22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 14 HAZİRAN 2011 SALI GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN feyzia@superonline.com G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN İki Türkiye Bir Başbakan aşbakanın “abisi” Hasan Cemal, NTV’deki seçim değerlendirmesinde Erdoğan’ın artık ortalığı “soğutması” gerektiğini buyurdu… Yani başbakanın muhalefet liderlerinin göa zünün içine bakarak, “Ben size alçak değil, ‘alıp çakar mısın?’ demek istedim” diye elini uzatmasını istiyor, herhalde… Onları bilmem ama biz, karşılıklı “yüzde ellilikler!” liderlerden gaz alıp, kavga etmiştik. Biz nasıl barışacağız? Hangimiz onuru önce ayaklar altına alacak? Her ne nedenle olursa olsun Türk halkı tam ortasından ikiye ayrılmış durumda… Bu ayrım tabii ki bölgesel değil. Türkiye’de, kendisini uygar diye tanımlayan Batı insanına yüz basar topluluklar var. Anadolu’nun binlerce yıllık geçmişinin ürünü olan bilgelik ve hoşgörüyü yaşam düsturu yapmış halklar var. Genetik geçimli ahlaklı duruşlarının üstüne dünyayı algılamaya yetecek bilgi birikimini de ekleyen, yüksek enerjili gençler var… En çok da bu gençler huzursuz. Yaşam deneyimleri Türkiye’nin siyasi sürecini anlamaya çok yetmese de, bugün olanlardan hoşnut değiller. İşin kötüsü, daha önceleri yalnızca böyle bir liderliğin etrafında oluşan bir iktidar tarafından yönetilen bir ülkede yaşamak istemezlerken, şimdi korkuyorlar. Ana babalarını saran korku onlara da bulaştı. Düşünebiliyor musunuz; ülkesini çok seven, yararlı olmak için can atan ama korkan insanlar? Çünkü başbakanın onları da “öteki” gördüğünü duyumsuyorlar… Türkiye ilginç bir coğrafya… Ülkenin en az yüzde yetmişinin sağ görüşlü olduğunu biliyorsun ama hala umutlanıyorsun… Çünkü özellikle mahalli seçimlerde, ne yazık ki halkın, özel mülkiyetine halel gelmesin diye kişilere verdiği oy seni umutlandırıyor. Ama genel seçimlerde renk değişiyor. Çünkü yoksul ve eğitimi eksik bıraktırılmış Türkiye insanı, yaşamındaki başarısızlığını, güçsüzlüğü, ezilmişliğini, tatminsizliğini giderebileceği bir lidere oy veriyor. Bir “kazanan” oluyor. Doyuma ancak böyle erişiyor; hıncını bu şekilde çıkarıyor… Diyalektik bu işin böyle gitmeyeceğini söylüyor… Tepki mutlaka gelecek ama uzun sürecek. Bu arada kim, hangi kurum nasıl yıpranacak; ne denli alt üst oluşlar yaşanacak bilinmez ama bir “durulanma” yaşanacak… O “tamiratı” gerçekleştirecek gelecek neslin umudunu canlı tutmak gerekir. Başka çare yok… Batı Akdeniz’de CHP neden sıkıntılı? B HP, 12 Haziran genel seçimlerinde Antalya ve Burdur’da beklediği sonuçları alamadı. Afyon ve Isparta’nın düşen milletvekili sayısına bakıldığında korunan 1 sandalye bir ölçüde başarı sayılabilir. Önce Burdur’u ele alalım. Batı Akdeniz’in nüfus açısından en küçük ili olan Burdur, 3 milletvekili çıkarıyor. Geçen seçimde AKP 2, CHP ise 1 milletvekili kazanmıştı. 2011’de durum değişmedi. Oysa CHP, bu seçimde 2 milletvekilliğini kazanmayı hedef edinmişti. Bu hedefe ulaşılabilir miydi? Burdur siyasetini yakından tanıyanlar, E “Eğer ön seçim yapılsaydı bu mümkün olabilirdi” diyorlar. Ön seçimi istemeyenin ise listenin birinci sırasındaki Ramazan Kerim Özkan olduğu söyleniyor. C İki dönemdir Burdur milletvekili seçilen Ramazan Özkan, merkez yoklaması ile liste başı olarak üçüncü kez TBMM’ye gidiyor. Ama yalnız başına. Çünkü Özkan’ın liste başı olması CHP örgütünde , parti tabanında ve Burdurlu seçmenler arasında heyecan yaratmadı. Örgütün tüm çabasına rağmen rüzgar oluşmadı. Durum böyle olunca da CHP 3 dönemdir olduğu gibi TBMM’ye tek milletvekili gönderebildi. Heyecanın olmadığı bir başka il Antalya oldu. Ön seçim yapılmayan Antalya’da CHP’nin milletvekili listesi Deniz Baykal’ın isteği doğrultusunda oluştu. Antalya’dan 8’nci kez milletvekili seçilen Baykal, ikinci sıraya da örgüt, parti tabanı ve kent ile ilişkileri çok sınırlı Osman Kaptan’ı sürükleyici isim olarak koydu. Kaptan, beklenildiği gibi sürükleyici olamadı. Listenin diğer isim leri de rüzgar estiremedi. Antalya’da başta il olmak üzere parti örgütlerinin çoğunun dağınıklığı da birbaşka olumsuzluktu. Bunlara bir de partili belediye başkanlarının seçim kampanyasına katılmaması, katkı koymaması eklendi. Ayrıca bazı başkanların seçim kampanyasına katılmasalar bile yetersiz olan performanslarının sandığı olumsuz etkilemesinden korkuluyordu. Korkulduğu gibi de oldu. CHP, Antalya’nın 19 ilçesinden sadece ikisinde birinci oldu. Muratpaşa ve Konyaaltı’ndaki oylar düşmesine rağmen birinci parti oldu. 17 ilçede AKP’nin gerisinde kaldı. Gazipaşa, Manavgat ve Serik’teki başarısızlığın özellikle tartışılması gerekiyor. CHP’deki başarısızlığın faturasının kimlere kesileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz. MHP umduğunu bulamadı M Bağımsızlarda hayal kırıklığı azı sosyalist partilerle ittifak yapan Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) birçok ilde olduğu gibi Antalya’dan da bağımsız milletvekili adayı gösterdi. BDP’nin il eski başkanı İhsan Nergiz, bağımsız milletvekili adayı oldu. Nergiz’in adaylığını açıkladığı ilk günlerde özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu’dan göç ile gelen Kürt seçmenden yoğun destek gördü. AKP ve CHP listelerinde kendilerine yakın isim bulunmamasına tepkili olan Kürt kökenli seçmenler güçlerini bu iki partiye olduğu kadar siyaset dünyasına da göstermek istiyorlardı. Doğu ve Güneydoğulu Antalyalıların kanaat önderi kişileri, 50 binin üstünde oy B toplama iddiasındaydılar. Ama 12 Haziran’da destekledikleri bağımsız aday İhsan Nergiz, belirlenen hedefin yarısına bile ulaşamadı. 23 bin civarında oy toplayabildi. Bu sayı ile seçilmesini mümkün değildi. Kulislerde, AKP’nin bağımsız adaya gidebilecek oyları almayı başardığı konuşuluyor. Özellikle Kepez’de AKP’nin Kürt kökenli seçmenden hatırı sayılır destek aldığı söyleniyor. 2007’de Kürt kökenli olmayan bağımsız aday Dr. Kubilay Döşeyen’i destekleyen BDP’liler (O dönemdeki DTP) yüzde 1.5 civarında oy toplayabilmişti. 2011’de de yüzde 2’yi geçemediler. İki sonuç gösteriyor ki BDP’nin bağım sız adayları Antalya’da başarılı değil. Mersin, Adana’da olduğu gibi milletvekili çıkarmayı başaramadı. Ya seçmen sayısı yetersiz, ya da onları yönlendiremiyorlar. Antalya’daki Kürt kökenli seçmenin oy kullanırken daha bağımsız hareket ettiği akla yakın duruyor. Diğer iddialı bağımsız aday olan Hasan Atilla Uğur’u, aralarında İşçi Partisi ile baC zı eski DSP’lilerin de olduğu “Cumhuriyet İçin Güçbirliği” platformu destekledi. Silivri’de tutuklu olan emekli asker Uğur, yapılan kampanyaya rağmen Antalyalı seçmenin ilgisini toplayamadı. Taraftarlarının iddia ettiği oranların çok gerisinde kaldı. Özetle, Antalya’da önceki yıllarda olduğu gibi esamesi okunmadı. HP, Antalya’da Türkiye ortalamasından daha fazla oy almasına rağmen umduğunu bulamadı. En az 4 milletvekili kazanmayı bekleyen MHP yöneticileri, sayı 3’te kalınca sevinemediler. Listenin 4’ncü sırasındak Kemal Çelik’in seçilmemesi MHP’lileri hem üzdü hem de şaşırttı. Çünkü yörük kökenli Çelik’ten hayli umutluydular. Kemal Çelik’in memleketi Serik’in yanı sıra yörük kökenli seçmenin yoğun olduğu Aksu, Kepez, Döşemealtı gibi ilçelerden beklenen destek gelmedi. Aynı şekilde listenin ikinci sırasındaki Mehmet Günal’ın doğum yeri olan Manavgat’ta MHP’nin üçüncü olması moral bozucuydu. Seçim sonuçları MHP içinde epeyce tartışma yaratacak gibi. MHP’liler, Antalya listesini yapan genel merkeze hayli kırgınlar. HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle