Katalog

1 ŞUBAT 2011 SALI ... Kalpağından tanıdığım ülkem nerede? Süzülüp aktık mı kendi peteğimizden? Emperyal mumlar mı kaldı geriye korkunç ve çırılçıplak bu ayıp yeter bize. Bu memleket bizimse Bu yoksulluk, bu açlık kimin? OZAN BİLİR Nasıl geçiniyoruz ? SAYFA 5 Aylin Yumurtacı, öğrenci, Afyonkarahisar AKÜ Uluslararası Ticaret ve Finans Yönetimi öğrencisi olan Aylin Yumurtacı, başka bir kentte, ailesinden ayrı yaşamak zorunda kalan öğrencilerin ekonomik olarak sıkıntı yaşadığını söylüyor. Yumurtacı, “Hayat zaten zor. Bir de bizden kazanmaya çalışan ev sahipleri ve çarşı esnafı var. Öğrencilerin aileleri darphane değil ki, kıt kanaat geçinen ailelerin çocuklarıyız. Bize para göndermek için kendi boğazlarından kısan ailelerimize yazık. Benim aylık 450 liralık gelirim var. Bunun 250 lirasını ailem gönderiyor. Bir de rektörlükte çalışıyorum, 200 lira da kendim kazanıyorum. 150 TL ev kirası, 50 TL market harcamaları, 30 lira yol ücreti, 100 lira arkadaşlarımla bir yerlere gidersek harcıyorum. Kültüre, sanata ayıracak para kalmıyor. Sinemaya gitmek bile öğrenciler için neredeyse lüks” diyor. BAROBEY Çalışan yoksullar Soner USTAOĞLU Nazan Çelik, Antalya Taksi şoförlüğü yapan Nazan Çelik, hayat şartlarının zorluğu nedeniyle artık kadın, erkek ayrımı yapmadan yurttaşların her türlü işi yaptığını söyledi. 17 yıldır turizm şoförlüğü yaptığını belirten Çelik, sezon bittiğinde ise maaş ile taksicilik yapıyor. Aylık 750 TL aldığını ve evinin kira olduğunu söyleyen Çelik, “Yazın duruma göre maaşım değişiyor. Turist sayısı arttıkça bizim gelirimiz de artıyor tabi ama gelirle gider arasındaki uçurum kapanmıyor. Şu an 750 TL maaş alıyorum. Bunun 400 TL'si ev kirasına gidiyor. Elektrik, su, telefon gibi ödemelerimi gerçekleştirdikten sonra kalanla idare etmeye çalışıyorum. Yetmediği için kredi kartlarıma yükleniyorum. Kışın açılıyoruz yazın onları kapatmak için çırpınıyorum” dedi. Dar gelirliler için hayat giderek zorlaşıyor. Yokluğa kendi formülleriyle çözüm arayan yurttaşlar, paranın su gibi akıtıldığı hayatları şaşkınlıkla izliyor. Yiyecek ekmek peşinde koşarken, ne sinema, ne tiyatro, ne de konser giriyor hayatlara. Televizyon dizileri hem eğlence, hem kültür demek Ankara Ticaret Odası’nın yaptığı araştırma da bütün bunları doğruluyor. Yokluğa rağmen hayatlarını devam ettirme formülleri bulan yurttaşlar, bozulan araç gereçlerini kendisi tamir ediyor, kadınlar kremlerini evde kendisi yapıyor, gençler sinemeya gitmek yerine filmleri internetten indiriyor A Dar gelirlinin sanatı, evde dizi izlemek k el yakıyor Mutfa Et (1 kilo) :2040 TL TL 20 Kıyma (1 Kilo): 15 ,52,5 TL Süt (1 Litre) :1 Mutfak Tüpü: 56 TL 1520 TL ğ): Yağ (5 litre çiçek ya (1 Kilo) 7 TL Peynir: ,50 TL Yumurta (30'lu):4 TL Piriç (1 kilo):4,50 TL Bulgur (1 kilo):2 atlar marNot: Yukarıdaki fiy farklılık re kalara ve çeşide gö eye en ektedir. List gösterm lmıştır. uygun fiyatlar yazı ldığı maaş ile ayın sonunu getirebilmek için bin bir takla atan dar ve orta gelirli yurttaş, iki yakasını bir araya getiremiyor. Dar ve orta gelirli yurttaş sinemaya gitmek yerine evde dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ve internetten film indiriyor. Dar gelirlinin tiyatro, opera gibi kültür sanat faaliyetleri ise hayatında hiç yok. Ancak ev gezmeleri ve evde dizi izleyerek sosyalleşiyor. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) yaptığı "Yadigar Hanım'ın Tasarruf Formülleri" araştırması ile dar gelirlinin market alışverişinden su tüketimine, kozmetikten sağlığa kadar günlük yaşamında tasarruf için başvurduğu yöntemler ortaya çıkarıldı. Yurttaşların geçinmek ve tasarruf etmek için geliştirdiği yöntemleri ortaya koyan araştırma büyük ses getirdi. Araştırmaya göre, geçim sıkıntısı nedeniyle sinema, tiyatro, spor, kuaför, giyimkuşam gibi özel harcamalarını tamamen kesen dar gelirli "Yadigar Hanım" zorunlu harcamalarını da asgariye indirmenin yollarını arıyor. İşte dar gelirlinin hayatındaki kısıtlamalar: • Spor salonuna gitmek yerine, parklarda ya da yürüyüş parkurlarında sporunu yapıyor. • Sinemaya gitmek yerine TV’de dizi izliyor, korsan DVD satın alıyor ya da internetten film indiriyor. İkinci el ya da korsan kitap okuyor. • Gazeteleri internetten takip ediyor. Eğlence mekanlarına gitmek yerine, alışveriş merkezi geziyor. • Pahalı kozmetik ürünler satın almak yerine, "selülit kremi" ve "yüz maskesi" gibi kozmetik ürünlerini ürünlerini kendisi imal ediyor. Orijinal parfüm yerine açık parfüm tüketiyor. • Bozulan musluk için tamirci çağırmıyor, kendisi tamir ediyor. Evini kendisi boyuyor. Otomobilini kendisi yıkıyor. Ayakkabılarını kendisi boyuyor. • Kazak, atkı, bere, şal gibi giysi ve aksesuarlarını kendisi örüyor. Turşu, salça, reçel gibi yiyecekleri marketten almak yerine kendisi yapıyor. • Grip, nezle, soğuk algınlığı gibi sağlık sorunlarında doktora gitmek yerine bitki çaylarıyla, şifalı otlarla ya da ucuz ve bilindik ilaçlarla kendi kendini tedavi ediyor. • Sevdiklerine hediye alması gerektiğinde, kendisine daha önce gelen , kullanmadığı hediyeyi "hediye" ediyor. • Posta kutusuna bırakılan broşürleri inceleyerek en ucuz marketleri tespit ediyor. Dışarıda yemek yemiyor. Mecbur kalırsa döner ve köfte gibi "ekmek arası" yiyecekleri tercih ediyor. İş yerinde yemek çıkmıyorsa, öğlen öğününde evinden getirdiği yemekleri yiyor. • Dışarıda ya da işyerinde çay ile birlikte gelen şekerleri evine götürüyor. • Biriktirdiği küçülmüş sabunları kurutup rendeleyerek temizlikte kullanıyor. Temizlikte ucuz olan arap sabununu tercih ediyor. Eskiyen tişört, havlu ve çarşaflardan toz bezi yapıyor. • Otomobilini zorunlu olmadıkça kullanmayan yurttaş, trafiğin daha rahat olduğu bir kentte yaşıyorsa, ulaşımda otomobil yerine mobilet ya da bisikleti tercih ediyor. İş yerine yürüme mesafesinde olan yerlerde ev tutmaya çalışıyor. • Otomobil yerine yürüyerek gidiyor. Ahmet Bayram, Simitçi, 71 yaşında Fethiye Fethiye’de yaşayan 71 yaşındaki Ahmet Bayrak, 650 TL olan emekli maaşı yetmediği için simit satıyor. Ev kirasının 200 TL olduğunu söyleyen Bayrak, “Elektrik ve su için 100 lira ödüyorum. Yakacak masrafım 100 TL. Bankadan kredi çekmek zorunda kaldım. Şimdi ayda 420 TL bankaya ödüyorum. Hava koşulları uygun olduğu sürece ayda 500 TL alabiliyorum. Yaşam az yemek, çok simit yiyerek geçiyor” diye konuştu. İsmail Demircioğlu, Burdur Burdur’un en eski şeker ustası olan İsmail Demircioğlu, babası Hilmi Demircioğlu’nun 1962’de başlattığı şeker imalathanesinde artık sadece ceviz ezmesi ve pekmez sucuğu imal ediyor. Bugün marketlerde farklı türlerde çok sayıda şekerleme olduğunu anlatan Demircioğlu, “Bu yüzden artık şekerleme imal etmiyoruz. Ben SSK emeklisiyim. Ayda 900 TL maaşım var. Eşim de emekli olduğu için ciddi bir maddi sorunumuz yok. Baba mesleğini devam ettirmek için işi sürdürüyorum” dedi. 250 lira, market alışverişi 100 lira, telefon, elektrik, su 100 lira, mazot 250 lira, gübre 250 lira, 100 lira da hesapta olmayan harcamalara gidiyor. Türkiye’de çiftçi ve tarım sektörünün içinde bulunduğu durum ortada. Ben manavlara yönelik ürün yetiştirdiğim için kazanıyorum ama normal çiftçinin hali gerçekten içler acısı. Bir çoğu kendi yiyeceği dışında tarlasına bir şey ekmiyor” diye konuştu. SÜLEYMAN YAPICI, SERGÜL CANIGÜR, HURİYE MAZİ, COŞKUN KARABULUT, YUNUS ÖZLER C MY B C MY B Ali Hancıoğlu, Afyonkarahisar Ali Hancıoğlu çiftçilik yaparak geçimini sağlıyor. Hancıoğlu, “Ortalama aylık gelirim bin 500 TL. Ama yetmiyor. Çiftçilik yapıyoruz, gelirimiz giderimizi zor karşılıyor. 2 çocuk 4 kişilik bir aileyiz. Bin 500 TL’nin günlük ortalama 15 lirası benim özel harcamalarım. O da aylık 450 lira yapıyor. Çocukların okul harçlıkları aylık Yücer Mol, Antalya 57 yaşındaki Yücer Mol, emekli maaşı yetmediği için milli piyango satıyor. Kışın soğukta, yazın güneş altında bilet satmaya çalışan Mol, emeklinin çalışmak zorunda bırakılmasına isyan ediyor. Mol, “Emeklilik maaşım 850 TL ve bu parayla 5 kişilik bir aile nasıl geçindirilir biri bana anlatsın. Emekli olduktan sonra mecburiyetten çalışmaya devam ettim. Buradan da eve ek gelir olarak ortalama 500 TL götürebiliyorum. Yani eve ortalama 1350 TL giriyor. Ben 25 yıl çalışıp, emekli maaşı 850 TL alırken, milletvekillerimiz 10 bin TL'ye yakın maaş alıyorlar. Hem de benim verdiğim vergilerle” diyor.