Katalog

4 SAYFA 29 MART 2011 SALI GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN [email protected] G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Eski Çamlar Bardak Oldu HP’nin Antalya listesinde aday patlaması yaşandı. AKP’nin aday adayı listesi, 80’lerde kalırken CHP’de bu sayı 131’e ulaştı. 2002 genel seçimlerin de 54 aday vardı. 2007’de bu sayı 82 olmuştu, 2011’de 131 oldu. Aday sayısının belli olmasının ardından bu kez olabilecek liste üzerinde spekülasyonlar başladı. Kulislerde ve gazete köşeİ lerinde, “İlk sırayı Deniz Baykal alır. Doğudan, batıdan ve merkezden birer temsilci alınır. Araya birde kadın aday konulduğunda ilk 5 tamamlanmış olur...”şeklinde yorumlarda bulunuyorlar. Öncelikle şu ünlü doğu batı merkez üçlemesini irdeleyelim. Buradan anlatılG mak istenen doğu ilçelerini temsilen (Gazipaşa, Alanya, Manavgat, Akseki, İbradı, Turistini Bekleyen Şehir çinden tramvay geçmediği(!) için, yalnızca yaz aylarında gelen turistine bağlı bir ekonomisi olan şehir turizm sezonuna hazırlanıyordu. Şehrin her daim hazır olan doğası mimozalarıyla renk salmışken, insanları da el sözüne(!) inanarak hazırlıklarına hız verdi. Sezonu bu yıl İskandinav ya da Ruslar açmamış, onun yerine Nevruz bayramı için İranlılar gelmişti. Yine gelmesi beklenen bir başka bir gurup olan Suriyelilerin ise mazereti vardı; ülkeleri kaynamaktaydı… Şehir içi esnafı, geçmiş yıldaki ödemediği dükkân kiralarını giriştiği büyük tadilatlar için kullandı. Ana caddedeki kepenkler çaktırmadan birer metre dışarı taşındı. Çarşının en gösterişli dükkânı bir çaputçuya kiraya verildi; böylece Alanya imajı katmerlindi! Sezon geliyordu ama Alanya iş insanlarının bir kısmı çek yüzünden hala kodesteydi. Güneydoğu’dan uyuşturucu, havalimanları ve sınırlardan da kaçak içki sigara getirip sezon öncesi piyasayı tutmak isteyenler yakayı erken ele verdi. Oteller beklendiği gibi erken açılmadı. Çünkü kış boyunca dağıtılan personel kolay toplanamıyordu. Dünyanın en pahalı girdisiyle yapılan otelcilikte, karlılığa ancak emek sömürüsüyle ulaşılabilecekti. Sektörün bir diğer personeli olan barmenler boş şişelerle kumda yaptıkları “atma tutma” antrenmanlarına hız verdiler. Bir kısmı da kışı geçirdiği ülkelerden geri döndü. Doğulu personel çalıştıran bir işveren, PKK’nın öğrencilere yurtları terk etmeme talimatı vermesinden yakınmaktaydı. Daha asortik olan kuyumcu çalışanları ise paralarını alamamış olmalı ki, başka işyerlerine transfer olmuşlardı. Taksici esnafı ise sarı ticarileri değil ama havalimanına transfer yaptıkları “sivil” arabalarını yenilemişlerdi. Bu arada bir de savaşımız peyda oldu. “NATO’nun ne işi var orada?” dediğinin ikinci haftasında tam da savaşın içinde yer aldık; sonunu ve turizme olası etkisini kestiremediğimiz… Bir de seçimler var… Büyük olasılıkla seçimin propaganda dozu “şehrin patronu” tarafından düşük tutulması istenecek. Büyük partiler bu “beyzadeler anlaşmasına!” uyacak ama uçtaki guruplar her fırsatta varlılarını göstermeye çalışacak. Unutmadan; Japonya’da nükleer felaket yaşanırken, yakında hemen yanı başımızdaki Silifke Santralının temeli atılıyor. Tek diyeceğimiz, “Hakkımızda hayırlısı olsun” olacak herhalde. İ C Gündoğmuş ve Serik) bir milletvekili adayının seçilme şansı olan sıraya konulması. Batı denildiğinde de akla; Korkuteli, Elmalı, Kemer, Kumluca, Finike, Demre ve Kaş geliyor. Klasik söylem buradan da bir temsilcinin listede uygun yere yerleştirilmesi. Merkez ise geçmişin merkez ilçe sınırları. Bugünkü Muratpaşa, Kepez, Konyaaltı, Aksu ve Döşemealtı’nı kapsıyor. Milletvekili sıralamasında bu tür şablon, 5 10 yıl öncesine kadar bir derece anlaşılabilirdi. Ama bu şablon günümüzün gerçekleri ile pek örtüşmüyor. D Öncelikle,”Doğunun Adayı” denildiğinde tek isim üzerinde uzlaşmak mümkün olmuyor. Buradaki iki büyük ilçe olan Alanya ile Manavgat arasında anlaşmazlık çıkıyor. Son 10 yılda nüfus patlaması yaşa yan Serik’ten başka bir ses çıkıyor. Benzeri şekilde batı ilçelerini bir ortak aday etrafında uzlaştırmak çok kolay değil. Üstelik merkez nüfusunun katlamalı artması nedeni ile geçmişteki dengeler alt üst oldu. Göçlerle değişen nüfus yapısında doğu ve güneydoğulu seçmen sayısı hatırı sayılır bir orana yükseldi. Alanya’da, Manavgat’ta, il merkezinde 100 binin üzerinde doğu ve güneydoğu kökenli seçmenin varlığı söz konusu. Doğu ve güneydoğu kökenli Antalyalı seçmene bu durum nasıl açıklanacak? OnB lara, “Biz doğu deyince Antalya’nın doğusunu biliriz. Antalya’nın doğusunda, batısında, merkezinde doğmayanlar aday olamaz “ mı denilecek. Bu tür bir söylem sosyal demokrat bir partiye ne kadar yakışacak? Sözün özeti, Antalya’nın yeni seçmen yapısına bakıldığında eski şablonların önemi kalmadı. Eski Çamlar Bardak Oldu. Artık yeni yapıyı temsil eden, belirli bölge yerine il coğrafyasının tamamını temsil eden adaylara gereksinim var. Bu arada en kötü dönemde 70 binin üzerinde oya sahip olan merkez sağ seçmene nasıl seslenileceğinin hesaplarının da yapılması B gerekir. “Biz sadece parti örgütünden adayları kabul ederiz. Başkalarına kapılarımız kapalıdır” denilirse merkez sağ seçmenin birilerinin hatırına CHP’ye oy vermeyeceğinin de bilinmesinde yarar vardır. Elbette bu tür hesabı iktidar olmak isteyenler, kendinden önce ülkesini ve partisini düşünenler yapar. Kendi siyasi ikbalini ön plana alanlar değil. Emekli itfaiyecinin şikayeti S on dönemlerde, Antalya Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı ile ilgili şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor. İtfaiyenin çok sayıda çalışanı başka birimlere kaydırılıyor. İtfaiye çalışanları, İzmit’ten getirilen Daire Başkanı Emin Pehlivan’ı kendi kafasına göre kadrolaşmakla suçluyorlar. Kadrolaşma denilince akıllara CHP’liler gelmesin. Aksine dağıtılan işçilerin çoğunluğunun CHP’li olduğu söyleniyor. Baskılara dayanamayıp emekli olduğunu söyleyen eski bir itfaiye çalışanı, kurumun daire başkanının keyfiliğine terk edildiğini iddia etti. Emin Pehlivan’ın, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın gözdesi olduğunu söyleyen emekli itfaiyeci, önceki dönemdeki işlemlerin soruşturulmamasından yakındı. Bu ididasını şöyle ortaya koydu: t “İtfaiye, AKP dönemindeki 2004 2009 yılları arasında verdiği işyeri ruhsatı ve genel iskandan yaklaşık 2,5 3 milyon lira gelir elde etti. Oysa, Mustafa Akaydın’ın ilk görev dönemi olan 2009’da 2 milyon liraya yakın gelir elde etti. Bir yılda elde edilen gelir, 5 yıllık miktara yakındı. Bu durum önceki dönemde harçların gereken titizlikle alınmadığını göstermez mi? AKP dönemindeYıldız Mahallesi’nde açılan özel bir hastaneden ne kadar harç alındığı araştırılırsa durum ortaya çıkar. Ama geçmişe yönelik bu tür araştırmalar yapılmadı. Bu araştırma yapılsaydı çok sayıda ihmalin ortaya çıkma olasılığı vardı.” Emekli itfaiyecinin iddiası bu yönde. Bir iddiası daha var. Mustafa Akaydın’ın ilk görev döneminde itfayenin ruhsat harçlarından elde ettiği gelirin devam ettirildiği kanısında değil. İlk günlerdeki titizliğin korunamadığı görüşünde. Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, bu konuda kamuoyunu aydınlatırlarsa yararlı olur. Emekli itfaiyecinin iddialarının doğruluk payı olup olmadığıını öğrenmek isteriz. Örneğin, AKP döneminde ve bu dönemde tahsil edilen harçlar yıllara göre açıklanabilir. Ayrıca iddiada sözü edilen, AKP’li yönetim döneminde açılan özel hastaneden alınan harç, bu tesisin inşaat büyüklüğü ve işlevi ile doğru orantılı mıdır? Bu konuları bizde merak ettik. Büyükşehir’den merakımızı gidermelerini bekliyoruz. Centilmen aday adayı v. Murat Bulat, iddialı aday adaylarından birisi. CHP İl Merkezinin karşısındaki bir binayı seçim ofisi olarak kullanıyor. Bulat’ın ofisi, şu anda il merkezinin eksiklerini karşılar hale gelmiş durumda. Geçtiğimiz hafta sonunda il merkezi önünde adaylık açıklaması var. Önce Alican Deveci açıklamasını yapıyor. Yarım saat ara ile sırada Yaşar Münçester ve Devrim Kök var. Tam bu sırada il merkezinin ses sistemi iflas ediyor. Görevliler ne yapacaklarını şaşırıyorlar. Yeni bir ses sistemi bulunma olanağı yok. İmdada, Av. Murat Bulat’ın seçim ofisindeki ses sistemi geliyor. Bu konudaki talebi olumlu karşılayan Bulat, kendi ses sistemini olası rakiplerinin kullanmasına izin veriyor. Centilmenlik bu olsa gerek. A HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B