Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 12 MAYIS 2011 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN VAHAP TUNCER Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ucubeye tepki artıyor K ntalyalıların “Kapalı Yol” olarak bildiği Kazım Özalp Caddesi’ne konulan dev led ekrana yönelik tepkiler giderek artıyor. Ama yetkililerden ses gelmiyor. Yol ortasındaki bu özensiz uygulama ile ilgili ilk A U duyuru, geçtiğimiz hafta “Ağa Takılanlar”da, “Ucube” benzetmesi ile yer aldı. Bu tanım kamuoyunda yankı buldu. Birkaç gün sonra yerel gazeteler aynı tanımlama ile yol ortasındaki dev ekranın haberlerini yapmaya başladı. K “Kapalı Yol’daki Ucube” tartışılıyor ama konu ile ilgili yetkililerden hiçbir açıklama gelmiyor. Yapılan uygulamanın sanki sahibi, sorumlusu yok. K “Kaçak” desek hiç inandırıcı olmaz. Büyükşehir ekipleri orada harıl harıl çalışıyor. Hemen dibinde zabıta var. Sesleri çıkmasa da bu işin sorumlusunun Büyükşehir Belediyesi olduğu açık. Çünkü o bölgenin Zıpla, Zıpla, Zıplamayan Şifreci Adı: Ali Soyadı: Demir Mesleği: Tekstil Mühendisi Ünvanı: Prof. Dr. Görevi: ÖSYM Başkanı Dokunulmazlığı: Kimse dokunamaz ÖSYM başkanı yaklaşık 1 aydır tüm toplumla dalgasını geçiyor. Kıvırcık saçları, yuvarlak gözlükleri ve küt kesilmiş bıyıkları ile kameralara masummuş gibi bakıp müstehzi bir gülümseme ile kimse bana dokunamaz diyor. YGS sınavında şifre iddiaları ile ilk ortaya atıldığında önce şifre yok dedi. Cumhurbaşkanı ve Başbakanla görüştükten sonra şifrenin ortaya çıkacağından korktuğu için şifre var ama kopya yok diyerek kendini kurtarma yolunu seçti. Herkesin aklı karışmıştı. Şifre varsa kopya nasıl yoktu. Bireysel kopya olmayabilir. Ama şifreyi ele geçirenler veya verilenler toplu halde kopya çekmiş olmuyor mu? Tartışmalar büyüyünce savcılar devreye girdi. Bu süreçte Ali Demir’in soruşturmanın yapıldığı matbaaya çok sık girip çıktığını gördük. Adalet Bakanlığından da güvence almış olacak ki savcılık soruşturması tamamlanmadan YGS sonuçlarını açıkladı. Sorun yoktu nasıl olsa. Cumhurbaşkanı ve Başbakan tatmin olmuştu. Adalet Bakanı da tatmin olduğuna göre gerisinin ne önemi vardı. Tam durum idare ediliyor ve toplum yatışıyor sanılırken YGS sonuçları bardağı taşırdı. Bazı adaylara iki farklı sınav sonucu gitmişti. Birçok adayın sınav sonuçları yanlış hesaplanmıştı. 126 puan alan bir adayın itirazı sonucu ÖSYM gece yarısı öğrenciyi arayarak “Pardon, puanınız yanlış hesaplanmış. Gerçek puanınız 485” diyebilmişti. Bütün bunlar kameralar karşısında yaşanırken yuvarlak gözlüklü, müstehzi gülümsemeli adam küt kesilmiş bıyıklarının altından gülmeye devam ediyordu. Ne olursa olsun bana hiçbir şey olmaz, kimse bana dokunamaz diyordu. Muhalefet liderlerinin alanlardan bu kişiyi istifaya davet etmelerine rağmen demir gibi iradeye sahip bu adamın hala yerinde kalması Cumhurbaşkanı ve Başbakanı aşan bir durumun olduğunu gösteriyor. Adam tekstil mühendisi, kendine uygun kumaşı ve elbiseyi dikmiş. Öyle bir üniforma giymiş ki kimse dokunamıyor. Türkiye’de yüksek öğrenimi ele geçirmeye ve dinselleştirmeye çalışan güçler her şeye rağmen Ali Demir’i korumaya devam ediyor. Son yılların en büyük skandalının hesabı ancak halk tarafından sorulabilir diye düşünüyorum. Haksızlığın hesabını soran öğrencilere terörist muamelesi yapılarak okullarından atılmaları soruna halkın sahip çıkması gerektiğini ortaya koyuyor. Bu usulsüzlüğün hesabı sorulmazsa üniversiteleri ele geçirmek isteyenleri 12 Hazirandan sonra kimse durduramayacaktır. Onun için şimdi eylem zamanı. Yani öğrencilerin deyimi ile zıplama zamanı. Şimdi sesimizi çıkarıp zıplamazsak yürüyecek halimiz bile kalmayacak. Zıpla, zıpla zıplamayan şifreci. Zıpla, zıpla zıplamayan Demir’ci. A sorumluluğu onlarda. Kapalı Yol’daki yeniden düzenleme çalışmalarını tek başına yapan da Büyükşehir Belediyesi. Büyükşehir yetkilileri, inşaatın yarattığı kargaşa ortamında dikilen dev ekranın arada kaynayacağını düşünüyorsa yanılıyorlar. Kimsenin gözü o ucubeye kolay kolay alışmaz. Ucube ekran ayrıca Kapalı Yol’da yaratılmak istenen güzelliği de gölgeliyor. Kapalı Yol’un yeni yüzünü olumsuz etkiliyor. Antalya’nın en yoğun yaya trafiğinin yaşandığı bölgeye ansızın konulan ekranın vakit geçirilmeden B kaldırılmasında yarar var. Yetkililerin, “Burada kamuya yönelik duyurular yapılacak” türü olası bahaneleri geçerli olmaz. Kimseye de inandırıcı gelmez. Tam aksine şimdiden birilerine rant sağlanıyor söylentisi yayılmaya başladı. İşin doğrusu bir an önce gereğinin yapılması, ucubenin kaldırılmasıdır. Otogar sil baştan ürkiye’nin önemli otogarlarından biri olan Antalya Otogarı’nın işletilmesi ile ilgili ihale yargıya takıldı. Yargı, bu konuda yürütmeyi durdurma kararı verdi. İhaleyi kazanan Büyükşehir Belediyesi’ne ait Ulaşım A.Ş’yi sıkıntılı günler bekliyor. Hesaplar, planlar yeniden yapılacak. Süreç tekrar başlatılacak. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, bu konuda birilerinden hesap soracak mıdır bilemiyoruz. Aslında sorması gerekir. Yargı engeline takılan ihalenin sorumlularına birşeyler demeli. Çünkü bu konu genel seçim öncesinde kendisinin ve partisinin aleyhinde kullanılacaktır. Özellikle AKP cephesinden sert eleştiriler gelmesi olası. T Y HAS Parti’den AKP’ye yeni isim Partisi” dedikten sonra gerekçelerini şöyle sıralıyor: M “Milletin kaynakları 16 bin aileye gidiyor. Bu kadar adaletsizliğin olduğu bir ortamda bu partinin adı olsa olsa ‘Adaletsiz Kalkınma Partisi’ olur. AKP insanların emeğini sömürüyor. Türkiye'de 20 milyon insan başkasının yardımı olmadan yaşamayacak durumdadır. Bunun içinde haksızlık, adaletsizlik ve yoksulluk var. İktidar partisine, ‘Adaletsiz Kalkınma Partisi’ diyelim bu isim daha çok yakışır." akın geçmişte Saadet Partisi’nde politika yapan Av. Ali Aktaş, şu anda Numan Kurtulmuş’un genel başkanı olduğu HAS Parti’den milletvekili adayı. Aktaş’ın hedef seçmen kitlesi içinde AKP’ye oy verenler ilk sırada yer alıyor. Bu nedenle sık sık AKP’yi hedef alan açıklamalar yapıyor. Aktaş’ın AKP’ye göndermeleri de sağlam gerekçelere dayanıyor. Örneğin, AKP’ye yöA nelik, “Adaletsiz Kalkınma Derin sessizlik düşündürüyor S okaklar seçimin havasına giremedi. Gürültülü seçim araçlarının dolaşmaya başlaması bile sokağı fazla etkilemiyor. Sokaktaki yurttaşın ilk gündemi seçim değil. Bu ilgisizlikte siyasi partilerin listelerinin gerekli heyecanı yaşatamamasının da payı var. Listelere tepki gösterip kulağının üstüne yatan parti örgütleri var. Antalya’da muhalafet par tileri CHP ve MHP’nin bazı örgütleri, seçim çalışmalarını yasak savma babından yürütüyor. Dostlar alışverişte görsün türünden faaliyetlerle çalışıyoruz havası verilmeye çalışılıyor. Bunun örnekleri rahatça görülebiliyor. Muhalefetteki bu dağınıklık ve isteksizlik, iktidar partisi AKP’nin işine yarıyor. Çalışmayanlar, rakipleri AKP’nin değirmenine su taşıyor. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B