02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

10 MART 2011 PERŞEMBE SAYFA DİZİ YAZI 5 GÜRSU KUNT 2 Eskiden işçi bilinçliydi direnişler Grevler, Büyükkurt, sendikacı arkadaşlarıyla yakın tarihte gerçekleşen 1 Mayıs yürüşüyünde DİSK’in kurulduğu ilk yıllardan bu yana sendikanın içinde yer alan Özkan Büyükkurt, “İşçi bilinçliydi. Kemal Türkler bizi eğitti o yıllarda. Eskiden hizmet sendikacılığı yapılırdı, bugün ücret sendikacılığı” diyor T 1516 Haziran en büyük ilk işçi eylemi olarak tarihe geçti 1516 Haziran onguç’la toplu sözleşme yapıldığını, 65 madde üzerinden anlaşmazlığa gidildiğini ve grev kararı alındığını anlatan Büyükkurt, itfaiye dışındaki tüm kurumların da destek verdiğini anlatıyor. Grevin tarihini 1979 diye anımsayan Büyükkurt, şunları söylüyor: “Davullar zurnalar çalınıyor. Zamanın valisi Güngör Aydın, Belediye Başkanı Selahattin Tonguç, CHP İl Başkanı Gürkut Acar geldiler. Biz belediye önünde halay çekiyoruz. Onları da aldık aramıza. Hep birlikte halay çekildi. Rahmetli Vali, Tonguç’a dönüp, ‘Bu adamı ikna edemezsen bu görüşme kilitlendi’ dedi. Bu arada ben Toplu Sözleşme Daire Başkanı seçildim. İsimsiz kahramanız biz. Antalya’da ilk toplu sözleşmeyi ben yaptım. O arada çok grev ve direnişler yaptık. Ferrokrom direnişi vardı. ANTBİRLİK direnişi vardı. Belediyede bir defa grev, 5 kez direniş yaptık. Pil Fabrikası’nda çok uzun süren bir grev oldu. Burdur ve Isparta’da grevler yaptık. Isparta’da bir ay grev yapıldı.” S endikal hareketi sınırlamak, DİSK’i etkisiz hale getirmek için 1970 yılında Sendika Yasası’nda değişiklik öngören tasarı, AP ve CHP işbirliğiyle TBMM’den geçiriliyor. İşçilerin sendika seçme özgürlüğünü kısıtlayan, sendika değiştirmeyi güçleştiren tasarı Türkİş’ten DİSK’e kaçışları önlemeyi amaçlıyor ve 11 Haziran’da yürürlüğe giriyor. 1516 Haziran’da ise Türkiye’deki geniş çaplı ilk büyük işçi sınıfı eylemi özelliği taşıyan eylemler yapılıyor. Eyleme, Türk Demir Döküm, Sungurlar, Derby, Elektrometal, Rabak, Auer, Çelik Endüstrisi, Otosan, Arçelik, Vita gibi fabrikalardan 75 bin kadar işçi katılıyor. Türk İş’in de destek verdiği eylemde 5 kişi, eylemle bağlantılı direnişlerde de 2 kişi hayatını kaybediyor. Özkan Büyükkurt da eyleme destek vermek üzere yola çıkıyor. İzmit’e geldiğinde, işçileri görüyor tankların üzerinde. Geri dönmek zorunda kalıyor. Dönüşte sendikanın dergilerinden olayın tüm detaylarını okuduğunu söylüyor. Herkes sendikaya Ö üye olacak 2 5 Aralık 1973’te seçimler olduğunu ve Selahattin Tonguç’un Belediye Başkanlığını kazandığını anımsatan Büyükkurt, ondan sonraki süreci de şu cümlelerle anlatıyor. “18 Ocak 1974’de, ‘herkes sendikaya üye olacak, toplu sözleşme yapacağız, herkes benden hakkını alacak’ dedi. Gittik üye olduk. Elektrikçiler yoktu sadece. O yıllarda elektrik işlerine de belediye bakardı. Onlar üye olmadı. Biz hemen 15 lira zam aldık. Bu arada ben de belediyede tüm işyerlerinde baş temsilci oldum. Maaşımı belediyeden alıyorum, sendikada çalışıyorum. Selahattin Tonguç da o yıllarda bizim hakkımızı verdi aslında. Belediyede bin 50 işçi vardı. Hepsini isim isim tanırdı. Şimdi toplasan yok o kadar. Antalya’da Karayolları ve Su İşleri’nin dışındaki tüm işçiler DİSK’e bağlı sendikalara üyeydi. Pil, Dokuma Fabrikaları, ANTBİRLİK, Yağ Sanayi…” zkan Büyükkurt, DİSK’in kurulduğu ilk yıllardan bu yana sendikacı. Tıpkı yaşamının son anına kadar sendikacılık yapan ve geçtiğimiz yıl aramızdan ayrılan DİSK’in kurucularından Recep Koç gibi. Recep Koç’un da yol arkadaşı zaten. 1963 yılında Türkiye Zirai Donatım Kurulu atölyesinde çalışıyor Özkan Büyükkurt… Öğle yemekleri çıkıyor, kışlık ayakkabı, yazlık giysi veriliyor. Bu arada Ferrokrom’da örgütlü olan Maden İş Sendikası’ndan geliyorlar ve ‘Sendikaya üye olmak ister misiniz?” diye soruyorlar. O yıllarda, sendikanın ne olduğunu çok da iyi bilmeyen Büyükkurt ve arkadaşları, ‘Ne işimiz var bizim sendikada’ deyip, teklifi geri çeviriyorlar, soğuk bakıyorlar. Sendikacılar geliyor, gidiyor ikna etmek için ama ikna olmuyorlar. İşte o gün sendikaya soğuk baktığını söyleyen Büyükkurt, o tarihten sonra DİSK’i ve sendikacılığı hayatının merkezi yapıyor. Belediyede grev var, çöpler toplanmıyor Kemal Türklerle buluşma Büyükkurt ve arkadaşları Kemal Türkler’in Antalya’ya geleceğini duyuyor aynı tarihlerde. Türkler ziyaret ediyor işçileri. Zirait Donatım Kurumu’nun atölyesinde, çaylar içiliyor, sohbet ediliyor. Türkler’in konuşması dikkatlerini çekiyor hepsinin. Efsane Başkan Türkler, ayrılırken, “Ziyaretin iadesi olur. Bekliyorum” diyor. 1 28 bin kişiyle miting 969 yılının Şubat ayında Abdullah Baştürk’ün Antalya’yı ziyaret ettiğini ve afişleme işinin kendisine verildiğini anlatan Büyükkurt, “500 kişiyle afişleme yapıyoruz. Sabah oldu. Çallı’dan Baştürk’le birlikte yürünecek. Miting yapacak Baştürk. En az 28 bin kişi katıldı. Miting yapıldı. Çallı Kavşağı’ndan başlayıp, Cumhuriyet Meydanı’na kadar yürüdük. Güzel bir miting oldu” diyor ve o yılların mitinglerine katılımın dolu dolu olduğunu anlatıyor. Hizmet sendikacılığı O yıllarda işçinin bilinçli olduğunu, Kemal Türkler’in işçiyi bilinçlendirdiğini söyleyen Büyükkurt, sendikacılığa ilişkin bir de acı bir değerlendirme yapıyor ve şunları söylüyor: “Şimdi ücret sendikacılığı var, o zaman hizmet sendikacılığı vardı. O adamlar, Kemal Türkler, Abdullah Baştürk bizi yetiştirdi. Örgüt bilinçliliği vardı. Şimdikiler birbirlerini yiyor. Bütün vilayetlerde şubeler açıldı, binalar alındı o yıllarda.” YARIN: Yasaktan sonra sendikanın kapısı hüzünle açılıyor Sendikaya üyelik Bir yaz günü, ‘Hadi gidelim sendikaya’ diyor Özkan Büyükkurt. Bir tahta sandalye, tahta masa… Oturuyorlar. Sonrasını şu cümlelerle anlatıyor Büyükkurt: “Bir kağıt imzaladık. 11 kişi sendikalı olmuştuk o gün. Maden İş Sendikası Lokal Yönetim Kurulu 307 nolu üyesiydim. Yevmiyem 12 liraydı ve hemen 17.5 lira oldu. Bu arada lokal yönetim kurulu olarak DİSK’in kuruluşu için imza verdik. Asker gibi çalışıyoruz o yıllarda. Nerde grev var, direniş var ordayız.” Pehlivanlarıyla üzerimize geldi ntalya’da Avni Tolunay’ın belediye başkanlığı döneminde örgütlenme için büyük çaba harcadıklarını ancak örgütlenemediklerini de söyleyen Büyükkurt, o yılları da şu cümlelerle anlatıyor: “Biz sendikalaşacağız diyoruz, rahmetli Avni Tolunay polislerle, pehlivanlarla bize engel olmaya çalışıyor. Bize geçit vermiyorlar. Çöpleri almıyoruz biz. Belediyenin pehlivanlarıyla, polisle, zabıtayla birbirimize girdik bir gün. Olayın olduğu yer mezarlığa yakın. Polisler, zabıta, pehlivanlar bize müdahale etti. Öyle müdahale ki pazar yeri karıştı. Örgütlenmemizi istemiyorlar. Muratpaşa Cami’nin önüne geldik, polis metin vardı. Arkadaşlardan biri polis Metin’e vurdu. Sonra bütün polisler üzerimize geldi. Orada büyük bir olay yaşandı. Biz oradan mezarlığa girdik. Oraya girince kimse gelmedi üzerimize. Orası o gün bizim korunağımız oldu. Çok mücadele ettik. Otobüslerde grev yaptık, çöpte grev yaptık. Başarıya ulaşamadık.” A C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle