25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 MAYIS 2011 CUMA SAYFA HABER 3 TMMOB meydanlara çıkıyor Görev ve yetkilerinin alındığını söyleyen Türk Mimar, Mühendis Odaları Birliği üyeleri, eşitlik, özgürlük, demokrasi taleplerini iletmek üzere 15 Mayıs’ta Ankara’da miting düzenliyor. Mitinge Antalya’dan geniş çaplı katılım olacak SÜLEYMAN YAPICI AKDENİZ İKTİSAT Yrd. Doç. Dr. MUSTAFA ŞANLI sanli@akdeniz.edu.tr Tarımsal üretim kendimize yetti FARUK KESK N nşaat Mühendisleri Odası binası önünde bir araya gelen Antalya İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, 15 Mayıs’ta Ankara'da düzenlenecek mitinge katılım çağrısı yaptı. Mitinge destek vereceklerini açıklayan TMMOB Antalya İl Koordinasyon Kurulu sözcüsü Vahap Tuncer, AKP Hükümeti’nin büyüme adı altında uyguladığı yaptırımların, Türkiye'yi tam tersine daha geriye götürdüğünü söyledi. İ İKTİSADİ KRİZLER, SINIFLAR, HIDRELEZ “…/ Ne bir haram yedi ne cana kıydı/ Ekmek kadar temiz su gibi aydı/ Hiç kimse duymadan hükümler giydi/ Yiğidim aslanım burda yatıyor/…” Bedri Rahmi Eyüboğlu Temel soru şu: Kapitalizmin ve işçi sınıfının doğuşu arasındaki ilişki nedir? Kapitalist sistemde iktisadi krizlerin ve etkilerinin bedellerini kimler öder? İktisadi olan krizlerin politik ve toplumsal yıkımlarının ölçüsü nedir? 1. İnsanın 2,5 milyon yıllık Homoeractus/homosapiens gelişim çizgisinden bu yana, tarihte ilk kez 18.yy ortaları İngiltere’sinde çok önemli üretim dönüşümü yaşanmıştır. İnsanlığın “üretim biçimi”ni değiştiren makineleşmiş sermayeye dayalı kitlesel büyük çaplı üretim başlamıştır. Bu üretim biçimi, paralel bir toplumsal ve iktisadi gelişme ile “evvelsi günün (köleci toplum) kölelerini=dünün (feodal toplum) toprağa bağlı serflerini (maraba)=bugün ücretli emek”e dönüştürmüştür. Tarih sahnesinde ilk kez üreten insanının kendisi “özgür”, emeği “pazarda bir mal gibi satılan emek” olmuştur. İşte çalışan/üreten sınıfın=“işçi”nin doğması ile kapitalist üretim biçimi ve kapitalist sistem oluşmuştur. 2. Kuşkusuz, üretimde beyin gücünden (beyaz yakalı) ve kas gücünden (mavi yakalı) başka geliri olmayan işçilerin doğal müttefiki diğer emekçi sınıflardır: Küçük sermayesi ve kendi kol gücü ile çalışan “esnaf” ve küçük arazisinde kendisi üretim yapan “köylü” sınıflarıdır. Ancak tarihsel süreçte, kendini değil, küçük sermayesini koruma derdindeki esnaf ve köylü sınıfları, işçi sınıfı ile dayanışma yerine, muhafazakarlaşıp karşı saflarda yer almışlardır. 3. Kapitalizm adaletsiz doğası gereği “iktisadi kriz”lere gebedir! Her krizin bedelini öncelikle üreten eller/beyinler öder: İşsiz/örgütsüz/yoksul kalırlar. Günümüzde de küreselleşme, emeği ucuzlatıp güvencesizleştirmektedir. Gelir dağılımı adaletsizliği her gün çalışan/üreten aleyhine gelişmektedir. 4. Emperyalist tehdit altındaki ülkelerin kalkınmagelişme süreci emekçiler aleyhine acı deneyimlerle doludur. Nitekim 1960 sonlarının Türkiye’sinde ülke yönetenler, emeğin/üretimin/ulusallığın/demokrasinin doğal savunucusu olan aydınları ve gençleri yok etme çabası içinde olmuşlardır. Ekonomiyi yönetemeyen Hükümet 10 Ağustos 1970’te büyük devalüasyon ve istikrar önlemleri almıştır, ama 12 Mart 1971 askeri darbesini engelleyememiştir. 5. Darbeyi önleyemeyenler, bir “hıdrellez” sabahında, yürekleri A S LA N, ülkesine İNAN’anları yok etmek istemişlerdir. Oysa dünya var oldukça emekten yana olan DENİZ’ler dünyamızı saracak, yaşamın kaynağı olmaya devam edecektir. Özgürlük yok Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısının günden güne yoksulluk sınırına ulaştığını, demokratik düşüncenin, ifade özgürlüğünün kısıtlandığını söyleyen Tuncer, işsizliğin mühendis, mimar ve şehir plancıları ile doktor ve öğretmenlere kadar indiğini anlattı. Ülkenin geleceği için duyarlı yurttaşları mitinge davet eden Tuncer, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini, bu dönemde birlik ve beraberlik içinde mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Tuncer, Türkiye'de iş ve işçi sağlığının düşünülmediği, güvencesiz çalışma koşullarının arttığı, çalışanlar üzerinde yine ek bir yük olan vergilerin oranlarının yükseldiği, özelleş T ürkiye statistik Kurumu'nun (TÜ K) verilerine göre 20092010 döneminde, tüm sebzeler için yurt içi üretimin talebi karşılama derecesi yüzde 107.9 olarak gerçekleşti. Toplam sebze arzının büyük kısmının, yurt içinde tüketildiğine dikkat çekilen raporda, “Sadece yüzde 7,6'lık bölüm ihraç edildi. Sebze grubunda en yüksek yeterlilik derecesi yüzde 113,8 ile domates tahmin edilmiş, bunu yüzde 110,7 ile biber, yüzde 110,5 ile salatalık izlemiştir” denildi. tirmelerin kamu yatırımlarının önünü tıkadığı bir süreçten geçtiğine dikkat çekti. Mühendislerin kendi uzmanlık alanlarında iş yapamaz hale geldiğini belirten Tuncer, mühendislerin kaderinin kamu sağlığı ve güvenliği iş sahiplerine kaldığını sözlerine ekledi. Tuncer, “Mühendisler kendi uzmanlık alanlarında iş yapamaz hale getirilmekte; kamu sağlığı ve güvenliği iş sahibinin insafına bırakılmaktadır. Kamu eliyle yürütülmesi gereken hizmetlerde hızla taşeronlaşma süreci yaşanmakta. Ör gütümüz bütün baskılara, demokrat, yurtsever, toplumcu meslek kuruluşlarını etkisiz kılma çabalarına göğüs gerecektir” dedi. 15 Mayıs'ta alanlardayız 15 Mayıs’ta Ankara'da alanlarda yer alacaklarını belirten Tuncer, tüm mühendisleri mitinge davet etti. Tuncer, “İçinde bulunduğumuz koşullar, etkili bir mücadele verilmesini gerektirmektedir. Tarih bizi göreve çağırmaktadır” dedi Mitinge kurula bağlı 19 oda da destek verecek. Başbakanın sağlık çalışanlarına 'çalışmak istemiyorsanız istediğiniz yere gidersiniz' sözlerine SES'den tepki G Gazipaşa’nın önceliği tarım A "Hiçbir yere gitmiyoruz" miyoruz” diye konuştu. azipaşa Tarım Fuarı açıldı. Gazipaşa Kaymakamı Muhittin Pamuk, Belediye Başkanı Cemburak Özgenç’in de katıldığı fuar açılışında, halk oyunları ekipleri gösteriler sundu. Kaymakam Pamuk, Gazipaşa'nın tarım kenti olduğunu ve turizme de açılmak istediklerini belirtti. Antalya bölgesinde tarım denildiğinde akla gelen yerlerden birinin Gazipaşa olduğuna işaret eden Pamuk, '' lçemizde turizmin de gelişmesini bekliyoruz. Bu konuda çaba harcıyoruz Gazipaşa'da doğaya saygılı bir turizm ile tarım sektörünü birlikte geliştirmek istiyoruz” dedi. NTALYA (Cumhuriyet) Geçtiğimiz gün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın sağlık çalışanlarına yönelik “Çalışmak istemiyoruz dersiniz, istediğiniz yere çeker gidersiniz" sözlerine Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi'nden tepki geldi. Başbakanın sözlerinin kabul edilemez olduğunu söyleyen SES Antalya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Metehan Akbulut, “İnsanca çalışmak ve yaşamak istiyoruz. Bir yere de git Kabul edilemez sözler Demokrasilerde hiçbir başbakanın yurttaşına 'çeker gidersiniz' diyemeyeceğini belirten Akbulut, "İstedik ki, sözümüz dinlensin, sorunlarımız anlaşılsın, haklı taleplerimize kulak verilsin. Ancak gördük ki, yüreklerin kulakları sağır. Yüz binlerce sağlıkçı için marjinal grup denebiliyor. İstedikleri yere çeksin gitsinler denebiliyor” dedi. Başbakan'ın "çeker gidersiniz" yaklaşımının "ağaca bağlayın kaçmasınlar" gibi demokrasiyi yadsıyan işleyişlere özgü olduğunun altını çizen Akbulut, "Biz tıbbın kurucuları İstanköy'lü Hipokrates'ten, Bergamalı Galenos'dan bu yana bu topraklardaydık. Sayın Başbakan da dahil 70 milyona sağlık hizmeti sunuyoruz. Kimse çekip gitmemizi beklemesin” dedi. Başbakan Erdoğan'ın "Sağlık hizmetinde grev uygulamasına gidenler bu milletten beddua alırlar ve ihlah etmezler" sözüne ilişkin de "İş güvencesi, gelir güvencesi, can güvencesi, herkese eşit ücretsiz sağlık hakkı" için greve gittiklerini hatırlatan Akbulut, "Eylemimiz hiçbir hastamızı mağdur etmedik” dedi. lanya’da evinin balkonunda boya yapan kişi, dengesini kaybederek beton zemine düştü. Güllerpınarı Mahallesi’nde Başak Apartmanı’nın ikinci katında oturan Aydın Doğan, balkonunun tavanını boyadığı sırada dengesini kaybederek yaklaşık 10 metre yükseklikten beton zemine düştü. Alanya Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Doğan'ın kalça kemiğinde kırık olduğu bildirildi. A Aydın Doğan ikinci kattan düştü O ethiye’nin Ölüdeniz beldesinde bulunan bin 900 metre rakımlı Babadağ paraşüt pistinden single (tekli) atlayış yapan Murat Çetinkaya (35), atlayışından kısa bir süre sonra kayalıklara düşerek yaralandı. 112 Acil Servis ekiplerince Fethiye Devlet Hastanesi’ne kaldırılan ve sol bacağında kırık olduğu tespit edilen Çetinkaya'nın tedavisi devam ediyor. Tutuklu ve mahkum kadınlar için atölye F Babadağ’da paraşüt kazası limpos Rotary Kulubü Başkanı Cüneyt Koşu, Antalya L Tipi Cezaevindeki hükümlü ve tutuklu kadınları iş sahibi yapmak ve gelir kazandırmak amacıyla 23 bin dolar maliyetle konfeksiyon atölyesi kurduklarını söyledi. Amaçlarının, tutuklu ve mahkum kadınları iş sahibi yapmak ve mahkumiyetlerinin sonunda normal yaşamlarına döndüklerine iş sahibi olmalarına katkı sağlamak olduğunu vurgulayan Koşu, ''Tutuklu ve hükümlü kadınlar konfeksiyon atölyesinde çalıştıkları süre içinde hem para kazanacak hem de sigortaları ödenecek. Atölyede üretilen nevresim, çarşaf, yastık kılıfı gibi ürünler, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tutukevleri Döner Sermayesi tarafından diğer cezaevleri ile hastanelere satılacak'' dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle