02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 21 ARALIK 2011 ÇARŞAMBA EKONOMİ Esnafa sıkı kural İş dünyasından Fransa’ya çağrı Fransa’nın yarın görüşeceği, sözde Ermeni soykırımını kabul etmeyenlerin cezalandırılmasına ilişkin yasaya Türk iş dünyasından tepki var. İşadamları Fransa’ya, ‘Tavrınızı değiştirin” çağrısında bulundu GÖRECE GİRAY ERCENK [email protected] A lanya’da belediyenin aldığı kararlar doğrultusunda işyerleri en geç saat 24.00'te kapanacak, sigortasız eleman çalıştırılamayacak, esnaf işyerlerinin önlerinde sandalye ve taburelerde oturmayacak. Alanya Belediyesi, ilçe esnafına gelecek sezon uyulması gereken kuralları ve yasakları içeren tebligat gönderdi. Tebligatta, mart ayından itibaren hiç bir esnafın dükkan önüne sergi ya da tezgah koyamayacağı, tüm ürünlerin sadece dükkan içinde sergileneceği ve vitrin sistemi getirileceği, aksi davrananların önce para, sonra da kapatma cezasına çarptırılacağı bildirildi. T Düzenli denetim İlçedeki ticari yaşamın belirli bir düzen ve sisteme kavuşması için Belediye Meclisi'nin aldığı kararlara mutlaka uyulması gerektiği ve bu kararların zabıta tarafından düzenli olarak denetleneceği belirtilen tebligatta, umuma açık istirahat ve eğlence yerleri dışındaki işyerlerinin saat 24.00'te kapanması gerektiği de belirtildi. Saat 24.00'ten sonra açık olduğu belirlenen işyeri sahiplerine yasal işlem yapılacağı da vurgulandı. ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi ve Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak, Fransız siyasilerin kendilerine kısa vadede çıkar sağlamak adına tarihi yeniden yazma çabalarının i k i ülke arasındaki ilişkilere zarar vereceğini belirtti. Ermeni lobisinin zorlaması ile Fransız siyasilerin konuyu geçtiğimiz dönemde de senatoya getirmeye kalkıştığını, ancak başarısız olduklarını söyleyen Budak, şunları söyledi: “Türkiye'ye her yıl 7 milyar doların üzerinde ihracat yapan Fransa'yı bu tavrını değiştirmeye çağırıyoruz. Biz işadamları olarak Fransız iş dünyasının tasarıyı desteklemediğini biliyor, bu gücü arkamıza almak adına çalışıyoruz.” Birleşme zamanı TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu başkanlığında Türk İş dünyasını temsil eden bir heye tin bu çerçevede yoğun bir çaba yürüttüğünü anlatan Budak, “Diğer taraftan bu olay bize ders olmalıdır. Ermeni lobisinin nasıl çalıştığını görüyoruz. Artık Türk lobisinin de birleşme vaktidir. Avrupa ülkelerindeki yoğun Türk nüfusunun bizim için büyük avantaj olması gerekirken, birçok ülkede Türk kökenli soydaşımız senatolarda görev yaparken biz bu gücü olması gerektiği gibi kullanamıyoruz. Siyasiler, iş dünyası, akademisyenler, bürokratlar, farklı ülkelerdeki soydaşlarımızla tek bir yumruk olmalıyız. Türk lobisi ancak bu şekilde bunun gibi mesnetsiz utanç yasa tekliflerinin önünde güçlü bir şekilde durabilir” dedi. Personel sigortalı olacak İşyerlerinde çalışanların tamamının kimlik bilgileri, yaptıkları iş ve mesleki bilgilerinin belediyeye bildirilmesi gerektiğinin ifade edildiği tebligatta, ''Belediyemiz zabıta memurlarının denetimi sırasında iş yerinizde çalışanların listeleri bir tutanak ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na gönderileceğinden, ileride mağdur duruma düşmemeniz için tarafınızdan çalıştırılan personelin sigortalarının yapılması gerekmektedir'' denildi. Tebligatta, işyerlerinde çalışan personelin mutlaka yaka kartı takması gerektiği, işyerlerindeki tüm mallara etiket konulmasının da yasal bir zorunluluk olduğu kaydedildi. Kurallara uymayan işyeri sahiplerinin, yasal çerçevede cezalandırılacakları da bildirildi. İMO’da kuruluş kutlaması İ nşaat Mühendisleri Odası (İMO) Antalya Şubesi, Odanın 57'nci, şubenin ise 23'üncü kuruluş yıldönümünü kutladı. İnşaat mühendisinin aileleri ile katıldığı programda, meslekte 25'inci, 40'ıncı ve 50'nci yılını dolduran üyeler ile mesleğe yeni başlamış en genç üyeye onur belgesi verildi. İMO Antalya Şube Başkanı Cem Oğuz, inşaat sektörünün çekirdeğini inşaat mühendislerinin oluşturduğunu belirterek, ''Ancak, ülkemizde inşaat mühendisliği hak ettiği yere gelememiştir. Toplumumuz mühendislik bilimine gerektiği önemi ve saygıyı gösterebilseydi deprem afetlerinde, sel felaketlerinde, trafik kazalarında can ve mal kayıpları en aza indirilebilirdi'' dedi. Konuşmaların ardından İMO'nun kuruluş yıldönümü için hazırlanan pasta kesimi gerçekleştirildi. vdeki dikiş makinesinin markası Minerva’ydı... Çocukluk zamanımda “nedir bu Minerva?” diye merak ederdim... Çok sonra öğrendim ki antik Yunan’da, yaratıcı aklın, el sanatlarının bir de savaşkanlığın tanrıçası Athena’nın Latincedeki adıymış... Batı’ya ruh veren Grek mitolojisinde ikisi dişi, biri erkek üç anormal doğum vardır; dişilerden biri, aklı simgeleyen Athena(Minerva)’dır... Baş Tanrı zampara Zeus, bilgelik tanrıçası Metis ile işi pişirip; mercimeği fırına vermiş; doğumun eli kulağındayken kâhinin biri çıkagelip; “bu çocuk senin tahtını elinden alacak” diye ihbarda bulununca, korkuya kapılan Zeus, doğum üstündeki Metis’i yutuvermiş... Gör ki korkunun ecele faydası yok... Athena, dünyaya anasının belli yerinden geleceği yerde, babası Zeus’un alnından gelivermiş... Homeros, İlyada’da savaşçılığını uzun anlatsa da; alameti baykuş olan Minerva, aklı simgeleyen yanıyla tanınır... Batı’nın, bilgelik atfettiği baykuş, Doğu’da yıkıp virane eylediği yerde tüneyen, uğursuz bir kuştur; sevilmediği bir yana, korkulur... Hegel’in(öl.1831) “Minerva’nın baykuşu gece uçar” sözü ünlüdür... Bu söz, “olgulara, koşulların yol ve yön verdiği” dogmasına dayanak olmuştur... Doğrudur, baykuşu gündüz uçuramazsınız; illa ki uçsun derseniz, sonu iyi gelmez... Baykuş, “uğurlu/uğursuz her neyse, nihayetinde kuş işte” deyip geçilecek gibi değildir... “Neden” derseniz; baykuşluk bir tabiattır... İnsan cinsinin de Bay” olduğu zannedilip, abad etbaykuşu olur... “B sin diye, özenle seçilip getirildiği yeri berbat eden; sureti âdem, tabiatı baykuş bir insan çeşidi... İşi gücü, geldisi/gittisi ne olursa olsun; tabiatı baykuş olanın, akıbeti virane nöbetidir... Şirazlı Sadi(öl.1293) Gülistan’da; “Satranç oyununda, tahtanın sonuna ulaşan piyadenin vezir olması; yani iktidar sahibi olması ne gariptir” der... Öykü Sadi’dendir; “Halk, mahalle camisine nasıl geldiği belli olmayan imamın cahilliğinden bıkmış. Ne laftan, ne nasihatten anlamayan bir adam ki; düşman başına... Çareyi gönlünü hoş ederek göndermekte bulmuşlar. Topladıkları yüklüce parayı verip göndermişler; sen sağ ben selamet... Gel gör ki adam bir süre sonra geri dönmüş ve mahalleliye pür hiddet ‘siz benim hakkımı yediniz’ demiş. Şaşıran mahalleli ‘niye’ diye sormuş merakla... “Niye olsun” demiş adam, ‘gittiğim mahallede cemaat, gitmem için, verdiğiniz paranın iki katını veriyor...’ Mahallenin akıl danesi gülerek ‘sakın razı olma” demiş “biraz sabret, göreceksin daha fazla verecekler...” E MİNERVA’NIN BAYKUŞU... Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle