Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ŞUBAT 2011 ÇARŞAMBA SAYFA HABER 3 Muhtar evleri EKDAĞ atölyesinden AKEDAŞ’a yatırım ATSO merceğinde ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, özelleştirme kararı çıktıktan sonra, AKEDAŞ'ta uzun yıllardır yapılmayan yatırımların devletin parasıyla yapılmasına tepki gösterdi. Budak, konunun takipçisi olacaklarını söyledi SÜLEYMAN YAPICI Çizgi NİHAT TOKLU toklunihat@mynet.com Alakır’ın çığlığını duymak aberci arkadaşımız Ali Orhan ile birlikte geçtiğimiz günlerde Kumluca’nın Alakır Vadisi’ne gittik. Burada gördüklerimizi, izlenimlerimizi Cumhuriyet Akdeniz’de dizi yazı haline getirdik. Bugünkü sayıda biten dizide, Alakır’da tanık olduklarımızın çok azına yer verebildik. 60 kilometrelik vadinin her metresinde bir dram yaşanıyordu. Bunun hepsini yazmak dizi yazının boyutlarını aşıyordu. Doğa, çevreye duyarlı olan herkesten olumlu yanıt tepkiler aldık. Biz bir anlamda oraya gidemeyen, göremeyen insanların gözü olmaya çalıştık. Dizi yazının yanı sıra Cumhuriyet Akdeniz’in çevreye gösterdiği duyarlılığın bazı kesimleri rahatksız ettiğini gördük. Onlardan bizY lere yönelik, “Yatırımları engellemeye çalışan, belli lobilerin etkisinde kalan gazeteciler“ gibi saçma tanımlamalar gelmeye başladı. Ç Bir adım daha ötesinde herhalde, “Çevreye Duyarlı Olmak!” gibi yeni bir suç türü üretecekler. Çok yakında onu da yaparlarsa şaşırmayız. Bu tür saptamalar yapanlara, rahat koltuklarından kalkıp Alakır’a kadar uzanmalarını öneririz. Bizim gibi baştan aşağı gezmelerini istemiyoruz. Olanı, biteni ucundan kıyısından çıplak gözle gördüklerinde, içlerinde birazcık vicdan taşıyorlarsa herhalde bir kanıları oluşur. Doğa katliamına, derelerin özelleştirilmesine belki bu kadar duyarsız kalamazlar. B “Belki” diyoruz, herşeyi para gözlüğü ile görenlerin bu tür durumlarda nasıl düşüneceğini bilemeyiz. Ama onlara Kızılderili reisinin ünlü sözünü anımsatmak isteriz. Bir gün paranın yenemeyeceğini onlarda görecekler. Ama o zaman çok geç kalmış olacaklar. Peki biz yatırıma karşı mıyız? Bu soruya gezip gördüğümüz Alakır üzerinden yanıt verelim. Alakır’da bugünkü gibi 8 küçük hidroelektrik santralı (HES) yerine aynı miktar enerji üretecek bir yada iki orta büyüklükte HES yapılsa daha iyi olmaz mı. Yani 8 HES’in ürettiği enerji bir yada iki HES ile üretilerek herkes kazanır. Doğaya mümkün olduğu kadar az zarar verilerek aynı verim alınır. İşte ortak akıl bunu söylüyor. Sadece ortak akıl değil, bilim adamları da aynı görüşte. İ Hal böyleyken, “İllaki küçük küçük 8 HES yapılsın. Alakır’ın suyu yatağında akmasın. Borulara hapsedilsin” demek başka şeydir. Bunun adının sadece enerji üretmek olmadığı da ortadadır. Bu olay sadece Alakır’a özgü değil, diğer mini HES projelerinin olduğu alanlarına bakıldığında hemen hemen aynı manzara ile karşılaşmak mümkün. Ayrıca yakın gelecekte yaptıkları yatırımları karşılama olanağı olmayan HES’cilerin neden bu kadar istekli olduğu da ayrı bir soru işaretidir. Bizi bir lobinin etkisinde kalmakla suçlayanların asıl kendilerinin hangi lobilerin hizmetinde olduğunu ayrıca sorgulamak lazım. H B üyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, belediyenin muhtar evlerini iştirak şirketi EKDAĞ aracılığıyla kendisinin üreteceğini açıkladı. EKDAĞ’ın üretim atölyelerini gezen Akaydın, EKDAĞ Genel Müdürü Yıldıray Sapan’dan bilgi aldı. A Yarı fiyata üretim Muhtar evlerini, piyasanın yarı fiyatına üretmeyi başardıklarını belirten Akaydın, “Muhtar evleri çelik konstrüsyondan yapılacak. Evin içinde mutfak ve tuvalet de bulunuyor. Taşınabilir yapıda olan evlerin pencere ve kapıları uzaktan kumanda ile idare edilebilecek. Muhtar evlerimize, isteğe bağlı güneş enerjisi, monitör bilgilendirme, mobilya takımı ve parmak izi okuma sistemi de yerleştirebiliyoruz” dedi. Sapan da kaldırım, bordür ve parke taşlarını da üretecek bin metrekarelik alanda atölye açacaklarını kaydetti. Dijital baskı makinesiyle birinci sınıf baskı yaptıklarını vurgulayan Sapan, bu üretimde iddialı olduklarını ifade etti. ntalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) şubat ayı meclis toplantısına, Antalya Akdeniz Elektrik Dağıtım AŞ’de (AKEDAŞ) özelleştirilme döneminde yapılan yatırımlar damgasını vurdu. ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, özelleştirme kararının hemen ardından kamu yatırımlarında ''aşırı hızlanma'' saptandığını söyledi. Ciddi bir konu Budak, “27. grubumuz Akdeniz Elektrik Dağıtım özelleştirmesi ile ilgili bazı saptamalarda bulunmuştur. AKEDAŞ'ın özelleştirme sonrası devir aşamasında kamunun yatırımlarında aşırı hızlanma saptanmış. Bu, yakından incelenmeye değer bir konudur. Özelleştirme kararından sonra yatırımlarda hızlanma belki sözleşmede öngörülmüştür. Ama daha önemlisi abonelerin bazı ekipmanların alımı için getirilen şartlardır. Bu ciddi bir konudur ve kurum açıklama getirmelidir. Diğer taraftan bu tür tekelci firmaların fiyat ve satış ko şullarını Rekabet Kurumu yakından izlemelidir” dedi. Takip edilmeli ATSO 27. Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı İbrahim Koru da “Özelleştirilme aşamasında bu yatırımlar neden yapılır. Bu araştırılmalı ve konu takip edilmelidir” diye konuştu. Kredi hacminde yüzde 50 artış ntalya'nın 2010 yılı içerisinde kredi hacminde yüzde 50 oranında artış yaşandığına dikkat çeken Budak, Antalya'nın 13 milyar mevduatla Bursa’dan sonra beşinci sırada yer aldığını, 18 milyar kredi ile de İzmir’den sonra dördüncü sırada yer aldığını açıkladı. Budak, “2009 sonunda 12 milyar olan krediler 2010 sonunda 18 milyara çıktı” diye konuştu. A HES’te üçüncü heyelan Başı turizm çekiyor Antalya'da kredi kullanımının en çok turizm sektöründe yaşandığına dikkat çeken Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Çetin Osman Budak, turizmin ardından tarım ve inşaat sektörlerinin yer aldığını söyledi. Budak, “Buradan asıl kredi kullanımı özel sektördedir. Turizm sektörü geçen yıl kredi borcunu 1,7 milyardan 3,4 milyara çıkarmış, yani yüzde 100 artırmış. Tarım sektörü kredisini yüzde 50 artırmış. Toptan ticaret yüzde 25 kadar artırmış. İnşaat sektörümüz ise kredi borcunu sadece yüzde 14 artırmış. Diğer sektörlerde zaten önemli kredi yok. 17 milyarın diğer kısmı teminat mektupları, 200300 milyonluk diğer sektör kredilerinden oluşuyor” dedi. H ES inşaatının devam ettiği Gümüşdamla’da üçüncü kez heyelan meydana geldi. Ağaçlar devrildi, su boruları patladı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu söyleyen köylüler valiliğe bir kez daha başvuruda bulundu dı. Yine sularımız kesildi. Yetkililere sesimizi duyuramıyoruz'' dedi. Dilekçe verdiler Diğer taraftan Köy Muhtarı Muharrem Mendeş'in, bir grup köy sakini ve Antalya, Burdur, Isparta, Denizli, Kaş Platformu üyeleriyle birlikte, HES inşaatının durdurulması talebiyle dün bir kez daha valiliğe dilekçe verdi. HES inşaatı nedeniyle köyde 2 ay içinde üç kez heyelan olduğunu belirtilerek, köyün susuz kaldığı, orman yolunun yıkıldığı, HES inşaatının istinat duvarının yıkılıp, taşların dere kıyısındaki yolu doldurduğu belirtildi ve can güvenliğinin tehlike altında olduğuna dikkat çekildi. Köylüler geçtiğimiz hafta da konuyla ilgili dilekçe vermişti. Sular kesik Akseki ilçesine bağlı Gümüşdamla Köyü’nde hidroelektrik santrali inşaatının sürdüğü bölgede meydana gelen ve geniş bir alanda etkili olan heyelan nedeniyle çok sayıda ağaç devrildi. Heyelanda köyün içme suyu hattı da zarar gördü. Köy İhtiyar Kurulu Üyesi Ahmet Özgüven, sularının kesik olduğunu söyledi. Bölgede üçüncü kez heyelan olduğunu belirten Özgüven, ''Bu heyelanla borularımız yeniden patla A Partili kadınlara destek kılara, yıldırma politikalarına karşıdır. Çünkü biz demokrasiye, adalete ve hukukun üstünlüğüne inanıyoruz'' dedi. CHP Konyaaltı İlçe Kadın Kolları Başkanı Yüksel Doy ile Kadın Kolları üyesi Ayşe Kabasakal, 16 Ağustos 2011 günü referandum için Uncalı bölgesinde mahalle çalışması yapıp broşür dağıtırken, polis ekipleri tarafından gözaltına alınmıştı. Doy ve Kabasakal, karakolda bir gece gözlem altında tutulduktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. ntalya'da referandum öncesi mahalle çalışması yaparken gözaltına alınan ve daha sonra tutuksuz yargılanmasına karar verilen CHP Konyaaltı Kadın Kolları Başkanı Yüksel Doy ile Kadın Kolları Üyesi Ayşe Kabasakal'ın yargılanmasına dün devam edildi. Duruşma öncesi Konyaaltı İlçe Başkanı Şefik Dirgen ve partililer Adliye önünde bir araya gelerek basın açıklaması yaptı. Doy ve Kabasakal’ı destek için Adliye'ye geldiklerini söyleyen Dirgen, ''Adalete güvenimiz tamdır. CHP bas Kurt için açıklama FARUK KESK N sman Aydın Başkanlığı'nda dün toplanan Antalya Kent Konseyi Yürütme Kurulu, Genel Sekreter Sema Nur Kurt ile ilgili yerel bir gazetede yayımlanan haberi de görüştü. Haberin gerçekleri yansıtmadığı belirtilirken, başkan ve üyelerin imzaladığı konuyla ilgili açıklamada şöyle denildi: “Kent Konseyi oluşum sürecinden itibaren Genel Sek O reter Kurt, demokratik usullerle seçilmiş olup, 12 yıldır karşısına aday çıkmamıştır. Bu durum, Kent Konseyi üyelerinin ve organlarının Genel Sekreterimizin performansının ötesinde güvenin açık göstergesidir. Kent Konseyi’nde hiç kimse demokratik usuller dışında görev üstlenmediği halde, Genel Sekretere tepki varmış gibi gösterilmesi, Kurt’un hak etmediği, seçim sathındaki bir istismar olarak değerlendirilebilir.” C MY B C MY B