22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 8 MART 2011 SALI GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN feyzia@superonline.com G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Kepez herkese eşit HP’nin yeni Kepez İlçe Başkanı Halil Bahar, habercilerin karşısına çıktı. Kendisi ile birlikte yeni görev dağılımı yapan yönetimini tanıttı. Çiçeği burnunda başkan Halil Bahar’ın yaptığı iki saptama anlamlıydı. Kale’nin Bademleri C Birincisi, Kepez örgütünün tüm milletvekili aday adaylarına eşit uzaklıkta duracağını belirtmesiydi. B “Bir adayı destekleyip taşımayız” dedi. Bu mesaj yerini bulmuştur. A İkincisi ise, “Antalya’da sıkıntılıyız...”şeklindeki saptamasına karşılık Kepez’de oylarını koruduklarını, hatta artırdıklarına yönelik açıklamasıydı. Halil Bahar, Kepez’de birinci parti olacaklarını, oylarının yükselişte olduğunu iddia etti. Kepez, Antalya’nın farklı bir bölgesi. Birçok özellikleri ile kentin diğer merkez ilçelerinden ay rılıyor. Nüfus mozaiği ile Türkiye’nin minyatürü gibi. Yeni ilçe başkanı Halil Bahar’ın dediği gibi CHP oyları Kepez’de yükseliyorsa, ülke genelinde de benzeri görüntü olduğu söylenebilir. Bakalım 12 Haziran’da sonuçlar nasıl olacak. Tramvay durakları akıyor on yağışlar bir gerçeği daha ortaya çıkardı; Tramvay durakları akıyor. Hafta sonundaki yoğun yağışların ardından Antalya, hafta başına güneşli bir gün ile girdi. Pazartesi günü öğlene kadar kendisini gösteren güneş, tramvay durakları hariç yağmurdan eser bırakmadı. Hava günlük güneşlik iken tramvay durakları akıyordu. Duraklarda oturmak isteyen Antalyalılar, tepelere inen damlaların önce nereden geldiğini merak etti. Sonra bunun tramvay duraklarının üstündeki su birikintisinden kaynaklandığı ortaya çıktı. Durakların üzerine yağmur oluğu yapılmamış. Biriken su, damlaya damlaya akıyordu. Suyun kurumasının birkaç gün aldığı oluyordu. Duraklardan yararlanamayan yurttaşlar, zamanında yağmuru düşünmeyenlere hayli tepkili. Yetkililerden soruna çözüm getirilmesi bekleniyor. S Melda Onur, Leman’da HP Parti Meclisi’nin Antalya’ya atadığı iki sorumludan biri olan Melda Onur, (Diğeri Mehmet Sevigen) deneyimli bir gazetecidir. Siyasete yeni yeni ısınan Melda Onur’un, ünlü karikatür dergisi Leman’ın 8 Mart Özel Sayısı’nda, günün anlam ve önemini yansıtan yazısı var. Onur, “8 Mart Perisi...N’olur beni saçma sapan düşüncelerden kurtar...’ başlıklı ya C zısında, siyasete girdiğinde karşılaştığı manzarayı anlatıİ yor. Çevresindekilerin, “İnşallah ileride kadından sorumlu bakan olursun...” dileklerine neden tepki gösterdiğini yazıyor. Melda Onur, kadın olarak politika ve günlük yaşamda karşılaştığı sorunları mizahi bir dille anlatıyor. Siyasetle birlikte kadın konusunda kendisinde oluşan takıntılardan örnekler veriyor. H “Hangi ileri demokraside kadın kolları olabilir. Erkek kolları niye yok...Kadın kolları, kadını siyasette kontrol altında tutmanın araçlarından biri, hatta daniskası.... Siy a s e t e rk e k i ş i , k a d ı n d a ucundan acık nasiplensin...” anlamına geldiğini ifade ediyor. Melda Onur’un LeB man’ın, “Bayan Yanı” özel sayısındaki yazısını okumanızı tavsiye ederiz. Aksu’da açık hava reklam savaşı ir süre önce Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım’ın astırdığı afişler dikkati çekti. MHP’li Yıldırım, belediyeye ait açık hava reklam alanlarına astırdığı afişlerde, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı ilçesine B yatırım yapmamakla, görevlerini yerine getirmemekle suçluyordu. S Yılıdırım’ın, “Söz ağızdan çıkar” diye başlayan afişlerindeki ifadeler kavga çıkaracak cinstendi. Büyükşehir Belediyesi, Yıldırım’a yanıt vermekte gecikmedi. Büyükşehir’in sorumluluk alanındaki ana ulaşım arterlerine konuY lan afişlerde, “Yanlış Bilgi Büyükşehir’den Döner” denilerek Aksu’ya yapılanlardan bahsediliyor. Bu anlamda 12.5 milyon liralık yatırım yapıldığı anlatılıyor. Bakalım, MHP’li Aksu Belediye Başkanı İsa Yıldırım, yeni bir karşılık verecek mi? Karşılık verirse iki belediye başkanı arasındaki açık hava reklam savaşı uzun süre devam edebilir. şim hatırlattı; “Neden bu yıl Kale’de badem çiçekleri görülmüyor?” diye… Gerçekten de, Alanya Kalesinin bulunduğu tarihi yarımada eski yıllarda olduğu kadar beyaza, pembeye bürünmemişti. Çünkü 4050 yıllık olan ömürlerini tüketen badem ağaçlarının yerine yenisi dikilmiyordu. Kale adeta kelleşiyordu! Soruşturunca, özellikle Tophanelinin artık kendisini oraya ait hissetmediği, geçici olarak gördüğü için eskisi kadar bahçesine özen göstermediği yanıtını aldım. İlginç yanıttı… Damlataş mağarasının üst kısımlarındaki, zaten adı da “bademlik” olan alan ise geçen yıllardaki yangın sonrasında bir harabe görünümündeydi. Buradaki sorun ise arazinin kullanılmasa bile çok hisseli oluşundaydı. Peki, bu alanın tekrar “bademleştirilmesi!” için Alanya Belediyesi devreye giremez miydi? Sanki kitle turizmini yalayıp yutmuşuz da, tek eksiğimiz alternatif turizmmiş gibi yırtındığımız şu günlerde, Alanya’nın muhteşem bitki zenginliğini kullanmak hiç aklımıza gelmez mi? Alanya’daki her türlü bozulmaya karşın, ayakta kalan en büyük değeri bir turizm hareketine döndürmek? Duyuyoruz; Mallorca adasındaki badem ağaçlarının yaprak açışı ve dökülüşünü izlemek için Almanya’dan özel turlar yapıldığını… Valensiya portakalının daha mahsul üstündeyken çiçek açmasını betimleyen fotografların bir tanıtım aracı olarak planlıca kullanıldığını… Dökülen ve mis gibi kokan portakal çiçeğinin fotograflanabilmesi için kaldırımlarda toprak alanlar bırakıldığını… Biz bu değerleri unuttuk. Tarihi MÖ. 8000 yılına kadar giden, Tutankamon’un mezarına bile öbür yaşamında yemesi için bırakılan bademi artık kanıksadık. Yol kenarlarına bakımı zor oluyor diye turunçgil ekmiyoruz. Onun yerine kişiliksiz, pahalı Benjamin bitkisini kullanıyoruz. Vahşi bir Akdeniz yeşilliği olan Çam ağacını “önümüz kapanmasın!” diye tu kaka yaptık. Bırakın ekmeyi, şehir içindekilerin zararlısı ile bile mücadele etmeyip, çamı kurumaya terk ediyoruz… Aslında, galiba ilk önce Alanya yaşayanına bademin, portakalın, zeytinin, çamın, muşmulanın bir değer olduğunu öncelikle anlatmak gerek. Bunu, yapay ve zorlama yöntemlerle bir turizm pazarlaması nesnesi haline sokmadan önce, gözlerini turizm kazancı bürümüş(!) Alanya yerlisine, yeni gelenine(!) ve dünyaya değmeden yaşayan(!) gençliğe öğretmek gerek... Ki korumak ve geliştirmek için istekli olsunlar. E HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle