Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 SAYFA KÜLTÜR&SANAT 5 ARALIK 2011 PAZARTESİ Kültür Sanat Ajandası SALİH MERCANOĞLU smercanoglu@gmail.com Opera EDEBİYATIN GÜCÜ eç modernizm saçmalıklarını bir yana bırakıp, geri dönüp kimi dönemlere ait bazı kitapları okumakta yarar var. Edebiyatımızda biz bu dönemleri ‘kuşak’ olarak adlandırıyoruz. (40 Kuşağı, 68 Kuşağı, 70 ve 80 Kuşağı) Her kuşak kendi dönemini yansıtır. Yazarlar, edebiyat yapıtını yaratırken dönemin siyasal ve sosyal yapısını mutlaka göz önünde tutarlar. Hatta, görselliğin gelişkin olmadığı dönemlerde yazılmış roman hikaye gibi edebi türlerde mekanların betiminden mimari değişim, kentsel dönüşüm, göç gibi olguları doğruya en yakın bir şekilde çıkarsayabiliriz. Yani her edebi yapıt, içinde bir tarih ve sosyoloji bilgisi taşır. İşte bu yüzden önemlidir Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Fakir Baykurt ve Sevgi Soysal gibi yazarları okumak. Onları köy edebiyatı diye küçümseyip, atladığımızda tarihimizin uzun bir dönemini de atlamış oluruz. Çukurova’yı, İstanbul’u, Akdeniz’i, Ankara’yı, Ankara’nın Yenişehir ilçesini… Balzac, romanlarında Fransız tarihini özetler. Tolstoy Savaş ve Barış’ta 1804 RusFransız savaşını konu edinir. Sefiller’de ise 1832 yılının Fransa’sı hakkında bilgi bulabiliriz. Hasan İzzettin Dinamo, Erol Toy gibi yazarlarımızın uzun soluklu romanlarıysa Türk tarihinin belirli dönemleri hakkında kendi tarihimiz üzerine bize bir fikir verir. Çoğu roman kahramanlarının adı onların davranış ve yaşam biçimlerinden dolayı psikoloji ve G sosyoloji literatürüne geçmiştir. Oidupus, Oblomov gibi. Genel saplantısı nedeniyle bazen yazarın adıyla da tarihe geçer, Masoch, Sade gibi. Felsefede de, Dostyevski’nin Karamazof Kardeşler’in anarşizm izleği, Babalar ve Oğullar’da Turgenyev’in Bazarov tiplemesi aynı zamanda Nihilizm izleğidir. Son dönem Türk Romanında Tarihi Roman’lar medyanın da tetiklemesiyle moda haline geldi. Bir çok yazar, tarihi romanları peş peşe çıkarmaya başladı. Bu iş o kadar kolaylaştı ki insanlar kütüphaneye girip belirli bir tarihsel dönem hakkında bilgi edinip, kendince kurguladıktan sonra kütüphanenin arka kapısından yazar olarak çıkabiliyor. II. Selim ve Hürrem dizi film olarak evimize girdikten sonra piyasa hemen bizim meraklı(!) halkımızın merakını gidermek için peş peşe bu konuda romanlar çıkarmaya başladı. Bunları yazanların, yaşadığı çağı ve bu çağın insanlık durumunu bırakıp tarihi romana yönelmeleri oldukça düşündürücü. Edebiyatla uğraşmak ciddi bir iştir. Hangi türü olursa olsun yoğun bir birikim, birikimin yanında dünyaya karşı tutarlı bir duruş, bir bakış ve deneyim gerektirir. İşte o yüzden bir yazarın ilerde kalıcı olması çok zordur. Evet, edebiyatla uğraşmak ciddi bir iş ama bizim insanımız edebiyatı ne kadar ciddiye alıyor? Bu konuyu da gelecek haftaya bırakıyorum. zisyenlik yapma düşlerinden yola çıkan hikayede, dostluk teması da ön planda. Eserin müzikleri ise Franz Josef Breuer’e ait. Fatih Şanal’ın sahneye koyduğu eserde, dekor Ömer Gündüz’e, kostüm Zekiye Şimşek’e, koreografi Kürşat Kılıç’a , ışık Mustafa Eski’ye ait. Eserin müzikal adaptasyonu ise Canan Keskin tarafından yapıldı. Eserde, Ceren Tereci, Emre Aytekin, Mahir Seyrek, Onur Alpaslan, Sinem Seçil Baddal, Selda Serdar, Gökhan Yüksel, Seda Manaz ve Zafer İşgören rol alıyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Macaristan Büyükelçiliği işbirliğiyle ünlü Macar besteci Liszt'in doğumunun 200'üncü yılı anısına düzenlenen "Liszt Sergisi" 17 Aralık tarihine kadar AKM'de fuaye alanında görülebilir. "Yaz Karması" adlı resim sergisi Salman Pastanesi'nde 30 Aralık tarihine kadar sanat meraklılarını bekliyor. Mozart'ın en ünlü operaları arasında yer alan ve gösterildiği ilk günden bu yana seyircinin büyük ilgisini çeken Figaro'nun Düğünü, ANTDOB sahnesinde 2 perde olarak Rus Rejisör Alexander Titel tarafından sahneye konuluyor. İspanya'da Almaviva Kontu'nun sarayında geçen komik hikayeleri konu alan eser, kadın erkek ilişkilerine de çarpıcı bir vurgu yapıyor. Eser yarın ve 8 Aralık tarihlerinde sanatseverlerin karşısında olacak. ANTDOB'un yeni çocuk oyunu "Haydi Çocuklar Operaya", 726 Aralık tarihlerinde Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde sahnede olacak. Muppet Show'dan Carmen'e kadar birçok eserden parçalar sunulan program hem eğitici, hem de eğlenceli bir içerikle hazırlandı. ANTDOB sahnesinde bu ay "Mevlana Çağrı" adlı modern dans gösterisinin prömiyeri gerçekleşecek. Mehmet Balkan'ın koreografisi ve Can Atilla'nın müzikleriyle bale sahnesine taşınan eserin prömiyeri 17 Aralık'ta Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde yapılacak. Müziği ve koreografisiyle dikkat çeken eser, prömiyerin ardından 20 Aralık'ta da sahnede olacak. Etkinlik Akdeniz Üniversitesi Finike Meslek Yüksekokulu tarafından "Sinema Günleri" etkinliği düzenleniyor. Kültürel hayatın renklendirilmesi amacıyla planlanan etkinlik kapsamında her hafta bir film izleyiciyle buluşacak. İzlenme oranı yüksek sinema filmlerinin gösteriminden öğrenciler ve yurttaşlar ücretsiz olarak yararlanacak. Adım Dans Okulu her hafta latin ve tango geceleri düzenliyor. Okulun etkinlikleri her çarşamba, perşembe, cuma cumartesi gecesi Konyaaltı Beach Park'ın 6 numaralı plajı Sky Beach Club'ta, salı ise Blue Garden Otel'de gerçekleşiyor. Dream Dans Academy'nin düzenlemiş olduğu "Latin Dans Geceleri" ise her pazartesi LaGrange Live Music'de. Prof. Dr. Üstün Dökmen’in akademik bilgilerini ve gözlemlerini paylaşacağı, eğlenceli parodilerle renklendirilmiş, zaman zaman seyircinin katılımıyla interaktif bir boyuta taşınan ve bilgilenmenin aynı zamanda çok eğlenceli bir süreç olabileceğini gösteren şovu, 22 Aralık günü Antalya Kültür Merkezi'nde (AKM) halkla buluşuyor. Etkinlikte seyircilerin kültürel ve kişisel boyutlardaki mevcut iletişim sorunlarını fark etmeleri ve sorunları giderme yollarını öğrenerek toplumda sağlıklı iletişimin, uzlaşmanın ve yaşama sevinci taşımanın önemini kavramaları amaçlanıyor. Festival 12. Uluslararası Piyano Festivali, dünyaca ünlü müzisyenleri Antalyalılarla buluşturmaya devam ediyor. Festival kapsamında bugün AKM, Michel Camilo Trio'ya ev sahipliği yapıyor. Latin ve caz müziğin efsane isimlerinden Grammy ve Emmy ödüllü Michel Camilo'ya, Charles Flores ve Cliff Almond eşlik edecek. Müzikal yeteneğiyle sadece Japonya'nın değil tüm dünyanın gelecek vaadeden piyanistleri arasında gösterilen ve doğuştan gözleri görmeyen Japon piyanist Nobuyuki Tsujii 7 Aralık'ta AKM'de. 1988 doğumlu Tsujii, konserde Mozart, Beethoven ve Mussorgsky'den eserleri seslendirecek. Finlandiyalı besteci, şef ve piyanist Olli Mustonen, Bach, Shostokovich ve Rachmaninoff'un eserlerinden oluşan bir programla 11 Aralık akşamı AKM'de dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Konser 7 Aralık’ta Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB) sahnesinde Eski Mısır ve Eski Roma'nın çalgısı olarak bilinen ve "Korno" adı verilen üflemeli çalgı, nefes ve müziğin kusursuz ahengiyle sanatseverlerle buluşacak. Duman, Fırtına, Sen ve Ben şarkılarının sahibi Halil Sezai, 14 Aralık'ta yeniden Jolly Joker Antalya sahnesinde. ANTDOB tarafından sahneye konulan "Bremen Mızıkacıları" adlı Çocuk Müzikali bugün Haşim İşcan Kültür Merkezi'nde sanatseverlerle buluşuyor. Metni, Heinz Wunderlich tarafından yazılan ve Hale Kuntay tarafından Türkçe’ye çevrilen eser, çocuklar için oldukça eğlenceli bir müzikal. Sahiplerinin kendilerine olan kötü tutumundan dolayı evden kaçan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun Bremen’e gidip orada mü Sergi Özden Ülken Gönür'ün suluboya kullanarak yaptığı 43 tablonun sergilendiği resim sergisi, Antalya Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde 10 Aralık tarihine kadar açık. Doğa ve manzara resimlerinin ağırlıklı olarak yer aldığı sergide seramik örnekleri de bulunuyor. C M Y B C M Y B