25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 22 KASIM 2011 SALI GÜNCEL NİHAT TOKLU GÜRSU KUNT PELİN GEL AĞAN 2B konusu, Menderes Türel ve Yıldıray Sapan’ın ortak gündemi B irbirleri ile iletişimleri olmadığı bilinen, bir araya geldiklerinde el sıkışmayan Antalya’nın iki milletvekili var. Bunlar Menderes Türel (AKP), Yıldıray Sapan (CHP). Yakın geçmişte, sert siyasi mücadele veren bu ikilinin ilişkilerinin normalleşmesi çok zor görünüyor. Ortak noktada buluşmaları da hayli güç. Fakat Antalya’nın bu iki farklı kutuptaki milletvekilleri, hafta başında ortak bir konuda buluştular. Gündemlerine 2B’yi aldılar. Elbette 2B düzenlemesi konusuna farklı cephelerden baktılar. AKP’li Menderes Türel, 2B konusunda TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yaptığı konuşmada yaptığı öneriyi, “müjde” olarak duyurdu. Türel, yaptığı ve hükümetin dikkate alacağını müjdelediği önerisine göre, 2B arazilerinde kişiler tarafından yapılan yapılar, tekrar aynı kişilere satıldığında, geçmişte ödenmiş ecrimisil bedelleri belirlenen rakamdan düşülecek. 2B arazileri üzerine yapılan yapılar devlet malı sayıldığı için yapanların, “Yaptığımız binayı neden tekrar satın almak zorundayız” deme hakkı bulunmuyormuş. Türel önerisinin uygulanıp uygulanmayacağını, 2B arazilerinde yapısı bulunanlar için müjde niteliği taşıyıp taşımadığını bilemiyoruz. Uygulanırsa sonuçlarını göreceğiz. Türel’in siyasetteki karşıtı olan CHP’li Yıldıray Sapan’ın gündeminde 2B vardı. Sapan, konuya kendi yani muhalefet cephesinden bakıyor. AKP’yi, 2B konusunda verdiği sözleri tutmamakla, bu konuda ciddiyetsiz davranmakla suçluyor. Sapan, AKP’lilerin 2B’yi geçtiğimiz eylül ayında çözme konusunda söz verdiklerini belirterek özetle şunları söylüyor: “AKP, bu beklentiden dolayı oy almıştır ama vatandaşı bir kez daha atlatmıştır. AKP, konuyu meclise getirmemiştir… Gazetelere yansıyan haberlere göre hükümet içinde 2B’lerin rayiç değerden mi, emlak değeri üzerinden mi satılacağı konusunda anlaşma bulunmuyor…Bunun altyapısı oluşturulmamış. Rayiç değerini Milli Emlak Kontrolörlerinin belirlemesi gerekiyor. AKP Hükümeti, bir süre önce 2B çalışmasını yürüten kontrolörlükleri lağvetti. Bu yüzden çalışmanın nasıl yapılabileceği belli değil. Sürecin 2012 yılı başlarına kadar bitirilemeyeceği söyleniyor. AKP, 2B konusunda sınıfta kalmıştır. 2004 yılından bu yana, on binlerce dava açarak yüz binlerce insanı ilgilendiren tapu iptallerine gitmiştir. Kentlerin ortasında yeni 2B alanları yaratarak vatandaşı mağdur etmiştir. Sonra da sorunun çözümünü yapamamıştır.” AKP’li Menderes Türel’e bakılırsa, 2B’de çözüm yakın. Bugünlerde çözüm olacak. CHP’li Yıldıray Sapan’a göre ise iktidarın beceriksizliği ve samimiyetsizliği yüzünden süreç uzayacak. 2012 yılını çoktan bulacak. İki uzlaşmaz Antalya milletvekilinden hangisinin haklı çıkacağını görmek için fazla beklememiz gerekmeyecek. Ortalık bazdan geçilmiyor aydığı radyasyon nedeni ile kanser dahil çeşitli rahatsızlıklara yol açtığı belirtilen baz istasyonları azalacağı yerde artıyor. Denetim eksikliği yüzünden baz istasyonları her yerde karşımıza çıkıyor. Bazıları hemen fark edilirken, değişik görünümlerde kamufle edilenleri tanımak güçleşiyor. GSM firmaları, her dakika baz istasyonu kurmak övünüyorlar. Övünmekle haksız da sayılmazlar, çünkü bunlar her yerde pıtırak gibi bitiyor. Kepez’in Ulus Mahallesi’nde bulunan bir apartmanın çatısına baz istasyonu yerleştirildi. Sessizce yapılan bu çalışma bir mahalle sakininin dikkati sayesinde fark edilebildi. Ama yapılacak bir şey yoktu. Çünkü baz istasyonunu kuran firma, apartman sakinlerini ve yöneticisini çoktan ikna(!) etmiş, gerekli izni almıştı. Ulus Mahallesi sakinleri, baz istasyonları nedeni ile özellikle çocuklarının sağlığı için tedirgin olduklarını söylüyorlar. “Baz istasyonu komşuya kuruluyor, onlar kira alıyor ama faturasını çevredeki herkes ödüyor. Kanser olmak istemiyoruz. Yetkililer önlem alsın diyeceğiz ama muhatap bulamıyoruz” dediler. Öte yandan Zonguldak’taki bir haber, Kepez Ulus Mahallesi sakinlerinin çığlıklarının haksız olmadığını ortaya koyuyor. Zonguldak'ta, uzun süre önce yaşlılığa bağlı hastalıktan ölen Kebire ve Osman Boran çiftinin 6 çocuğundan erkek olan 5'i, 3 yıl içinde kanserden yaşamlarını yitirdi. Babası ve 4 amcasını kanserden kaybeden 41 yaşındaki Nalan Aygün, bunun nedeninin mahalledeki baz istasyonları olduğunu iddia ediyor. Nalan Aygün, babaannesi ve dedesinin kanser olmadıklarını, yaşlılığa bağlı hastalıktan öldüklerini, babası ve amcalarının Bahçelievler Mahallesi'nde bir araya gelerek aldıkları apartmanda ardı ardına kanserden yaşamlarını yitirdiğinin , bunun bir nedeninin de apartmanın hemen yanındaki baz istasyonları olduğunu iddia etti. Gece yatarken cep telefonlarımızı uzağa koyuyoruz ama ne yazık ki tepemizdeki baz istasyonları konusunda yapacağımız bir şey bulunmuyor. Y Arıcı, elini çabuk tutmalı K ültür ve Turizm Bakan Yardımcılığı’na atanan AKP’nin önceki dönem Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı, yeni işine alışmaya çalışıyor. Bu bağlamda turizm sektörünün merkezi Antalya’da çeşitli temaslarda bulunuyor. Proje üretmeye gayret ediyor. Arıcı’nın üzerinde durduğu konuların başında, Antalya’da kıyıya sıkışan turizmi çeşitlendirip, dağlara doğru yaymak var. Bunun için alternatif turizm alanlarının bulunmasına çalışacağını açıklıyor. Abdurrahman Arıcı, Antalya'ya gelen turistlerin Toroslar'ın doğal güzelliklerini de görmeleri için Akseki, Gündoğmuş, İbradı, Ormana, Manavgat, Alanya, Gazipaşa, Serik, Korkuteli, Kaş Gömbe ve Elmalı için çalışma yaptıklarını ifade ediyor. Kırsal kalkınmanın yolunun köy, yayla, doğa sporları, çiftlik evi ve eko turizmden geçtiğini de kaydediyor. Torosların tarihi ve doğal güzelliklerinin turizme kazandırılabilmesi, bölgede kongre, sağlık, spor, doğa sporları, bisiklet ve golf turizmini etkin hale getirmek için çalıştıklarını da söylüyor. Bu kapsamda turistlerin Gündoğmuş Uçansu Şelalesi ile İbradı’nın Ormana Beldesi’ni, Ürünlü Köyü sınırları içinde bulunan Altınbeşik Mağarası, Eynif Ovası'nı görmelerini istiyor. Sürdürülebilir turizmin yolunun çeşitliliğin arttırılmasından geçtiğini vurguluyor. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Arıcı’nın saptamalarına katılmamamak mümkün değil. Ama işin bir de “Ama”sı var. Sayın Arıcı’nın planladığı alternatif turizmin yapılabileceği uygun alan kalmayabilir. Çünkü ortada 3 bini çoktan geçen 4 bine yaklaşan maden (taş ocağı) ruhsatı sorunu var. Ayrıca hızla artan HES sıkıntısı var. Her gün birisinin faaliyete başlaması soz konusu olan ocak ve HES’ler yüzünden Toros’larda delik deşik edilmemiş, yok edilmemiş doğa parçası kalmayacak. Arıcı, projelerini gerçekleştirmek istiyorsa öncelikle ya taş ocağı ve HES’lerin durdurulmasını sağlamalı. Samimi ise elini çabuk tutmalı. Aksi halde Toros’lara götürülecek turistlere binlerce taş ocağı çukuru ve HES’in göletlerinden başka gösterecek bir şey olmayacak. Bunları da turistlerin görmek isteyeceğini hiç sanmıyoruz. HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle