02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 SAYFA 26 HAZİRAN 2011 PAZAR YAŞAM Histrionik kişilik bozukluğu Psikiyatrist, Psikoterapist Uzman Dr. Sevilay Zorlu, histrionik kişilik bozukluğunun, çok değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı duygusallık ve dikkati çekme isteği ile belirli bozukluk olduğunu söylüyor Cuma günü saat 14.3015.30 arası Radyo Box 92.5’te, konuyla ilgili canlı yayında sorularınızı yanıtlayacak. Sevilay ZORLU, Uzman Dr. B u kategori için 1980’den önce “histerik kişilik” terimi kullanılırdı. Histrionik kişilik bozukluğu aşağıdakilerden beşinin ( ya da daha fazlasının ) olması ile belirli, genç erişkinlik döneminde başlayan ve değişik koşullar altında ortaya çıkan, aşırı bir duygusallık ve ilgilenilme arayışı gösteren kişilik bozukluğudur. 1İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur. 2Başkalarıyla olan etkileşimi çoğu zaman uygunsuz bir biçimde cinsel yönden ayartıcı ya da baştan çıkartıcı davranışlarla belirlidir. 3Hızlı değişen ve yüzeysel kalan duygular sergiler. 4İlgiyi üzerine çekmek için sürekli olarak fizik görünümünü kullanır. 5Gösteriş yapar, yapmacık davranır ve duygularını aşırı bir abartma ile gösterir 6Telkine yatkındır, yani başkalarından ya da olaylardan kolay etkilenir. 7İlişkilerin olduğundan daha yakın olması gerektiğini düşünür. Klinik özellikler Başkalarının ilgisini hep kendi üzerlerinde ister. Çevresindekilerin yaptıklarını onaylamasını, kendisini övmesini, güzel bulmasını ister. Davranışları, övgü alma ve beğeni toplamaya yöneliktir. Bu nedenle histrioniklerin jest, mimik ve konuşmaları canlı, dramatik ve abartılıdır. Tiyatro sahnesinde rol yapan bir oyuncu gibidir. Söylediklerini abartır ya da uydurma hikayeler anlatır. Yüksek sesle konuşur. Durmadan kendi başından geçenleri anlatıp herkesi dinlemeye zorlar. İlgi odağı olmadığı durumlarda rahatsız olur. Bu nedenle bazı kadın hastalarda uygunsuz bir erotik görünüm ya da davranış görülebilir. Hasta koyu makyaj, açık giyim ve erotik tavırlarla bakışları üstünde toplamaya çalışabilir. İstediği, cinsellikten çok ilgi görmektir. Cinsel açıdan bir bölümü soğuk, bir bölümü normaldir. Bir bölümü de gelişi güzel cinsel ilişkiler kurar. Güzelliğine ve dış görümüne aşırı önem verir. Para ve zamanın önemli bölümünü buna ayırır. Yaşlandığını kabullenmek istemez, güzelliğini kaybetmekten korkar. İnsanlarla çok kolay ahbap olur. Güçlü duygusal tepkiler gösterirler. En küçük bir nedenle herkesin içinde ağlama, aşırı neşe, az tanıdığı insanlara bile hararetle sarılma gibi davranışları sıktır. Küçük bir duygusal olay karşısında kontrol edilmeyen sinir krizleri ya da bayılmalar görülebilir. Yalnızca düşünce ve davranış biçimi değil, jestleri ilgileri, konuşmanın biçim ve içeriği de yaşının gerektirdiği olgunlukta değildir Bencildir, olgun ilişkiler kuramaz. Entelektüel ve teknik konularla ilgileri az, sanatsal konulara yatkındır. Hayal güçleri geniştir, ancak ayakları yere basmaz. Konuşmaları aşırı izlenimci, fakat gerçekçi ayrıntılardan yoksun olabilir. Başkalarının kolay etkisi altında kalır. Telkine yatkındırlar. Kolay hipnotize edilirler. Şarlatan medyumlara ya da sahte peygamberlere daha kolay kapılabilirler. İyi tanımlanamayan ağrılar, zayıflık, baş ağrısı ya da halsizlik gibi yakınmalarla hekime başvururlar. Kolay hayal kırıklığı nedeniyle intihar girişimleri oldukça sık görülür. Fakat üste eklenmiş başka bir hastalık yoksa, genellikle ciddi yöntemleri pek kullanmazlar. Bazı ağır vakalarda intihar girişimleri, ilgi çekmenin başlıca yöntemi olabilir. Hekim, intihar girişimini ciddi bulmadığını hastaya sezdirirse, ciddi bir yöntem deneyebilir. Hassas yapıları nedeniyle, sağlıklı insanlara kıyasla daha kolay depresyon geliştirirler. Nedenleri astanın ailesinde aynı bozukluğu taşıyanların sıklığının genel popülasyondan daha fazla olduğu ileri sürülmüştür. Ancak bu hastaların çocuklarında daha çok yoksunluk ve travma yaşamış oldukları görüşü yaygın kabul görür. H Sıklık enel popülasyonda yüzde 23, psikiyatrik hastalığı olanlar arasında yüzde 1015 oranında olduğu tahmin edilmektedir. Ölçütlerin kadınsı özelliklere aşırı vurgu yapması nedeniyle, kadınların daha çok tanı aldığı ileri sürülmüştür. Yapılan bazı tarama çalışmaları, erkek hastaların kadınlardan daha az olmadığını göstermiştir. G Tedavi ıklıkla ve değişik nedenlerle hekime başvurur ve tedavi olmak isterler. Eşlik eden diğer hastalıklar kendi yöntemleriyle sağaltılmalıdır. İlaç tedavisi, kötüye kullanım olasılığı akılda tutularak kısa tutulmalıdır. Bazen de hasta kendi kişilik özelliklerinden memnun değildir. Motive ve telkine yatkın oldukları için hekim hasta ilişkisinin bağımlı ve çocuksu niteliği üzerinde baştan durmak koşuluyla, dinamik yönelimli bireysel psikoterapiden yararlanabilirler. S C M Y B C M Y B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle