Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 5 ŞUBAT 2011 CUMARTESİ GÜNCEL Eğitim Gönüllüsü MUZAFFER GÜRBOĞA muzaffergurboga@hotmail.com G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN AKP’li Tabur’dan hassas vuruş A KP Konyaaltı ve Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Yaşar Tabur’un son açıklaması hayli ilginç. Tabur, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek’e yönelik eleştirisini bu kez AKP cephesinden doğrudan siyasi eleştiri olarak yapmıyor. Tam aksine sosyal demokratların, bir anlamda CHP’lilere yönelik mesajlarıyla Böcek’e yükleniyor. Onu, Sosyal Demokrat oyların koşulsuz desteğine güvenip yan gelip yatmakla, çalışmamakla suçluyor. # # # AKP’li Tabur’un kendi partisinin tabanı yerine CHP’lilere yönelik yaptığı bu çalışma dikkat çekici. AKP’lilerin gelişen ve değişen Konyaaltı’nda artık çoğunluğu sosyal demokrat yapıdaki seçmenin oluşturduğunu kabul ettiğinin de bir belgesi gibi. Yaşar Tabur, Muhittin Böcek konusunda sosyal demokratların kafasını karıştırmaya, onlarda soru işareti oluşturmaya çalışıyor. # # # Tabur’un, “Böcek Sosyal Demokrat Oylara İhanet Ediyor” başlıklı açıklaması şöyle: “Sayın Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek iki yıldır bölgede doğru dürüst bir çalışma yapmayarak adeta seçim uykusuna yatmıştır. Seçimden bu yana iki yıllık bir zaman diliminin geçmesine rağmen Konyaaltı Belediyesi şu ana kadar gözle görülür bir çalışma yapmamıştır. Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, iş yapmasa bile ‘nasıl olsa bana oy verirler’ diye gördüğü sosyal demokratlara adeta ihanet etmektedir. Bölgenin siyasi yapısının avantajı ile iş başına gelen belediye başkanlarının hizmet etmek yerine siyasi yapının getirdiği konjektürel kazanımlara göre çalışma yapmalarını ihanet olarak görüyorum. Konyaaltı belediyesi hizmet üreten değil, sosyal demokrat oyları kullanan bir belediye konumuna gelmiştir. Konyaaltı mücavir alanı içinde yaşayan vatandaşlarımız siyasi tavırlarını maalesef yerel seçimlerde de koşulsuz sürdürdükleri için adayın vizyonu ile ilgilenmemektedir. Bu manada Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek görüyoruz ki eskisi gibi, cenaze, düğün dernek, inek ölümünde başsağlığına gitme, sünnet, nikâh, hacı uğurlama, asker uğurlama, nişan, kız isteme, geçmiş olsuna gitme gibi bildik özelliklerinden bile vazgeçerek tamamen ‘sosyal demokrat oylar bana yeter’ mantığında değerlendirerek çalışmalar yapmanın keyfini sürmektedir. Konyaaltı Kent Meydanı’nın, kokoreççiler meydanına döndüğünü göremeyen oy yoğunluğu sosyal demokratların bulunduğu bir yerleşim yeri başkanı şımartmaktadır. Bu şımarıklıkla Akaydın’a özenen Başkan Böcek, Konyaaltı’nın fiziksel gelişimini bir yana bırakarak işi siyasi mülahazalara kadar indirgemiştir. Beldibi’nden kötü kokular yayılmaktadır. Şu ana kadar yeşil alanları bile otoparka dönüştüren bir belediye başkanı Akaydın ile girdiği mücadelelerinden her zaman geri adım atmak zorunda kalmıştır. Batı Çevre Yolu’nda Muhittin Böcek yara almıştır. ‘Konyaaltı Sevdam Hiç Bitmeyecek’ derken görülüyor ki başka sevdalara yelken açmanın bilinçsizliğiyle hareket etmekte geçen zamanı umursamamaktadır. İki yıllık süreyi iyi değerlendirmeyen Başkan Böcek umuyorum ki önümüzdeki üç yılda sosyal demokrat oylara yatarak Konyaaltı’nın gelişmesinin önündeki tek engel olmaz. Bu uyarımı dikkate alarak önümüzdeki günlerde iyi çalışmalar yapmasını temenni ediyoruz.” # # # AKP’li Yaşar Tabur’un sosyal demokrat seçmeni, “Her CHP adayını koşulsuz destekleme. Çalışıp çalışmadığına bak” diye uyardığı bu açıklamasında ayrıca Muhittin Böcek ile Mustafa Akaydın arasını açma çabası da gözleniyor. Bakalım Konyaaltı’nın sosyal demokrat seçmeni AKP’li Tabur’un sitemini nasıl değerlendirecek. Herhalde bazı noktaları irdeleyeceklerdir. Muhittin Böcek’in Yaşar Tabur’un suçlamaları ile ilgili sessiz kalması, konuyu geçiştirmesi pek olanaklı görünmüyor. Böcek’in bu ağır söylemlere yönelik diyecekleri olmalı. Yanıt vermeli. BİR EĞİTİM ÇINARI Üniversite üst geçidinde asansör krizi kdeniz Üniversitesi Hastanesi önündeki Dumlupınar Bulvarı üzerindeki üst geçit ile ilgili yakınmalar var. Hastalar ve yakınları, buradaki asansörün saat 17.00 itibari ile görevlilerce kapatıldığını belirterek, “Tedavi için hastaneye gelen yaşlılarla, yürüme zorluğu içinde olanlar büyük sıkıntı çekiyor. Üst geçidin merdivenleri çok dik ve uzun. Sağlıklı bir insan bile zorlanıyor. Hiç olmazsa asansör saat 19.00’a kadar açık kalsın” diyorlar. Yurttaşlardan gelen bu talebi üniversite ve hastane yetkililerine iletiyoruz. Dikkate alıp gereğini yapmalarını umuyoruz. A Artık palmiye dikmeyin A ğaç dikme mevsimi içinde bulunuyoruz. Bu nedenle belediyeler peyzaj çalışmalarını yoğunlaştırdı. Antalyalılardan bu konuda belediyelere çağrı var. Kaldırımlara palmiye türü, dikenli ve gölgesi olmayan ağaçların dikilmemesini istiyorlar. Bu tür ağaçların hiçbir özelliği olmadığı gibi, özellikle çocukların güvenliğini tehlikeye soktuğunu ifade ediyorlar. Yurttaşların talebi, “Çabuk büyüyen, gölgesi olan ağaç dikilmesi” yö nünde. Antalya’da yaz sıcaklarında bir yaprak gölgesinin bile arandığı düşünülürse yerinde ve anlamlı bir talep söz konusu. Belediyeler bazı aracıları zengin etmek için yurt dışından ithal palmiyeleri kaldırımlara dikmekten vazgeçmeliler. Üstelik ithal palmiyelerle gelen böceklerle mücadelenin zor ve masraflı olduğu da ortada. Belediyeler, Akdeniz iklimine uygun, dikensiz, uzun ömürlü, bol yapraklı ağaçların dikilmesine yönelmeli. afta içinde Akdeniz Tv de güzel ve duygusal bir söyleşiye tanık oldum.Eğitimci Yekta Başeğmez’in sunduğu programın konukları yıllarını eğitime vermiş Mustafa Şanlı ve eşi Türkan Şanlı idi.57 yıl sonra öğrencisinin programına konuk olmak güzel bir şey olmalı.İçimden keşke dedim,bu nehir söyleşiyi öğretmenler,öğretmen adayları,öğrenciler izleseydi.Ne kadar çok yararlı olurdu.Mustafa Şanlı’nın Aksu Köy Enstitü’sünde okuyabilmek için KorkuteliAksu arasındaki 90 km yolu yaya olarak yıllarca gidip gelmesi doğrusu şimdilerde hayal bile edilemez. Mustafa Şanlı eğitimin her kademesinde görev yapmış.Hep tutku ve merakla geçen yaşamında nice doyumlar yaşamış.Çalışmaları özden ve gönülden olmuş.Aksu Köy Enstitü’sünde çok yönlü yetişmesi,onu çalıştığı yerlerde halkın öğretmeni yapmış.Köyünde baş gösteren trahom hastalığını tedavisini yapmasını,Trabzon’un Of ilçesinde Aksu’da öğrendiği imeceyi yaşantıya geçirerek 400 öğrenci ve halkla yol yaptıklarını,Aksu Öğretmen Lisesi’nde bu kez öğretmen iken,hem yönetmen,hem de oyuncu olarak 15 bin kişi önünde öğrencileriyle beraber Kral Oidipus ‘u oynamalarını ilerlemiş yaşına karşın daha dünmüş gibi anımsıyor. Akdeniz Üniversite’sinde Eğitimbilim dersleri vermesi,7.Eğitim Şürasına eğitimle ilgili bildiri sunmak için davet edilmesi sanıyorum çok az eğitimciye nasip olur.Halen derneklerde konferanslar veriyor ve kitap yazma çalışmalarını coşkuyla sürdürüyor.Tüm bunlar niçin?O yaşa gelmiş bir insan bunları kişisel ikbal için yapabilir mi? Ancak Köy Enstitü’lük ruhu ile açıklanabilir bu durum.Köy Enstitülerinde uygulanan felsefeyi bilmeyen ,bilmek istemeyen bunu anlayamaz.Benim babam da aynı Köy Enstitüsünden Mustafa Şanlı’nın arkadaşıdır.Benzer eğitimi ben de Gönen İlköğretmen Okulunda aldığım için ,tüm bunlar bana yabancı gelmiyor. Köy Enstitülerinde farklı olan iş içinde eğitim felsefesinin olmasıydı.Ezber yok ,uygulama vardı.Bilgi uygulamadan üretiliyordu.Oralarda düşünce ,yazma ,okuma ve uygulama birbirini besliyordu.Elektriği söndürmesini bilmeyen Şanlı,orada elektriğin yasalarını öğrendiğinde artık söndürebiliyordu.Volter’i çocuk yaşında okumuş ve yorumlamıştı. Eşi Türkan Şanlı ise bir cumhuriyet öğretmeninin kızı.Küçükken evlerinde Cumhuriyet Gazetesi hiç eksik olmamış.Korkuteli’nin İmecik köyünden –adı imeceden geliyoryetişen genç bir öğretmen iken Korkuteli şehrinde kadınlara biçki,dikiş,nakış öğretmesi onu hem heyecanlandırmış,hem de mutlu etmiş.Türkan hanım Beydağında Ardıç adlı şiirini okurken gerçekten etkilendim.Bunları yazmasam,duyurmasam,başkaları bilmese olmazdı. H Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B