Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 SAYFA 15 EKİM 2011 CUMARTESİ GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Festival iptal edilmeliydi S erik ve Aksu’da can ve mal kaybının olduğu hafta içinde belediyelerin şenlik yapması doğru değil. Devam eden Altın Portakal Film Festivali kapsamındaki konserlerin iptal edilmesi anlamlı oldu. Bu doğru bir tavırdı. Benzer duyarlılığı Döşemealtı Belediyesi’nden de bekliyorduk. Ama bunu göstermediler. Geçen hafta Tenzile Erdoğan’ın vefatı nedeni ile ertelenen Nar Festivali’nden vazgeçmediler. Sel felaketinin acısının yaşandığı günlerde festival kapsamında Nadide Sultan ve Oğuz Yılmaz konseri düzenlediler. Yağlı güreş organizasyonuna lafımız yok ama konser yapılmayabilirdi. Acıyı paylaşmak bunu gerektirirdi. Türel’in yanılgısı KP Milletvekili Menderes Türel, TBMM’de söz alarak Aksu ve Serik’teki sel baskını hakkında konuştu. Alınan önlemler sayesinde 50 kişinin yaşamının kurtarıldığını söyledi. 27 Ekim’de Aksu Çayı’nın ıslahı için 300 milyon liralık ihale yapılacağını müjdeledi! Öncelikle hangi önlem ile 50 kişinin yaşamının kurtarıldığını merak ettik. Aksu’da, Serik’te alınan hangi önlem 50 kişiyi ölümden döndürdü? Acaba önlem dediği, Hazkızılören Köyü Pınargözü’nde evi yıkılan bir köylünün kameralara söylediği, “Selin geldiğini anlayınca komşuları uyandırdık. Yüksek yerlere çıktık. Öyle olmasa ölü sayısı 50 – 60 olurdu” açıklaması olmasın. Gelelim Menderes Türel’in 27 Ekim’de yapılacağını söylediği 300 milyon liralık A ntalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından bu yıl 48'incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında düzenlenen 1. Antalya Kadın Zirvesi, Dedeman Otel'de yapıldı. Zirvenin açılış oturumuna Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin katıldı. Birçok ünlü kadın politikacı, gazeteciyazar ve bilim insanı da zirvede konuşma yaptı. Zirvenin yapıldığı salonun girişindeki iki masa dikkatimizi çekti. Masalarda, zirveye katılanların kayıtlarını tutan görevliler vardı. Masalara, “Kayıt Deski” adı verilmiş. Adı üzerinde bunlar masa. “Desk” ise masanın İngilizce karşılığı. Buna, “Kayıt Masası” deseniz eksik mi olacak? Ortaya İngilizce ve Türkçe karışımı yeni bir sözcük üretmeye! çalışmanın anlamı var mı? Bu özentiden vazgeçilmeli. A “Kayıt Deski” ne demek Aksu Çayı ıslah çalışmasına. Bu proje yeni değil, tam tersine gecikmiş bir yatırımdır. İki yıl önce dönemin Antalya Valisi Alaaddin Yüksel, sık sık Aksu Çayı’ndaki bu düzenleme hakkında açıklamalar yapardı. 300 milyon liralık ıslah çalışmasını Vali Yüksel’in ağzından birkaç kere duyduk. Yüksel, kum ocaklarının bozduğu çay yatağının ıslahına önem veriyordu. Hatta çalışmalarının başladığına yönelik haberler yayınlandı. Başta bölge sakinleri olmak üzere çevreye duyarlı herkes Vali Yüksel’in ıslah haberlerine çok sevindi. Bizim başladığını sandığımız ıslah projesi konusunda 2 yılda neler olduğunu merak ettik. Aksu Çayı’nın denize döküldüğü yer olan Kundu Köyü sakinlerinden bazılarını arayıp çalışmaları sorduk. “Sadece çay ağzına mendirek yaptılar. Birde köylülerin ahşap balık lokantalarını yıktılar” yanıtını aldık. Kundulular, balık lokantalarının yıkılması ile yapılan mendireğin orada bulunan otelin işine yaradığını iddia ettiler. Kıyıdan daha geride, Aksu Çayı kıyısında tarla ve bahçesi olan köylülerle de temas kurduk. “Çayın ıslahı için 2 yıldır hiçbir adım atılmadı. İki yıl içinde tarla ve bahçelerimizin büyük kısmını çay aldı götürdü” diye yakındılar. Menderes Türel’in açıkladığı proje, iki yıl önce başlasaydı, bugün Aksu Çayı vadisinde yaşanan sel baskınları olmayacaktı. Binlerce dönüm arazi, seralar, bahçeler zarara uğramayacaktı. Ne yazık ki proje çok gecikmiştir. Bu gecikmenin faturası ağır olmuştur. Dileriz bundan sonra daha hızlı davranılır. Aksu Çayı bir an önce ıslah edilir. A Doktora ağır suçlama ksu’nun Karaçallı Köyü civarında koyun besleyen göçer yurttaş Abdullah Tozlu, bugünlerde çok üzgün. Tozlu, kurbanda satmak için beslediği sürüsünü koruyan iki çoban köpeğinin av tüfeği ile vurulduğunu söylüyor. İddiaya göre, çoban köpeklerini, yakındaki sağlık ocağında görev yapan bir doktor vurmuş. Üstelik bu kişi, olaya tanık olan ve tepki gösteren çobanın küçük çocuklarını da korkutmuş. Mesleği can kurtarmak olan bir kişinin, çoban köpeklerine ateş edeceğine, çocukları silahla korkutacağına inanmak istemiyoruz. Suçlanan doktorun (ismini şimdilik açıklamıyoruz) bu konuda bir açıklaması olmalı. İddiayı İl Sağlık Müdürlüğü de gündemine almalı. İddia edilen olay konusunda yetkililerden soruşturma açılmasını bekliyoruz. Yanıtsız kalan sorular A kdeniz bölgesinin en büyük baraj ve hidroelektrik santralı olan Oymapınar’ın durumu konusunda yapılan tüm çağrılar, sorulan tüm sorular yanıtsız kalıyor. Bilindiği gibi Türkİş’e bağlı TESİŞ Sendikası, Oymapınar’ın özelleştirilen Seydişehir Alimünyum Fabrikası karşılığında, “bonus” olarak verilmesine karşı dava açtı. Dava kazanıldı ama Oymapınar HES bir türlü devlete iade edilmedi. Geçtiğimiz dönem görev yapan bazı Antalya milletvekilleri, Oymapınar’ın durumu konusunda soru önergesi verdi. Ama değişen bir şey olmadı. 12 Haziran’da milletvekili seçilen Av. Gürkut Acar, Oymapınar’ın durumunu yeniden meclise taşıdı. Acar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede de, Seydişehir Eti Alüminyum özelleştirmesi kapsamında, bedelsiz devredilen Oymapınar HES’in devlete ne kadar enerji sattığını, bunun parasal tutarını sordu. CHP Milletvekili Gürkut Acar, önergesinde, “HES’ler için verilen teklifler dikkate alındığında, yaklaşık değeri 2 milyar dolar düzeyinde hesaplanan Oymapınar HES’in bedelsiz devri, enerji politikanızla örtüşmekte midir? Türkiye, 305 milyon dolarlık özelleştirme kapsamında, 2 milyar dolarlık bir barajı bedelsiz devredebilecek ve bedava verdiği santraldan parayla elektrik alabilecek kadar zengin bir ülke midir?” diye soruyor. Seydişehir Alimünyum, 305 milyon dolara özelleştiriyor. Bunun karşılığında şirkete, fabrikanın enerji aldığı Oymapınar HES hediye ediliyor. Gürkut Acar’ın dediği gibi Oymapınar, 2 milyar dolar değerinde ise böylesi özelleştirme ancak Türkiye’de olur. Acar’ın önergesine bakanlıktan nasıl bir yanıt gelecek bilinmez ama tahmin ediyoruz ki, Seydişehir’i satın alan şirketin devlete ödediği parayı, Oymapınar’ın elektriğini devlete satarak çoktan çıkardı. Şimdi de kara geçmiştir. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B