Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 17 ŞUBAT 2011 PERŞEMBE GÜNCEL AKLIMA GELDİKÇE G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı ntalya Otogarı’nın işletmesi son ihale sonrasında özel firmadan alınıp Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraklerinden biri olan Ulaşım A.Ş’ye verildi. Bu ihalenin ardından başlayan çalkantılar hala bitmedi. Hasan Subaşı döneminden bu yana otogarı işleten firmanın çekilmesinin ardından yeni bir süreç başladı. Bu süreçte taşlar yerine oturuncaya kadar bazı çalkantıların olması, ortada kasıt yada bazı hesaplar yoksa anlaşılır bir şeydir. Ama birileri bilerek, isteyerek süreci farklı bir yöne çevirmeye çalışıyorsa iş değişir. Örneğin işletmeci belediye şirketi üzerinden birileri, birilerine kıyak geçmeye yeltenirse farklı bir durum ortaya çıkar. Antalya Otogarı ile ilgili kulağımıza bazı söylentiler geliyor. Bunlardan en önemlisi buradaki iki akaryakıt istasyonunun işletilmesi ile ilgili. Otogara ait, tesisin içinde ve hemen dışında iki adet akaryakıt istasyonu bulunuyor. Eskiden bunları otogarın ihalelesini kazanan şirket işletirdi. Doğrusu da buydu. Yeni dönemde ise akaryakıt istasyonlarının kiralanacağı iddia ediliyor. Bunları belediyeden kiralayan işletmeci şirket olan Ulaşım A.Ş, kiraya verecekmiş. Mal sahibi ile kiracı arasında yapılan kira kontratlarında genellikle şöyle bir madde K bulunur: “Kiracı, kiraladığı taşınmazı başkasına kiralayamaz.” Mal sahibinin haklarını korumaya yönelik mantıklı ve haklı bir şarttır. Antalya Otogarı’nda ev sahibi konumunda Antalya Büyükşehir Belediyesi bulunuyor. Kiracısı ile belediyenin iştiraklerinden Ulaşım A.Ş Kiracı Ulaşım A.Ş, belediyeden kiraladı A Otogar’da neler oluyor ğı mülkün bir kısmını başkasına kiralamaya kalkışırsa bunu anlamak hiç kolay değil. Madem öyle olacaktı, Ulaşım A.Ş kiraladığı mülkleri işletemeyecekti, Büyükşehir Belediyesi bunları kendisi kiralardı. Aracıya gerek kalmaz, büyük olasılıkla daha fazla gelir sağlardı. Kiracının, ev sahibinin malını tekrar kiralaması olayın mantığına ters duruyor. Söylentiler, iddialar doğru ise amaç buraları hatırlı birilerine kiralamak mıdır? Dışarıdan bakıldığında biraz öyle görünüyor. Hal böyleyse, akaryakıt istasyonlarını işletmesi arzu edilen hatırlı kişi , yada firma hangisidir? Akıllara CHP’li kişi ve firma gelmesin. Çünkü değil. Kulislerde, iki akaryakıt istasyonunun taliplisinin, otogarda faaliyet gösteren otobüscülerin dernek yönetiminden biri olduğu konuşuluyor. Üstelik o kişi bunu otogar A içinde dillendirmeye başlamış. “Akaryakıt istasyonlarına talibim” diyormuş. Konu sadece o kişinin talipli olması ile sıS nırlı kalsa sorun yok. “Söz konusu şahsın kişisel beklentisidir” denilebilir. Ama akaryakıt istasyonlarına talipli olan kişi bunu adeO ta, “Orasını benden başkası alamaz”tarzında ifade ediyorsa durum değişir. Talipli kişinin bu tonda konuşturanın hangi ilişkileri olduğu da tartışmaya başlanır. Tarif edilen doğu kökenli kişi, CHP’li değil AKP’li. 2009 yerel seçimlerden önce törenle AKP’ye katıldı. Onunla birlikte AKP’ye katılan bazı doğu ve güneydoğu kökenli kişilerin rozetlerini dönemin AKP İl Başkanı Hüseyin Samani ile Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel taktı. Şu andaki manzaraya bakılırsa, iki yıl önce AKP’li Türel’in seçimi kazanması için canla başla çalışan kişi, şu anda CHP’li Mustafa Akaydın yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi’nde en hatırlı girişimci haline gelmiş. Anlaşılan derelerin altından çok sular akmış. Bakalım ne olacak? Biz süreci izleyeceğiz. Söylentilerin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini anlayacağız. Ulaşım A.Ş’nin yöneticilerinden bu konu ile ilgili açıklama yapılırsa, bu köşede yer vereceğimizi belirttiriz. VAHAP TUNCER B Çevrecilerin Yol Kazaları… Dersine çalışamayan il başkanı C En uzak ilçeden gelen aday HP’de milletvekili aday adaylığı için elini çabuk tutanlar var. En heyecanlı aday adaylarının özelliği ilçe kökenli oluşları. Önce Manavgat kökenli olup Ankara’da yaşayan Ali Rıza Sözen adaylığını açıklamıştı. Sözen, açıklama için memleketi Manavgat’ı tercih etti. Aday adaylığını açıklayan ikinci siyasetçi de ilçeden çıktı. Antalya merkeze en uzak C ilçelerden biri olan Gazipaşa’dan Bülent Kocabaş, milletvekili aday adaylığını ilan etti. Turizmci olan Kocabaş’ın adaylık açıklaması için tercih ettiği yer il başkanlığı oldu. Anlaşılan ilçelerdeki adaylar ellerini çabuk tutuyorlar. Merkezdekilerin önüne geçmeye çalışıyorlar. Bülent Kocabaş gibi yeni isimlerin aday adaylığı CHP ve siyaset için önemli bir kazanç. umhuriyet muhabiri Süleyman Yapıcı, TBMM’de tartışmaT lı şekilde yasalaşan “Torba Yasa” konusunda görüş almak için siyasi partilerin il başkanlarının kapısını çaldı. MHP, DSP, İP il başT kanlarından, “Torba Yasa” hakkındaki değerlendirmelerini aldı. İl başkanları, yasa konusunda değişik görüşler beyan ettiler. Hepsinin söyleyecekleri vardı. Arkadaşımız ana muhalefet partisi CHP’nin il başkanı Özer Ülken’e de ulaştı. Fakat Ülken’in bir mazareti vardı: “Henüz yasayı inceleyemedim. İnceledikten sonra ileriki günlerde görüşlerimi açıklarım.” CHP İl Başkanı Ülken, Türkiye gündemini sarsan bu yasa konusunda mazaret beyan etmesi hoş değil. Onun konumundaki siyasetçinin dersine zamanında ve iyi çalışması gerekiyor. Gündem onu ve partisini beklemez. Zaten beklemiyorda. ütçe açığını ve dış borçları kapatmak için satılacak fabrika ve KİT kalmayınca iktidarın Anadolu’nun doğal kaynaklarına yöneldiğini kamuoyu yakından bilmektedir. Son yıllarda Türkiye’nin dört bir yanında maden ruhsatı adı altında ormanlık alanlarda ve kent merkezlerine çok yakın yerlerde taş ve kum ocakları açılmaktadır. Yine enerji açığımızı kapatmak adına el değmemiş vadilerdeki sularımız, hidroelektrik santrali kurmak üzere özelleştirilmektedir. Bu süreç çantacı adı altında yeni bir mesleğin doğmasına yol açmıştır. İktidara yakın kişiler yerli ve yabancı şirketlere suların ve madenlerin 49 yıllığına kullanımını sağlamak üzere aracılık yapmaktadırlar. Kısacası HES’lerden bu santrali kurmak isteyenlerin dışında HES’leri pazarlayanlarda para kazanmaktadır. İnternete düşen haberler HES’lerden nemalananların arasına çevrecilerinde girdiğini göstermektedir ki bu tüyler ürpertici bir olaydır. Düşünün; doğayı ve çevreyi korumak adına yola çıkanların aslında bu işten rant elde etmeye çalışan kişiler olduğunu. Çevre ve doğa kendisini, sözde savunanlara da rant kazandırıyor. Bunu yapabilmek için tanınmış sıkı bir çevreci olmanın yanı sıra gündemde kalabilmek uğruna çevre katliamı yapanlarla bir araya gelmeyi becerebilmek de gerekiyor. Doğrusu bu herkesin yapabileceği bir şey değil. Yapabilenleri ise çevre ve doğa adına kutlamak gerek. Bazı çevrecilerce “çevreciliğin Susurluk kazası” olarak değerlendirilen olayların dikkatle izlenmesi gerekir. Unutmayalım, bu ülkede çevre katliamının yasal alt yapısını hazırlayan çevre bakanına çevre ödülü veren üniversitelerimiz var. Çevre katliamı yapanlarla kol kola yürüyen çevre gurupları var. Bu durum “acaba bazıları sadece kendilerine mi çevreci” sorusunu akıllara getiriyor. Eğer söylenenler ve yazılanlar doğru ise çevreye ve doğaya en büyük ihaneti bunlar yapıyorlar diye düşünüyorum. Çevreye ve doğaya sahip çıkmak kolay değildir. Karşınızda ruhsatları veren resmi makamlar vardır. Rantçıların yerel yandaşları, çantacıları ve iktidar destekleri vardır. Ve tek mücadele yolu da kamuoyu yaratarak yargıya gitmektir. Bu mücadeleyi verirken de tehdit edilebilir ve baskı görebilirsiniz. Tehdit ve baskıları yaşayanlardan biri olarak mücadelenin kolay olmadığını biliyorum. Özellikle mahkeme ve bilirkişi masraflarını karşılayacak finansmanı çevre karşıtlarından karşılamaya kalktığınızda ise oyun biter ve film sona erer. Bu türden kazalar sadece kaza yapanları değil, tüm çevreci hareketleri olumsuz etkileyecektir. Umarım yeni kazalar yaşanmaz ve çevrecilik sadece gösteri sanatı olarak algılanmaktan kurtulur. MOBİLYA / DEKORASYON / EV TEKSTİLİ (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ ALTAR BÜRO MOBİLYALARI Perge Bulvarı Perge Palas İş Merkezi No:85/56 TEL: 0.242 322 51 90 – 91 FAX: 0.242 322 51 92 www.altarmobilya.com C MY B C MY B