Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 25 EKİM 2011 SALI GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN HP Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç, ihraç istemi ile Merkez Disiplin Kurulu’na verildi. Neden olarak, disiplinsizliği ve dengesiz tavrı gösterildi. Disiplinsizliği anlarız da dengesizliği kavramakta zorluk çektik. Zaten İrbeç’te buna hayli içerlemiş. Kendisinin uyarılmadığını öne sürüyor. Kamuoyuna bu şekilde duyurulmasında art niyet olduğunu söylüyor. İrbeç’in disipline verilmesinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin bilgisi dahilinde olduğu kaçınılmaz. Bahçeli’nin İrbeç’e yönelik bu tavrını Antalyalı partililer acaba nasıl değerlendiriyorlardır. Tahmin ediyoruz en hafif tepkisi olanlar, “Bu kişiyi listeye kim koymuştu?” diye soruyordur. Biraz daha tepkili olanların, “AKP’nin listeye almayacağı ortaya çıkan kişiyi MHP’nin üçüncü sırasına neden koydunuz? Yusuf Ziya İrbeç’in AKP milletvekili iken 5 yıl sesinin soluğunun çıkmadığını, Antalya’ya hiçbir katkısı olmadığını görmediniz mi? AKP’den seçime birkaç ay kala istifa eden bu kişiyi listenin üçüncü sırasına koymanız yüzünden binlerce seçmeni küstürmediniz mi? Bu yüzden MHP, dördüncü milletvekili çıkarma şansını kaybetmedi mi?” diye sorduğunu duyuyoruz. Bu olayda Yusuf Ziya İrbeç’e söylenecek fazla söz yok. Asıl sorumlu parti genel merkezi ve liderleri Devlet Bahçeli’dir. Fatura da onlara kesilmelidir. M Yusuf Ziya İrbeç, ihraç yolunda ama Deprem ve Akdeniz el baskını, şehit acısının üstüne deprem felaketi geldi. Önceki gün meydana gelen Van Depremi, can ve mal kaybına yol açtı. Bu felaketin özellikle bölge insanında uzun yıllar sürecek travma yaratması söz konusu. Depremin yıkımını televizyonlarda izlerken ister istemez çevremizi düşündük. Bölgemizde, kentimizde, semtimizde deprem olursa ne olacak? Biz depreme ne kadar hazırlıklıyız? Akdeniz, bir deprem bölgesi. Tarih boyunca Akdeniz’deki uygarlıkların bir kısmını depremler yok etmiş. Derme Kekova’yı, Perge’yi, Burdur Sagalassos’u depremin yıktığına inanılıyor. Çok gerilere gitmeye gerek yok. 1970’li yılların başında Burdur’da deprem oldu. Bu deprem, Burdur kent merkezinin yarısını yok etti. 1990’ların ortasında Dinar’da büyük bir deprem yaşadık. S Özellikle fay hattındaki Burdur ve Dinar depreme ne kadar hazırlıklı? Burdur’da yakın zamana kadar yapı denetim firması bulunmadığını biliyoruz. Çünkü böyle bir zorunluluk yoktu. Yapı denetim firmalarının faaliyet göstereceği iller arasında Burdur gibi yüksek deprem riski olan kent alınmamıştı. Son yıllarda yapı stoku katlanarak artan Antalya’nın depreme hazırlıklı olduğu söylenebilir mi? Bu soruya gönül rahatlığı ile, “evet” denilemeyeceği ortada. Antalya, 2000’li yılların başına kadar 4’üncü derece gibi hafif sayılabilecek deprem kuşağına göre yapılaştı. İnşaatlara izinler buna göre verildi. Oysa Antalya’nın çoktan 2’nci derece gibi yüksek riskli deprem kuşağına geçtiği ortaya çıktı. Bu gerçek ortada iken belediyelerimiz ilgili yönetmeliği hemen değiştirmedi. Müteahhitlerin masraflarının artacağını düşünerek kentin bir süre daha hafif deprem kuşağına göre yapılaşmasına izin verdi. Bugün Antalya’da 2000 yılından önce, yani hafif deprem yapılmış on binlerce yapı stoku var. Bunların bazıları ekonomik ömrünü tamamlamış ya da tamamlamak üzere. Ayrıca hafif deprem kuşağına göre yapıldıkları için günümüz şartlarına da uygun değiller. Birçoğunun kolonları depreme gerek kalmadan patlıyor. Özetle, Akdenizlilerin şu anda deprem olmasın diye dua etmekten başka önlerinde seçenek bulunmuyor. Ne yazık ki yeni yapılanların dışında oturduğumuz binaların çoğunun Van’daki gibi bir depreme ne kadar dayanacağından emin değiliz. En acısı da depreme yönelik, eski yapıların güçlendirilmesi yada yenilenmesi gibi bir hazırlığın olmaması. Antalya yeni bir kitap fuarına kavuşuyor onyaaltı Belediyesi tarafından düzenlenen kitap fuarının bu yıl ikincisi yapıldı. Fuara gösterilen ilgi geçtiğimiz yıla oranla daha fazla oldu. Antalyalı kitapseverlerin, “Yılda bir fuar yetmez, yenileri yapılmalı” isteği de ses getirdi. 2006 yılından beri Antalya’da büyük bir kitap fuarı açılması için bu alanda Türkiye’de marka olan TÜYAP ile temasta olan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ATSO) çalışmaları olumlu sonuç verdi. ATSO, önümüzdeki şubat ayında kentte TÜYAP Kitap Fuarı düzenleyecek. Bu konuda en büyük çabayı gösterenlerin başında ATSO Başkanı Çetin Osman Budak ile bu konuda çalışma yürüten ATSO’nun 31. ve 52. Grup Meclis üyelerinin de içinde bulunduğu Kitap Fuarı Komisyonu geliyor. Halen Chicago’daki turizm fuarında Antalya’yı temsil eden Budak, TÜYAP’ın 2012 Şubat ayı içinde yapacağı fuarı şöyle müjdeledi: “Şehrimizde birçok sosyal ve kültürel etkinlikler yapılmaktadır. Şehrimizin en önemli eksikliklerinden birisi de geleneksel bir kitap fuarımızın olmamasıdır. İlimizde bir kitap fuarı düzenlenmesi için 2006 yılından beri 31.Grup Meslek Komitemiz tarafından bir çok kez çeşitli girişimlerde bulunulmuş, ancak bu güne kadar söz konusu kitap fuarı çeşitli nedenlerden dolayı bir türlü gerçekleştirilememiştir. Gelinen bu noktada, artık Antalya'da kalıcı ve sürekli bir kitap fuarı organizasyonun elzem olması nedeniyle yönetim kurulumuzun yapmış olduğu girişimler neticesinde Antalya'da, TÜYAP tarafından 2012 yılı Şubat ayı içerisinde organizasyon yapılması kesinleşmiştir. Bu bağlamda, Odamız 31. ve 52.Grup Meclis üyelerinin de içinde bulunduğu Kitap Fuarı Komisyonu çalışmalarına aralıksız olarak devam etmektedir.” K Düden’in kuruması kimin umurunda? umhuriyet Akdeniz, aylar önce Kepez’de, Düden Şelalesi’ni besleyen DSİ Kanalının suyunun yönünün hidroelektrik santralı (HES) projesi için değiştirileceğini yazdı. “Ağa Takılanlar”da birkaç kez konuyu ele alıp başta Kepez Belediyesi olmak üzere ilgilileri uyarmaya çalıştık. Uyarımız, “Ünsal Mahallesi’nde, kentin içinde kurulacak HES, DSİ Kanalını ve Düden Şelalesi’ni kurutur” şeklinde oldu. Kepez’deki HES’den birinci derecede zarar görecek olan DSİ Kanalı çevresindeki çok sayıda yerleşim yeri, tarımsal işletmeler, bahçeler ile kanal güzergahında milyon liralık yatırım yapan belediye. Düden Şelalesi’nin kuruması ise hepimizin ortak sorunu. Yeterli kamuoyu oluşturulamayınca Kepez’deki HES hayli mesafe almış durumda. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin HES Planını reddetmesi işe yaramadı. Şirket, ilgili bakanlıklar nezdinde imar planı yaptırdı. Bü C yükşehir’in bu plana itirazı ise sonuç vermedi. HES için Ünsal Mahallesi’nde çok sayıda istimlak gerçekleştirildi. Devlet, istimlakları yaptıktan sonra araziyi sorunsuz olarak HES’ci şirkete devredecek. İstimlak kapıya dayanınca uyanan mahalle sakinleri, projeye karşı harekete geçtiler ama oldukça geç kalmış görünüyorlar. Kepez Belediyesi ise ısrarlı suskunluğunu sürdürüyor. Bu arada HES’i yapacak firmanın, çevredeki sera ve bahçe sahiplerinin yargıya başvurmaması için, “Merak etmeyin size yeterli su vereceğiz. DSİ Kanalında 17 metre küp su var. Bunun 10 metre küpünü HES için alacağız. 4 metre küpünü Düden Şelalesi tarafına bırakacağız. 3 metre küpü ise sulama için sizlere ayrılacak” dedikleri duyuluyor. Firma yetkililerinin verdiği bu rakamlar, kanalın kapasitesini ayrıntılı olarak bilmeyen sera ve bahçe sahipleri için ilk bakışta rahat latıcı geliyor. Fakat kanalın kapasitesini yakından bilenler verilen rakamların aldatıcı olduğunu söylüyorlar. Kanaldaki su miktarının hiçbir zaman 13 metre küpü geçmediğini öne sürüyorlar. Yazın ise bunun 35 metre küpe düştüğünü iddia ederek şöyle diyorlar: “Kırkgöz kaynağından gelen suyun tamamını kullanmalarına rağmen, Kepez Elektrik A.Ş’nin mevcut santralları su yetersizliğinden dolayı zaman zaman çalışamıyor. Suyun bir kısmını kullanmama sözü veren yeni HES’ciler santrallarını nasıl çalıştıracaklar? Demek ki gerçekleri gizliyorlar. Yeraltından su çekmezlerse kuracakları santrallar yılın büyük bölümünde çalışmaz.” Bu saptama ve iddia oldukça düşündürücü. İrdelenmesi gerekir. Ama irdelemeye gerek duyulmayan tek bir gerçek var. Kepez’deki HES, Düden Şelalesi’ni kurutacak. Elbette şelalenin kuruması kimin umurundaysa… HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B