02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

4 SAYFA 1 EKİM 2011 CUMARTESİ GÜNCEL G NİHAT TOKLU G GÜRSU KUNT G PELİN GEL AĞAN Hızlı tren konusunda kimin Seçilmiş insanlar öngörüsü gerçekleşecek bunu yapmamalı nceki gün yerel gazetelerde hızlı tren ile ilgili müjdeli haberler vardı. Bu projeyi, gerek siyaset öncesi gerekse aktif siyasi yaşamı sırasında yakından takip eden AKP Antalya Milletvekili Sadık Badak’ın açıklaması ise geniş yer buldu. Badak, hızlı tren konusunda Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile görüştüğünü, 2016’ya kadar Antalya’ya bir şekilde geleceğini söylüyordu. Sayın milletvekiline göre Antalya’yı öncelikle Ankara’ya ve İç Anadolu’ya bağlayacak hızlı tren, ya Konya üzerinden ya da AfyonIsparta ve Burdur güzergahından sahile inecek. Sadık Badak, bir adım daha ileriye giderek Afyon üzerinden gelecek hızlı trenin projesinin hazırlandığını, ihalesinin önümüzdeki süreçte yapılacağını ifade ediyor. “Hızlı tren, hattın birinden 2016’ya kadar Antalya’ya inecek” demeye getiriyor. O yıl yapılacak EXPO Fuarı öncesinde Antalya’nın hızlı tren ağına bağlanırsa, bu önemli bir haberdir. Bu yüzden de yerel medyada hayli yer buldu. Ö AKP Antalya Milletvekili Sadık Badak’ın bu açıklamasını görünce, 23. Dönem CHP Milletvekili Hüsnü Çöllü’nün görüşleri aklımıza geldi. Sayın Çöllü, geçen hafta, “Ağa Takılanlar”da Antalya’ya ilişkin demiryolu projesi hakkında açıklama yaptı. Antalya Limanı’nın kapasitesinin dolduğuna dikkat çeken Çöllü, buraya yönelik demiryolu yük taşımacılığının gerçekçi olamayacağının altını çizdi. Toroslar ve rakım farkı nedeni ile hızlı trenin yüksek maliyeti olduğunu, bunu karşılayacak yolcu kapasitesinin bulunmadığını (en azından belli bir süreçte) ifade etti. “Devletin Antalya’ya yönelik hızlı tren projesi yok. Bu konudaki açıklamalar siyaseten yapılıyor. Kimse umutlanmasın” şeklinde bir değerlendirme yaptı. Hüsnü Çöllü, Devlet Demiryolları Genel Müdürü Süleyman Karaman’ın, “Hızlı tren, Konya üzerinden öncelikle Mersin ve Adana’ya ulaşacak. Antalya’ya daha sonra gelecek” açıklamasını dayanak gösterdi. DDY Genel Müdürü Karaman’ın bu ko nudaki açıklamasını bizde izledik. Karaman, net şekilde 2016’da Antalya’ya hızlı trenin gelmeyeceğini söylüyordu. 2023 yılını bile olası görmüyordu. 2035 yılı ve sonrasına atıfta bulunuyordu. Demiryolunun başındaki yetkili, en azından 2016 yılı için Antalya’ya hızlı trenin söz konusu olmadığını söylüyor. İktidar partisinin milletvekili ise tam tersine, 2016 yılını hızlı trenin Antalya’ya geliş dönemi olarak müjdeliyor. Muhalefet partisi üyesi Hüsnü Çöllü ise, Antalya’ya trenin ne 2016 ne de 2023’te gelmeyeceğinin altını çiziyor. Kime inanmamız lazım. Kafamız iyice karıştı. En iyisi zamana bırakmak. Bakalım kimin öngörüsü gerçekleşecek. Şunun şurasında 2016’ya 5 yıl kaldı. O zamana kadar adı geçen aktörler siyaset sahnesinde kalır mı, kalmaz mı bilinmez ama işin takipçisi olmakta yarar var. Kimin gerçeği söylediği, kimin siyaset gereği konuştuğu 2016’da ortaya çıkacak. B lektrik tarifesine yapılan yüzde 10 civarındaki zam, yurttaşın bütçesini iyice zora sokacak. Faturasını gününde ödemeye çalışan yurttaş, önce "KK Bedeli" denilen yeni bir ödeme kalemi ile sarsılmıştı. Açılımı, "Kayıp Kaçak Bedeli" olan, fatura tutarının yüzde 10'una yaklaşan bu bedel hala tartışılıyor. Aboneler, "Kaçak kullanımın ya da hatlarda kaybedilen enerji E Şok üstüne şok nin bedelini biz niye ödüyoruz? Bizim suçumuz dürst olmak mı?" diye soruyor. Son derece haklı ve yerinde bir soru. Yetkililer bu konuda yurttaşa doyurucu yanıt veremiyorlar. Kaçamak yanıtlarla konuyu geçiştirmeye çalışıyorlar. Bütçeleri sarsan KK Bedeli hazmedilemeden elektriğe yapılan yüzde 10'luk zam, yurttaş için yeni bir şok anlamı taşıyor. Nasıl şok olunmasın. Kış yaklaşıyor. Doğal olarak enerji tüketimi artacak. Yükselen faturalar yurttaşın sırtına yeni bir yük daha bindirecek. Siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin ve tüketicinin haklarını korumaya çalışan kuruluşların bu adaletsiz zammın durdurulması için harekete geçmesi gerekiyor. elediye meclis üyelerinin ticari faaliyetleri her zaman baş ağrıtıyor. Halkına, kentine hizmet etmek için bu göreve soyunanlar arasında çok sayıda işini bilen! çıkıyor. Bunlar önceden yaptıkları ticari faaliyetlerini, yeni ünvanlarının desteği ile dahada artırdıkları gibi yeni yeni işkollarına giriyorlar. Antalya’da bunun örnekleri artarak devam ediyor. Eskiden özellikle belediyeyi yöneten partinin meclis üyeleri arasında müteahhitlik moda idi. İktidar partisine üye meclis üyeleri, sıkıntılı arsaların sahipleri ile anlaşır, ya da yok pahasına satın alırdı. Sonra da imar planında gerekli değişiklik yapılır, iş bilir müteahhit meclis üyesi daha inşaata başlamadan rant farkı ile köşeyi dönerdi. Antalya’nın birçok yeşil alanı, bu yolla betona teslim oldu. Bugün herkesin rahatsız olduğu Lara falezlerindeki o çirkin beton blokları yapanlar arasında müteahhit meclis üyeleri de vardır. Bugün benzer durumlar yaşanıyor. Ayrıca değişik alanlarda faaliyet gösterenler var. Örneğin bunlardan biri, son dönemlerde taksiciliğe soyunan AKP’li Adlıhan Dere. Adlıhan Dere, Antalya Büfeciler ve Gazete Bayileri Odası Başkanı. Yani mesleği büfe işletmeciliği. Geçtiğimiz yıllarda meclis üyesi olarak görev yaptığı Kepez Belediyesi’ne bağlı bazı büfeleri çalıştırması tartışma yaratmıştı. Dere, bu eleştirilere, “En fazla kirayı ben verdim” şeklinde yanıt vermişti. İhalede en yüksek kirayı ödemeyi öneren Adlıhan Dere’nin meclis üyesi olarak görev yaptığı belediyenin ya da belediye ile ilintili kuruluşların büfelerini çalıştırmasında yasal açıdan sıkıntı olmayabilir. Ama kamu vicdanında kabul görüp görmediği, etik olup olmadığı tar tışma konusudur. Bu olayın su götürür yanı var diyelim. Peki büfeciliğin yanı sıra taksiciliğe soyunmaya ne demeli? Büfeciler Odası Başkanı Adlıhan Dere hakkında basında çıkan taksi durağı haberi, siyasi gündem maddesi oldu. Yazılanlara bakılırsa Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) AKP’li Dere’nin taksisini mahalle arası durağından Lara’da yeni açılan alışveriş merkezi durağına aktarmış. Bu aktarımdan dolayı Dere’nin taksi plakası bir anda büyük maddi değere ulaşmış. Üstelik bu konu ilk değilmiş. İddialara göre daha öncede Adlıhan Dere’nin taksisi, mahalle durağından Kepez’deki alışveriş merkezi durağına alınmış. Lara’daki taksi, Kepez’deki alışveriş merkezinden mi aktarıldı, yoksa bu yeni bir taksi mi bilemiyoruz. Bildiğimiz şey, Adlıhan Dere’nin bu işlerinin gerek partisinde gerek Büyükşehir’de sıkıntı yarattığıdır. AKP İl Başkanlığı, “Olaydan CHP’li Büyükşehir sorumludur” derken bile konuyu tasvip etmediğini ortaya koyuyor. Zaten açıklamanın devamında konunun partinin yetkili kurullarında takip edileceği belirtilmiş. AKP’nin bazı ileri gelenleri, konudan hayli rahatsızlar. Sık sık karşı karşıya geldikleri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ın konuyu, “Teftiş Kuruluna İnceletme” tavrını destekliyorlar. Bu arada aynı konuda adı geçen CHP’li Muratpaşa Meclis Üyesi Süleyman Şahin’in durumu da önemli ölçüde benzerlik gösteriyor. CHP il yönetiminin de Şahin konusunda birşeyler söylemesi gerekiyor. Sözün kısası, meclis üyelerinin, ünvanlarının desteği ile yürüttükleri ticari faaliyetleri baş ağrıtmayı sürdürüyor. Toplum vicdanını da yaralıyor. Yiyelim İçelim Eğlenelim (0 242) 248 00 57 LAN SERV S C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle