02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

25 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA SAYFA SAĞLIK 5 Tedavi edilmeyen rahim iltihabı kısırlık nedeni K asık ve karın alt bölgesinde ağrı, vajinal akıntı, ateş, kusma ve adet dışı kanamalar… Bu belirtilerle kendini gösteren, yumurtalık ve tüplerde oluşan bakteriyel enfeksiyonlar, üreme çağındaki aktif cinsel yaşamı olan kadınlarda görülmektedir Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Eylem Şeker Arı, 10 soruda pelvik enfeksiyonların nedenleri ve tedavi yolları hakkında bilgi verdi. Pelvik enfeksiyon (rahim iltihabı) nedir? Pelvik enfeksiyon, rahim, yumurtalıklar ve tüplerde oluşan bir bakteriyel enfeksiyondur. En çok kimlerde görülür? Üreme çağındaki, cinsel olarak aktif olan kadınlarda ortaya çıkan bir sorundur. Pelvik enfeksiyon nasıl oluşur? Vajinit problemi olan kadınlarda, vajinada enfeksiyon oluşturan bakteriler üst kısma çıkarak rahme girer, buradan da tüplere ve yumurtalıklara yayılabilir. Doğum, kürtaj, endometriyal biyopsi gibi işlemler mevcut bakterilerin yayılmasına neden olabilir. Belirtileri nelerdir? Kasık ve alt karın bölgesinde ağrı, cinsel ilişki sırasında rahatsızlık veya ağrı, adet (menstruasyon) harici ara kanamalar, sarımsı ya da yeşilimsi vajinal akıntı, ateş, kusma, makat bölgesinde ağrı gibi değişik belirtiler görülebilir. Tanısı nasıl konur? Tanı koymaya yönelik özel bir test yoktur. Jinekolojik muayene sırasında rahimde ve yumurtalık bölgelerinde ağrı ve hassasiyet, anormal vajinal akıntı tanının konulmasına yardımcı olur. Hastalığın ilerlediği durumlarda ultrasonografi (apse oluşumu, tüplerde sıvı birikmesi, karın içinde sıvı görüntüsü gibi) ek bulgular gösterebilir, ancak tanıyı desteklemek için özel bir ultrasonografi bulgusu şart değildir. Yani bir kadının pelvik enfeksiyonu olsa bile ultrason görüntüsünde bu ortaya çıkmayabilir. Bazen tanı için laparoskopi gerekebilir. Pelvik enfeksiyonun tedavisi nedir? Bulantı, kusma, yüksek ateş, karında şiddetli ağrı ve hassasiyet, apse oluşumu; hastanın hastaneye yatırılarak tedavi edilmesini gereken durumlardır. Pelvik enfeksiyon hafif olanlarında, ayaktan antibiyotik tedavisi uygulanarak hasta takip edilir. Antibiyotik tedavisi genellikle 14 gün uygulanır. Tedavi edilmeyen pelvik enfeksiyonu kadın için risk teşkil eder mi? Pelvik enfeksiyonun tedavi edilmediği durumlarda tüpler zarar görebilir, bu da kısırlığa neden olabilir. Pelvik enfeksiyonun kısırlık oluşumuna etkisi nedir? Tedavide gecikme, enfeksiyonun ileri düzeyde olması gibi durumlar tüplerde yapışıklık ve tıkanmaya neden olur. Döllenme tüplerde gerçekleştiği için, bu durum doğal yollardan gebe kalınmasına engel olabilir. Tüplerle ilgili bu tür sorunlarda laparoskopik uygulamalar gerekebilir. Adet döneminde cinsel ilişkiye girmek enfeksiyona neden olur mu? Pelvik enfeksiyonların adet kanaması döneminde daha kolay oluşabilmesi nedeniyle, bu dönemde ilişkide bulunulmaması veya prezervatif kullanılması uygun olur. Pelvik enfeksiyonlardan nasıl korunmak gerekir? Genital hijyen kurallarına uymak ve prezervatif kullanmak en iyi korunma yoludur. H ER ŞEYİ Sıcak havalar varisi tetikler Bacaklarda neden olduğu olumsuz görünüme ek olarak genel sağlık için de önemli bir tehlike oluşturan varisler, havaların ısınması ile birlikte daha fazla şikayete yol açar ıcak havalar; varislerin genişleyip şişmesine ve ağrıların artmasına sebep olur. Toplardamarların genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hal alması olarak tanımlanan variste; kadın olmak, uzun süre ayakta kalmak, obezite, hamilelik, hızlı kilo alıp vermek, sigara kullanımı gibi nedenler risk faktörlerini oluşturur. Memorial Antalya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Tamer Bakalım, varisin nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Cinsiyet ve yaşam şekli varis oluşumunda etkili Yetişkin nüfusun yüzde 1520’sini etkileyen bacak varisleri, kadınlarda, erkeklere oranla 24 kat daha fazla görülür. 4 saatten fazla ayakta ka BAŞI SAĞLIK Varis hastaları yazın asla güneşlenmemeli! Sıcak su ile banyodan kaçının. Sıcak su damarların genişlemesine neden olur. Varisli bacaklara ılıksoğuk su ile şok uygulamak yararlıdır. Damarların rahatlamasını sağlar. Güneş, sıcak kum, sauna, kaplıca ve SPA merkezlerinden uzak durun. Asla güneşlenmeyin ama bol bol yüzün. Düzenli yürüyüş veya spor yaparak kan dolaşımına yardımcı olmaya çalışın. Varis çorabı kullanıyorsanız gereğinden dar ve bol olmamasına dikkat edin. Giymeden önce bacaklarınızı yükseğe kaldırıp birkaç dakika dinlendirin. Mümkünse yataktan kalkmadan giyin. Bir saatten daha uzun süre oturmayın ya da ayakta kalmayın. Gün içerisinde birkaç kez bacakları yüksekte tutmak yararlıdır. Ayaklarınızla A harfi yapacak gibi topukları uzaklaştırıp, başparmakları birleştirin. Topukları birleştirip parmakları uzaklaştırarak V harfi yapın. Topuklarınız yerde kalsın, ayaklarınızın ön kısmını yukarı kaldırın. Sonra ayaklarınızın önü yerle temastayken topuklarınızı yukarı kaldırın. Hareketlerin hepsini 10’ar kez tekrarlayın. Bol giysileri tercih edin. Topuk yüksekliği 5 cm’den fazla olan ayakkabıları giymeyin. Beslenmenize dikkat edin, günde en az iki litre sıvı tüketin ve sigara içmeyin. İleri safhada ameliyat gerekebilir. Varis tedavisinde amaç, yaşam kalitesini artırmaktır. Hastalık genellikle iyi huylu seyir gösterdiğinden hastaların çoğu ameliyat edilmez. Büyük varisleri olan hastalarda, kanama veya bacak ülseri gibi durumlar gelişirse, cerrahi tedavi yöntemleri uygulanır. Varise neden olan etkenler ortadan kaldırılmadıkça belli bir süre sonra hastalık tekrarlayabilir. N S lanlarda risk, 3 kat daha fazladır. Hastalığın ailesel geçiş oranı yüzde 50’nin üzerindedir. Ailesinde varis olan kişilerde bu hastalığın görülme riski 4.4 kat fazladır. Varis, kadın cinsiyet, ayakta kalarak çalışanlar ve ailesel öykünün yanı sıra; gebelik, obezite, duruş bozuklukları, kabızlık, doğum kontrol hapları ve hormon tedavileri gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Kalıtım, riskli yaşam tarzı ve sigara kullanımı önde gelen risk faktörlerindendir. Havaların ısınması ile birlikte varis şikayetlerinde önemli bir artış olur. Havalar ısınınca varise dikkat! ava sıcaklıkları, varis hastalarının şikayetlerinin artmasında etkilidir. Yazın havaların ısınması ile birlikte damarlar genişler, şişer ve ağrılar artar. Sıcak havalarda varis konusunda dikkatli olmak gerekir. Kişinin varis sorunu olmasa bile sıcaklarda kılcal damarlar genişler ve bu durum onların zamanla çatlamasına neden olur. Bu nedenle varis hastaları sıcak havalarda şikayetlerinin artmasına neden olabilecek risk faktörlerinden kaçınmalıdır. H Selülitsiz bacakların sırrı beslenmede saklı Ağız içi yaralar önemli hastalık habercisi olabilir emorial Antalya Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Lütfiye Çoban, ağız içi yaraların nedenleri ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Ağız içinde yara en sık, aftöz ülser şeklinde görülür. Bunlar oldukça ağrılı, gri zeminli, çevresi kırmızı bir halka ile çevrili zımba ile delinmiş gibi görünen yaralardır. Birkaç milimetreden 3 santimetreye varan boyutlarda olabilir. Halsizlik ve iştahsızlık gibi sorunlara da neden olabilir. Yaralar, 1 hafta ile 1 ay arasında değişen sürelerde kendiliğinden iyileşir. Diş ısırığı, sert diş fırçalama darbeleri, sert yiyeceklerin darbesi gibi küçük travmalar ve bazı asidik M Dudak içi, diş etleri, dil, damak ve yanak içlerinde, stres, kansızlık, demir eksikliği, Behçet hastalığı, AIDS, uçuk gibi nedenlerle yara ortaya çıkabilir gıdalar aft oluşmasını kolaylaştırır. Stres, kansızlık, demir, B 12 vitamini, folik asit, biyotin, çinko eksikliği gibi durumlar da aftların sık tekrarlamasına yol açar. görülen ama çok önemli diğer nedenleri arasında, bazı ilaç reaksiyonları, bazı deri hastalıkları, yassı hücreli kanserler sayılabilir. Yaranın nedeni araştırılarak doğru tedavi uygulanmalı Doğru tedavi hastanın sağlığına kavuşması için çok önemlidir. Uçuk ağızda da görülebilir Uçuk (herpes) enfeksiyonu, yine virüs kaynaklı bir enfeksiyon olarak ağız içinde aft benzeri yaralara yol açar. AIDS ve frengi gibi cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlar da ağız içinde kendilerine özgü yaralar oluşturur. Behçet hastalığı da önemli bir ağız yarası nedenidir. Hastalığın en temel belirtisi, ağız içinde ve genital bölgede tekrarlayan ülserlerdir. Akne benzeri döküntüler, kol veya bacaklarda ağrılı kırmızı şişlikler, eklem, göz, damar ve sinir sistemine ait değişik derecelerde belirtiler bulunabilir. Hastalık aylarca hatta yıllarca sadece tekrarlayan ağız ve genital bölge ülserleri belirtileri ile seyredip diğer belirtiler ortaya çıkmayabilir. Ağız yaralarının daha seyrek Y az aylarının yaklaşmasıyla birlikte bikini, elbise ve etekle güzel bir görünüm sergilemek isteyen kadınların en büyük korkusu selülitli bacaklardır. Sıkışmış yağ hücrelerinin vücutta yarattıkları portakal kabuğu görünümüyle, kadınlara kıyafet seçiminde zor anlar yaşatan selülitler, genetik yatkınlık ve hormonal nedenlerin yanı sıra; fazla kilolar, hareketsiz yaşam, hamilelik veya yanlış beslenme alışkanlıklarıyla tetikleniyor. Memorial Antalya Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Berna Ertuğ, selülitle mücadelenin en önemli adımlarından birinin beslenme olduğunu söyledi. Yüksek karbonhidratlı ve yağlı besin tüketiminin selülit oluşumunu artırdığını anlatan Ertuğ, “Selülit problemi yaşayanlarda fastfood tarzı beslenme alışkanlıkları yaygın şekilde gözlenmekte. Damar tıkanıklıklarına neden olan trans yağları içeren sucuk, salam, sosis türevleri selülite yol açan gıdalar arasında yer almakta” dedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle