22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 23 HAZİRAN 2011 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN VAHAP TUNCER Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı ntalya’da toplu ulaşım sisteminde faaliyet gösteren halk otobüsü ve minibüscüler, Büyükşehir Belediyesi ile yaptıkları sözleşmeyi savundular. Sözleşmeyi kimsenin baskısı olmadan yaptıklarını vurguladılar. Halk otobüsü ve minibüscülerin yaptıkları yazılı açıklamayı yerel gazetelerimizden Antalya Körfez’de okuduk. Toplu ulaşım esnafı, Büyükşehir’i övüyor. Eleştirilere olan kızgınlıkları, Büyükşehir yönetimini savunurken kullandıkları ifadelere yansımış. Y “Yeni anlayışla esnafı da dikkate alarak çözümler üretmesi, yıllardır bu kavga ve anlaşmazlıklarla beslenen, esnafı kullanmaya çalışan kötü niyetli kişileri rahatsız etmiştir...” Toplu ulaşım esnafının temsilcilerinin açıklamalarına bakılırsa onların cephesinde sorun yok. Toplu ulaşım sisteminden, mahkemenin ihalesi ile ilgili olarak yürütmeyi durdurma kararı verdiği duyulan Halkkart’tan memnunlar. Kendisini kent içi toplu taşımacılığının patronu olarak gören Büyükşehir Belediyesi’nin de süreçten memnun olduğu izleniyor. Çünkü o sonuçta işin patronu olarak sistemin yürümesine, halkın memnuniyetine çüncü kez CHP Antalya listesinden TBMM’ye seçilen Osman Kaptan’ın doğduğu köyünde ve Finike’de yaşadığı mahallesindeki oy oranlarını yayınladık. CHP, deneyimli siyasetçi Kaptan’ın köyünde ve mahallesinde çok düşük oy almış, AKP ve MHP’nin hayli gerisinde kalmıştı. A Osman Kaptan, “Ağa Takılanlar”daki bu değerlendirmeye alınmış. Bizi aradı. B “Benim köyüm sağ ağırlıklı, muhafazakar, cemaatlerin olduğu bir yer. Sağcı köyden solcu milletvekili çıkamaz mı? Üstelik ben o köyden 9 10 yaşlarında ayrıldım” dedi. Bizim aksi bir iddiamız olmadı. Elbette sağcı bir köyden solcu siyasetçi çıkabilir. Halkkart’tan hala yanıtı beklenen sorular D Necdet Küsken’in A ardından ve kasasına giren paraya bakar. Kasa ve para deyince aklımıza başka bir konu geldi. Arkadaşımız Faruk Keskin, birkaç ay önce Başkan Mustafa Akaydın’ın, görevdeki ikinci yılını tamamlaması nedeni ile İ düzenlediği, “İcraatın İçinden” programına katıldı. Keskin, programın sonunda Akaydın’a soru sormak istedi. Tüm çabasına rağmen sorusunu yöneltemedi. Nedense arkadaşımızın olduğu tarafa bakılmadı. Başkanın danışmanı, sorulamayan soruyu yazılı olarak yanıtlayacaklarını söyledi. Aradan aylar geçti ama hala Büyükşehir’den yanıt gelmedi. Haberci arkadaşımızın sözlü olarak soramadığı, yazılı olarakda yanıtını alamadığı soru neydi? Faruk Keskin, Halkart’ın o günlerde 9’uncu ayını tamamlamış olmasından yola p çıkarak, “İptal edilen Antkart’ın ilk 9 ayında Büyükşehir’e ödediği para ne kadardı? Antkart’ın yerine geçen Halkkart’ın 9 aylık ödentisi ne kadar oldu?” diye sordu. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’a sözlü olarak yöneltilemeyen, kendisine iletilmek üzere ilgili danışmanına yazılı verilen sorularda anlaşılamayacak bir taraf yok. Ama nedense Büyükşehir’den ses çıkmadı. Başta Başkan Akaydın olmak üzere ulaşımla özel ilgili danışmanları hararetle Halkkart’ın önceki sisteme olan üstünlüğünü savunuyor. Ama bu konudaki sorulara yanıt verilmiyor. Halkkart, madem övünülecek bir sistem, o zaman getirisinin yani esnafa ve belediyeye katkısının da fazla olması gerekir. Yani, Antkart’ın ilk 9 ayında, belediyenin kasasına giren paradan kat kat fazla olmalı. Çünkü hem sistem daha yeni, hem de Antkart döneminde olmayan yeni raylı sistem ile Büyükşehir’in 40 otobüsü de sisteme dahil edildi. Bütün bunları alt alta koyarsak, belediyenin gönül rahatlığı ile rakamları ortaya koyması gerekir. B “Bizim dönemimizde kamu (yani belediye) toplu ulaşım sisteminden daha fazla gelir elde etmiştir. İşte kıyası” denmesi gerekmez mi? Fakat bu konudaki suskunluk dikkat çekici. Biz unutulmuş olabilir diye aynı soruları buradan da soruyoruz. Büyükşehir’den yazılı (öyle söylemişlerdi) yanıt bekliyoruz. Makul sürede yanıt gelmezse biz elimizde olan rakamları yazacağız. O zaman günah bizden gidecek. ntalya siyaseti renkli ve geleceği olan bir politikacıyı kaybetti. CHP örgütlerinde uzun yıllar görev yapan, son olarak Muratpaşa İlçe Başkanlığı’na aday olan Necdet Küsken, genç yaşta aramızdan ayrıldı. Küsken, karşısındaki güç odaklarına rağmen Muratpaşa’da girdiği parti içi yarışta hayli ses getirmişti. Tekrarlanan ilçe kongresinin ikisinde de 166 oy almayı başarmıştı. CHP’de adı, 1 “166’ların lideri” olarak geçmişti. İddialı, heyecanlı bir politikacıydı. Belki de girdiği o zorlu mücadelenin yarattığı stresinde tetiklemesi ile amansız hastalığa yakalandı. Ne yazık ki çok kısa bir sürede yaşamını yitirdi. Önce Av. Çağdaş Şahin, ardından Necdet Küsken’in zamansız ayrılışları CHP’nin yanı sıra Antalya içinde önemli kayıp. Necdet Küsken’in ışıklar içinde yatmasını temenni ediyoruz. Ailesine, sevenlerine ve mücadele arkadaşlarına da başsağlığı diliyoruz. HALKLA HELALLEŞMEK özgürlüklerinin genişliği, demokrasinin sınırları başbakanın elinde ise; bu konularda şikâyetçi olanlarla helalleşmesi gerekmez mi? Şifreli sınav mağdurlarının, düşüncelerini açıklayarak, bir yerlere dokundukları için yananların, açlıktan çocukları ölenlerin, milyonlarca işsizin, ikinci bir işte çalışarak ancak ayakta kalabilen emeklilerin, soğuk kış gününde havuza atılan, coplanan tekel işçilerinin, yapılan HES’lerle dereleri kuruyan, susuz ve yaşamsız kalan köylülerin, hayatın yükünü ve çilesini taşıyan kadınların, yoksullaştıkları için toprağını terk eden köylülerin, siyasi tercihleri ve ülke yönetimi ile ilgili düşüncelerini özgürce ifade edemeyen iş adamlarının, Başbakana hakklarını helal edeceklerini hiç sanmıyorum. Siyasi görevlerimiz nedeniyle helalleşeceksek önce halkla, yönettiğimiz insanlarla helalleşmemiz gerekmez mi? Başbakanımız sanırım seçimlerde aldığı % 49,9 oya dayanarak mağdurlardan helallik istemiyor. Halk kesimleri ve iş dünyası halinden şikâyetçi olsaydı bana oy vermezlerdi diye düşünüyordur. Bu pencereden bakacak olursak çokta haksız sayılmaz hani. Sonuç olarak siyasiler önce halkla helalleşmeli, halkımızda helal olsun demeden önce sandıkta gerekeni yapmalıdır. Kendimize yapılan eziyetten mutlu olmuyorsak, yani kurbanın sahibinin peşinden körü körüne gitmesi gibi gerçeklerden tümüyle kopmamışsak helalleşmeyi sandıkta yapmalıyız diye düşünüyorum. A Ü Osman Kaptan yalnız değilmiş Ama bizim dikkatimizi aradaki fark çekti. Osman Kaptan’ın doğum yeri Yalnız Köyü’nde CHP’nin 62 oyuna karşı, AKP ise 322 oy almış. MHP’nin oyu ise 162. Osman Kaptan, MHP’nin ikinci olmasını bu partinin Finike ilçe başkanının Yalnız Köylü olmasına bağlıyor. Bu açıklama Osman Kaptan’ı kurtarmaz. 10 yıldır milletvekili olarak TBMM’de görev yapan Osman Kaptan’ın, hadi birinci demeyelim ama köyünde en azından partisine ikinci sırayı aldırması beklenirdi. B Köylüleri, “Bizden ilçe başkanı çıktı” diye M değil de, “Milletvekilimiz var” diye CHP’ye destek vermeleri gerekirdi. Anlaşılıyor ki hemşehrileri Kaptan’a sahip çıkmamışlar. Deneyimli politikacının öncelikle bunun nedenlerini araştırması gerekir. K Burdurlu bir okuyucumuz aradı. “Köyünde partisi üçücüncü olan sadece Osman Kaptan değil. Burdur Milletvekili Ramazan Kerim Özkan da aynı durumda” dedi. Yaptığımız kısa araştırma bu iddianın doğru olduğunu gösteriyor. Üçüncü kez Burdur’dan milletvekili seçilen CHP’li Ramazan Kerim Özkan’a doğduğu köy gerekli desteği vermemiş. Merkeze bağlı Düğer Köyü’nden olan Özkan’ın partisi CHP üçüncü olmuş. Anlaşılan o ki üst üste üçüncü kez aday olmak iki komşu ilin milletvekillerine yaramamış. En azından yüzleri eskimiş. Seçmenlerinin yanı sıra köylülerinin nezdinde bile albenilerini yitirmişler. Milletvekili listeleri, ön seçim yerine merkezden belirlenirse ya da bir kişinin insiyatifine bırakılırsa böyle sonuçlar alınabiliyor. Finike Yalnız Köy ile Burdur Düğer Köyü sonuçları merkez yoklaması yapanlara örnek olmalı. inimizde helalleşmek çok önemli bir kavramdır. Kutsal kitabımızda kul hakkı yemenin affedilmeyeceği yazılıdır. Allahın “kul hakkı yiyen karşıma gelmesin; her şeyi affederim kul hakkı yiyeni affetmem” dediği bilinmektedir.. Allahın karşısına kul hakkı yiyerek gitmek herkesi korkutur. Sonuç direkt olarak cehenneme gitmektir. Bu nedenle birbirinden ayrılanlar helalleşirler. Cenazelerde namazdan sonra cemaatten helallik istenmesinin nedeni de budur. Bu inanç insanların birbirlerine saygılı, hakkaniyetli davranmaları açısından da toplumsal barış ve hoşgörü açısından da çok ciddi katkılar sunmaktadır. Siyaseten helalleşmede ise zeminine uygun kandırmacalar ve göz boyamaların sergilendiği görülmektedir. Başbakanımız balkon konuşmasında muhalefet partisi liderlerine seçim kampanyaları sırasında söylenen sözler için helalleşme çağrısı yapmıştır. Ardından da Cumhurbaşkanımızın telkiniyle helalleşebilmek için siyasi partilerin liderlerine ve gazetecilere açtığı davaları bazıları hariç geri çekmiştir. Böylece Allah gecinden versin “rahmete kavuşurlarsa” helalleşerek gidilecektir. CHP genel başkanı bu çağrıya karşı çıkmazken, MHP liderinin helalleşmem demesi düşündürücüdür. Siyasi parti liderlerinin birbirleriyle helalleşmeleri şahsen benim pek umurumda değil. Kendilerinin bileceği bir şey. Asıl sorun halk ile siyasetçiler arasında. Siyaset ülkeyi yönetmekse; halkın ekmeğinin büyüklüğü, MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 LAN SERV S ALTAR BÜRO MOB LYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle