02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA GÜNCEL Salıda Bir Alanya FEYZİ AÇIKALIN 8 ŞUBAT 2011 SALI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN [email protected] eçtiğimiz günlerde, "Ağa Takılanlar"da bir ilçe belediye başkanının, CHP il örgütündeki gelişmelere doğrudan müdahale ettiği ile ilgili söylentileri dile getirdik. Söz konusu belediye başkanının 11 ay önce yapılan il kongresinde sıkı bir Ömer Melli taraftarı olduğunu, tribünden müdahaleler yaptığına dikkat çektik. Aynı başkan, şu günlerde yönetimdeki istifalarla koltuğu sarsılan Özer Ülken'i makamında tutmak için can siperane çalışıyor. Anlaşılan 11 ay içinde köprülerin altından çok sular akmış. Başkan sıkı Ömer Melli taraftarlığından, 'Sıkı Özer Ülken Yandaşlığı'na terfi etmiş. Geçmişte belediye işçileri ile taşeron calışanlarını CHP'ye önce üye, sonra delege yapması ile tanınan belediye başkanı, bir türlü elini örgütten çekmiyor. Bunun nedeni, geçmişte belediye başkanlığına tekrar adaylığını garantileme kaygısı olabilirdi. Bugünkü tavrı ise olası delegelerle yapılacak ön seçimde milletvekili olabileceği konuşuluyor. Başkanın milletvekili olmayı yedek planı olarak hazırda tuttuğu, bu yüzden il yönetimi ile yakından ilgilendiği ifade ediliyor. Gelelim başkanın son girişimine... Bilindiği gibi 21 üyeli CHP il yönetiminden G Bu kadarı olmaz artık! S 9 kişi, 10 üyeden oluşan yönetimin yedeklerinden 6'sı istifa etti. İstifa dilekçeleri CHP Genel Merkezine iletildi. Tüzüğe göre Özer Ülken'in başkanlığının düştüğü söyleniyor. İddialara göre genel merkez, yeni il başkanını belirlemediği için bu konuda suskun kalıyor. Fakat bu suskunluğu fırsat bilen Özer Ülken'in boş durmadığı, karşı atağa geçtiği gözleniyor. Bu atak sonucu istifacı 9 asıl yönetim kurulu üyelerinden 2'si ( Doğan Ak ve Altan Ayaz) birden karar değiştirerek istifalarını geri aldılar. İstifa eden 6 yedekten üçü (Şerafettin Özdemir, Derya Engin, Hasan Ali Karataş) anlaşılamayan nedenlerle keskin dönüş yaptılar. İstifalarını geri alanlarla ilgili söylentiler ayyuka çıktı. İl Başkanı Özer Ülken, bu kişilerin aldatıldığından, kafalarının karıştırılmasından filan bahsetti. CHP gibi Cumhutiyeti kurmuş bir partiyi yöneten bazı kişilerin bu tür zaaflarının olabileceğinden bahsetmek ne kadar inandırıcı tartışılır. CHP'yi yönetenler arasında bu tür kişiler varsa durum daha da vahimdir. Fakat ortaya çıkan yeni iddialar durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İddialara göre istifa asil yönetim kurulu üyelerinden biri, örgüte müdahale eden başkanın belediyesinde işe başlatılmış. Emekli maaşı ile zor geçinen üye işe başlayınca istifasını geri almış. Tahmin ediyoruz bu iş belediyenin taşeron şirketlerinden birinde olmalı. Emekli yöneticinin işe gidip gitmediğini bilemiyoruz ama ekonomik anlamda rahatlayacağı tahmin edilebilir. Bu arada istifasını geri alan yedek üyelerden birinin emekli astsubay ağabeyine söz konusu başkanının belediyesinde iş sözü verildiği iddiaları kulislerde yankılanıyor. İş bununla da bitmiyor. İstifacılar arasına karışmasından endişe edilen il yönetim kurulu yedek üyesinden birinin daha belediyeye iş yapan taşeron şirketlerden birinde çalışmaya başladığı iddiaları durumu daha da karmaşık hale getiriyor. İstifacı asil üyelerden birinin de Özer Ülken'i destekleyenler tarafından işi ile ilgili tehdit edilince kararından döndüğü iddiası da kulislerde konuşulanlardan biri.. Özer Ülken'in söylediği gibi istifa edenlerin kafaları karıştırıldı mı bilinmez ama bazılarının geri dönüş süreçleri daha düşündürücü. Bakalım işin sonu nereye varacak. Destekleyicilerinin, özellikle belediye başkanının çabaları Özer Ülken'in koltuğunu koruyabilecek mi? Fakat bilinen birşey var. O da yaşananların CHP'ye hiç yakışmadığıdır. Eğridir Gölü on yıllarda görev yapan Isparta Valileri, Eğridir Gölü'nün korunması ile ilgili çeşitli projelere imza attılar. Çevredeki yerleşim merkezlerinden göle akan kirliliğin önlenmesi, tarımsal ilaçların yarattığı tehditlerin önlenmesi bunların başında geliyor. Bütün bunlara rağmen Eğridir Gölü hala tehdit altında. Türkiye'nin en büyük tatlı su kaynaklarının başında gelen Eğridir Gölü, kirlenme tehlikesini hala atlatamadı. Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yayınlanan listede Eğridir Gölü, kirlenme tehdidi yaşayan su kaynakları arasında sayılıyor. Anlaşılan geçmişte yapılanlar yeterli olmamış. Akdeniz'in yanı sıra Türkiye'nin en önemli tatlı su kaynağını korumak için yeni önlemlere gereksinim olduğu ortada. Eğridir Gölü için Isparta Valiliği ile yerel kaynaklar yeterli olmuyor. Merkezi yönetimin destek vermesi gerekiyor. Hem de acil olarak.... B Muhtarın topladığı imzalar sonuç vermedi erik'in en büyük beldesi olan Gebiz'e hizmet veren sağlık merkezi, aile hekimliği uygulaması uyarınca kapatıldı. 3 bin nüfuslu belde ile 19 köye hizmet veren sağlık merkezi, mesai saati sonunda kapatılıyor. Bu saatten sonra acil sağlık sorunları ile karşılaşan Gebizliler, 50 kilometre uzaklıktaki Antalya'ya, ya da aynı mesafedeki Serik'e gitmek zorundalar. S Saniyelerin önemli olduğu sağlık sorunları yaşayanlar için sıkıntılı bir durum oluştu. Daha da önemlisi, Gebiz'den 25 – 30 kilometre daha yukarıda bulunan dağ köylerinde yaşayanlarla, buralarda ağaç kesimi yapanlar için sıkıntı daha büyüktü. Onların sağlık hizmetine ulaşmak için alacakları mesafe 80 kilometreyi buluyor. Gebiz'in Yunuslar Mahallesi Muhtarı Fikri Şimşek, sağlık merkezinin kapatılmasına en sert tepkiyi gösterenlerin başında geliyor. Kalp hastası olan Muhtar Şimşek, karara karşı imza topladı. Kısa sürede topladığı 2 binin üzerinde imzayı Antalya Valiliği’ne, İl Sağlık Müdürlüğü'ne verdi. Fikri Şimşek, bu girişimleri üzerine İl Sağlık Müdürlüğü'nden kendisine merkezin mesai saatleri sonunda kapatılmayacağının bildirildiğini açık ladı. Elbette bu gelişme Gebizliler açısından sevindirici idi. Ama durumun ne yazık ki öyle olmadığı anlaşılıyor. Mesai saatleri sonunda gıda zehirlenmesi yaşayan bir yurttaşı yakınları sağlık merkezine getirdiler. Fakat sağlık merkezinin kapısı kilitliydi. Merkezin kapısı yumruklandı ama açan olmadı. Kalp hastası muhtar ve binlerce imzalı dilekçe veren Gebizlilere verilen sözün tutulmadığı anlaşılıyor. Gebizliler açısından üzücü bir manzara. ayram değil seyran değilken, DHMİ Genel Müdürü ve TAV İcra Kurulu Başkanı Gazipaşa’ya geldi. Birdal ve Şener, uçaklarının bir benzin alımı süresince gazetecilerle görüşüp, geri döndüler… Anlaşılan bu ikili, hafta ortasında Alanya yat limanı açılışı için şehre gelmesi beklenen Ulaştırma Bakanı’nın öncü kuvveti olarak gönderilmişti. Bakan, Alanya basınından anlamsız(!) sorular gelmesini istemiyordu. Üstelerlerse, “Genel Müdür gereken açıklamayı yaptı” diyecekti… Birdal, Gazipaşa havaalanına inecek şirket ve pilotun sorumluluğu almış olması gerektiğini belirtti. Pilotlar, ya bir kaptan pilot nezaretinde bu havaalanına önceden uçtuğunu belgeleyecek ya da simülatör eğitimi aldığını gösterecekti. Gazipaşa’ya 100 kişi civarında(!) yolcu taşıyan uçaklar inebilecekti… Bundan sonrasında, bölge insanı ve turizm yatırımcısının havaalanını kullanmasının önemli olduğunu belirtti… Birdal’a göre ulaştırma bakanına getirilen eleştiriler haksızdı; onun emek ve çabaları görmezden gelinmemeliydi… Şener ise “Ellerinden geleni yaptıklarını(!)” söyledi. Suriyelilerle, İranlılarla görüşüyorlardı. Batı Avrupa pazarında bile hazırlıkları vardı! O da otelcilerden ( nasıl olacaksa!) destek istedi… Özetlersek; Gazipaşa havaalanı AKP iktidarının muslukları açarak bitirdiği, temeli çok önceden atılmış devlet yatırımlarına benzemiyordu; o sorunlu doğmuştu. Gerçek bilindiği halde, yatırımın gelecekteki olası getirisini gözeterek yalap şalap işler yapıldı. Çıkmaz yola girilince de, “Bizden bu kadar” deyip işin içinden sıyrılmaya kalktılar. Bilenler, Gazipaşa havaalanında, özellikle inişlerde arka rüzgârın tehlikesinden bahsediyor. Gözün karartılarak birkaç uçuşun gerçekleştirilebileceği ama bunun süreklilik kazanmayacağını söyleniyor. Yani havaalanı, özellikle Alanya’nın beklentisi olan Avrupa uçuşlarını karşılamayacak gibi görünüyor. Birdal ve Şener’in, Borajet’in uçaklarını satın alarak, yaz aylarında Gazipaşa’ya uçuş planlayan Anadolu Jet’i yavaştan pazarlamaya çalışmaları anlaşılabilir bir durum. Aklımı kurcalayan, Şener’in neden AN24 gibi eski Rus uçaklarını kullandığı bilinen Suriye ve İran’ın adını öncelikle telaffuz ettiği... Acaba diyorum, Alanya’nın muhafazakâr yapısına uygun gördükleri tesettür turizmini mi yükseltmeyi amaçlamaktalar? Pantolon olmadı, gömlek mi verelim diyorlar? Yoksa hissesi halka açılan bazı otellere prim yaptırmak gibi, bilmediğimiz bir konu daha mı var? Neden Geldiler, Ne Dediler? HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle