hizmet veren Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nin istifalarla boşalması ciddi bir sorundur. Bu sorun halen tedavileri süren hastaları çok yakından ilgilendiriyor. İstifalarla verilen sağlık hizmeti kalitesinin düşmesi hepimizin ortak sorunu. Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve hükümetin, üniversite hastanelerindeki bu sıkıntıya çözüm bulmaları gerekiyor. yanarak bunu da kendi ideolojisi çerçevesinde istediği gibi yapacaktır. Ülkede konuşanlar ve yazanlar yargılanıp, gelir dağılımı giderek daha çok adaletsizleşip, Türk insanı devlet adına daha çok borçlanırken bütün bunların daha demokrat, kalkınmış, güçlü bir ülke yaratmak uğruna yapıldığının söylenmesi ise resmen kara mizahtır. İçeride demokrasiyi geliştirip kalkınmamızı tamamladığımıza göre sıra Arap kardeşlerimize gelmiştir. Türkiye büyük bir ülkedir ve dindaşlarımızın zalim yöneticiler tarafından ezilmesine ve öldürülmesine sessiz kalamayız. Bunun içinde bir Afrika seferi şarttır. Dünyanın jandarması ABD’li siyasetçilerin bu süreçte ortada görülmemesi size şaşırtıcı gelmiyor mu? Her yere özel temsilcileri ile müdahalede bulunan ABD neden ortada yok? Afganistan ve Irak çıkmazından sonra eş başkanlı müdahaleler daha uygun bulunmuştur. I. Dünya Savaşında antiemperyalist mücadelesi ile mazlum ülkelere örnek olan Türkiye’nin yeni sömürgeciliğin özel temsilciliğine soyunması Çanakkale’de yatanların kemiklerini sızlatıyordur. Emperyalizmin yedeğindeki çakma Osmanlı özentiliğinin uzun süreçte özel temsilciden başka kimseye yararı olmayacaktır. Komşudaki karışıklığın bizi etkilememesi mümkün değildir. Türkiye’deki terör olaylarının artması bunu göstermiyor mu? Bu yoldan dönülmez ise Arap Baharının yakın bir gelecekte Türk Baharına dönüşmesi kaçınılmazdır. Arap Baharı Kuzey Afrika’da yeni diktatörler yaratırken Türkiye’deki gidiş bölünmüş bir ülkede “Başkanlık Sistemi” ve “Tek Adam” yönetimidir. Gidiş bu gidiş… MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 LAN SERV S ALTAR BÜRO MOB LYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle