Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 13 AĞUSTOS 2011 CUMARTESİ GUNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Meyve diyarının betonlaşması Y az aylarında Korkuteli’de nüfus patlaması yaşanıyor. İlçenin nüfusu en az 3 kat artıyor. Artışın en önemli nedeni Antalya’dan buraya gelen yazlıkçılar. Şunun şurasında 10 15 yıl önce Antalya’dan Korkuteli’ye girişte, M “Meyve diyarına hoşgeldiniz Korkuteli Belediyesi” yazısı dikkat çekerdi. Gerçeği yansıtan bir yazı idi. çünkü, yolun her iki tarafında meyve bahçeleri uzanırdı. Şimdi ise durum tam tersi. Kent merkezindeki yapılaşma dalga dalga çevreye yani meyve bahçelerine yayıldığı için yeşil görmek giderek zorlaşıyor. İlçe, betona yenik duşmüş durumda. Merkezdeki son kalan meyve bahçeleri de gün sayıyor. Çünkü hepsi parsellenip arsaya dönüştürülmüş durumda. Korkuteli, özelliğini kaybetmiş ve Antalya kent merkezindeki gibi beton kent olmuş. Yaklaşık bin rakımlı ilçede, betonlaşma ile birlikte yayla havası zaten kaybolmuş. Betonun yaydığı sıcaklık bunaltıcı noktaya gelmek üzere. Trafik özellikle yaz aylarında önemli sorun olmaya başlamış. Antalya’nın nemli havasından, sıcağından kurtulup yayla havası için kent merkezine gelenler, hayal kırıklığına uğruyor. Bir an önce kaçmanın yollarını arıyor. Çevredeki boş tepelere bakıp hayıflanmamak mümkün değil. Keşke yapılaşma meyve bahçeleri yerine çevredeki tepelerde olsaydı. Bu yönde bir planlama yapılsaydı. Verimli tarım toprakları, birbirinden güzel meyve bahçeleri korunabilseydi. Ormanspor ve Çıralı arih ve doğa cenneti Çıralı Koyu ile ilgili akıllara durgunluk veren gelişmeler var. Birinci Derece Doğal Sit Alanı olmasının yanında çevreye duyarlı herkesin göz bebeği olan Çıralı’da çivi çakmak yasak. Gözlerini rant ve para hırsı bürümüş olanlar için bu yasak anlam taşımıyor. Onlar, yasağı delmek için çeşitli yöntemler denediler, denemeyi de sürdürüyorlar. Yasalara uymayan bazı kişi ve grupların, cennet koyda etkili olmak, etkinlik kurmak için çalıştıkları yönünde duyumlar geliyordu. Çıralı sahilinde iki futbol sahası genişliğindeki alanın Ormanspor üzerinden kiralanmak istenmesi ise farklı bir durum. Burada kısmen kurallar içinde kalıp, arkadan dolanma söz konusu olabilir. Orman İdaresi, Birinci Derece Doğal Sit Alanı’ndaki 18 bin metre kare alanı bünyesindeki amatör spor kulubü olan Ormanspor’a veriyor. , Burada, antrenman ve maç yapması sağlanmak isteniyor. Kamyon lastiği oldu mu? umhuriyet Akdeniz’de yayınlanan, ormandaki kuşların aşırı sıcaklar yüzünden susuz kalmaması için alınan önlemi anlatan haber ilginçti. Antalya’nın Korkuteli ilçesi Orman İşletmesi, bölgedeki Ardıç kuşunun susuzluğunu gidermek için harekete geçmiş. Bu amaçla ormana çok sayıda kuşların su içebileceği çok sayıda düzenek oluşturmuş. Buraya kadar her şey güzel. Yapılan iş olumlu. Çünkü Ardıç kuşunun korunması çok önemli. Ardıç ağaçları onlar olmazsa yetişmiyorlar. Ama haberde bir ayrıntı projeye gölge düşürüyor. Ormancılar, kuşların su içme düzeneğini kamyon lastiğinden yapmışlar. Kamyon lastiklerini keserek su kabı imal etmişler. Kuşların sağlığı açısından lastiklerin su kabı olarak kullanılması doğru mudur? Petrol türevi olan lastiklerin Ardıç kuşlarının sağlığını tehdit etmeyeceği söylenebilir mi? Nesilleri olumsuz etkilenmeyecek midir? Bir önemli noktada da ormana serpiştirilen çok sayıda lastiğin ne olacağıdır. Bunlar daha sonra toplanacak mıdır? Yoksa olduğu yerde bırakılacak mıdır? Toplanmazlarsa doğaya verecekleri zarar düşünülmüş müdür? Sonuç olarak, Korkuteli Orman İdaresi’nin bu anlamlı projesinde kullandığı malzeme sağlıklı durmuyor. Çok değerli Ardıç kuşunu korumak için doğaya uygun malzemeden, en doğrusu topraktan imal edilen su kaplarının kullanılmasında yarar var. Ormancılar, çarşıya çıkıp kırık testi arasalar mutlaka bulacaklardır. T Ormanspor’un böyle bir tesise gereksinimi var mı? Eski SSK Hastanesi karşısındaki Orman Bölge Müdürlüğü yerleşkesinde çim sahası ve tesisi olan Ormanspor’un, buradan 60 70 kilometre uzaklıktaki Çıralı’da ne işi olabilir ki. Acaba O kulüp yöneticileri, “Oyuncularımız için değişikliklik olsun. Biraz da deniz kenarında çalışıp oynasınlar mı?” diye düşündüler. Ormanspor gibi dar olanaklı bir kulübün böyle bir talepte bulunmasını anlamlı bulmak zor. O zaman ortaya CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’na sorduğu sorudaki konu kalıyor. Çıralı’daki arazi, Ormanspor’un adı kullanılarak ticarete açılmak isteniyor. Ormanspor, kendisine tahsis edilen 18 dönümlük araziyi, yıllık 55 bin liralık kira karşılığında bir işadamına bırakacağı duyumu da se naryoyu doğruluyor. Adı kullanılan Ormanspor’a yıllık 55 bin liralık katkı karşılığında cennet sahilde ticari işletme kuruluyor. Milletvekili Sapan’ın önergesinde değinildiği gibi belki bir adım sonrası orada bungalovlar kurulmasıdır. Önceki örneklerden yola çıkıldığında gidişat bunu gösteriyor. Cennet koyun bu yöntemle ticarete açılması, kamu vicdanında kabul görmez. Sorumlularının da başı çok ağrır. Karar verici yerde bulunanlar, şu andaki konumlarına bakıp, “Biz istediğimizi yaparız” diyorlarsa yanılırlar. Onlara, Ormanspor’un tarihini biraz incelemelerini salık veriyoruz. Geçmişte, Ormanspor’a kaynak yaratmak için olmaması gereken işler için imza atanların adliye koridorlarında, mahkeme kapılarındaki sıkıntılı serüvenlerini anımsatıyoruz. Nereden bakılırsa bakılsın Çıralı’daki işlemin durdurulması gerekiyor. C Tuncay Ercenk’in üzüntüsü ar olan 3 binin üstündeki taş ocağı ruhsatı yetmiyormuş gibi Antalya’ya, geçtiğimiz haziran ve temmuz aylarında 50 civarında yeni ruhsat verilmesini eleştirdik. Antalya’nın 22. dönem milletvekillerinden Av. Tuncay Ercenk, bu konu ile ilgili anısını anlattı. Taş ocaklarının ilk faaliyete başladığı günlerde, çevreciler ve habercilerle birlikte Gebiz’deki bir sahada inceleme yaptığını O belirten Ercenk, “Orada gördüğüm manzara dehşet vericiydi. Bu işin önü alınmazsa ormanın ve doğanın nasıl tahrip edileceği belliydi. Bu yüzden TBMM’de kanun teklif verip Maden Kanunu’nun değiştirilmesini öner V dim. Hazırladığım teklifte bu tür ocakların doğaya zarar vermesi önleniyordu. Zarar vermesi olası olanlara ise izin verilmeyecekti. AKP iktidarı bu teklifin görüşülmesini bir türlü gündeme getirmedi” dedi. Tuncay Ercenk, yapılan uyarılara kulak verilmemesinin, Maden Kanunu’nda ormanı ve doğayı koruyacak değişikliklerin yapılmamasının acı faturasının bugün ortaya çıktığını söyledi. Geçtiğimiz günlerde Feslikan Yaylası’na N yolunun düştüğünü söyleyen Ercenk, “Ne yazık ki her yerde taş ocaklarının yarattığı derin yaralar var. Dağlar ve ormanlar delik deşik edilmiş. Manzarayı görünce icim daha acı dı” diye yakındı. Keşke, dönemin CHP milletvekillerinden Tuncay Ercenk’in verdiği teklif o zaman gündeme alınsaydı. Orman ve doğa bu kadar zarar görmeseydi. Dağlarımız yok pahasına peynir dilimi gibi kalıp kalıp kesilip satılmasaydı. Z “Zararın neresinden dönülürse kardır” sözünden hareketle, yeniden TBMM’ye benzeri bir kanun teklifi verilemez mi? Bunun için iktidarı, muhalefeti tüm Antalya milletvekilleri ortak çalışamaz mı? Yapılan doğa ve orman kıyımını herkes gördüğüne göre neden olmasın? TBMM’deki vekillerimizden ortak duyarlılık bekliyoruz. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B