22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA GÜNCEL 11 EKİM 2011 SALI G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN ugünlerde Antalya’da toplu ulaşım kart sistemini işleten firmanın bazı gazetelerde tam sayfa ilanlarına rastlanıyor. “Değerli Antalyalılar” diye başlayan ilanla “Halkkart”ı işleten firma, eleştirilere karşı kendini savunuyor. Bu savunmasını test amaçlı internet sitesinin şablonu üzerinde yapıyor. Sitede İngilizce açıklamaların bulunması bu işin bile aceleye getirildiğinin göstergesi. Kepez’de yaşayan emekçilerle, dar gelirli esnaf ile emeklilerin toplu ulaşımda karşılaştıkları sorunları bu şekilde çözmeleri için önce İngilizce öğrenmeleri gerekecek. Bu ilan aslında birkaç gerçeğin itirafı gibi. Firma yetkilileri, hala kamuoyunun ve basının karşısına çıkamıyorlar. Mesajlarını ilanla anlatmayı tercih ediyorlar. Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın, sık sık “mükemmel” olarak tanımladığı sis B İlanla sorun çözülmez temle ilgili yoğun şikayet olduğunun göstergesi. İlan, Büyükşehir’in çağrı merkezinin yetersizliğinin de kanıtı. Antalyalılara, “Sorunlarınızı web sitemize iletin” denilmek isteniyor. Demek ki Akaydın’ın dediği gibi sistem “mükemmel’ değilmiş. Firma ilanında 12 Ağustos’tan sonra 20 – 25 gün içinde 575 bin kart sattığını biraz da övünerek açıklıyor. Bu açıklama bize bir ara 5 liraya bol bol satılan T kartları anımsattı. 12 Ağustos’ta paralı binişin yasaklanmasından sonra 2 binişlik bu kartlardan ne kadar satıldığını merak ettik. İki biniş sonunda karttan çekilen para,(1.7 x 2) 3.4 lira. Geriye 1.6 lira kalıyor. Yani üçüncü bir biniş için yeterli değil. T kartlardan vazgeçildiğine göre kartlarda kalan 1.6 liralık bakiyeler ne oldu? Yurttaşa iade edildi mi? Belgesi ile ortaya konulması gerekmez mi? Antalyalıların en büyük yakınması, kartlara yapılan dolumların anında işlenmemesi, bu yüzden yurttaşları güç durumda bırakması. Oysa ihale şartnamesine göre anında görünmesi gerekiyordu. Firmanın ilanında bunun yanıtı nedense yok. İlanda, depozitolu olarak satılan cipli kartların neden daha sonra toplanıp yerlerine mobil bilet ve T kartların önerilmesine de yanıt vermiyor. Bir süre sonra T kartlardan da vazgeçilip çipli kartların bu kez depozitosuz ama 10 liraya satılma projesinin de yanıtı yok. Acaba ihale şartnamesinde cipsiz kartlarla ilgili bir madde var mıydı? En önemlisi de ilanda yazılanlara bakıp, Antalyalıların yargının ihalesini iptal ettiği bir kart sistemine neden mahkum edildiğini anlamak mümkün değil. Yargının ihale hakkında yürütmeyi durdurma kararı vermesinden sonra neden Büyükşehir Belediyesi Antalyalılara, “20 Ağustos’a kadar kartlarınızı alın. Yoksa toplu ulaşım araçlarınıza binemezsiniz. Binseniz de aktarmadan yararlanamazsınız” demesinin gerekçesi ilanda yok. İlan, minibüsten minibüse aktarma yapmanın ne kadar çağdaş ulaşım olduğunu da açıklayamıyor. Firma bu ilanla yurttaşa, “Toplu ulaşımda muhatabınız Büyükşehir Belediyesi değil, bizim” demek istiyorsa, bu kesinlikle doğru. İlan, bir anlamda bunun göstergesi. Ama Antalyalılar, firma ile değil Büyükşehir ile muhatap olmak istiyorlar. Bununda bilinmesi gerekiyor. Göstergeler, toplu ulaşım sistemi konusunda kışa girilirken daha çok tartışma yaşanacağını gösteriyor A Kent ortasında kamyon terörü Tursun’un festival şanssızlığı öşemealtı Belediye Başkanı Nurettin Tursun’un düzenlediği “Altın Nar Festivali” “Yağlı Güreş” organizasyonu, iki yıldır şanssız. Geçen yıl 7’ncisi yapılan organizasyon, güneydoğudan gelen çok sayıda şehit haberi yüzünden önce ileri bir tarihe ertelendi. O gün geldiğinde hava muhalefeti nedeni ile tamamen iptal edildi. Bu yıl 8’ncisi düzenlenen festivali (bir önceki yapılmadığı için aslında 7’nci olmalı) talihsizlikler bırakmadı. Altın Nar kapsamında 8 Ekim Cumartesi günü yapılması gere D ken konser, Başbakan Erdoğan’ın annesinin vefatı nedeni ile ertelendi. 9 Ekim Pazar günü gerçekleşecek olan yağlı güreşler de yağmur engeline takıldı. Döşemealtı Altın Nar Festivali ve Yağlı Güreşleri’nin 14 – 16 Ekim’de yapılacağı duyuruldu. Geçen yılki gibi yağmur engeli olmazsa önümüzdeki hafta sonu organizasyon yapılabilecek. Bu festivalin yaşadığı talihsizlik biraz da tarihinin değiştirilmesinden kaynaklanıyor. Nurettin Tursun, bilindiği gibi 2009 yerel se çimlerinde CHP’den belediye başkanı seçilmişti. O yıl Altın Nar Festivali ve Yağlı Güreş organizasyonun tarihi farklıydı. Altın Portakal o yıl 10 17 Ekim tarihlerinde düzenlenmişti. Döşemealtı’nın etkinliği ise 34 Ekim’de yapıldı. Dönemin CHP lideri Deniz Baykal’ın da katıldığı organizasyon pırıl pırıl bir havada gerçekleşti. Nurettin Tursun’un, 2010 yılında CHP’den AKP’ye transfer olmasının ardından nedense yaptığı organizasyonun tarihini değiştirdi. Her nedense ekim ayı başında yapılan Altın Nar Festivali ile buna bağlı yağlı güreş organizasyonu, bir hafta sonrasına yani Altın Portakal’ın başlangıcına ve kortej geçiş gibi halkla buluştuğu döneme taşıdı. Antalya Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olan Tursun’un neden bu değişikliği yaptığı tartışılır ama onun açısından iyi bir seçim olmadığı ortada. Altın Portakal’a ‘alternatif’ gibi algılanabilecek festival düzenlemekte ısrar etmek yerine organizasyonunu eski tarihine almasında yarar var. ntalya kent merkezinde cirit atan ağır tonajlı araçlar, trafikte tehlike yaratıyor. Araçlarının büyüklüklerine güvenip kuralları alt üst ediyorlar. Özellikle binek araçlara yönelik tehdit oluşturuyor. Kentin ana ulaşım arterlerinde seyreden sürücüler, TIR ve kamyonların yarattığı tehlike ile yüz yüze kalıyorlar. Antalyalı Avukat Zeynep Eda Yalçın, böyle bir tehlikeden kılpayı kurtuldu. Özel otomobili ile Konyaaltı’ndan kent merkezine seyreden Av. Yalçın, Antalyaspor Kavşağı’na geldiğinde arkadan hızla bir kamyonun geldiğini fark etti. Damperli kamyon, önünde kimse yokmuş, yol tamamen kendisinmiş gibi hareket ediyordu. Tehlikeyi fark eden Zeynep Eda Yalçın, şerit değiştirerek kendini kurtarmaya çalıştı. Ama kamyonun aracına çarpmasından kurtulamadı. Avukatın otomobiline sürücünün bulunduğu taraftan çarpan 32 LK 494 plakalı damperli kamyonun sürücüsü hiçbir şey olmamış gibi çekip gitti. Dikkate sayesinde ölümden dönen ve aracının hasar görmesini önleyemeyen Zeynep Eda Yalçın, kısa süreli şok geçirdi. Şoku atlattıktan sonra karakola giderek trafik canavarı kamyon sürücüsünden şikayetçi oldu. Şikayet sonrası işlemler yarım gün sürdü. Kendisine çarpıp kaçan kamyon sürücüsünün aradan 3 gün geçmesine rağmen hala yakalanamadığından yakınan Av. Yalçın, “Hala olayın şokunu atlatamadım. Kamyonun dev tekerlekleri neredeyse üzerimden geçecekti” dedi. Trafik canavarı kamyoncu ne zaman yakalanacağını biz de merak ediyoruz. HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK (0 242) 248 00 57 İLAN SERVİSİ C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle