22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 2 TEMMUZ 2011 CUMARTESİ GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Akaydın’ın kutlamasına Türel’in tepkisi Kamufle edilmiş baz istasyonları Kaçak fırın cephesinde değişen bir şey yok A A ralarında bazı kamu kuruluşlarında da olduğu bazı kurumlar, toplumda tepki gören baz istasyonlarını kamufle etme peşindeler. Toplumda duyarlılık artınca kamuflaj teknikleri ve yöntemleri de değişiyor. Geçmişte palmiye ağacı görünümlü baz istasyonlarına rastlanırdı. Şimdi ise duyuru için yapılmış totem görünümlü olanlar ortaya çıktı. İşin vahim tarafı bu tür baz istasyonlarının gizlenmesinde Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin isminin ve logosunun kullanılıyor olması. Büyükşehir’in kurumsal kimliği olan logosunun baz istasyonlarının kamuflajına alet edilmesini anlayamadık.Belediyenin ismi ve logosu cep telefonu firmalarının ticari çıkarlarına hizmet etmemeli. Yapanlardan da hesap sorulmalı. Büyükşehir yetkililerini bu konuda daha duyarlı olmaya davet ediyoruz ntalya Büyükşehir Belediyesi’nin halefselef yöneticileri Mustafa Akaydın ile Menderes Türel arasındaki iletişimin kesik olduğu biliniyor. 2009 yerel seçimlerinin üstünden iki yılı aşkın süre geçmesine rağmen aradaki buzlar erimedi. İkili arasında sürekli gerilim yaşanıyor. Gerilimi yerel basındaki Menderes Türel’e yakın kalemlerin de körüklediği de biliniyor. Menderes Türel’in AKP’den milletvekili adayı olduğu 12 Haziran genel seçimi sürecinde de halefselef başkanlar birçok kez medya aracılığı ile tartıştılar. Birbirlerine karşılıklı suçlamalar getirdiler. Türel cephesi, CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan’ın gündeme getirdiği Varan123 dosyalarından da Mustafa Akaydın’ı sorumlu tuttu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, genel seçimlerin ardından seçilen tüm Antalya milletvekillerine kutlama mektubu göndermiş. Kutlananlar arasında Türel de bulunuyor. Akaydın’ın gön derdiği kutlama mektubunu alan Türel oldukça şaşırmış. Çevresindekilere, “Bunu çerçeveletip asacağım” demiş. Menderes Türel’in bu sözleri espri mi yoksa gerçek mi bilemiyoruz. Eger espriri yapmadı ise acaba çerçevelettiği yazıyı nereye asacak? TBMM’deki bürosuna mı, yoksa evine mi? Belki Akaydın’ın bu kutlama yazısı halefselef başkanlar arasında diyaloğun başlangıcı olabilir. Böylesi bir gelişme Antalya’nın yararına olacaktır. A Özer Ülken gidici mi? C HP genel seçimde Antalya’da başarısız sonuç aldı. 19 ilçeden 17’sinde ikinci ya da üçüncü parti oldu. Birinci olduğu Muratpaşa ve Konyaaltı ilçelerinde ise önemli ölçüde oy kaybetti. Bu iki ilçede AKP ile arasındaki fark hayli eridi. Bu ağır sonucun faturasının birilerine kesilmesi gerekiyor.Yaptığı liste nedeni ile faturanın ilk ardesi olan Deniz Baykal, 12 Haziran gününden beri Antalya’ya uğramıyor. Oyunu kullanır kullanmaz Ankara’ya giden Baykal, kurultay toplayarak gündem değiştirme peşinde. Antalya’daki faturayı ödemeye niyetli değil. Baykal’ın ani manevrasının ardından İl Başkanı Özer Ülken, hedefteki öncelikli isim oldu. CHP tabanında geniş bir kesim Ülken ve ekibinin faturayı ödemesini istiyor. 12 Haziran nedeni ile bir süredir suskun olan keskin muhaliflerinin çoktan harekete geçtiği de konuşuluyor. Ülken ve ekibinin görevden ayrılacağı konusunda görüş birliği var. Bunun yönteminin nasıl olacağı belirsiz. Bir kesim genel merkezin kurultay tartışmalarının hemen ardından başarısız illerde yapacağı operasayonu bekliyor. Listenin başında Antalya olduğunu, yönetimin görevden alınacağını söylüyor. Bir gruba göre ise genel merkezin birşey yapmasına gerek kalmayacak. Çünkü il yönetiminin çoğu istifa edecek. Bakalım hangi olasılık gerçekleşecek. Ya da Özer Ülken, mucize gerçekleştirip görevini sürdürecek mi? CHP’de mucizeye inanan pek kimse yok. Kuru ot yangını tehdidi eçtiğimiz bahar ayları hatta geride bıraktığımız haziran ayı hayli yağışlı geçti. Bu nedenle ormanlık ve makilik alanlarda yabani otlar diğer yıllara göre daha fazla oldu. Yağışlar yüzünden uzun süre yeşil kalıp boy atan yabani otlar artık kurumaya başladı. Yol kenarları dahil her yerde bunu görüyoruz. Kuruyan otlar çıra gibi. En küçük kıvılcımda yanmaya hazır. Söndürülmeden atılan bir sigara izmariti, kırık bir cam şişenin mercek görevi görmesi yangına davetiye çıkarıyor. Ormanların içi kuruyan otlarla kaplı olduğu için çıkacak yangını söndürmek hiç kolay olmayacak. Tıpkı Kepez’deki Vakıf Çiftliği’nde olduğu gibi. Önümüzdeki haftalarda herkesin dikkatli olması gerekiyor. G Kadın başkan neden kalıcı olmasın M anavgat Belediye Başkan vekili İbrahim Halimoğlu'nun istifasının ardından Antalya Valiliği'nin kararıyla olağanüstü toplanan Manavgat Belediye Meclisi, Cumhuriyet Halk Partisi'nden Sema Ecevitoğlu'nu yeni başkanvekili olarak seçti. Belediye Başkanvekili olarak meclis üyelerine teşekkür konuşması yapan Sema Ecevitoğlu, Manavgat halkına yaraşır hizmet yapacağına söz verirken, başkan Şükrü Sözen'in bir an önce görevinin başına dönmesinin herkesin dileği olduğunu söyledi. Manavgat’ın yeni başkanvekiline başarı diliyoruz. Kendinden önceki vekilin karşılaştığı sıkıntıları çözebilirse başarılı olmaması için neden yok. İyi bir performans gösterirse siyasette geleceği parlak olacaktır. Kim bilir, belki önümüzdeki yerel seçimde başkanlık makamına seçilerek gelir. Vekaleten değil asaleten bu görevi yürütür. Manavgat gibi turizmde marka olmuş, aydın yüzlü insanların çoğunlukta olduğu ilçeye de kadın başkan yakışır. ntalya’da gerek belediyelere gerekse şahıslara ait ekmek fırınları düşük kapasite ile çalışıyor. Ruhsatlı fırınlar ürettikleri ekmeği satmakta zorlanıyorlar. İstanbul, Ankara gibi kentlerde belediyelerin ürettiği ucuz ekmek büfelere geldiği anda bitiyor. Ama Antalya’da sabahtan akşama kadar satılmayı bekliyor. “Antalyalı fazla ekmek tüketmiyor” diye düşünülmesi doğru olmaz. Üç aşağı, beş yukarı Antalyalılarda Türkiye ortalaması kadar ekmek tüketiyordur. Ruhsatlı fırınların üretim ve satışta zorlanmasının en büyük nedeni kaçak fırınlar. Antalya tam anlamı ile kaçak fırın cenneti. Öyleki Antalya kent merkezinde ekmek üreten 3 fırından birinin ruhsatsız yani kaçak olduğu söyleniyor. Kaçak fırınların sayısı her geçen gün artıyor. Yasalara uygun olmamasına rağmen kentin her yerinde apartman altlarında, “unlu mamuller” gibi isimlerle kaçak fırınlar açılıyor. Merdiven altı üretim yapan kaçak fırınların piyasaya günlük yüzbinlerce ekmek sürdüğü söyleniyor. Elbette bunların ruhsatlı fırınlara göre dahu ucuza satıldığını söylemeye gerek yok. Çünkü ekmeğin ne tür undan yapıldığı, içine hangi katkı maddelerinin konulduğu bilinmiyor. Birde gramajdan çalındığı düşünülürse kaçak fırınların zarar etmesi söz konusu değil. Kaçak fırın işletmecileri, birkaç aylık faaliyet sonunda iyi para kazanıyorlar. Çoğu piyasayı da dolandırıp ortadan kayboluyorlar. Halkın temel tüketim maddesi olan ekmekte kaçağın olması kabul edilip bir durum değil. Bu konuda kurumlar arasındaki yetki karmaşasına son verilmeli. İlgili kamu kurumları ve belediyeler arasında gerekli koordinasyon yapılarak Antalya,bu ayıptan kurtarılmalı. Her şeyden önce halk sağlığı açısından yetkililerin önceliğinin kaçak fırınlarla mücadele olması gerekiyor. Ruhsatlı fırınlara yapılan haksızlık giderilmeli. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle