Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 10 MAYIS 2011 SALI GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN feyzia@superonline.com G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Bağımsıza Baydemir morali ntalya’da siyasette ilgilenenleri sık sık seçim sonucu ile ilgili tahmin yaparken görebiliriz Hesap, Antalya’da partilerin oy oranları ile ilgili değil, kazanacakları milletvekili ile ilgili. Birbirlerine tahminleri soruluyor. Bazende 13 Haziran’da kimin tahmininin doğru çıkacağının ortaya çıkması için söylenenler kayıt altına alınıyor. Milletvekili tahminleri biraz gözleme, çoğunlukla da kişinin siyasi eğilimine bağlı duygusallıklara göre yapılıyor. Genel olarak Antalya tahminleri 3 parti arasında oluyor. Örneğin “6, 5, 3..” denirse, önce diyene bakacaksınız. AKP’li ise 6 milletvekilliğini kendi partisine vermiştir. İkinci sıradaki 5 milletvekilliğinin CHP’ye gideceğini tahmin eden kişi, 3 vekilliği de MHP’nin kazanacağını söylemek istemiştir. CHP’li büyük sayıyı kendi partisine ayırır. AKP ve CHP’lilerin üzerinde birleştikleri tek konu MHP’nin en az milletvekili çıkaracağına inanmalarıdır. Bu Sezona Dikkat A Seçimlerde dördüncü bir olasılık daha yok mudur? Antalya’dan bağımsız milletvekili seçilmesi söz konusu değil midir? Bu soruyu siyasi partilerin listeleri belli olduğunda sorduk. O günkü ortamda CHP ve AKP’ye oy veren Güneydoğu kökenli seçmen arasında önemli bir duygusallık vardı. Bu iki partinin listelerinde Güneydoğu kökenli bir adaya yer verme1 mesi üzerine, “12 Haziran’da ders vereceğiz. Bizi yok sayanlara karşı varlığımızı göstereceğiz” diyorlardı. Fakat zaman içinde duygusal tepkiler azaldı. Özellikle AKP’lilerin Güneydoğu seçmen üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdığı, bu küskün kitle ile tekrar iletişim kurduğu duyumları alındı. Hal böyle olunca, o günün koşullarınB da, “Bağımsızlar Antalya’dan bir milletvekilliği çıkarabilir” diyenler yavaş yavaş geri çekildi. Bu geri adımda BDP’nin ve bazı sosyalist grupların desteklediği İhsan Nergis’in bir türlü kendini gösterememesi de rol oynadı. Ta ki geçtiğimiz hafta sonuna, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir’in Antalya’ya gelişine kadar. Osman Baydemir, Kepez’de İhsan Nergis’in seçim bürosunun açılışına katıldı. Açılışı bahane edip Antalya’ya gelen Baydemir, büyük ilgi ile karşılandı. Seçim bürosu açılışı izdihama dönüştü. Bu manzarayı göD ren Güneydoğu kökenli seçmen, “Demek ki bağımsız milletvekili seçebilecek gücümüz var” demeye başladı. Elbette Osman Baydemir, kuru bir açılışla yetinmedi. Hazır gelmişken başka partilere oy verme eğilimdeki Güneydoğu kökenli kanaat önderlerini ikna etmiş olabilir. Etmemişse de bir daha ki gelişinde edebilir. Çünkü gerektiğinde yeniden Antalya’ya gelebileceği söyleniyor. Kısacası Kepez’deki seçim bürosu açı1 lışındaki kalabalığı görenler, “14’üncü milletvekilliğini İhsan Nergis alır” yorumunu yapıyorlar. Sandık giderek yaklaştığı için bu yöndeki hava güçlenerek devam edebilir. Baz istasyonlarının kirası düşükmüş K ent merkezlerindeki baz istasyonları başımızın belası oldu. Baz istasyonu denince akla kanser geldiği için bu tesislerin yanında yöresinde oturanların uykusu kaçıyor. Baz istasyonlarına tepki göstermeyen kalmıyor. Toplumda bunlara karşı önemli bir duyarlılık var. Bu yüzden baz istasyonları çoğunlukla perdelenerek çalışabiliyor. Bunun son örneği Meydan Kavağı civarındaki istasyonun reklam totemi gibi düzenlenmiş olması. Mezarlık Müdürlüğünün hizmet tanıtımının yapıldığı bu totemin baz istasyonu olduğu raslantı sonucu fark edilebildi. Bu örnekte görüldüğü gibi ne yazık ki belediyeler baz istasyonlarına karşı yurttaş kadar duyarlı değil. Bunları işleten şirketlerden destek aldıkları ortada. Bu desteğe karşı logolarını kullandıracak kadar ileriye gidebiliyorlar. Mahalle sakinleri baz istasyonlarına karşı yargıda haklarını ararken, belediyeler ise daha fazla kira alma peşinde. Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde alınan bir karar bunun örneği. Fen İşleri Daire Başkanlığı, meclis B ten”Baz İstasyonu Kira Ücreti”nin artırılmasını istedi. Meclis, bunun Çevre Komisyonu kararı ile yapılmasını kararlaştırdı. Olayın Çevre Komisyonu’na havale edilmesinden olumlu sonuç çıkarmak iyimserlik olur. Çevre Komisyonu ne yapacak? Bunların halk sağlığına zararlı olup olmadığına mı kaZ rar verecek? Bazıları için “Zararı yoktur” raporu mu verecek. Bazı istasyonları belediyelerin koruması altında. Çünkü onların kiracısı konumunda oldukları görülüyor. epez’in 1999 2004 yılları arasında belediye başkanlığını yapan Mehmet Atay, başkan olarak girdiği seçimi kaybetti. Atay, bunun nedenini özellikle turizmcilere kesti. Onların kendisini istemediğini söyledi. Atay’ın bu değerlendirmesinin ne kadar gerçeği yansıttığı tartışılır. Seçim yenilgisini sadece buna bağlamanın doğru olmadığını söylemekte yarar var. Bu arada seçimi de epey farkla kaybettiğini de söylemek lazım. Mehmet Atay, 2007 genel seçimlerinde milletvekili aday adayı oldu ama partisi onu listeye almadı. 2009’da tekrar Kepez Belediye Başkanlığına adaylığını koydu. Bu kez de başaramadı. Diğer adayların çok gerisinde kalarak ancak üçüncü olabildi. Kamuoyuna fazla yansımadı ama 12 Haziran seçimlerinde milletvekilliğine şansını bir kere daha denediği anlaşılıyor. Listeye konulmayınca da partisinden istifa etti. İşin ilginç yanı bu istifanın listelerin belli olmasından epey sonra gerçekleşmesi. Atay’ın tepki göstermek için bu kadar beklemesi ilginç. Bir başka ilginç nokta da MHP listesine ve listeyi yapan genel merkeze yönelik tepkilerini sürekli hale getirmesi. Durum böyle olunca Mehmet Atay, AKP yanlısı medyanın göz bebeği oldu. Söylemleri iktidar yanlısı medyanın manşetlerinden inmiyor. Eleştirilerinde haklılık payı yok mu ? Elbette var ama zamanlamasında sıkıntı var. Hal böyle olunca kulisA lerde, “Atay, AKP yolcusu mu?” yorumları yapılmaya başladı. Acaba kulağına kadar geliyor mu? K Atay’ın zamanlaması u yıl gerçek patlama yaşanacakmış! Bir tur operatörü temsilcisi arkadaşım böyle söyledi… Mısır’ın, tam da erken rezervasyonların alınmaya başladığı sıralarda başına gelenler, bizdeki talep artışının başlıca nedeni olmuş. Mısır şimdilerde toparlamış ama iş işten bu yıl için geçmiş. Seneye Allah kerimmiş! Sokaktakiler olarak bu yılın farklı olacağını biz de seziyoruz. Şehir geçen yıla göre erken hareketlendi. İnsan yoğunluğuyla birlikte araç sayısı da arttı. Askere gidenlerin uğurlandığı konvoylar, hoparlörlü seçim araçları ve turist otobüsleri… Sakin bir kış sonrasında ne de özlemişiz onları! Aslında kaygılıyız… Tam da içinde turizm yapılan bir şehir olarak işimiz zor… Geçen yıllardan kalan kronik sorunların turizm gelirlerine koşut olarak artması en büyük tasamız… Son yıllarda azalmış gibi görünen hırsızlık, kapkaç, darp gibi asayiş olaylarındaki tırmanış olasılığı gözümüzü korkutuyor… Kaçak olanı neyse diyelim ama sahte içki yapımının ölümlere neden olduğunu biliyoruz… Gelebilecek talep üzerine(!) Hint keneviri ve benzeri uyuşturucunun eskiden olduğu gibi saksılarda değil, artık büyük tarlalarda yetiştirildiğini gazete haberlerinden izliyoruz. Şehir içi trafiğinin keşmekeşi bize kalsın ama konuklara zarar vermemek gerek. Geçen yıllarda olduğu gibi taksicilerin durağa dönebilmek için şehir içinde sürat rekorları kırması önlenebilmeli. Her türlü özel taşımacılık yapan, minisinden midisine kadar aracın insani(!) kontrolü de yapılabilmeli. Plajdan otellerine dönen insanların yol geçişlerindeki güvenliği, uyarılar ve sıkı kontrollerle sağlanabilmeli. Trafik polisleri kask kontrolünü bırakıp bu sorunlara yoğunlaşmalı. Dükkân önündeki zararlılar(!), çığırtkanları anutçularla karıştırmamak gerekir. Dükkâna zorla sokulduktan sonra alt kata indirilip alışverişe zorlanan turist yakınmasına tanık olunmuştu, geçen yıllarda… Sıcak yaz günlerinde yiyecek içecek yerlerindeki hijyen daha bir önem kazanıyor… Bu yıl çok daha dikkatli olunmalı. Çünkü komşu ülkelerin şanssızlıklarını değerlendirdiğimiz gibi, gelişen Adriyatik kıyısı da ilerde bir tehdit öğesi olarak karşımızda… Genel seçimler öncesi mülki idarecilerin ister istemez devletin değil ama hükümetin bekasına(!) yoğunlaştığı bu sezonun ilk bölümünde, daha özenli olunmalı. Yoksa faturayı seneye kötü keserler… B HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B