Katalog

4 SAYFA 18 MAYIS 2011 ÇARŞAMBA EKONOMİ GÖRECE GİRAY ERCENK [email protected] Çiçek gibi festival geliyor 7. Çiçek Festivali başlıyor. 'Dünyanın Çiçekleri Antalya'da Buluşuyor' sloganı ile gerçekleştirilecek festivalde iki milyon dal çiçek kullanılacak, kortejde halka binlerce çiçek dağıtılacak PELİN GEL AĞAN A Üniversite şenlendi A kdeniz Üniversitesi (AÜ) tarafından gerçekleştirilen 14. Uluslararası Akdeniz Gençlik Şenliği etkinlikleri, Çıralı Yanartaş'tan temsili kültür ateşi alınmasıyla başladı. AÜ Rektör Yardımcısı Prof. Meral Gültekin, üniversite olarak sönmeyen bir üniversite, sönmeyen bir gençlik, bitmeyen bir enerji ve bitmek tükenmeyen bilmeyen bir gençlik sevgisi ve enerjisini amaçladıklarını söyledi. Temsili kültür ateşini alan atletler ateşi Antalya'ya getirdiler. Ardından AÜ yerleşkesindeki Atatürk Anıtı'na çelenk konuldu. Şenlik kapsamında kente 19 ülkeden 155 öğrenci geldiğini belirten Rektör Prof. srafil Kurtcephe, "Şenliğin konusu 'çevre'. Gezegenimiz her geçen gün biraz daha kirleniyor. Kirleten canlıların başında biz geliyoruz. Konuyu çevre bilincine katkı sağlamak için öğrenci konseyi seçti. Şenliğe gelen konuklar da bu bilinci ve mesajı tüm dünyaya aktaracaktır” dedi. ntalya, halka çiçeği sevdirmek ve tanıtmak amacıyla düzenlenen Çiçek Festivali'ne hazırlanıyor. 2021 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek festival, 'Süs Bitkileri Sektörü Expo 2016'ya hazır mı?' başlıklı forum ile başlayacak. Festivalin ikinci günü geleneksel festiv a l korteji gerçekleştirilecek. Cumhu riyet Meydanı’nda son bulacak kortejde halka binlerce çiçek dağıtılacak. 2 milyon dal çiçek Antalya İhracatçılar Birlikleri önderliğinde gerçekleştirilecek festival öncesi basın mensupları ile bir araya gelen Festival Düzenleme Komitesi festival hakkında bilgi verdi. Antalya Süs Bitkileri ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu, 300 bin kişinin emeğinin olduğu sektörü iyi yerlere getirmek için uğraştıklarını söyledi. Festivalin gelişerek devam ettiğini belirten Bağdatlıoğlu, "Festivalde halka ve turistlere 150 bin dal çiçek, 3 bin buket dağıtacağız. Festivalde 2 milyon dal çiçek kullanılacak" dedi. Süs bitkileri sektörünün 24 sektör içerisinde istikrarlı olarak artan tek sektör olduğunu dile getiren Bağdatlıoğlu, "İhracatımızda yüzde 30 artış oldu. İç pazarda kişi başı çiçek tüketimi 1 dolardan 3 dolara çıktı. 5 yıl önce çiçek konuşulmuyordu” dedi. içeğin sevgi, aşk, emek gibi güzel anlamlar barındırdığını kaydeden Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Osman Budak, "Bu festival Antalya'ya tebessüm ettirecek. Ekonomik anlamda çiçek sektörü Antalya'nın zaten gururu. Çiçek, kentte istihdam ve katma değer açısından çok değerli" diye konuştu. Ç Tebessüm ettirecek tivalinin amatör bir ruhla doğduğunu ve profesyonel hale gelmeye başladığını söyledi. Çiçek Festivali'ni karnaval havasına sokmak gerektiğini belirten Çandır, özeleştiri yapmak gerektiğini belirtek şunları söyledi:"Biz hep festival yaklaştığında birşeyler yapıyoruz. Umarız 8. yılında daha kurumsal bir festival komitesi ile bu festivali gerçekleştiririz. Bir çok kurumun örneğin Turizm l Müdürlüğü'nün de maddi olarak bu festivale desteklerini bekliyoruz." Desteğe davet Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır da, çiçek fes aşbakan, AKP’nin Antalya mitinginde “CHP’yi kıyılardan temizlemeyi hedeflediklerini” açıkça ortaya koydu... Sanki kıyılar tapulu mülkü(!), elinden alınmış da hakkını arıyor... Uygarlık Tarihi, yüzü deniz dönük kentlerin, gelişmeye, denizden uzak olanlara göre daha uygun ve açık olduğunu söyler... Kıyı kentleri gelişirken, içinde yer aldıkları sistemleri de geliştirirler... Gelişme salt elle tutulup gözle görülen değerlerin iyileşmesi; kentlinin maddi yaşam donanımlarının kalite kazanması, yaşam b ölçülerinin yükselmesi demek değildir, belki bundan daha önemli olarak elle tutulup, gözle görülemeyen değerlerde ulaşılan, başında demokratlığın, katılımcılığın ve de ortak irade koyma alışkanlıklarının yaşam bi. çimi olarak yerleşmiş olmasıyla önemlidir... Sevgili Metin Sözen Hoca’dan bir sohbet sırasında dinleyip not aldığım sözleri, defterimden önce belleğimdedir... Metin Hoca o gün “...kentli, ‘ben yaptım oldu’ dayatmalarına boyun eğmez... Ağalık köye özgüdür, kentte sökmez... Kentli doğru bildiğinde ısrar eder, savunur... Kent, dayatma ile değil, uzlaşma ile yürür... İşte bu yüzden, kentin/kentlinin sivil dayanışması, köyün ‘bugün bana, yarın sana’ imecesinden farklıdır” demişti... Başbakan’ın Antalya Kalesi’ni düşürme çabalarının önündeki en büyük engel, kentin/kentlinin dayatmalara boyun eğmeme iradesidir... Gelin görün ki tarih, düşmez sanılan nice muhkem kalenin, yaptığını doğru sanan, nice ‘dediğim dedik’ adamın eline düştükten sonra viran olup gittiğine dair örneklerle doludur... Birçok Antalyalı, Antalya Kalesi’nin, Başbakanın, elindeki iktidar gücüne yaslanıp, gözdağı vermesinden; esip gürlemesinden değil, kendi kendini için için yiyip bitirmesinden kaybedileceğinden korkmaktadır... Mayıs ayı Büyükşehir Belediye Meclis toplantısında, aynı partinin başkan ve üyeleri arasında, basının ve de izleyenlerin tanıklığında yaşanan tartışma, yukarda belirtilen “esas yıkıcı tehlikenin içerden beslendiğine” ilişkin kaygıların haklılığını ortaya koyan acı bir örnektir... Söz Süleyman Demirel’e aittir; “Siyasette barışmasını bilmeyen, küsmesin...” Siyasetin halk için yapıldığı ve de bu anlamda bir kamu hizmeti olduğu gerçeği akıldan çıkarılmamalıdır... Uzlaşmanın zorunlu olduğu bir süreçtir siyaset... Tabiaten uzlaşmaz olan siyaset adamı, iktidarını yitirmeye ve unutulup gitmeye mahkumdur... Ozan Seyrani(öl.1866) der ki “Eğri okla doğru nişan vurulmaz/ Doğru ok atılmaz eğri kemansız...” Hevessiz siyaset olmaz, fakat salt hevesle de siyaset yapılamaz... Neden mi? Düşük profille, yüksek hedef tutturmak zordur da ondan... B “YÜKSEK HEDEF, DÜŞÜK PROFİL...” Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B