Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
24 AĞUSTOS 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 KONUK YAZAR Op. Dr. Tamer Bakalım Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü KALP AMELİYATLARINDA KONFOR VE ESTETİĞİN ADI:“KÜÇÜK KESİ” YÖNTEMİ H H ayati önem taşıyan kalp ameliyatlarında, hastalar için en önemli endişe kaynağı operasyon sonrası iyileşme süreci ve vücutta oluşacak ameliyat izleridir. Gelişen teknoloji, kalp ameliyatlarında tercih edilmeye başlayan “minimal invaziv”, yani “küçük kesi” yöntemi ile bu endişenin ortadan kalkmasına imkan tanıyor. Ameliyat konforunu en üst seviyede tutan bu yeni yöntemle, estetik açıdan da başarılı sonuçlar alabiliyor. 6 cm’lik kesi ameliyat için yeterli oluyor Farklı cerrahi girişimler için kullanılabilen küçük kesi yöntemi, bir süredir kalp ameliyatlarında da uygulanmaktadır. Tıpta “Minimal invaziv” olarak adlandırılan bu yöntem hastaya en az zararı vererek sağlığına kavuşturmayı amaçlamaktadır. Klasik yöntemlerle yapılan kalp ameliyatlarında, hastanın “iman tahtası” olarak adlandırılan kemiği tamamen açılmaktayken; kalp kapak ameliyatlarının yanı sıra; tek damar bypass ameliyatlarında da kullanılabilen bu yöntemde, hasta göğsünde açılan ve sadece 67 cm’lik bir büyüklükteki kesi ile sağlığına kavuşmaktadır. İşlemin boyutu ameliyatın şeklini belirliyor Yapılacak işleme bağlı olarak, yetişkinlerde her yaşta hastaya küçük kesi yöntemiyle kalp ameliyatı uygulanabilir. Eğer hastaya yapılacak işlem tek bir kapak tamiri veya tek bir damar için bypass ameliyatıyla sınırlıysa, ameliyat tek bir küçük kesiyle yapılabilmektedir. Ancak müdahale birden fazla kapağa veya damara yönelik olacaksa çok sayıda küçük kesi yapmak yerine, göğsün boydan boya açılması söz konusu olabilir. Sadece işlemin yapılacağı alanı görmek yeterli olacağından, tüm kalbi görmenin gerekli olmadığı durumlarda, hasta için daha konforlu sonuçlar doğuran küçük kesi yöntemi tercih edilmektedir. Hastaya hem konfor hem de estetik sağlıyor Bu yöntemle uygulanan kalp ameliyatlarında, hasta 3 gün gibi kısa bir süre içinde taburcu olabilmektedir. Kemiğe daha az zarar verilen bir yöntem olduğu için, yaşlı hastalarda tercih sebebidir. Ayrıca, özellikle bayanlarda estetik açıdan hastayı memnun eden sonuçlar alınabilmektedir. Ameliyat sonrası ağrıların daha az hissedilmesi, kemikte meydana gelen hasar daha az olduğundan, ameliyatın ardından hastanın daha rahat hareket edebiliyor olması, küçük kesi yöntemi için diğer tercih sebepleridir. GEÇMEYEN KAŞINTININ NEDENi SiNDiRiM SiSTEMi HASTALIKLARI OLABiLiR ER ŞEYİ BAŞI SAĞLIK Hiçbir neden yokken ortaya çıkan ve çoğu zaman şiddetlenerek günlük hayatı olumsuz etkileyen inatçı kaşıntılar, böbrek yetmezliği, karaciğer, mide ve bağırsak hastalıklarının belirtileri arasında yer alabiliyor S nd r m s stem hasta k ar Siindiiriim siistemii hastallııkllarıı kaşııntııya yoll açabiilliir kaş nt ya yo açab r etişkinlerde görülen “perianal” adı verilen kaşıntı türünün hemoroid hastalığına ve “anal fissür” olarak adlandırılan makat çatlaklarına bağlı gelişebildiğini belirten Akça şöyle konuştu: “Kabızlık sonrası oluşan çatlaklar, o bölgenin iyileşip tekrar çatlak açılmasıyla gelen akıntıdan dolayı kaşıntıya neden olur. Birçok cilt hastalığı, sistemik hastalık, deri hastalıkları, kronik böbrek hastalıkları, cilt N G ünlük hayatı olumsuz etkileyenkaşıntılar; böbrek yetmezliği, karaciğer, mide ve bağırsak hastalıklarının belirtileri arasında yer alabiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Serdar Akça, kaşıntı ve neden olabileceği hastalıklar hakkında bilgi verdi. Nedeni araştırılmalı Kaşıntıların bölgesel veya tüm vücutta olabileceğini söyleyen Akça; “Kaşıntıların farklı sebeplerinin araştırılması gerekir. Örneğin; bağırsak parazitleri, mantar enfeksiyonları, temizliğe dikkat etmemek veya o bölgede cildi tahriş edecek şekilde aşırı düzeyde temizlikle uğraşmak, kronik ishal veya dışkılarken aşırı zorlanma, fazla baharatlı yiyeceklerle beslenme gibi sebepler “pruritus ani” olarak adlandırılan genital bölge kaşıntısına yol açabilir. Çocuklarda sıklıkla şikâyete yol açan anal bölge kaşıntıları, “kıl kurdu” olarak da bilinen bir tür parazitten kaynaklanabilmektedir. Bu tür kaşıntılar genellikle geceleri ortaya çıkar” dedi. SICAK HAVA BURUN KANAMASI NEDENİ ıcak ve kuru havaların hakim olduğu yaz günlerinde burun kanamaları sıklıkla görülmektedir. Çocuklarda ve ileri yaş hastalarda, çoğunlukla kısa süreli ve hafif şiddette olan burun kanamaları; kimi zaman sağlığı tehdit eden sonuçlara neden olabilir.Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü’nden Op. Dr. Şakir Bilge Çelik, burun kanamaları, tedavi yöntemleri ve alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi. Tekrarlayan kanamalara dikkat Burun kanamasının normal ve fizyolojik bir durum olmadığını belirten Çelik, “Kanamanın altındaki nedenler araştırılmalı. Burun dışına, içe ve genze doğru gerçekleşen burun kanamalarının; şiddeti ve miktarı ne olursa olsun, özellikle tekrarlayan kanamaların nedeni araştırılmalı. Bunlar burnun iç yapısıyla ilgili bozukluklar, travmalar, enfeksiyon hastalıkları, rinitler, çevresel etkenler ve sistemik hastalıklar olarak sıralanabilir” dedi. Farklı nedenler “Burun kanamaları, travmanın yanı sıra; burun mukozasına bağlı problemlerden dolayı da olabilmektedir” diyen Çelik şunları kaydetti:“Burnun içini, sağladığı nemle koruyan mukozal örtü herhangi bir sebeple zedelendiğinde veya salgı işlevini yerine getiremeyerek kuruluğa neden olduğunda;mukozanın altında bulunan damarlarda kanama meydana gelebilir. Burun damarlarında zedelenme ve çatlamalara bağlı gelişen kanamalara zemin hazırlayan faktörlerden bazıları; kuvvetli burun sümkürme, burun karıştırma, burunyüz travmaları, sıcak havalar, akut üst solunum yolu enfeksiyonları, alerjik rinit, diğer rinitler veya kronik sinüzit gibi rahatsızlıklardır. Öte yandan burun kemiğindeki eğirilikler de burun kanamalarının altında yatan sebeplerdendir.” Sigara zemin hazırlıyor Aşırı sıcak ve kuru havaların burun kanamalarını tetikleyebileceğinin altını çizen Çelik, soğuk havaların da burundaki birtakım den S Y kuruluğu ve lenfomalar da kaşıntılara neden olabilir. Sindirim sistemi hastalıkları ile safra akımının bozulması sonucu ortaya çıkan “kolestaz” durumu kaşıntıya neden olur.Kolestaz’ın belirleyici özelliği kaşıntıdır. Diğer bulgular arasında sarılık, karaciğerde büyüme, ishal, gelişmede gerilik, tansiyon, tekrarlayan burun kanamaları, karın ağrıları ve bulantı yer almakta. Kaşıntıya bu belirtiler eşlik ediyorsa gastroenteroloji uz manına başvurmak gerekir.” Doğru tanı şart Akça, tedavi için, rahatsızlığın kaynağı araştırılmalısının gerektiğini belirterek, “Perianal kaşıntıyı önlemek için; sabun ve deterjanlardan uzak durulmalı, makat çevresinin kuru kalması sağlanmalı, pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli, kaşıntıya neden olabilen kafeinli ve baharatlı yiyecekler tüketilmemelidir” dedi. geleri bozarak kanamalara neden olabileceğini dile getirdi. Çelik, “Kimyasalların olduğu ortamlar, tozlu ve kirli hava gibi bazı çevresel faktörler burun kanaması nedenleri arasında sıralanabilir. Sigara kullanımı da mukozanın doğal yapısını bozduğundan kanamalara zemin hazırlamakta” dedi. Çocuk ve yaşlılarda daha sık görülüyor Çelik, burun kanamasının farklı bir hastalık habercisi olabileceğini vurgulayarak; “Özellikle hipertansiyon hastalarında, kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerde, kanamapıhtılaşma bozukluklarında, kan hastalıklarında burun kanamaları sık tekrarlayabilir. lerleyen yaşla birlikte yandaş hastalıkların artması ve burun salgısının azalması, burun kanamalarının daha sık görülmesine neden olmaktadır. Çocuklarda ise burun mukozası ve damarları yetişkinlere göre daha ince ve hassas olduğundan, kanamalar daha sık izlenmekte. Burum kanamaları, çocuklarda travma, burun karıştırma ve buruna yabancı cisim sokma gibi nedenlerle daha sık görülebilmektedir”diye konuştu. Nedeni araştırılmalı Tekrarlayan burun kanamalarında altta yatan nedenin araştırılması gerektiğini belirten Çelik; kanama sırasında yapılması gerekenleri şöyle sıraladı; “Hasta sakinleştirilmeli. Hastanın serin bir yere geçmesi sağlanmalı. Oturtulduktan sonra baş hafifçe öne doğru eğilmeli, Burun kanatları baş ve işaret parmaklarıyla sıkıştırılıp 510 dakika beklenmeli. Yüze soğuk su veya buz uygulamak faydalı olabilir. Kanama sürüyorsa doktora başvurmak gerekir. C MY B C MY B