Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 MART 2011 PERŞEMBE SAYFA DİZİ YAZI 3 Kızıldeniz'den gelen bazı balıklar bugün yerli türlerle yarışır halde. Ucuz olan bu türler, balıkçı tezgahlarında yerlerini almaya başladı. Ancak Prof. Dr. Gökoğlu, göçmen balıkların lezzet bakımından yerli türlerin yerini tutamayacağı görüşünde Göçmen balıklar Akdeniz’in belası A gelişmeleri ise şöyle anlatıyor: Kızıldeniz göçmeni “Artık bu biBalon balığı tam bir baş zim sularımıza belası. Tutan balıkçıya da yagirdi bunu yok ramıyor. 'Bu balığı ekonomiye edemezsiniz. nasıl kazandırırız' diye bir araşEkonomiye tırma yapan Su Ürünleri Fakül nasıl kazandırılabilir bunun tesi'nin dört yıl önce hazırladıaraştırılması lağı proje TÜBİTAK'tan zım. Biz 4 yıltam dört kez geri dan bu yana budönmüş nunla ilgili TÜBİTAK'a proje vermekteyiz. Zehir üretip üretmediğini araştıralım dedik. Nedense TÜBİTAK'tan dört defa bu proje hakem heyetine yani jüriye gitmeden döndü. Bana göre balıkçılığımızın en öncelikli konusu bu. Bu proje balon balıkları hakkında bir çok bilinmezi ortaya koyacaktı. Elimizdeki mevcut literatürlere göre bu balık belli dönemlerde toksin üretiyor. Aslında balıkta her dönem bulunan bu toksin yumurtlama döneminde pik yapıyor. Toksin, ağırlıklı olarak yumurta ve karaciğer Pfof. Ekonomik değeri yok bölgesinde bulunuyor. Ancak üreme döneDr. Gökoğlu'na Ağlara ve oltalara sıkça minde etindeki toksin miktarında da artış olugöre, Kızıldeniz'den bazı gelmeye başlayan balon balığı yor. Bu projeyi yeniden hazırlıyoruz. Bu kez türlerin gelmesinde küresel toksin içerdiği için yenilmiüniversitenin Bilimsel Araştırmalar Projesi ısınma başlı başına tek neden yor. Yani hiçbir ekonomik (BAP) kapsamında Tarım Bakanlığı ile yapolmasa da en önemli etken. Südeğeri yok. Balığın salgılamaya çalışacağız. Bölgede en çok çıkan üç tür veyş Kanalı'nın genişletilmesi, dığı zehir de yumurtlama balon balığını inceleyeceğiz. Tonlarca proteyıllardır biriken tuz bariyerdönemi NisanMayıs aylain kaybı var. Hem balıkçının araçları zarar gölerinin yıkılması geçiş sürında pik seviyeye ulaşıyor. Barüyor hem balıkçı tahribata uğruyor ve hem de lon balığının ekonomiye kazanrecini hızlandırmış bu balığı değerlendiremiyorsunuz. Balığın dedırılması için Su Ürünleri Fakülğerlendirilmesi durumunda balıkçının yüzü gütesi'nce 4 yıl önce hazırlanan proje ise lecek, ekonomik olarak güçlenecek. Bunları ne tuhaftır ki bugüne kadar tam dört kez TÜbilimsel verilere oturtmak istiyoruz. Şu tarihler BİTAK'tan dönmüş!. Hem de jüriye, yani haarasında yiyin, şu tarihler arasında yemeyin dikem heyetine bile gitmeden. Her defasında bir yeceğiz. Veya başka bir alanda değerlendireksiklik bahanesiyle iade edilen proje sonunda, me imkanları araştırılacak. Bu balıktaki tok'Bütçenin önemli bir bölümünün altyapıya ayAynı zamanda bu projenin yürütücüsü olan Prof. sinin bazı yerlerde örneğin tıp alanında özellikle de rıldığı' gerekçesiyle reddedilmiş. Yani lafı 'Siz bu Dr. Gökoğlu, balon balığı için “Bölgemizde ade kanser hastalarına belli dozlarda verilerek ağrı dinprojeyi cihaz almak için hazırlamışsınız' demeye ge ta kanayan bir yara. Ne tutana yarıyor ne de ba dirici olarak kullanıldığını biliyoruz. Japonya'da batiriyorlar. Şimdi aynı projenin Tarım Bakanlığı ile lıkçıya” ifadesini kullanarak, Kızıldeniz'den gelen lon balığının özel aşçıları var. Akdeniz'de 5 tür babirlikte yürütülmesi için çabalar sürüyor. Bunun ger bu türün sadece Akdeniz'deki popülasyonu değil, lon balığı olduğunu biliyorduk. İskenderun Musçekleşmesi yani Balon balığını değerlendirmeye yö balıkçığı da olumsuz yönde etkilediğini belirtiyor. tafa Kemal Üniversitesi'nin yaptığı araştırmada bir nelik bazı imkanların ortaya çıkması durumunda, Akdeniz'e giren bu balığın hızla çoğalmakta oldu tür daha tespit edildi. Salgıladıkları toksin açısınbölge balıkçıları da rahat bir nefes almış olacak. ğuna işaret eden Prof. Dr. Gökoğlu konuyla ilgili dan en tehlikelisi ise büyük olanlarıdır.” kdeniz Körfezi'ndeki balık popülasyonu ile küresel ısınmanın etkilerini ise bu alanda yıllardır yapmakta olduğu önemli araştırmalarıyla tanınan Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu'na sorduk. Prof. Dr. Gökoğlu,bugüne kadar Kızıldeniz'den gelen 40 civarında türün tespitini yapmış. Tahminlerine göre bu sayı aslında 80 civarında. Ancak Kızıldeniz'den sularımıza gelen öyle bir tür var ki tam bir baş belası. Sudan çıkarıldığında karın bölgesindeki kesesini balon gibi şişirdiği için 'Balon balığı' olarak adlandırılmış. Akdeniz'de hızla çoğalan ve kuvvetli bir çene yapısı ile dişlere sahip bu balığın olta ve ağlara zarar vermekle kalmayıp aynı zamanda ekosistemi de olumsuz yönde etkilediğine dair tespitler var. 5 Bir de Akdeniz hamsisi var K ızıldeniz'den sularımıza gelen ve son yıllarda popülasyonunda önemli bir artış gözlenen diğer bir balık ise tezgahlarda 'Akdeniz hamsisi' diye satılan tür.. Fiyatı ucuz olduğu için büyük rağbet görüyor. Prof. Dr. Gökoğlu'na göre bu tür bölgede sardalyanın yerini almaya başladı. Ancak sardalya kadar lezzetli bir balık değil. Prof. Dr. Gökoğlu, Akdeniz'e yeni türlerin gelmesini tamamıyla küresel ısınmanın etkilerine bağlamıyor ancak en büyük neden olduğunu da önemle vurguluyor. Prof. Gökoğlu, bununla ilgili ise şunları söylüyor: “Süveyş Kanalı açıldığı zaman tuz bariyerleri oluşturuyordu. Ayrıca Nil Nehri üzerine kurulan Asvan Barajı var. Nil'in sularını tutmaya başladı. Doğu Akdeniz'de bir çok değişiklikler oluyor. Süveyş ilk açıldığında dar bir kanaldı. Bu sonradan genişletildi. Önceden oluşan tuz bariyerleri de yıkılmaya başlandı. Bu durum Kızıldeniz türlerinin Akdeniz'e geçiş sürecini hızlandırdı. Akdeniz'de daha önce hiç görülmemiş Atlantik orijinli türlere de rastlıyoruz. Geçenlerde Filipinler'den gelme bir tür tespit ettik. En yakın verilen kaydı Madagaskar civarı. Bu da Kızıldeniz'i kullanarak geçen türlerden biri. Bizim bölgemizdeki balıkçıların 'Turna' dedikleri ve aslında 'Baraküda' olarak bilinen balıklardan Akdeniz'de dört tür var. Bunun iki tanesi yerli tür iki tanesi de Kızıldeniz göçmeni. Bu Kızıldeniz göçmeni tür gırgır avlarında önemli derece de çıkmaya başladı. Bu ağların zaman zaman Nil barbunyalarını da aldığını görüyoruz. Yine Kılkuyruk Mercanı adıyla bilinen türün kaydını biz üç yıl önce vermiştik. Bizim mercan balıklarımızla şu anda rekabet halinde. Yerli türün yerini almak üzere. Bu da ekonomik bir balık ama etinde bizim yerli mercanımızın lezzeti yok. Üç yıl önce tek bir tane tespit etmiştik, bugün mercanla kafa kafaya çıkmaya başladı. Esasında mercan familyasından da değil. Biraz mercana, biraz barbunyaya benziyor.” Yumurtlama dönemine göre avlanma yasağı lık kalmayacak. Balıkçıların bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi gerekiyor. Bu konuda Antalya Sahil Güvenlik Komutanlığı'nın bazı girişimleri var. Herkes ne yaptığını bilmeli. Ne avladığını ne tuttuğunu, nasıl bir zarar verdiğini bilmeli” diyor. Küçük balıkları da alıyor Trole hepten karşı çıkmayan Prof. Dr. Gökoğlu sadece kullanılan ağ gözlerinde ayarlamalara gidilmesi gerektiğini belirtiyor. Gırgır da olsa trol da olsa her avlanma çeşidinin ekosisteme zararı olduğunu anlatan Gökoğlu, “ Trol balıkçılığında ağların dibi sürükleyerek gelmesi bu etkiyi daha fazla arttırıyor. Trol çekildiğinde yüke binen ağ gözleri kapanıyor. Bu nedenle çok küçük balıkları da alıyor. Yani dip ekosistemine zarar verdiği gibi küçük balıkları da yakalıyor. Bunu söylerken trol ile av yapılmasın yasaklansın demiyorum çünkü, bu dünyada uygulanan bir sistem. Ancak ağ gözü açıklığının ayarlanması önemli” dedi. Bölgede trolle avcılıkta sınırının yeniden 3 mile çıkarılması için bir çaba harcandığını da anlatan Prof. Dr. Gökoğlu, şunları söylüyor. “Bizim için verimli bölge kıyı bölgeleridir. Balık yumurtlama döneminde kıyıya doğru kayar. Bizim bu alanlardan dışarı çıkmamız lazım. Üniversite olarak yaptığımız çalışma sonucu sadece körfezde 3 mile çıkarılması konusunda bir tavsiye kararı alındı. Bababurnu Feneri ile Side Feneri arasındaki bölgede 3 mile çıkarılması lazım. Çünkü bu bölgede derinliği ancak 20 metreyi bulan yerler var. Bu hat sığ deniz. Dolayısıyla avcılık yaparken trol tekneleri 20 metrede ağ çekiyor. 3 mil sınırı 50 metre derinliğe tekabül ediyor bu bölgede. Zaten bir çok ülkede derinlik baz alınarak avlanma sınırı belirleniyor. Yani kıyıdan açığa doğru mil olarak değil, derinlik olarak ayarlanıBİTTİ yor.” Her defasında bir ekrof. Dr. Gökoğlu'da, avkilmesi bile bir çok şeyi değiştiresiklik gerekçe gösterilerek lanma yasaklarının bacektir.” iade edilen proje bugünlerde lıkların yumurtlama döTrolle avcılık tarım Bakanlığı'na sunulacak. nemlerinin dikkate alınarak Projenin amacı, şu anda yoğun Av sezonunun açılmasıyla yapılması gerektiğine işaret ederek şu uyarılarda bulunu popülasyonuna rağmen hiç bir işe Antalya Körfezi'ne diğer bölyaramayan bu balığın değerlen gelerden çok sayor: dirilmesi. Bunun gerçekleşme yıda trolün gel“Teknelerin aynı yöne kadiğine de dikkat yacağı ve aşırı sömüreceği düsi balıkçıya önemli bir kaçeken Gökoğlu, şüncesiyle yasaklar aynı anda uyzanç kapısı açacak P gulanıyor. Ancak bana göre bu yanlış bir karar. Teknelerin başka bölgelere yığılmasını önlemek için başka tedbirler almak mümkün. Tekne hangi limana kayıtlı ise o bölgede avlanacak dersiniz. Dolayısıyla bölgelere göre av yasağının yeniden düzenlemesi gerekiyor. Özellikle bizim burada avlanma yasağı Mart'ın 15'inde başlamalı. Şu anda 15 Nisan'da başlıyor ama bunun en azından Nisan'ın başına çekilmesi lazım. Çünkü yumurtlayacak anaç balık avlanıyor şu anda. Bir çok tür 1 Nisan'dan itibaren yumurtluyor. Yasağı Mart ayının içine çekersek, haliyle bu balıklara üreme şansı vermiş olacağız. 1 Nisan'a çe “Herkes bölgesini korursa, aşırı derecede sömürmezse pastadan pay alır. Hataylı balıkçılar şimdi bu bölgeye geliyor. Kendi bölgelerinde aşırı sömürme oldu, avlayacak bir şey bırakılmadı. Burada balıkçının da suçu var, yasakları düzenleyenlerin de. Trol tekneleriyle hala dinamitle balık avlanıyor. Hala kaçak ve ağ gözleriyle oynayarak balık avlıyorlar. Bir müddet sonra artık ekonomik olarak avlanabilecek ba C MY B C MY B