22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 MART 2011 ÇARŞAMBA SAYFA DİZİ YAZI 5 Her unutkanlık Alzheimer değildir Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Bilge Çetin, unutkanlık şikayetlerinin çoğunlukla alzheimerle karıştırıldığını belirtirken, unutkanlıkla baş etmenin yollarını anlattı yoğun iş veya okul temposu ya da yaşanan kötü bir olay durumunda ortaya çıkar. Dikkat dağınıklığı, konsantrasyon güçlüğü ve depresyon bu durumun başlıca sebepleridir. Genç yaşta ortaya çıkan unutkanlık, sürekli alınan aşırı alkol ve keyif verici madde kullanımına bağlı olabilir. Yeterli hayvansal gıda tüketmeyenlerde, vejetaryenlerde ve gastrit sorunu olan kişilerde ortaya çıkan B12 vitamin eksikliği ve guatr bezinin az çalışması (hipotiroidi) durumu da erken yaşta unutkanlık sebeplerindendir. Bu tür hastalıkların olması durumunda, unutkanlığın yanı sıra; ellerde ve ayaklarda uyuşmalar, halsizlik ve kulak çınlamaları görülür. Unutkanlığın görülebildiği bir başka grup ise; aynı anda birden fazla hastalığa sahip oldukları için birçok ilaç kullanmak zorunda olan yaşlılardır. Epilepsi için kullanılan ilaçlar veya bazı ağır psikiyatrik rahatsızlığı olan hastalarda kullanılan bazı özel ilaçlarla da unutkanlık oluşabilmektedir” diye konuştu. Yeni doğan sarılığı beyin hasarı yaratabilir İ lerleyen yaşla birlikte beyin hücrelerinin sayısında azalma olduğunu söyleyen Uz. Dr. Bilge Çetin, “Yeni bilgileri öğrenmek zorlaşırken, eski bilgiler silinerek yerine yenileri konmaya başlar. Dolayısıyla yaşa bağlı olarak giderek artan bir unutma sürecine girilmektedir. Unutkanlık kişinin günlük yaşamını etkiliyorsa mutlaka sorgulanmalıdır. Çoğunlukla 2050 yaş arasındaki unutkanlık stres, H ER ŞEYİ Yeni doğan bebeklerin çoğunda sarılık görülebildiğini anlatan Memorial Antalya Hastanesi Pediatri Bölümü’nden Uz. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, “Sarılık, zamanında ve doğru tedavi edilmezse, beyin hasarı ile birlikte zihinsel gelişim geriliğine de yol açabilir” dedi BAŞI SAĞLIK N Kan değerlerine bakılarak gerekli tedavi önerilmeli U z. Dr. Çetin, şikayetlerin unutkanlık ya da “alzheimer”a işaret edip etmediğinin anlaşılması için mutlaka uzman yardımı alınması gerektiğini vurgulayarak, “Basit bir kan testi ile kandaki B12 Vitamin değerine bakılıp, eksikliği görüldüğü takdirde vitamin takviyesi ile hastanın unutkanlık şikâyetlerine son verilebilmektedir. Öte yandan; hastaya yapılacak bir başka kan testi ile kandaki tiroid hormonları ve tiroid uyarıcı hormonu değerlerine bakılması gerekmektedir.” dedi. emlioğlu, yeni doğan sarılığının tedavisinde “fototerapi” yönteminin uygulandığını belirterek, “Bebek hastanede en az 6 8 saat belirli bir dalga boyunda ışık veren elektrikli cihazın altına yatırılır. Bu uygulama sırasında anne bebeğini emzirmeye devam edebilir. Fototerapi tedavisi ile yeni doğan sarılığı için oldukça etkili bir yöntemdir. Nadiren de olsa; bu yöntemin kullanımının sonuç vermediği hastalarda kan değişimi yapılması gerekebilmektedir” diye konuştu. N Işık tedavisi ebeklerin henüz anne karnındayken, kanlarındaki kırmızı kan hücrelerinin (alyuvarlar) normal insanlarınkinden farklı olduğunu belirten Uz. Dr. Aşkın Güra Nemlioğlu, alyuvarların bebek doğar doğmaz işlevini yitirip, parçalanmaya başladığını ve yerini yeni tip alyuvarların oluşumuna bıraktığını söyledi. Nemlioğlu, “Bu yıkım ile kanda bulunan, ‘bilirubin’ maddesinde artış gözlenir. Kandaki bilirubinin temizlenmesinde karaciğer yetersiz kalırsa bu maddenin miktarı daha da yükselir. Sarı renkli pigmentlere sahip olan bu maddenin kandaki aşırı birikimi, bebeğin derisine nüfuz ederek, cildinin sarı renkli bir görünüm almasına ne B den olur. Yeni doğan bebeğin kanındaki bilirubin seviyesinin normalin üzerinde seyretmesi nedeniyle, bebeğin tenindeki sarı renk, gün ışığında dahi gözle görülür hale gelebilmektedir. İlk belirtisini göz aklarındaki sararmalar ile veren bu hastalık, sırasıyla bebeğin önce baş ve boyun kısmı, gövdenin üst ve alt kısmı, kol ve bacakları, son olarak da el ve ayaklardaki sararmayla kendini gösterir” diye konuştu. anlatan Nemlioğlu, “Hastalık, zamanından önce doğan bebeklerde daha uzun sürebilir. Ancak 2. günden erken başlayan ve sonrasında hızla yükselen ya da 2 haftadan uzun süren sarılıklarda ayrıntılı değerlendirilme gerekir” dedi. Laboratuvar testi şart Bebeğin gözlemlenmesinin hastalık hakkında fikir vermesine rağmen teşhis için laboratuvar testlerine gereksinim duyulduğunu ifade eden Nemlioğlu, “Sarılıktan şüphelenildiğinde, kan tahlili ile bilirubin maddesinin miktarı tespit edilmektedir. Güvenilirliği tam olmamakla birlikte; hastalık takibinde kan alınması ve ciltten sarılık ölçen aletler de faydalı olabilmektedir” dedi. 2 haftadan uzun sürerse Yenidoğan sarılığının, zamanında doğan bebeklerde, genellikle 2. günden sonra başlayıp, 3. ve 4. günlerde zirve noktasına ulaştığını, daha sonra yavaş yavaş azalarak, 12 hafta içerisinde kaybolduğunu Kalp hastalıklarına 3 boyutlu teşhis lerleyen teknolojilerle geliştirilen görüntüleme teknikleri sayesinde kalp ve damarlarda meydana gelebilecek hastalıklar kolayca teşhis edilebiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Radyoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ergin Sağtaş, Koroner bilgisayarlı tomografinin (Koroner BT) önemini anlattı. Halk arasında “10 saniyelik anjiyo” veya “kansız anjiyo” olarak da bilinen koroner BT yönteminin hasta açısından konforlu bir işlem olduğunu söyleyen Sağtaş, “Hiçbir cerrahi müdahale olmadan, radyolojik görün Doktor Kontrolü Yüksek hız sayesinde doğru tanı K N C MY B C MY B emlioğlu, “Sarılık birçok bebekte tedavi edilmeden kendiliğinden geçebilen bir durum olsa da, bu dönemin doktor kontrolünde geçirilmesi çok önemli. Aksi halde, sarılığa neden olan bilirubin maddesi, kanda aşırı yükselerek beyne zarar verebilir. Öte yandan tehlikeli düzeyin altındaki bilirubin değerinin bebeğe bir zararı yoktur. Ancak tehlikeli olan değerler saptandığı takdirde, bebeğin en kısa sürede tedavi altına alınması gerekmektedir” dedi. albin hareketli bir organ olduğunu, bu nedenle farklı radyolojik görüntüleme yöntemlerinin her zaman doğru sonuç veremeyebileceğini ifade eden Sağtaş, Koroner BT tekniğinin yüksek hızda tarama kapasitesi ve ileri bilgisayar yazılımları sayesinde, yanıltıcı tanıları ortadan kaldırdığını ifade etti. Hastanın risk faktörü taşıyor olmasının, yöntemin tercih edilmesi için etkili faktör olduğunu anlatan Sağtaş, “Ailede kalp ve damar hastalığı varsa kişi de risk taşıyor demektir. Ayrıca yüksek tansiyon, obezite, diyabet hastaları, yüksek kolestrol ve trigliserit değerine sahip olanlar, sigara kullananlar da bilgisayarlı tomografi yöntemini tercih etmeli. Yöntem, stenti olan ve by pass geçirmiş hastalara, kontrol tetkiki amacıyla da kul lanılır” dedi. Sağtaş, damar içine verilen özel maddeye bağlı olarak sıcaklık hissi, idrar kaçırma hissi veya ağızdaki metalik tadın birkaç saniyede geçtiğini, bulantı, kusma, kaşıntı veya nadiren ciddi alerjik durumların gözlendiğini söyledi. tüleme yöntemleri ile kalp ve damar hastalıkları teşhisinde tercih edilen bir yöntemdir” dedi. 3 boyutlu görüntü alınıyor Koroner damarlarda genişleme sağlanması için hastaya dilaltı tablet verildiğini ifade eden Sağtaş, şunları söyledi: “Daha sonra hastanın damarına özel bir madde verilir ve 3 boyutlu görüntüleme sağlanır. Bunun için 10 saniyelik süre yeterlidir. Bir tıkanıklık saptanması durumunda, hasta klasik anjiyografiye yönlendirilir.” Hasta konforu ön planda Bilgisayarlı tomografi yönteminin tercih edilmesinin nedenleri? “Klasik anjiyo 30 dakika sürerken, Koroner BT kısa sürede tamamlanır. Hasta istirahate gerek duymadan günlük yaşantısına devam edebilir. Maliyeti daha düşüktür. Yan etkisi yoktur. Koroner BT, hasta açısında daha kolay ve konforlu bir işlemdir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle